ADA Haber

ADA Haber ADA Haber | Ada'nın Haber Sitesi
www.kibrisadahaber.com Kıbrıs'ın internet gazetesi ADA Haber'in Resmi Facebook sayfasına hoş geldiniz.

Bizi web sitemizden de takip edebilirsiniz:
www.kibrisadahaber.com

ADA HABER | Kıbrıs'ın Haber Sitesi

💢 İyiliklerle biraz olsun içimiz açılıyor ⚘️✨️ Doktor Nurçin İncirli, yaptığı iyilik faaliyetleriyle yürek ısıtmaya deva...
10/09/2025

💢 İyiliklerle biraz olsun içimiz açılıyor ⚘️

✨️ Doktor Nurçin İncirli, yaptığı iyilik faaliyetleriyle yürek ısıtmaya devam ediyor.

Yeni Başhekim Yardımcılığı'na atandığı Cengiz Topel Hastanesi'nde bir yandan hastanenin idari işlerine yetişmeye çalışırken, bir yandan hastanenin eksiklerini bağışlarla tamamlamaya çalışıyor; aynı zamanda ihtiyaçlı ailelerin çocuklarını da unutmuyor.

Başhekim Yardımcısı Nurçin İncirli, hastanenin eksik eşyaları yanısıra hastalar için nevresim çarşaf ve diğer eksik eşyaları bağışlarla gidermeye çalışırken; bir yandan da yoksul ailelerin çocukları için kıyafet bağışları alarak pazarda satışlar organize ediyor; hastanede kırtasiye ürünleri bağışları topluyor; geri dönüşüm projesi olan "kapak toplama" faaliyetlerini de yine yoksul çocuklar yararına sürdürüyor.

Karşılıksız iyiliğe katkı koymak amacıyla, sağlayacağınız bağışlarınız için Doktor İncirli'ye ulaşabilirsiniz... ⚘️🙏🌹

🔴 “Federasyon Masalı Çoktan Bitti”Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.Cumhurbaşkanı Tatar y...
10/09/2025

🔴 “Federasyon Masalı Çoktan Bitti”

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanı Tatar yaptığı yazılı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

“Kıbrıs’ta Türk ve Rum tarafları arasında uzun yıllardır süregelen müzakerelerin merkezinde federasyon temelli çözüm modeli yer aldı. Ancak yarım yüzyılı aşkın süredir devam eden görüşmeler, ne yazık ki somut bir sonuç ortaya koyamadı. Bugün geldiğimiz noktada açıkça görülmektedir ki federasyon, bir çözüm modeli değil çözümsüzlüğün devamı için kullanılan bir zemindir. Ve sadece Rum tarafına yaramaktadır. Kıbrıs Türklerinin bu modelden hiçbir somut kazanımı olmamıştır ve olamaz.

50 Yılı Aşan ve Sonuca Ulaşmayan Müzakere Sürecini Unutalım mı?

Kıbrıs’ta iki toplum arasında ilk görüşmeler 1968 yılında başladı. O tarihten bu yana, her dönem Türk tarafının liderleri Rum muhataplarıyla defalarca masaya oturdu. Kurucu Cumhurbaşkanımız rahmetli Rauf Raif Denktaş’ın yıllarca verdiği mücadele sonuçsuz kaldı. Daha sonra sayın Mehmet Ali Talat görüştü, olmadı. Sayın Derviş Eroğlu denedi, yine olmadı. En son sayın Mustafa Akıncı Rum tarafıyla anlaşabileceğini düşündü ancak o da bir sonuç alamadı. Bunun nedeni, Rum tarafının Kıbrıs Türk halkını hiçbir zaman siyasi eşit ortak olarak görmemesi ve daha da önemlisi Anavatan Türkiye’nin garantörlüğünü ve Türk Ordusunun varlığını reddetmesi olmuştur.

Federasyon Müzakerelerinde Kazanan Daima Rum Tarafı Oldu

2004 yılında gündeme gelen Annan Planı, federasyon tartışmalarının en önemli dönüm noktalarından biridir. Kıbrıs Türk halkı büyük bir cesaret ve fedakârlıkla bu plana “evet” dedi. Ancak Rum tarafı büyük çoğunlukla “hayır” oyu kullanarak planı reddetti. Böylece federasyon temelinde ortak bir gelecek kurma ihtimalini kendileri ortadan kaldırdılar. Buna rağmen Güney Kıbrıs, Avrupa Birliği üyesi yapıldı. Kıbrıs Türk tarafı ise verdiği tüm tavizlere rağmen hiçbir somut kazanım elde edemedi. Bu durum, federasyon tezinin aslında Türk tarafı için bir tuzak olduğunu açıkça göstermiştir.

Crans Montana’da Çöken Hayaller

2017 yılında İsviçre’nin Crans Montana kasabasında yapılan görüşmeler de aynı akıbeti yaşadı. O dönem Cumhurbaşkanı olan sayın Mustafa Akıncı, sayın Talat’ın geleneğini devam ettirdi ve Rumlarla federasyon müzakerelerine oturdu. Sayın Akıncı’nın verdiği bütün tavizlere rağmen Rum tarafı, Türkiye’nin garantörlük hakkını kabul etmedi ve Türk askerinin adadaki varlığını reddetti. Oysa Kıbrıs Türk halkının güvenliği, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi ile Mehmetçiğin adadaki varlığına bağlıdır. Rum tarafı bunu görmezden gelerek masadan kalktı ve yeni bir anlaşma ihtimalini her zaman olduğu gibi kendi elleriyle yok etti.

Rum Zihniyeti İçin Çözümsüzlük En İyi Çözümdür

Rum tarafının politikası, çözümsüzlüğü sürdürmek üzerine kuruludur. Çünkü mevcut durum adadaki mevcut statüko onlar için en uygun şartları sunmaktadır. Avrupa Birliği üyesi olmanın avantajlarını kullanıyorlar, KKTC’yi ve Kıbrıs Türk halkını yok sayıyorlar. Zaman içerisinde Türk tarafının zayıflayacağını, Kıbrıs Türk halkının bağımsızlık ve egemenlik iradesinden vazgeçeceğini düşünüyorlar. Bu nedenle federasyon masası aslında Rum tarafının bizi oyalamak için kullandığı bir araçtır.

Federasyon Çözümsüzlüğün Maskesidir

Yarım yüzyıldır denenmesine rağmen federasyon modelinden hiçbir sonuç çıkmamıştır. Rum tarafı, Türkleri hiçbir zaman eşit ortak olarak görmemiştir. Onların amacı, Kıbrıs Türk halkını azınlık konumuna düşürmek ve kendi devletlerine yama yapmaktır. Dolayısıyla federasyon bir çözüm değil, çözümsüzlüğün maskesidir. Bugün gerçekçi olan tek yol, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığının ve egemenliğinin tanınmasından geçmektedir.

Rum’un Seçim Hesaplarının Farkındayız

Rum tarafının niyetleri sadece müzakere masasıyla sınırlı değildir. Günlük hayatta da farklı yollarla Kıbrıs Türk halkını zor durumda bırakmayı sürdürmektedirler. Sınır kapılarında geçişleri yavaşlatmaları, mülkiyet konusunda Türk tarafını sıkıntıya sokacak adımlar atmaları bunun somut örnekleridir. Tüm bunlar yaklaşan 19 Ekim Cumhurbaşkanlığı seçimlerine müdahil olma girişimlerinin bir parçasıdır. Rum tarafı iki devletli vizyonumuzun güç kaybetmesini, yerine federasyon masasına dönmeyi savunan sayın Erhürman’ın seçilmesini istemektedir. Yani kendi çözümsüzlük zeminine Halkımızı alet etmeyi planlamaktadır.

Kıbrıs Türk Halkı 19 Ekim’de Bu Oyunu Bozacaktır

Ancak bu tür müdahaleler Kıbrıs Türk halkının iradesini asla değiştiremeyecektir. Halkımız, geçmişte olduğu gibi bugün de bu oyunları boşa çıkaracak güce sahiptir. 19 Ekim’de sandıklardan çıkacak sonuç, Kıbrıs Türk halkının özgürlüğüne, bağımsızlığına ve devletine sahip çıktığını gösterecektir.

Özgürlüğümüzün Teminatı KKTC ve Türkiye’dir

Kıbrıs Türk halkı bugün özgür ve güven içinde yaşıyorsa, bu 1974 Barış Harekâtı ve Türkiye’nin garantörlüğü sayesindedir. Türk askerinin varlığı ve Türkiye’nin desteği, varlığımızın en önemli teminatıdır. Tarih boyunca Rum tarafının niyetlerini gördük ve yaşadık. Bu nedenle güvenliğimizi riske atacak bir anlaşmaya “evet” dememiz mümkün değildir. Hele bugün içinde olduğumuz dünya şartlarında asla mümkün değildir.

Kendi Devletimize Sahip Çıkacağız

Bugün, geleceğimizi güvence altına almak ve genç nesillere özgür bir gelecek bırakmak için KKTC’ye sahip çıkmamız gerekmektedir. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, bizim evimizdir, özgürlüğümüzün sembolüdür. Rum tarafı ne derse desin, bizim devletimiz vardır ve var olmaya devam edecektir.
Yarım yüzyılı aşan deneyim, federasyonun bir çözüm olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Bugün tek gerçekçi çözüm, iki devletin yan yana varlığının kabul edilmesidir.Kıbrıs Türk halkı bağımsızlığından, özgürlüğünden ve egemenliğinden asla vazgeçmeyecektir”

🔴 Ülkenin en vefalı, en vicdanlı ve en merhametli yardım derneğinden acil yardım çağrısı... ⚘️🌹Zeytin Ağacı Eğitim Ve Ya...
10/09/2025

🔴 Ülkenin en vefalı, en vicdanlı ve en merhametli yardım derneğinden acil yardım çağrısı... ⚘️🌹

Zeytin Ağacı Eğitim Ve Yardımlaşma Derneği'nden acil yardım çağrısı yapıldı...🙏

"Özel gereksinimli yaşlı teyzemiz ve özel gereksinimli kızının elektrik borcu bulunmaktadır ve elektrikleri şu anda kesiktir.
Hayırsever halkımızdan destek beklemekteyiz. İletişim no; 0533 850 1645... Bizi Instagram adresimizden de takip etmek isterseniz linke tıklayarak profilinize ulaşabilirsiniz: https://instagram.com/zayderr?igshid=YmMyMTA2M2Y=" denildi.

10/09/2025

💢 Emekçilerin maaşları bugün nihayet ödendi

Koop-Süt, Zirai Levazım ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde çalışanlar Eylül ayında da maaşlarını gecikmeli aldı. Bugün itibarıyla emekli olmayan 277 personelin maaşı yatırılırken, emekliler Haziran ayı maaşlarının yarısını alacak; toplu iş sözleşmesi imzalanana kadar emekliler maaşlarının yarısını alabilecek.

Kıbrıs Türk Kooperatif Merkez Bankası Ltd.’nin iştirakleri olan Koop-Süt, Zirai Levazım Kooperatifi ve Binboğa Yem Kooperatifi’nde “maaş krizi” devam ediyor.

Geçtiğimiz ay yaklaşık 19 gün gecikmeli olarak maaşlarını alan emekçiler, Eylül ayında da benzer bir sorunla karşı karşıya kaldı.

Kıbrıs Postası’nın haberine göre, bugün itibarıyla emekli olanlar hariç 277 personelin maaşı yatırıldı. Emeklilere ise Haziran ayı maaşlarının yarısı ödenecek. Sendika ile toplu iş sözleşmesi imzalanana kadar ilgili personel birimi yarı maaş alacak.

💢Erhürman ziyaretlerine devam ediyor:“Tufan Erhürman yoluna halkın adayı olarak devam ediyor”Cumhuriyetçi Türk Partisi (...
10/09/2025

💢Erhürman ziyaretlerine devam ediyor:

“Tufan Erhürman yoluna halkın adayı olarak devam ediyor”

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Tufan Erhürman, Gaffar Güzel Başkanlığındaki KKTC Alevi Kültür Merkezi Mağusa Şubesi’ni ziyaret ederek Cumhurbaşkanlığı’na dair vizyonunu anlattı.

https://cumhuriyetciturkpartisi.org/erhurman-ziyaretlerine-devam-ediyor/

🔴 Katil İsrail'e verdiği açık destek ile dünya genelinde büyük boykota uğrayan Coca-Cola, dünyada ve Türkiye’de zarar et...
10/09/2025

🔴 Katil İsrail'e verdiği açık destek ile dünya genelinde büyük boykota uğrayan Coca-Cola, dünyada ve Türkiye’de zarar etmeye devam ediyor.

Türkiye pazarındaki payı, boykot sonrası 2023'ten 2024'e beş puan düşerek yüzde 59'dan yüzde 54’e geriledi.

10/09/2025
10/09/2025

💢 Bir yanda işe gitmeyip maaş alan bürokrat;
Diğer yanda alın teriyle maaş alamayan emekçi❗️

Rana Sarro yazdı... ✍️

Sevgili meslektaşım Damla Dabiş, sabah programında bugün Koop Süt, Levazım ve Binboğa emekçi çalışanlarının halen maaşlarını alamadıklarını gündeme taşıdı ve hasta emekçinin dahi çalışmaya devam ettiği ve evine ekmek götüremediğini vurguladı.

Koop-Sen Başkanı MehmetAli Güröz'ü konuk etti Sevgili Damla. Sözde uzlaşıya varılmasına rağmen işçilerin halen ödenmemesi konusunu irdeledi.

Bahse konu kurumların yanlış idare edilmesi ve hortumlanması sonucu bugün bu duruma gelindiği anlaşılıyor fotoğrafın bütününe bakıldığında. Ama o görevlere atayanlar kim? İşçiler değil elbette. Günah keçisi işçiler olmamalı.

Bir yanda 2 kusur metre boyuyla kendisine evde oturma görevi verilen bürokrat; diğer yanda ise Kooperatif'te alın teri döken, hasta haliyle işleyen ama maaş alamayan emekçiler... İşte Tarım Bakanlığı'nın yönetim zaafiyeti!

Tarım Bakanlığı'nın sorumsuz kararları da bu durumda dikkat çekiyor. İlgili makama bir başkasını atamak ve o makamdan emekli olmasını sağlamak için bir bürokrata "sen eve git başkası da biraz müsteşarlık yapsın" dediler. Kim dedi, elbette ki Bakan Çavuş Kelle!

Hasta emekçi maaş alamıyor;
Bürokrat da evde oturmak için maaş alıyorsa; Tarım Bakanı yönetemiyor demektir.

Söz konusu evde oturup maaş alan bürokratın, maaş çektiği mevkisini ve ismini de Cuma günkü Meydan Kıbrıs'taki canlı yayında açıklayacağız.
Rana Sarro Sarro yazdı... ✍️

🔴 Yargıya güven yok ki Kamu Hizmetlerine nasıl olsun⁉️Rana Sarro yazdı... ✍️Kamu Hizmeti Komisyonu ve Yargı sanırım son ...
09/09/2025

🔴 Yargıya güven yok ki Kamu Hizmetlerine nasıl olsun⁉️

Rana Sarro yazdı... ✍️
Kamu Hizmeti Komisyonu ve Yargı sanırım son güvenilir kalemizdi. Onlara olan güveni de kaybettik.

Bizim gazetecilik dönemimizde, yargı bir tabuydu. Yargının kararları basında asla eleştirilemezdi.

Yıllar aşamasında gördük ki, yargıya direk müdahaleler de oluyor. Bizzat yaşadım. Beni tutuklasınlar isterlerse, çıkıp harfien anlatayım gördüklerimi ve de şahit olduklarımı...

Hatta dava muhataplarının ve Başsavcının da yargı aşamasındaki davalara yönlendirmelerine ve davalarda adaletsizliklere de bizzat şahit olmuş bir kişiyim.

O nedenle ben şahsen bu tabuyu yıkıyorum. Yargının kararları elbette ki irdelenmeli ve eleştirilmesi gerektiği inancındayım.

Her halukarda yargı kararlarının eleştirilmesi ve basında irdelenmesinin gerekliliğini çok önemli buluyorum.

Gelelim Kamu Hizmetleri Komsiyonu aracılığıyla yapılan terfi ve ilk atamalara...

Uzun yıllardır kadro dahilindeki istihdamların 'torpilsiz' yapıldığına dair inanç geliştirmiştik. Son günlerde bu konu gündemde geniş yer tutuyor.

Başbakan'ın bu konudaki bir söylemi veya vaadi gündem oldu.

Halbuki bu söylem; aslında bir gerçeği gün yüzüne çıkarmıştır. Evet KHK sınavları belki optik okuyucularla yapılıyor olabilir ama anlıyoruz ki, sınav sonrası yapılan mülakatlarda torpil olayı demek ki halen var.

Bu da haksız istihdamlara ve atamalara neden oluyor. Fakat mülakat demek subjektif bir değerlendirmedir. Ve bu değerlendirmeye torpilin de karışması kaçınılmazdır.

Bu, Ünal Üstel hükümeti veya UBP dönemi ile alakalı değildir. CTP de olsa aynı şey yaşanacaktır. O nedenle, KHK sınavlarında subjektik değerlendirmeye tabi tutma olayının yani mülakatın tamamen kaldırılması kanımca artık elzem olmuştur. Mülakat olayı kaldırılsın ki, kimsenin hakkı yenmesin.
Rana Sarro Sarro yazdı...

🔴 UBP Parti Meclisi ToplandıCumhurbaşkanı Ersin Tatar da KatıldıUlusal Birlik Partisi (UBP) Parti Meclisi toplantısı, Cu...
09/09/2025

🔴 UBP Parti Meclisi Toplandı

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da Katıldı

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Parti Meclisi toplantısı, Cumhurbaşkanı Sayın Ersin Tatar’ın da katılımıyla gerçekleştirildi.

Toplantıda, yaklaşan seçim süreci ele alınırken, alınan kararlar ve hazırlanan eylem planı Parti Meclisi üyeleriyle paylaşıldı.

UBP yetkilileri, seçim sürecinde birlik ve beraberlik içerisinde hareket edeceklerini vurgulayarak, “Ulusal Birlik Partisi, halkımızın güvenini boşa çıkarmayacak, kararlı adımlarla yoluna devam edecektir” ifadelerine yer verdi.

🔴 Tatar, "2004’ün Havuzlu Villacıları Görevde" dedi... Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bul...
09/09/2025

🔴 Tatar, "2004’ün Havuzlu Villacıları Görevde" dedi...

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Cumhurbaşkanı Tatar yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Ben bir Kıbrıs Türkü olarak, hayatımın her döneminde halkımın yaşadığı acılara, direnişlere ve fedakârlıklara tanık oldum. Çocukluğumdan itibaren gördüm ki, bu ada topraklarında Kıbrıs Türk halkı yüzyılı aşan bir varoluş mücadelesi vermektedir. Her nesil, kendi payına düşen bedeli ödemiştir. Halkımız köyünden, evinden sürülmüş, sevdiklerini kaybetmiş, yokluk ve yoksullukla, eli silahlı çetelerin kuşatması altında yaşamaya zorlanmıştır. Ama tek bir şeyi asla kaybetmemiştir. Onurlu ve özgür yaşama irademizi.

Bugün, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, işte bu direnişin, bu sabrın ve bu kararlılığın ete kemiğe bürünmüş halidir. KKTC yalnızca bir devlet değildir; halkımızın var olma iradesinin, bağımsızlık ve egemenlik hakkının, eşitlik ve özgürlük talebinin sembolü ve en somut ifadesidir. İşte bu nedenle KKTC, çocuklarımıza bırakacağımız en değerli emanettir diyoruz.

Federasyon Mevcut Statükonun Devamıdır ve Koca Bir Aldatmacadır

Kıbrıs Cumhuriyeti’ni gasp ettikten sonra nafile geçen on yıllar boyunca Rum tarafı, uluslararası alanda federasyon söylemini hep bir maske olarak kullandı. Yıllarca federasyon adı altında müzakere masaları kuruldu, umutlar bağlandı, iyi niyetli girişimler yapıldı. Ancak her defasında görüldü ki, Rum tarafı için federasyon, gerçekte bir çözüm değil, çözümsüzlüğü sürdürmenin, haksız ve hukuksuz bir biçimde gasp ettikleri statünün yani sadece kendilerine yarayan rejimindevamının bir aracıdır. Kısacası federasyon modeli mevcut statükonun devamıdır ve koca bir aldatmacadır

Çünkü federasyon demek, Kıbrıs Türkünü yeniden azınlık statüsüne indirgemek demektir. Egemenliğimizi ortadan kaldırmak, kendi devletimizi yıkmak ve Halkımızı Rum yönetiminin altına sokmak demektir. Daha da ötesi, federasyon demek, KKTC’nin topraklarının dörtte birini Rum tarafına bırakmak anlamına gelir. Bu yalnızca toprak kaybı değil, halkımızın güvenliğini ve özgürlüğünü teslim etmekdemektir.

Üstelik Rum tarafı, olası bir anlaşmada “sıfır asker ve sıfır garanti” ısrarını da bir kırmızı çizgi olarak açıkça ortaya koymaktadır. Yani adada bir tek Türk askeri dahi kalmayacak, Türkiye Cumhuriyeti’nin garantörlük hakkı tamamen ortadan kaldırılacaktır. Hepimiz biliyoruz ki, 1963–1974 arasında Türk askeri yokken Kıbrıs Türküne neler yapıldığını tarih yazmıştır. Bu topraklarda yeniden savunmasız kalmamız ve Anavatandan koparılmamız istenmektedir.

Rum’un bu talebi, aslında güvenlik kaygılarımızı yok saymaktan da öte, Halkımızın geleceğini Rum çoğunluğun insafına terk etme niyetidir. Kıbrıs Türk halkı buna asla izin vermeyecektir.

Erhürman, Türkiye Kökenli Vatandaşlarımızı AldatmaÜzerine Kurulu Sözde Bir Kampanya Yürütüyor

Bunca yıldır devam eden müzakerelerde tüketilen zemini hortlatmak isteyen sayın aday her gün yeni bir hayali pazarlamaya çalışıyor. Halkımızı aldatmaya dönük bu siyaset şöyle işliyor. Tamamen Rum tarafının eseri olan bir mağduriyet alanı seçiyorlar. Sonra bunun kaç kişiyi etkilediğine bakıyorlar ve eğer kullanışlı buluyorlarsa içinde yaşadıkları devleti suçlayan bir söylemle bunu biz düzeltiriz propagandası yapıyorlar. Bunca yıldır siyasetin içindeyim. Pek çok seçim gördüm ancak açıkça Halkımızı kandırmaya dayalı böyle bir seçim kampanyası hiç görmemiştim. Ne yazık ki sayın Erhürman bunu da yapmıştır.

Federasyon istiyorum demek, aslında Rum’a istediğini vereceğim demektir. Bunun anlamı da en net ifadeyle, zaten ağır tavizlerle dolu Annan Planı’ndan da Crans-Montana’dan da geri gitmek demektir.

Federasyondan başka çözüm yok demek, 4. Cumhurbaşkanı Akıncı döneminde tarihte ilk kez yüzde 28.2’ye indirilen toprak oranımızın da altına inmeyi kabul etmek demektir. Türk askerinin adadan ayrılmasını ve Anavatan Türkiye’nin tek taraflı müdahale hakkının ortadan kaldırılmasını peşinen onaylamak demektir.

Öte yandan sayın Erhürman, Türkiye kökenli vatandaşlarımızı da aldatma üzerine kurulu sözde bir kampanya yürütüyor. Havuzlu villa geleneğinden gelen sayın aday, kibirli bir edayla Rum yönetiminin hemen her gün hakaret edip yok saydığı Türkiye kökenli vatandaşlarımıza da Rum’un kimlik ve pasaportunu vaat edecek kadar savrulmuş bir hale dönüşmüştür. Söyleyecek sözü, ortaya koyacak vizyonu, hiçbir siyasi başarısı olmayanların yapacağı tek şey, halkımızı aldatmaya yönelik vaatler uydurmaktır.

Adil, Kalıcı ve Mümkün Tek Uzlaşı Modeli: İki Devletli Çözümdür

Bugün ada gerçeklerine bakıldığında, görülen tek şey vardır: İki devletli çözüm hem Kıbrıs Türk halkı hem de bölgesel barış için tek gerçekçi yoldur. Kıbrıs’ta iki ayrı halk, iki ayrı demokrasi, iki ayrı dil, kültür ve dini inanç vardır. Bunların tek bir devlet çatısı altında birleşmesi artık imkânsızdır. Çünkü güven, karşılıklı saygı ve iş birliği ancak eşitlik temelinde mümkündür.

Rum tarafının “sıfır asker, sıfır garanti” dayatması, tek başına bile federasyonun neden gerçekçi olmadığını göstermektedir. Bizim güvenliğimizin teminatı, Türkiye Cumhuriyeti’nin etkin ve fiili garantörlüğüdür. Türk askerinin adadaki varlığı, sadece geçmişin hatırlattığı acılardan dolayı değil, gelecekte barışın korunması için de hayati önemdedir. Bu gerçeği yok sayan bir çözüm modeli, bizim için kabul edilebilir değildir.
Dolayısıyla iki devletli çözüm, yalnızca siyasi bir tercih değil, halkımızın güvenliği ve geleceği için de bir zorunluluktur.

Ersin Tatar olarak temsil ettiğim halkımın iradesine bağlıyım. Bu irade, halkımızın özgür, bağımsız ve egemen yaşama kararlılığıdır. Bugün uluslararası alanda yaşadığımız haksızlıkların, ambargoların ve izolasyonun farkındayız. Ancak bütün bunlara rağmen dimdik ayaktayız. Çünkü biliyoruz ki, haklı olan güçlüdür.

KKTC’nin geleceği, yalnızca siyasî müzakerelerle değil, halkımızın kendi devletine sahip çıkmasıyla garanti altındadır. Bizler eğitimimizle, kültürümüzle, üretimimizle ve gençlerimizin dinamizmiyle geleceğe yürüyoruz. Her geçen gün daha fazla ülke, iki devletli çözümün gerçekçi ve sürdürülebilir olduğunu görmekte ve bu yönde adım atmaktadır.

Kıbrıs Türkü geçmişte olduğu gibi bugün de onurlu, eşit ve özgür yaşama kararlılığındadır. Bizler kendi devletimizde, kendi bayrağımız altında, kendi geleceğimizi belirleme hakkımızdan asla vazgeçmeyeceğiz. KKTC, bu kararlılığın adı, simgesi ve teminatıdır.

Kıbrıs Türk halkı, bağımsızlığını, egemenliğini ve özgürlüğünü sonsuza dek koruyacaktır. Ne federasyon aldatmacası ne toprak tavizleri ne uluslararası baskılar ne de “sıfır asker, sıfır garanti” dayatması bu kararlılığı değiştirebilir. KKTC, halkımızın onurudur. KKTC, varoluşumuzun güvencesidir. Ve KKTC, gelecek nesillere bırakacağımız en büyük mirastır.”

Address

Nicosia

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when ADA Haber posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to ADA Haber:

Share