
03/07/2025
Kerem İriç yazdı; "Küçük Bir Yol Meselesi Esnafı Batma Noktasına Getirdi"
https://www.gazetedegisim.com/yazar/kerem-iric/kucuk-bir-yol-meselesi-esnafi-batma-noktasina-getirdi-923-kose-yazisi
Küçük Bir Yol Meselesi Esnafı Batma Noktasına Getirdi
“Küçük bir yoldayım, en başındayım. Kendi kendimle, hep sıfırdayım” diyor şarkıcı Hadise, sanki Barış Caddesi’nin halini görmüş gibi…1.5 kilometrelik bir yol… Ana cadde üzerinde, onlarca esnafın dükkânı var; binlerce insanın evi bu caddeye bakıyor. Çanakkale Belediyesi diyor ki: “Altyapısı çok eski, yenileyelim.”
Güzel, olması gereken de bu. İhaleye çıkılıyor, kazmalar vuruluyor, inşaat başlıyor. Ama aradan geçen 3 aya rağmen iş hâlâ bitirilemiyor.
Oysa yapılan ne bir köprü ne bir alt geçit ne de bir kavşak. Sadece su, kanalizasyon, elektrik ve Telekom altyapısı…
Yani bir belediyenin günlük rutini sayılabilecek işler. 1 ayda bitmesi gereken basit bir altyapı çalışması, aylardır vatandaşa çile olarak geri dönüyor.
Caddeye araçla girmek mümkün değil. Yürümek deseniz, o da çamura saplanmak demek. Esnaf iş yapamıyor, “Kiralarımızı ödeyemiyoruz, batma noktasına geldik” diye feryat ediyor.
Peki, bu çilenin sorumlusu kim?
Barış Caddesi’nde yaşanan bu manzara, sadece bir caddeye özgü değil. Bu tablo, Çanakkale Belediyesi’nin iş yapma becerisiyle ilgili ciddi bir sorgulamanın kapısını aralıyor.
AK Parti Belediye Meclis Üyesi Dr. Hakan Çetin’in esnafı ziyaret ederek yaptığı açıklamalarda önemli noktaya da parmak basıyor: İhale sürecindeki plansızlık.
Eğer siz işi “6 ayda bitsin” diye ihaleye koyarsanız, müteahhit de ona göre çalışır. Belediye bu süreci sıkı takip etmezse, ortaya işkence gibi bir altyapı süreci çıkar.
Üstüne bir de kurumlar arası koordinasyonsuzluk eklenince – Telekom ayrı kazar, gaz idaresi ayrı, su idaresi ayrı – aynı sokak defalarca kazılır.
Bir yönetim tarzının özeti: “Yavaş iş, çok laf.”
Belediye Meclisi’nde konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Ergin Sezen’in açıklamaları da durumu netleştiriyor:
“Saat 5’ten sonra çalışılmıyor, hafta sonları şantiye kapalı. Oysa gün uzun, güneş 21.00’de batıyor. Vardiyalı sistem yok, fazla mesai yok. Halka hizmet değil, keyfe göre tempo var.”
Barış Caddesi’nde durum bu kadar vahimken, Belediye Başkanı Muharrem Erkek ne yapıyor? Meclis kürsüsüne çıkıyor ve konuyu hemen genel siyasete çekiyor.
İmamoğlu’na yapılan operasyonlar, ekonomi, merkezi hükümetin baskısı derken, yerel hizmetlerin konuşulacağı zemin bir anda buharlaşıyor.
Bu artık bir siyasi strateji hâline gelmiş durumda. +1 mağduriyet siyaseti. Ve AK Partili meclis üyelerine önerim şudur: CHP’li grup başkanvekili Bülent Şarlan’ın sadece genel siyaset konuşup topu taca atmasına rağmen siz genel siyasetle değil, sadece yerelin sorunlarıyla ilgilenin ve mecliste sadece bu konulara girin. Muharrem Bey’in her tartışmayı “iktidar-mağduriyet” eksenine çekmesine izin vermeyin.
Çünkü siz bu kozu onun elinden almadığınız sürece, Çanakkale’de hizmetin konuşulacağı bir zemin oluşmaz.
Yani yerelde başarısız olunca, hemen “bizi engelliyorlar” kartı devreye giriyor. Ama Çanakkale halkı artık bu oyunu yutmuyor.
Vatandaş çöpün alınmadığına, yolların bitmediğine, pazar yerinin hâlâ yapılmadığına bakıyor.
Cuma Pazarı’nın hâli içler acısı. Proje ihalesinin dahi yapılmadığı söyleniyor. İhale süreci bir yıl, inşaat bir yıl… Yani 2029’da bile bitemeyecek bir Pazar yeriyle karşı karşıyayız.
“Sayın Başkan erkek… Silivri’den selam getiriyor”
Ergin Sezen’in meclis toplantısında yaptığı şu sert çıkış ise, son derece çarpıcı ve durumun özetidir:
“Çünkü Sayın Başkan erkek. Çanakkale’de sokak sokak kapı kapı dolaşıp nereye hizmet edeceğini araştıracağına, seçim öncesi verdiği sözleri yerine getirmeye uğraşacağına, vatandaşın sorunlarına çözüm arayacağına Silivri’den selam getirmekle meşgul. Ankara’da parti içi koltuk savaşlarıyla meşgul. Değerli hemşerilerim, Çanakkale’de hâlâ çöp, kaldırım, yol gibi temel hizmetleri konuşuyor olmamız Çanakkale Belediyesi’nin, CHP’li Çanakkale belediyeciliğinin iflasının özetidir. Ve biz buradan sormaya devam edeceğiz: Neden bitmiyor? Neden çalışılmıyor? Neden bu şehrin sorunlarına kulak verilmiyor?”
Yerel yönetimin işi “mağduriyet siyaseti” değil, “hizmet siyasetidir.”
Seçimden bu yana geçen 1.5 yıl, bir vizyon sunmadı. “Yapamadık ama gelecek dönem yaparız” denilecek bir 5 yıl mı hazırlanıyor?
Üstelik pazarcı esnafına “Yeni yer yapılacak, katkı payı vereceksiniz” denmiş. Peki karşılığında ne var? Koca bir hiç.