05/06/2025
"KORSAN HUTBE!"
“Bundan böyle Kur’an okuduğun her zaman, ara vermeksizin kovulmuş şeytandan Allah’a sığın” (Nahl 98)
Kıymetli cemaat:
Bu ayet bize gösteriyor ki, Kur’an okumak gibi zihni geren, insanın kendi benliğinden, çevreden, genel geçer temayüllerden, tahayyüllerden oluşan kabulleriyle insan bir savaşa girer. Bu savaşın karşı cephesinde, yani insanın yüzeysel bilgileri, alışkanlıkları, enaniyetiyle ittifak etmiş olan şeytan vardır.
İnsan Kur’an okurken, rabbimizin sözlerine kulak verirken, Kur’an’ı anlamaya çalışırken karşısına kendi içinde daha önceden edindiği, biriktirdiği, bilinçaltı veya bilinç üstü, toplumsal kabuller, temayüller, alışkanlıklar gibi çetin bir orduyla savaşa tutuşur. Yani şeytanla, şeytanlarla! İşte, rabbimiz bu yüzden Kur’an okurken bütün bu kovulmuş şeytan(lar)dan Kendisine sığınılmasını ister.
Kur’an okurken, Kur’an’a kendi doğrularımızı onaylatmaya, kalabalıkların, otoritelerin, ataların, geleneğin, kendi bagajlarımızın dikte ettiklerini, herhangi bir hizbin (mezhebin), topluluğun, ideolojinin teamüllerini, normlarını, kültürünü, adetini vs. onaylatmaya kalkmayalım diye böyle söyler.
Kur’an’ın söylediklerini eğip bükmeyelim, Kur’an’a hayat giydirmeyelim; Kur’an’la hayatımızı giydirelim diye böyle söyler. Ondandır ki kovulmuş şeytanın, yani hakikatin karşısında duran zanların, vesveselerin, kabullerin şerrine dikkat çeker.
Kur’an okurken, Kur’an’ın manasına ve maksadına odaklanmayı; sayıya, sese, ezbere, terennüme, “sevap alma” gayretine değil, inşa olma, arınma, iyiliğe, kulluğa, hakikati kavrama çabasına motive olmaya odaklanmalıyız.
Kur’an’ın söylediklerini yok saymaya, söylemediklerini söyletmeye çalışmamalıyız. Kur’an’ın hikmet ve hakikat, hayat ve derman aramak için bizi yönlendirdiği yöne doğru gitmeliyiz. Onun söylediği yerlere, onun söylediği yerden bakmalıyız. Unutmamalıyız ki; Kur’an bizi en doğruya, en iyiye, en hayırlıya, en hakikiye/hakikate yönlendirir.
Kur’an okurken şunu hiç unutmamalıyız:
Kur'an'da her şeye çözüm yoktur; fakat Kur’an’la her şeye çözüm vardır. Çünkü Kur'an kullanma kılavuzu değil, hayat kılavuzudur.
Dertlerimizin çaresi Kur'an'ın metninde değil, Kur'an'ın rehberliğindedir.
Kur'an'ın metninde her şeye çare aramak, Kur'an gibi büyük bir kitabı hafife almaktır.
Kur'an hayatın bir kısmına, bir kısım hayatlara değil, hayatın her zerresine ve tüm insanlığa nazil olmuş, nazil olmaya aralıksız devam eden bir kitaptır.
"Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık" ayeti de bunları ifade eder.
Kur’an’ı sevap almak için değil, hayatımızı Kur'an'ın rehberliğinde okuyup yaşamak için okumalıyız.
Hayat ve tabiat ayetleri Kur'an ayetlerinden çok daha büyük, çok daha fazla, çok daha derin, çok daha detaylıdır. Fakat hepsini anlamakta ve yaşamakta Kur'an'a olan ihtiyaç olmazsa olmazdır. Kur'an olmadan hayatı ve tabiatı doğru okumamız, bir noktadan sonra yanılmamamız mümkün değildir.
Kur’an, doğru yaşamanın, doğru anlamanın, doğru kavramanın, doğru yerde aramanın formülünü verirken, bunu nasıl yapacağımızın motivasyonu için bizi Allah’a kulluk etmeye, zekata, infaka, erdeme, fazilete, adalete, cehde, ilkeye çağırır. Bunlara motive olmak, güç kazanmak, direnç kazanmak için ibadete çağırır.
Ağır ağır, düşüne düşüne, sindire sindire, dura dura, döne döne okumayı istemesinin sebebi, Kur’an ayetlerinin katman katman oluşuyla birlikte, insanın anlama kabiliyetinin de okudukça daha çok aktive olmasındandır.
Durup düşündükçe, tekrar ettikçe, farklı ruh hallerinde, farklı birikimde, farklı donanımda okudukça farklı farklı pencereler kazanacağımızı ve anlam katmanlarının açılacağını söyler. Kur’an bize bu şekilde rehber olur.
Değerli müminler ve mümineler:
Kur’an bize Mushaf değil, Kur’an okumayı, kelime değil anlam okumayı, emir değil maksat okumayı öğretir. Allah’ın tabiat ayetlerine vakıf oldukça, evreni ve onun işleyişini derinden kavradıkça, eşyayı okudukça, kavramsal düşünme, soyutlama yeteneğimiz geliştikçe Kur’an’ın ne demek istediğini daha iyi kavrarız. Her bir aşamada yeniden iman ederiz. Ve Kur'an bize aralıksız olarak iner de iner!
Zihnimizi, algımızı, hayatımızı, imanımızı imar eder. Kat kat "yücelere" doğru inşa eder.
Güzel insanlar:
Kur'an'ı zamandan, insanlığın kolektif olarak biriktirdiği ilim ve hayırdan, bilim ve teknolojiden, tecrübe ettiklerinden kopararak, hayattan kopararak, tarihe ısmarlayarak, atalara havale ederek, eskilerin yorumlarını giydirmeye çalışarak, bugünkülerin geldiği noktayı onaylatmaya çalışarak veya inkar ettirmeye çalışarak okumayalım. Kur'an'ı tüm kabullere eşit mesafede tutarak, yüreğimize tutarak, aklımıza tutarak okuyalım. Kovulmuş tüm şeytanlardan Allah'a sığınarak okuyalım.
Hayırlı cumalar!