08 ARTVİN

26/10/2025

08Artvin senin!

21/10/2025

Suların, insanların ve yüreklerin sesiyle...

Her sayfası Artvin’in rüzgârını, her satırı insanının yüreğini taşıyan bir dergiyi daha geride bırakıyoruz.
08 Artvin dergisi, bu sayısında da suyun sesinden, toprağın kokusundan, emeğin sıcaklığından beslenen bir yolculuğa çıktı.
Suların sessiz isyanı bize bir kez daha gösterdi ki; doğa susmaz, sadece bekler. Dereler, vadiler ve dağlar kendini duymayana değil, yüreğiyle hissedene anlatır öyküsünü.

Hopa Belediye Başkanı Dr. Utku Cihan, yerelde yöneticiliğin ötesinde, bir anlayışın, bir adalet duygusunun temsilcisi olarak öne çıktı.
“Eğitimde eşitlik, sofrada dayanışma” diyerek, Hopa’nın insanını birleştiren, paylaşmanın ve toplumsal adaletin önemini vurgulayan bir bakış açısı sundu.

Merve Öztopaloğlu Küçükel, Beşiktaş Spor Kulübü Yönetim Kurulu’nda yer alan güçlü bir kadın olarak, sadece spor dünyasında değil; aynı zamanda sosyal sorumluluk alanlarında da fark yaratıyor. Kadın emeğini, liyakati ve kararlılığıyla taçlandıran örnek bir lider olarak yol gösteriyor. Sevgi Türker Terlemez, her satırında sanatın dönüştürücü gücünü taşıdı; tıpkı adının anlamında olduğu gibi, yazdıkça sevgi çoğaldı.

Harun Topal, “Derelerin sesiyle büyüyen bir yürek” olarak, Hopa’nın rüzgârını müziğine taşıdı. Her notasına memleket kokusu sinmiş, her ezgisi bir çocukluk anısı kadar saf ve samimiydi. Bu sayımızda festival alanında bir boğa isyan etti… ama o isyan, aslında doğanın unutulmuş sesiydi. İnsan eliyle değişen yaşam alanlarının, gelenekle modernliğin çatışmasının sembolüydü. Ve sonra Şavamtoba Festivali geldi; asırlık bir coşkunun, binlerce yıllık kültürün yeniden dirilişiydi. Birlik, dayanışma ve paylaşmanın sahaya yansıyan en doğal haliydi o festival.

Şavşat’ın doğa ve gelecek mücadelesi, bu derginin ruhunu özetliyor. Şavşat, dağların ardında bir ilçe değil; geleceğini kendi elleriyle korumaya çalışan insanların simgesi artık.

21/10/2025

Özgür Hatinoğlu, babasından devraldığı emeğin ve misafirperverliğin mirasını, işlettiği restoranda başarıyla yaşatan bir iş insanı olarak öne çıkıyor.
Geçmişin değerlerini geleceğe taşıyan çalışkanlığıyla, Artvin’in girişimci ruhunu temsil ediyor.

Hakan Orman, vatan sevdasıyla güçlenen bir Artvinli. Doğayla iç içe yaşamı, çalışkanlığı ve üretkenliğiyle bu toprakların direncini temsil ediyor.
Çağdaş Altunkaya, gençlik enerjisini toplumsal farkındalığa dönüştüren bir duruş sergiledi; geleceğe umutla bakan bir neslin temsilcisi olarak sayfalarımızda yer aldı.

Ve yazar İsmet Acı, kalemiyle geçmişin duygularını bugüne taşıdı; kelimeler onun elinde anıya, anılar tarihe dönüştü.
Tüm bu isimler, tüm bu hikâyeler bir araya geldiğinde ortaya çıkan şey yalnızca bir dergi değil, bir Artvin mozaiğidir.

Her biri farklı bir renktir, farklı bir ses… ama hepsi aynı suyun, aynı toprağın, aynı insan sevgisinin izinden yürür.
Bu sayının sonunda, bir kez daha şunu söylüyoruz:
Artvin yalnızca bir coğrafya değil; doğasıyla, insanıyla, kültürüyle yaşayan bir ruhtur.

Ve unutmamak gerekir ki,
Artvin’i buluşturan, belleğini diri tutan 08 Artvin Dergisi’nin yaşaması için maddi destek artık bir tercih değil, kaçınılmaz bir gerekliliktir.
Çünkü bu dergi, yalnızca yazanların değil; okuyan, hisseden, sahip çıkan herkesin ortak emeğidir.
Bu dergi senin sesindir Artvin…

Ramazan Balcıoğlu
Genel Yayın Yönetmeni

20/10/2025

10/10/2025

Bugün 10 Ekim,

Unutmadık!
En kanlı terör saldırısı Ankara Garı Katliamı’nın 10’uncu yıl dönümü.
109 insan yaşamını yitirdi, 500’den fazla insan yaralandı.

10 yıl sonra bugün ise katliamın, ülkede tek adam rejiminin inşasının adım adım örülmesine giden süreçte bir ‘mihenk taşı’ görevi gördüğü, hiç olmadığı kadar açık.

08/09/2025

Kendi vatandaşından para alan
3 dünya ülkesinden biriyiz!

Yurtdışı çıkış harcı 710 liraydı!
Bu gece Cumhurbaşkanımız 1000 lira yaptı! Hayırlı olsun.

22/08/2025

Halk Festivali mi, Halktan Uzak Festival mi?

Ardanuç’ta “Kültür Sanat Festivali” adıyla düzenlenen bir etkinlik var. Ancak ne yazık ki ismiyle özü arasında ciddi bir kopukluk yaşanıyor. Çünkü bu festival, adına yakışır şekilde halkı, halkın değerlerini, halkın sanatçılarını sahneye çıkarmıyor.

Yerelde başarı göstermiş ressamlar, yazarlar, ozanlar, şairler, akademisyenler, gazeteciler bu toprakların gerçek temsilcileri değil mi? Peki neden onlar bu organizasyonda düşünülmüyor? Neden kendi öz değerlerimizi tanıtma fırsatı elimizden alınıyor?

Bir soralım: Mustafa Ceceli’nin Ardanuç’a, Artvin’e, bu toprağın kültürüne ne katkısı olabilir? Burada kimse Mustafa Ceceli’ye ne kadar ücret ödendiğinin veya ödenmediğinin hesabını yapmıyor; asıl mesele, bu tercihin festivalin ruhuna ne kadar yabancı düştüğüdür.

Festivallerin amacı halkı tanıtmak, kültürü yaşatmak, yerelden çıkan sanatçıyı, ozanı, yazarı görünür kılmak değil midir? Eğer bir festival, bu misyonu yerine getirmiyorsa, sadece sahne ışıkları altında geçici bir eğlenceye dönüşür. Ardanuç gibi tarihî, kültürel derinliği olan bir yerde bu yanlışa düşmek, hem şehrimize hem de halkımıza haksızlıktır.

Bizim istediğimiz çok basit: kültür Sanat festivali gerçekten halkın festivali olsun. Bu topraklarda doğmuş, büyümüş, üretmiş, bu coğrafyanın kültürünü, dilini, doğasını, sanatını anlatan insanlara da söz hakkı verilsin. Çünkü yerel değerler sahneye çıktığında, işte o zaman Ardanuç dünyaya kendini tanıtabilir.

Unutmayalım, festivaller vitrin değil; kültürün, kimliğin, hafızanın bir parçasıdır. Bu yanlışı düzeltmek, Ardanuç’un da, Artvin’in de geleceğine yapılacak en büyük katkıdır.

RamazanBalcıoğlu21ağustos25

17/08/2025

Kuzularım…

Fatmaçayır17TEMMUZ25

11/07/2025

SINIRDA KRİZ:
NCTS GEÇİŞİ HOPA’DA EKONOMİK TRAFİĞİ KİLİTLEDİ

Gürcistan’ın NCTS sistemine geçişi, Doğu Karadeniz’in lojistik kalbi Hopa’da adeta ekonomik alarm zillerini çaldırdı. Sınırda yaşanan belirsizlikler, hem bölge esnafını hem de ulusal ticareti tehdit eder boyuta ulaştı.
Türkiye ile Gürcistan arasında gerçekleşen ticaretin dijitalleşmesi amacıyla yürürlüğe giren NCTS sistemi, kağıt üzerinde kolaylık vaat ederken pratikte sınır kapılarında kilometrelerce tır kuyruğuna, 10 güne varan bekleme sürelerine ve milyonlarca liralık ekonomik kayıplara yol açtı.
Bu krizin çözümü için önemli bir toplantı Hopa Ticaret ve Sanayi Odası Atatürk Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya, Ticaret Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak ve AK Parti Artvin Milletvekili Faruk Çelik online olarak katılım sağladı. Sektör temsilcilerinin de yoğun ilgi gösterdiği toplantı, yaşanan ekonomik kaybın büyüklüğünü gözler önüne serdi.
Hopa TSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Selçuk Balkaya, lojistik firmalarının günlerce sınırda beklemek zorunda kaldığını, bu sürenin hem tedarik zincirini hem de ihracat performansını zora soktuğunu ifade etti. Balkaya, NCTS sürecindeki teknik aksaklıkların bir an önce çözüme kavuşması gerektiğini belirtti.
Toplantıda konuşan Bakan Yardımcısı Sezai Uçarmak, Türkiye’nin itibarını ve ticaret güvenliğini koruyacak şekilde, Gürcü muhataplarla temas kuracaklarını, konuyu uluslararası hukuk çerçevesinde çözmeye kararlı olduklarını dile getirdi.

Milletvekili Faruk Çelik ise bu teknik sorunların sadece bölgeyi değil tüm ülkeyi etkilediğini vurgulayarak, “Sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız” dedi.

Toplantının sonunda Hopa TSO Başkanı Osman Demircioğlu, yetkililere teşekkür ederek, “Sorunları sahada yaşayan insanlarımızı dinleyen ve çözüm arayan bir iradenin varlığı, bölge halkı için moral kaynağı oldu” dedi.

Sektör temsilcileri, sistemin yeniden işler hale gelmesi için acil çözüm ve koordinasyon çağrısını yineledi.

19/06/2025

Av. Necdet Aydın: Adaletin ve Vicdanın Peşinde Bir Artvinli

Hayatta bazı insanlar vardır, sadece yaptıkları işle değil, duruşlarıyla da iz bırakırlar… Avukat Necdet Aydın, işte bu insanlardan biri. Artvin Kemalpaşa’nın kalbinde, doğaya yaslanmış bir yaşamın içinden gelen; hem memleketine hem mesleğine sadakatiyle bilinen, tanıyan herkesin saygısını kazanan bir isim…

Hopa’dan Kemalpaşa’ya, sokaklarında sadece adaletin değil, insanlığın izlerini süren biri o. Avukatlığı bir meslekten öte bir vicdan sorumluluğu olarak görüyor. Ceza davalarında, işçi alacaklarında ya da bir ailenin kırılgan dengesinde, hakkın ve haklının yanında durmak onun temel mesleki refleksi. Üstelik bunu çoğu zaman bir bedel beklentisi olmadan, sadece yüreğini koyarak yapıyor.

Ailesine düşkünlüğüyle, doğaya olan sevgisiyle, yalnızca meslek değil insanlık dersi veriyor. "Her iş emek ister" diyor, çünkü biliyor ki emeğin olmadığı yerde samimiyet de yoktur. Onun dünyasında dostluk parayla ölçülmez; dost, zor günde yanında durandır ve Necdet Aydın asla bırakmaz gerçek dostlarını.

Rakı-balık sofraları, onun en mutlu olduğu anlar. O sofralarda konuşulanlar, yalnızca günlük meseleler değil, bir ömrün biriktirdikleri, bir coğrafyanın acıları, sevinçleri, anılarıdır.

Duygusaldır… Ama bu duygusallık, onu zayıf değil; tam aksine daha güçlü kılar. Çünkü duygularına sadık kalmayı başaranlar, hayata da sadık kalırlar.

Baro ve Türkiye Barolar Birliği düzeyinde gösterdiği mesleki katkılar, onun yalnızca yerelde değil, hukuk camiasında da takdir gören bir figür olduğunu gösteriyor. Ama o her şeyden önce, kendi toprağının insanı… Ayakkabısına çamur bulaşmasından rahatsız olmayan, bir çocuğun gözyaşı için gecesini gündüzüne katan biri.

Necdet Aydın, adaletin içinde vicdan, kelimelerin arasında insan, sistemin içinde ruh arayan bir adam.

Onun hikâyesi, aslında hepimize şunu hatırlatıyor: Bu topraklarda hâlâ paradan önce yürekle iş yapan insanlar var. Ve biz böyle insanlara çok şey borçluyuz.

YÜREĞE DOKUNANLAR-1
RamazanBalcıoğlu2025haziran

12/06/2025

Kemalpaşa’da sanat var, düş var, umut var!
Artvin’in doğayla iç içe sahil ilçesi Kemalpaşa, bu kez sanatın dönüştürücü gücüne ev sahipliği yaptı. Gazeteci ve turizmci Meltem Balcıoğlu’nun ev sahipliğinde Loidevilla’da gerçekleşen “Rüyanın Çocukları” sergisi, eserleri ve atmosferiyle unutulmaz bir sanat şölenine dönüştü.

Sanatçılardan Davet: “Rüyanın Çocukları” Sizi Bekliyor!
Sanatın büyüsüne kapılmak, hayal gücü ve bilinçaltının izini sürmek isteyen herkes, Loidevilla’daki bu eşsiz sergiye davetli. “Rüyanın Çocukları”, sadece bir sergi değil; estetikle örülmüş, başka bir dünyanın mümkün olduğunu hatırlatan bir keşif alanı...

Zühal Çağlar’dan Estetikle Dolu Bir Düşsel Yolculuk
Sanatçı Zühal Çağlar, dijital dünyanın sınırsızlığından faydalanarak bilinçaltını keşfe çıkan eserleriyle izleyiciyi masalsı ama düşündürücü bir yolculuğa çıkarıyor. Renkler, deformasyonlar ve düşsel imgelerle örülü kompozisyonları, hem tanıdık hem de büyüleyici.

Koray Ük’ten Gerçekliğe Absürt Bir Dokunuş
Koray Ük, sanatın sınırlarını zorladığı eserlerinde bilim kurgu, trajedi ve absürt unsurları harmanlıyor. “Sanat, algıyı dönüştüren bir deneyimdir” diyerek yarattığı evren, izleyiciyi alışılmışın dışına davet ediyor.

“Rüyanın Çocukları” sergisi 11 Haziran’da kapılarını açtı ve 30 Temmuz’a kadar Loidevilla’da sanatseverlerle buluşmayı sürdürecek.