Fethiye Alternatif Bakış

Fethiye Alternatif Bakış Gerçeğin peşinde, görünmeyenlerin de anlatıldığı, halkın ve haklının yanında,
Özel haber, yerel haber ve yorum sayfası

GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU: SESSİZLİK KOALİSYONU YA DA KONFOR İTTİFAKI Odalar, meslek kuruluşları ve belediyeler arasında adı ...
19/12/2025

GÜÇBİRLİĞİ PLATFORMU: SESSİZLİK KOALİSYONU YA DA KONFOR İTTİFAKI
Odalar, meslek kuruluşları ve belediyeler arasında adı konmamış bir anlaşma var. Sorunlar biliniyor, sorumlular biliniyor; ama kimse yüksek sesle konuşmuyor. Kamuoyu baskısı oluşturabilecek yapılar, “Konfor İttifakı” yapmışçasına sessizliğe bürünmüş durumda. Konuşursa sıkıntıya girer!
----------------
Odaların seçim mevsimi resmen başladı.
Ve klasik refleks devrede: Her argüman mübah.
Sahnede yine Güçbirliği Platformu var.
“Şu kadar oda, bu kadar meslek kuruluşu…”
“Biriz, beraberiz, birlikte güçlüyüz…”
Alkış hazır, nutuklar tanıdık.
Esnaf Odası Başkanı Mehmet Soydemir’in Ölüdeniz Turizm Kooperatifi ziyareti sonrası yapılan açıklamalar da bu tablonun bir özeti niteliğinde:
“Güçbirliği Platformu’nda birlikte çalışıyoruz, bölgenin kanayan yaralarını görüşüyoruz.”

HANGİ SORUN ÇÖZÜLDÜ?
Soruyu açık soralım:
Yedi yılda ne çözüldü?
Somut, elle tutulur tek bir sorun sayılabiliyor mu?
Ölüdeniz konuşuluyor.
Fethiye konuşuluyor.
Sorunlar konuşuluyor.
Ama sadece konuşuluyor.
Ya bu konuşmalar dosyalarda kalıyor
ya da bu meşhur “güç”, yaraları sarmaya yetmiyor.
Toplumun geniş bir kesimini temsil ettiğini iddia eden bir yapıdan yıllar içinde sonuç çıkmıyorsa, ortada ciddi bir sorun vardır.
Ya güç harekete geçirilmiyor
ya da SESSİZLİK KOALİSYONUNA VE KONFOR İTTİFAKINA takılıyor.

SAHADA YOKLAR
Her fırsatta “birlikte güçlüyüz” vurgusu yapılırken,
bölgede kiralanmadık plaj, koy kalmadı.
Trafik kilit, otopark yok.
Esnaf ve işletmeci sezonun ortasında perişan.
Gerçekten merak ediyorlarsa sahaya çıksınlar:
– Arabayla 3–4 tur atıp otopark bulamayana,
– Sezon dediğimiz o 2,5 ayda Belceğiz’e inemeyen tatilciye, müşteri kaybeden esnafa,
“Durumunuz nasıl?” diye sorsunlar.

KAÇAK YAPILAR KONUSUNDA DERİN SESSİZLİK
Bir de kaçak yapı meselesi var.
Memleket kaçakla doluyken Güçbirliği Platformu’ndan tek bir net açıklama duyan oldu mu?
Üstelik kulislerde, bazılarının bile kaçak villa ya da kaçak ilaveleri olduğu konuşulurken,
bu yapı hangi belediyeye, hangi cesaretle karşı çıkacak?
Hangi sorun için nasıl çözüm isteyecek?
Nasıl ses yükseltecek?

GÜÇLÜYÜZ DEMEK YETMİYOR
“Birlikte güçlüyüz” demekle güçlü olunmuyor.
Gerçek güç, insanların hayatında neyi değiştirdiğinizle ölçülür.
O halde soruyu tekrar soralım:
Güçbirliği Platformu bugüne kadar bölgede kötü giden hangi şeyi değiştirdi?
Kamuoyunu harekete geçiremeyen, sorunlara çözüm üretemeyen, sadece konuşan bir yapı güç değildir.

KONFOR İTTİFAKI
Ortada yazılı olmayan ama işleyen bir mutabakat var.
Adı konmuyor ama herkes biliyor:
“Sen beni zor durumda bırakma, ben de seni.”
Odalar, meslek kuruluşları ve belediyeler arasında görünmez bir çizgi çekilmiş durumda.
O çizgi aşılmıyor.
Kimse kimseyi açıkça eleştirmiyor.
Yanlışlar biliniyor.
Sorunlar biliniyor.
Hatta kimin sorumlu olduğu da biliniyor.
Ama yüksek sesle söylenmiyor.
Çünkü bugün eleştirmek, yarın destek kaybetmek demek.
Bugün ses yükseltmek, yarın kapıların kapanması demek.
Bu yüzden kapalı toplantılarda konuşulanlar kapalı kalıyor.
Ama kimse çıkıp şunu demiyor:
“Bu sorun var ve sorumlusu şu kurum. Gelin bunu çözelim.”
İşte bu yüzden sahada sessizlik hâkim.
İşte bu yüzden güçlü görünen yapılar etkisiz.
Bu bir güçsüzlük değil;
bu, karşılıklı rahatsız etmeme anlaşmasıdır.
Ve bu düzen bozulmadıkça;
destekler verilir,
fotoğraflar çekilir,
açıklamalar yapılır…
Ama sorunlar olduğu yerde kalır.

ÇIRALI, KAYMAKAMIN GÜNAHINI ALDIĞI GECE GÜÇBİRLİĞİNİN TEK İCRAATINI AÇIKLADI
FTSO Başkanı Osman Çıralı anılmadan Güçbirliği Platformu konusu eksik kalır.
Çünkü platformun bugüne kadar anlatılabilen tek somut icraatı, bizzat Çıralı’nın kendi sözleriyle kayda geçmiştir.
Esnaf Odası’nın gecesinde yaptığı konuşmada, dönemin kaymakamını açıkça hedef alarak şunları söyledi:
“Babadağ’ı işleten arkadaşla sıkıntılarımız var. Hava oyunları festivalini iptal etmeye kalktılar. Kaymakam bey de bunu kabul etti. Hava Oyunları iptal oldu dedi. Ben de Güçbirliği Platformu’nu topladım. Altını imzaladık, Bakanlığa göndereceğiz. Kaymakam dedi ki ‘o yazıyı gönderme, ben bu işi halledeceğim.’ O birlikteliğin önemini orada ilk defa görmüş olduk.”
Bu sözler, Güçbirliği Platformu’nun ilk ve tek kez gerçekten devreye girdiği an olarak anlatıldı.
Ancak bu açıklamadan bir gün sonra, söylem değişti.
Osman Çıralı bu kez geri adım attı ve şu ifadeleri kullandı:
“Ölüdeniz Hava Oyunları’nın iptal edilmesi girişimiyle ilgili hatırlattığım olay 3 yıl önce, yaşanan bir olaydı. Ancak sözlerim yanlış anlaşılmış. O tarihte yaşanan bu girişim, dönemin Kaymakamı’nın sağduyulu yaklaşımıyla tatlıya bağlanmıştı.”
Ortaya çıkan tablo nettir:
Güçbirliği Platformu’nun bugüne kadar kamuoyuna yansıyan tek icraatı,
bir yazının gönderilmemesiyle sonuçlanan bir süreçtir.
Tabii, hikâye gerçekse.
Bu da aslında her şeyi anlatmaktadır.

SEÇİM YAKLAŞTI, ESNAFLARA İNDİRİM GENİŞLEDİ: ANNE-BABA DAHİL, AMELİYAT VARFethiye Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nda seçim t...
18/12/2025

SEÇİM YAKLAŞTI, ESNAFLARA İNDİRİM GENİŞLEDİ:
ANNE-BABA DAHİL, AMELİYAT VAR
Fethiye Esnaf ve Sanatkârlar Odası’nda seçim takvimi daraldıkça, sağlık hizmetlerinin kapsamı da genişliyor. Mevcut Oda Başkanı Mehmet Soydemir, indirim çıtasını bir kez daha yükseltti. Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesi tarafından esnafların yanında eş ve çocukları vardı, şimdi anne-babalar da dahil edildi. Muayene indirimi ile başlayan uygulamaya tıbbi yatışlar eklendi, ardından ameliyatlar geldi.
Duyuruyu yapan oda, indirimi uygulayan hastane aynı kurumsal yapının parçası. Seçim süreci aile işi olunca, sağlık hizmeti de ailecek kapsama alındı.

Sosyal medyada dolaşıma sokulan tanıtım filminde indirimler bir müjde havasında sunuldu. Ancak hastane indiriminin, oda seçimlerine denk düşen bir propaganda videosu formatında servis edilmesi “sağlık hizmeti mi, seçim yatırımı mı?” sorusunu beraberinde getirdi.
Üyelerden, aile bireylerini sisteme dahil edebilmek için Oda’ya şahsen başvurmaları ya da nüfus kayıt örneğini Oda’nın WhatsApp hattına göndermeleri istendi. Bürokrasi sadeleşti, süreç hızlandı.
Açıklanan indirim oranları şöyle:
-Muayene ve ayakta yapılan tahlillerde %40,
-Tıbbi yatışlarda %20,
-Ameliyatlarda %15.

Hatırlarsanız; önceki seçim döneminde “%25 yapalım diyoruz ama hesaba kitaba bakarız belki %22 olur” deniliyordu.
Bu seçim öncesinde %40 oldu.
Görünen o ki, seçim yaklaştıkça sadece indirim oranları değil, hesaplama yöntemi de değişiyor.
Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesinde esnaflara yönelik olarak yürütülen indirim, muayene ile başlayıp yatış ve ameliyatlara kadar genişlemesi; sağlık hizmetlerinin seçim dönemlerinde hangi motivasyonla sunulduğu sorusunu güçlendiriyor.
Biraz daha sabredilirse “Her şey bedava” açıklaması gelirse şaşırmamak gerekir.

Bir esnaf odasının, seçim sürecine girerken üyelerine yönelik sağlık indirimi duyurması başlı başına sosyal bir kazanım olarak görülebilir. Ancak bu tür uygulamaların, yönetim yarışı devam ederken propaganda diliyle sunulması; üyelerin serbest iradesi, eşit bilgilendirme, adil rekabet ve kurumsal etik ilkeleri açısından tartışılmayı hak ediyor.
Oda ile hastanenin sahibi olan şirket yöneticileri üzerinden yürütülen bu süreç, şeffaflık talebini daha da görünür kılıyor.

Eskiden “sağlık her şeyden önce gelir” denirdi.
Bu dönemde anlaşılan, oy biraz daha önce geliyor.

GALATASARAY GELİYORGÖSTERİ BİTER, SAHADA “ENKAZ” KALIRGalatasaray’ın Fethiye’ye gelişiyle başlayan heyecan, bir zamanlar...
17/12/2025

GALATASARAY GELİYOR
GÖSTERİ BİTER, SAHADA “ENKAZ” KALIR
Galatasaray’ın Fethiye’ye gelişiyle başlayan heyecan, bir zamanlar Fethiye Belediye Basketbol Takımının 1. Lig ve Süper Lig’e çıkarken yaşananları hatırlatıyor. Sahada bol bol fotoğraf, bol bol destek mesajı vardı. Alkışlar sustuğunda geriye borçlar, sessizlik ve koca bir hayal kırıklığı kaldı.
---------------------------------------------

Galatasaray’ın Fethiyespor’la oynayacağı maç için Fethiye’ye gelecek olması günlerdir konuşuluyor.
Konuşulan sadece bir maç değil. Yeni stat hayalleri, “en iyi şekilde ağırlama” planları, hummalı hazırlıklar…

Belki stada giden yollar temizlenecek.
Belki kaldırımlar boyanacak.
Belki bahçelerin temizlenmesi için belediye hoparlöründen anonslar yapılacak.
Hepsi Galatasaray geliyor diye.

Sonra maç oynanacak, Galatasaray gidecek.
Boya dökülecek, temizlik bitecek, düzen unutulacak.
Fethiye yine kendi rutinine dönecek.
İnsanın aklına ister istemez şu soru geliyor:
Bu yapılanlar neden Fethiye’de yaşayan insanlar için yapılmıyor?
Neden bir “büyük” gelmeden hatırlanmıyoruz?
Mesele Galatasaray değil.
Mesele, değer ölçümüzün kim geldiğine göre değişmesi.

Bu tabloya bakınca aklıma Fethiye’nin belediye basketbol takımı geliyor.
Fethiye Belediye Basket Takımı, amatör ruhla başlayıp bölgesel liglerden Süper Lig’e kadar yürüdüğünde herkes salondaydı.
Fotoğraflar çekildi, övgüler dizildi, başarı sahiplenildi.
Herkes bu hikâyenin bir parçası olduğunu anlatıyordu.
Sonra ne oldu?
Takım önce Süper Lig’den düştü, sonra 1. Lig’den.
Borçlarla, soru işaretleriyle kapandı ve yok oldu.

Bir basketbol takımı kapanmadı sadece.
Bir kentin çocuklarının hayalleri kapandı.
Bir dönemin rol modelleri silindi.
Her köşe başında basketbol formasıyla gezen çocuklar bir anda hedeflerini kaybetti.
Fenerbahçe de geldi bu kente.
Galatasaray da geldi.
Beşiktaş da, Anadolu Efes de geldi.
Ama Fethiye’nin kendi takımına sahip çıkılamadı.
Çünkü bazıları spora destek vermeyi değil, sporun başarısından faydalanmayı tercih etti.
Başarı varken görünür oldular, sorun çıkınca ortadan kayboldular.

Asıl tehlike de burada başlıyor.
Spor üzerinden güç devşirme, kamusal alan üzerinden ayrıcalık yaratma meselesinde.
Basket takımının kapanmasından sonra ortaya çıkan gerçek şuydu:
Spor kulüplerine destek veren kişi ya da şirketlere kamusal alanda imtiyaz tanındığında, bunun bedelini kent ödüyor.
Bugün alkışlanan destek, yarın mahallenin parkına göz dikilmesine dönüşebiliyor.
Çocukların oynadığı alan, birilerinin “arazisi” haline getirilmeye çalışılabiliyor.
Engeller sessizce kaldırılıyor.
O yüzden mesele bir maç değil.
Mesele kimin için, ne zaman ve neden seferber olduğumuz.

Bir günlüğüne gelen büyükler için gösterilen hassasiyet, bu kentte yaşayan insanlar için gösterilmedikçe;
alkışlanan başarılar kalıcı değer üretmedikçe;
Fethiye’nin hikâyesi hep aynı yerde takılı kalacak.
Büyükler gelir, gider.
Ama kaybedilen hayaller kolay geri gelmez.
Belki de bu yüzden asıl konuşmamız gereken şey şudur: bu şehir misafirleri mi ağırlıyor, yoksa kendi çocuklarını mı harcıyor?

ÇALIŞ KUŞ CENNETİ YOK OLURKEN HERKES SUSTUKRUVAZİYER LİMAN TARTIŞMALARINDA HATIRLANACAK Fethiye Kruvaziyer Limanı Projes...
17/12/2025

ÇALIŞ KUŞ CENNETİ YOK OLURKEN HERKES SUSTU
KRUVAZİYER LİMAN TARTIŞMALARINDA HATIRLANACAK
Fethiye Kruvaziyer Limanı Projesi için ÇED süreci başlatıldı. Önceki yıldan alıştığımız tepkiler tanıdık gelecek: “Çalış Kuş Cenneti tehlikede.”
Peki soru şu: Çalış Kuş Cenneti bugüne kadar güvende miydi?

220 kuş türüne ev sahipliği yapan, bölgenin son sulak alanı olan Çalış Kuş Cenneti yıllardır kaderine terk edilmiş durumda. DSİ gibi devlet kurumlarının ve insanların bilinçsiz müdahaleleriyle adım adım yok ediliyor. Bugün “cennet” denilen alan, uzun süredir sessizce bir ekolojik yıkım alanına dönüşmüş durumda. Ne çevrecilerin ne de doğaseverlerin dikkatini çekebilmiş değil.

DSİ’nin “kanal temizliği” adı altında yaptığı çalışmalar, Kuş Cenneti’ni temizlemek yerine adeta cehenneme çeviriyor. Dereden çıkarılan onlarca ton çamur, sazlıkların üzerine dökülüyor. Hayvanların yaşam alanı toprak altında bırakılıyor. Binlerce canlı türü zarar görüyor, ekosistem göz göre göre yok ediliyor.

Normalde girilmesi yasak olan, koruma altında olduğu söylenen alan; bugün iş makinelerinin cirit attığı, araç yollarına dönüştürülmüş bir araziye çevrilmiş durumda. Kaçak iskele yapanlar, malzeme taşıyanlar, kontrolsüz müdahaleler… Hepsi herkesin gözü önünde. Kimse de çıkıp “Bu yapılanlar yanlış” demedi, demiyor.

Burası Özel Çevre Koruma Alanı. Ama kağıt üzerinde.
Ne Fethiye Belediyesi, ne Büyükşehir Belediyesi, ne de Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü bu alanı gerçekten korumak için somut bir adım atıyor. Yasaya aykırı uygulamalar görmezden geliniyor. Görmezden gelindikçe de teşvik edilmiş oluyor.

Ve şimdi, Kuş Cenneti yıllardır sessizce yok edilirken, birdenbire kruvaziyer liman gündeme gelince hatırlanacak!
Kuş Cenneti, cennet olmaktan çıkarılırken susanlar; şimdi onu sadece bir “itiraz gerekçesi” olarak kullanacak.
Yakında kruvaziyer limana karşı tepkiler yükselecek:
– Liman doluyor,
– Trafik artacak,
– Ekosistem zarar görecek…
Ve elbette “Çalış Kuş Cenneti etkilenecek.”
Asıl soru şu:
Kuş Cenneti gerçekten korunmak mı isteniyor, yoksa sadece ihtiyaç duyulduğunda hatırlanan bir argüman mı?

BAKANLIK KRUVAZİYER LİMAN ÇED SÜRECİNİ BAŞLATTI
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Altyapı Yatırımları Genel Müdürlüğü, Karayolları mevkiinde kıyı kenar çizgisinin deniz tarafında planlanan Fethiye Kruvaziyer Limanı Projesi için ÇED sürecini resmen başlattı. Toplam yatırım bedeli 925 milyon 658 bin TL olarak açıklanan proje, tamamen yatırımcı kurum tarafından finanse edilecek.
ÇİFT TARAFLI YANAŞMA SAĞLAYACAK İSKELE PLANLANIYOR
Proje kapsamında kruvaziyer gemilerinin çift taraflı yanaşmasına imkân tanıyacak şekilde 355 metre uzunluğunda ve 50 metre genişliğinde bir yanaşma iskelesi inşa edilecek. Buna ek olarak, 136 metre uzunluğunda ve 50 metre genişliğinde bir geri hizmet sahası planlanıyor. Limanın toplam kullanım alanı 27 bin 588 metrekare olarak projelendirildi.
İNŞAAT İKİ YILDA TAMAMLANACAK
Hazırlık ve inşaat sürecinin toplam iki yıl sürmesi planlanıyor. İlk yıl şantiyede 65 kişi, ikinci yıl ise 155 kişi görev alacak. Limanın işletme aşamasında ise 35 personelin istihdam edilmesi bekleniyor.

ESNAF ODASINDA “DÜZEN BOZULMASIN” KAYGISIESNAFIN HASTANESİ VAR, ESNAFIN HABERİ YOKÖzel Lokman Hekim Esnaf Hastanesi, art...
16/12/2025

ESNAF ODASINDA “DÜZEN BOZULMASIN” KAYGISI
ESNAFIN HASTANESİ VAR, ESNAFIN HABERİ YOK
Özel Lokman Hekim Esnaf Hastanesi, artık sadece bir sağlık kurumu değil; Esnaf Odası seçimlerinin kaderini belirleyebilecek büyüklükte bir ekonomik güç.
Ancak bu gücün nasıl yönetildiği, kimler tarafından kontrol edildiği ve esnafa nasıl yansıdığı konusu yıllardır kamuoyuna açık şekilde paylaşılmadığı için kapalı kapılar ardında.
Hastanenin sahibi olan kurumlarla hastane yönetimi arasında alışılagelmiş bir düzen var.
Bu düzenin bozulmasını isteyen yok gibi görünüyor.
Çünkü düzen bozulursa, hesap vermek gerekebilir.
İşin en çarpıcı tarafı şu:
Gerçek sahibi Fethiyeli esnaflar olan hastane hakkında, esnafların bilgisi yok.
Ne bilanço biliyorlar,
ne kâr-zarar tablosu,
ne de gelecek planı.
Yönetim ne anlatırsa, esnaf onu biliyor.
Bir de seçim dönemlerinde “lütuf” gibi sunulan muayene indirimi kadarını.

SEÇİMDEN SEÇİME HATIRLANAN HASTANE
Esnaflar, sahibi oldukları hastanenin durumunu ancak seçimden seçime öğrenebiliyor.
O da rakip adaylar soru sorarsa…
Rakip adayların hastane ile ilgili dile getirdiği iddialara verilen cevaplar tatmin edici olmayınca, esnafın kafasındaki soru işaretleri daha da büyüyor.
Unutulmaması gereken şu:
Hastane hukuken anonim şirket olabilir,
ama fiilen ve vicdanen sahibi Fethiyeli esnaflardır.
Bu nedenle “karanlıkta kalan tek bir nokta bile olmamalıdır.”

ŞEFFAFLIK YOKSA GÜVEN DE YOK
Bugüne kadar tablo hep aynı oldu:
Esnaflar daha fazla imtiyaz ister,
Oda yönetimi buna karşı çıkar.
Bu çekişme, ya yönetim değişene ya da şeffaflık sağlanıncaya kadar devam edecek gibi görünüyor.
Net olan bir gerçek var:
Esnaf Hastanesi’nin mali tablosu şeffaf şekilde açıklanmadıkça bu tartışma bitmez.
Aksi halde her seçim öncesi yeni bir hamle gelir:
“%25 indirim bile yapamayız, batarız” denirken
bugün olduğu gibi bir anda %40 indirim açıklanır,
tepkiler yatıştırılır,
seçim avantajı sağlanır.

DÜN BATIYORDUK, BUGÜN %40 İNDİRİM VAR
Mehmet Soydemir, geçen seçim öncesi yaptığı açıklamada rakip adayın
“Esnaflara %30 indirim” vaadine karşılık şunu söylemişti:
“%30 olmaz. %17–20 arası değişiyor.
%25 yapabiliriz diyorum ama hesaplarız.
Yapmazsak batarız.”
Bugün gelinen noktada:
Esnafa muayenede %40 indirim uygulanıyor.
O halde sorular basit ama rahatsız edici:
Dün batma noktasında olan hastane, bugün nasıl %40 indirime dayanabiliyor?
Hastane gerçekten “kendini zor mu idare ediyor”?
Hâlâ Esnaf Odası’na 1 lira bile gelmiyor mu?
Bu soruların cevabı hâlâ yok.

HİSSELER, İSİMLER, TEMSİL SORUSU
2021 seçimleri öncesinde yapılan açıklamalarda;
Hastanenin anonim şirket olduğu,
şirket başkanının Atik Kocaman olduğu ifade edilmişti.
Bugün sorulması gerekenler:
Şirket başkanı hâlâ Atik Kocaman mı?
Atik Kocaman kimi, hangi kurumu temsil ediyor?
Hisse dağılımı hâlâ aynı mı?
Açıklanan son tabloya göre hisseler şöyleydi:
Esnaf Kefalet Kooperatifi: %42
Sağlık Eğitim Vakfı: %12 (Bu vakfın yöneticileri kim?)
Şoförler Odası: %6
Esnaf Odası: %31
Doktorlar: %9
Bu tablo güncel mi?
Değiştiyse neden açıklanmadı?

SEÇİM BİTER, SESSİZLİK BAŞLAR
Esnaf, hastane hakkında ancak seçim dönemlerinde bilgi alabiliyor.
Seçim bittiğinde ise:
Sorular rafa kalkıyor,
dosyalar kapanıyor,
bir sonraki seçime kadar sessizlik başlıyor.
Bugün gelinen noktada şeffaflık beklentisi had safhaya ulaşmış durumda.

Devam edeceğiz.

BÜYÜKŞEHİR MECLİSİ’NDE FETHİYE SESSİZLİĞİFETHİYE’NİN SESİ BÜYÜKŞEHİR MECLİSİ’NDE DUYULUYOR MU?Yedi meclis üyesiyle temsi...
15/12/2025

BÜYÜKŞEHİR MECLİSİ’NDE FETHİYE SESSİZLİĞİ
FETHİYE’NİN SESİ BÜYÜKŞEHİR MECLİSİ’NDE DUYULUYOR MU?
Yedi meclis üyesiyle temsil edilen Fethiye’de vatandaşlar, kentin kronik sorunlarının neden Büyükşehir Belediye Meclisi gündemine taşınmadığını merak ediyor.
----------------------------------------

Büyükşehir Belediye Meclisi toplantılarında Fethiye ve Fethiyelilerin sorunlarının gündeme getirilip getirilmediğine dair kamuoyuna yansıyan bir bilgi bulunmuyor. Vatandaşlar ise, “Temsilciler belirlenirken yeterli hassasiyet gösterilmezse; trafik, otopark, su kesintileri ve su ücretleri gibi sorunlarda söz söyleme hakkı da zayıflıyor” diyerek tepkilerini dile getiriyor.

Büyükşehir Belediye Meclisi toplantılarında Fethiye ve Fethiyelilerin sorunlarının gündeme getirilip getirilmediğine ilişkin kamuoyuna yansıyan bir bilgi bulunmazken, vatandaşlar temsilcilerin doğru belirlenmemesinin trafik, otopark, su kesintileri ve su ücretleri gibi sorunların derinleşmesine yol açtığını dile getiriyor.

BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NİN FETHİYE’YE YÖNELİK ÇALIŞMALARI TARTIŞMA KONUSU
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda bulunan konularla ilgili sahada somut bir çalışmanın kamuoyuna yansımadığı, aynı şekilde bu sorunlara yönelik çözüm adımlarına dair açıklamaların da paylaşılmadığı görülüyor. Bu durum Fethiyeliler arasında soru işaretlerine yol açarken, kenti Büyükşehir Belediye Meclisi’nde temsil eden üyelerin bugüne kadar kapsamlı bir bilgilendirme yapmamış olması dikkat çekiyor.
Öte yandan sosyal medyada bazı vatandaşlar, Fethiye’yi Büyükşehir Belediye Meclisi’nde hangi isimlerin temsil ettiğini dahi bilmediklerini ifade ederken, kamuoyunda “Fethiye’yi temsil eden meclis üyeleri, kentin sorunlarını Büyükşehir Belediye Meclisi gündemine taşıyor mu?” sorusu öne çıkıyor.

FETHİYE’Yİ TEMSİL EDENLER
Fethiye, Büyükşehir Meclisi’nde CHP’den Alim Karaca, Ali Özgür Kullukçu, Bülent Uysal, Melek Gözde Gürsoy ve Oğuz Bolelli; MHP’den Nuri Öztürk; İYİ Parti’den Mete Atay tarafından temsil ediliyor.

MECLİS ÜYELERİNİN SESSİZLİĞİ ELEŞTİRİLERE NEDEN OLUYOR
Fethiye’nin Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yedi temsilcisi bulunmasına rağmen, ilçenin kronikleşen sorunlarının meclis gündemine taşındığına dair bugüne kadar kamuoyuna yansıyan bir bilgilendirme yapılmadığı görülüyor.
Kamuoyunda dile getirilen beklentiler arasında, Fethiye’nin trafik, otopark, su ücret tarifesi ve imar gibi öncelikli sorunlarının Büyükşehir Belediye Meclisi gündemine taşınması ve bu konularda alınan kararların kamuoyuyla paylaşılması yer alıyor. Aksi hâlde, ilçenin Büyükşehir Meclisi’nde yeterince temsil edilmediği yönündeki eleştirilerin artabileceği ifade ediliyor.

TRAFİK, OTOPARK VE SU SORUNLARI GÜNDEMLİĞİNİ KORUYOR
Yaz aylarında başta Fethiye merkez olmak üzere, Hisarönü - Belceğiz Yolu, akşam saatlerinde Karagözler Mahallesi gibi birçok bölgede trafik yoğunluğu yaşanıyor. Saatlerce süren trafik sıkışıklığı turizm sezonunun en yoğun olduğu yaklaşık 2,5 aylık dönemde hem vatandaşları hem de işletmeleri olumsuz etkiliyor.
Otogardaki düzensizlik, yolcular ve işletmeciler açısından sorun oluştururken, farklı mahallelerde yaşanan su kesintileri günlük yaşamı aksatıyor. Özellikle MUSKİ’nin tek tarife uygulamasının ciddi tepki çektiği belirtilirken, imar planlarının henüz hazırlanamadığı mahallelerde planlama sürecine ilişkin belirsizliklerin devam ettiği kaydediliyor.
Bunun yanında Bodrum’da hayata geçecek desalinasyon projesinin uzun süredir gündemde olmasına karşılık, desalinasyon projesinin maliyeti ile işletme maliyetinin nasıl faturalandırılacağı konusunda belirsizlik olması kaygıları artırıyor.

HALK, MECLİS ÜYELERİNDEN DÜZENLİ BİLGİLENDİRME TALEP EDİYOR
Söz konusu sorunların büyük bölümünün Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluk alanında yer aldığına dikkat çeken vatandaşlar, bu konulara ilişkin kapsamlı bir çözüm planının kamuoyuyla paylaşılmadığını ifade ediyor.
Vatandaşlar, meclis üyelerinin Fethiye’nin sorunlarını Büyükşehir Belediye Meclisi toplantılarına taşımasını ve bu süreçte alınan kararlar hakkında düzenli bilgilendirme yapmasını talep ediyor. Kamuoyunda, bu yönde sağlanacak şeffaflığın hem sorunların çözüm sürecine katkı sunacağı hem de yerel yönetimlere duyulan güveni güçlendireceği değerlendirmesi yapılıyor.

DESTEK ODA BÜTÇESİNDEN Mİ, KİŞİSEL İMKÂNLARLA MI SAĞLANDI?BEŞKAZA’NIN ÇOCUĞU PROPAGANDAYA MALZEME YAPILMALI MI?Esnaf Oda...
15/12/2025

DESTEK ODA BÜTÇESİNDEN Mİ, KİŞİSEL İMKÂNLARLA MI SAĞLANDI?
BEŞKAZA’NIN ÇOCUĞU PROPAGANDAYA MALZEME YAPILMALI MI?
Esnaf Odası Başkanı Mehmet Soydemir’in propaganda çalışmalarında Esnaf Odası tarafından desteklenen kişilerin yer alması, kamu kaynağı ve etik sınırlar konusunda soru işaretlerine yol açtı.
--------------------------------

Esnaf Odası seçimleri yaklaştıkça adayların propaganda çalışmaları hız kazanıyor.
Propaganda filmleri o kadar fazlalaştı ki, sokağa çıkan insanlar beni de konuşturmasınlar diye adeta saklanarak yürüyor.
Özellikle mevcut Başkan Mehmet Soydemir’in propaganda filmleri sosyal medyada yoğun şekilde dolanıyor. Tabi hakkıdır. 23-24 Yıldır Oda Başkanı. O kadar fazla kişiyle temas halinde bulundu ki, ister istemez birçok kişiyi tanıyor.

ETİK SINIRLARA DİKKAT
Her şey çok güzel de bazı konulara dikkat etmek gerekir. Oda olarak destek verdikleri kişileri propaganda çalışmalarında kullanmamaları gerekir. Örnek olarak profesyonel boksör Kubilay Alcu. Ziyaret edilmiş, konuşmalar propaganda filmine dönüştürülüp paylaşılmış.

Alcu, “Başkanıma seçimde başarılar diliyorum. Çıktığım bu yolda 7 Ülkede bayrağımızı temsil ettim. Her zaman başkanımızın yanına gittiğimde beni hiçbir zaman geri çevirmedi. Teşekkür ediyorum.”
Mehmet Soydemir “Kubilay’a her zaman destek verdik. Uluslararası arenada Fethiye’mizi temsil ediyor. Ben teşekkür ediyorum çalışmalarına devam etmesini istiyorum” dedi.

DESTEK ODA’DAN MI VERİLDİ, KİŞİSEL Mİ?
Açıklığa kavuşturulması gereken konu, bu destek kimin cebinden çıktı? Oda’nın verdiği destek mi? Yoksa Mehmet Soydemir’in kendi cebinden verdiği destek mi?

Destek kesinlikle doğru bir yaklaşım, ama bu desteğin seçim malzemesine dönüştürülmesi, topluma mal olmuş insanların seçim propagandasında kullanılması doğru bir yaklaşım değildir.
Hele ki bu destek, ortak bütçeyle sağlanıyorsa, iş artık “hizmet” değil, avantaj üretme noktasına kayar.
Esnafların parasını kullanarak yapılan bir hizmetin, bir kişinin yani başkanın lütfu gibi sunulması yanlış. Fethiye’nin tanıtımı kadar, uyuşturucunun yayıldığı bir ortamda gençlerin spora yönlendirilmesi gibi çok önemli bir işlev yürüten bir profesyonel sporcuya destek verilmelidir. O Fethiye’nin Beşkaza’nın çocuğudur.
Eminim ki Oda başkanı kim olsa aynı şeyi yapar, destek verirdi. Yapmayan varsa yanlış yapıyor demektir.

Mehmet başkan kendi parasıyla desteklediyse, topluma mal olan bir sporcuyu seçime alet etmesini doğru bulmasam da etik sınırlar içinde kaldığı için bir şey diyemem. Mehmet Başkan 23-24 yıldır Esnaf Odası Başkanı ve maaş alıyor. Bu kadar önemli bir görev üstlenen sporcuya destek vermesi gayet normaldir. Vermelidir de.

BODRUM’UN SU SORUNU, MUĞLA’NIN ADALET SINAVIFETHİYE’NİN FAKİRİ, BODRUM’UN YAZLIĞINI NEDEN FİNANSE ETSİN?Bodrum’un su sor...
14/12/2025

BODRUM’UN SU SORUNU, MUĞLA’NIN ADALET SINAVI
FETHİYE’NİN FAKİRİ, BODRUM’UN YAZLIĞINI NEDEN FİNANSE ETSİN?
Bodrum’un su sorunun ortadan kaldırılması için desalinasyon projeleri hayata geçiyor. Ancak yapım ve işletme maliyeti oldukça yüksek olan bu çözümün maliyeti Fethiye’ye, Seydikemer’e yüklenirse, buna ne sosyal belediyecilik denir ne de adalet. Her ilçenin su tüketim tarifesi maliyetine göre belirlensin.

-----------------------------
Bodrum ve Milas’ın su ihtiyacının giderilmesi amacıyla planlanan desalinasyon projeleri için Bakanlıktan onay çıktı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın verdiği “kamu yararı” onayıyla, MUSKİ’nin yaklaşık 3 milyar TL bütçeli desalinasyon yatırımı hayata geçiriliyor. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, haberi Bakan Murat Kurum’a teşekkür ederek duyurdu.

Asıl tartışma da burada başlıyor.
Desalinasyon tesislerinin sadece yapım maliyeti değil, yüksek enerjiye dayalı işletme giderleri de var. Bu maliyetlerin su faturalarına nasıl yansıtılacağına dair kamuoyuna açık, net bir açıklama yapılmış değil.
Zaman zaman Büyükşehir Belediye meclis üyeleri tarafından dile getirilen, “her ilçenin maliyet girdilerine göre su tüketim tarifesinin belirlenmesi” yönündeki talep ise MUSKİ yönetimi tarafından kabul görmedi. Bu nedenle yatırım ve işletme maliyetinin tüm Muğla’ya yayılacağı endişesi giderek güçleniyor.

BU DAYANIŞMA DEĞİL: FAKİRDEN ZENGİNE SU TRANSFERİ
Bodrum, Türkiye’nin ekonomik olarak en güçlü ilçelerinden biridir. İkinci konut oranı son derece yüksektir. Ticari su tüketimi yoğundur, turizm işletmelerinin kâr marjları Muğla ortalamasının çok üzerindedir. Buna rağmen, enerjiye bağımlı ve milyarlarca liralık bir tesisin işletme yükünün, suyu neredeyse sıfıra yakın maliyetle temin eden ilçelere de paylaştırılması isteniyor.

Muğla’nın doğal su kaynakları en güçlü ilçelerinde yaşayan dar gelirli vatandaşlar, bugün Bodrum’daki milyonluk yazlıkların ve yüksek kârlı turizm işletmelerinin su maliyetine dolaylı olarak ortak ediliyor. Buna dayanışma denemez. Bu, açık biçimde fakirden zengine kaynak transferidir.

FETHİYE’NİN MECLİS ÜYELERİ KAYIP
Tam bu noktada, Fethiye’yi Muğla Büyükşehir Belediye Meclisi’nde temsil eden isimlere de ayrı bir parantez açmak gerekiyor. 2014-19 yılları arasında Fethiye’yi Muğla’da temsil eden belediye meclis üyeleri, ilçe bazlı su tarifesi ve maliyet adaleti konusunda yoğun çaba gösterdi; başaramadılar ama en azından halkın talebini ısrarla gündemde tuttular.
Bugün ise Fethiye’yi Muğla Büyükşehir Belediye Meclisinde temsil eden meclis üyelerinin, ikinci dönemine bu konu ilçe halkının açık talebi, meclis gündemine dahi taşınmıyor. Aynı partili olmanın getirdiği “uyum” vurgusu, temsil sorumluluğunun önüne geçmiş durumda.

Fethiyeli seçmene şunu açıkça söylemek gerekiyor:
“Seni temsil edecek olanı seçerken dikkatli davranmazsan, yarın Bodrum ve Milas’ın su parasını öderken sesini çıkaramazsın”.

FETHİYE’NİN FAKİRİ BODRUM’UN LÜKSÜNÜ FİNANSE ETMESİN
Sosyal belediyecilik, yoksulun zengine destek olması değildir.
Tam tersidir.
Eğer gerçekten adalet aranıyorsa;
-İkinci konutlar için ayrı ve yüksek kademeli tarife uygulanmalı,
-Turistik ve ticari işletmeler gerçek maliyetleri üzerinden ücretlendirilmelidir,
-Doğal su kaynaklarına sahip ilçeler, başkasının maliyetini taşımaya zorlanmamalıdır.
Kimse Bodrum susuz kalsın demiyor.
Ama Fethiye’nin fakiri de Bodrum’un lüksünü finanse etmek zorunda bırakılmasın.

MEHMET SOYDEMİR’İN PROPAGANDA FİLMİNİN İFŞA ETTİĞİ GERÇEKYARDIM HİKÂYESİ Mİ, SİSTEM EKSİKLİĞİ Mİ?Esnaf Odası Başkanı Meh...
13/12/2025

MEHMET SOYDEMİR’İN PROPAGANDA FİLMİNİN İFŞA ETTİĞİ GERÇEK
YARDIM HİKÂYESİ Mİ, SİSTEM EKSİKLİĞİ Mİ?
Esnaf Odası Başkanı Mehmet Soydemir’in propaganda filmlerinin bazılarını izledim. Hazırlanan propaganda filmlerinde Mehmet Soydemir çok yardımsever, çok fedakar, çok iyi bir insan diye anlatılıyor.
Bunların hepsi doğrudur. Zaten kimse Mehmet Soydemir kötü insan demiyor. Mehmet Soydemir yardımsever değil demiyor. Esnafların söylediği, “25 - 30 senedir Oda yönetiminde. Artık üretecek bir şeyi kalmadı, yeter”, “Sorunlarımız için mücadele eden bir yönetim gelsin artık” diyor.

İyi niyet elbette değerlidir; ancak bir oda başkanlığında belirleyici olan, iyi insan olmak kadar liyakat, vizyon ve icraattır. Önemli olan kimin ne kadar iyi olduğu, ne kadar fedakar olduğu değil, üyeler için ne üretildiği ve hangi sorunların çözüldüğüdür.

Hazırlanan propaganda filmleri, niyet iyi olsa da, kurumsal açıdan ters etki yaratabilecek bir iletişim dili içeriyor. Bu durum, içeriği kurgulayan ekibin stratejiyi yeniden gözden geçirmesi gerektiğini gösteriyor.

Örnek olarak propaganda filminin birinde bir ayakkabıcıyı konuşturmuşlar. Bu tür bir anlatı, düşünen izleyicide ikna edici bir etki yaratmaz.

Filmdeki ayakkabıcı arkadaşın konuşması şöyle: “Bir gün gece 3, babam hastalandı. Aradım başkanımızı “başkanım benim şöyle şöyle durumum var” dedim. Adam uykusundan kalktı geldi hastaneye. Ne gerekiyorsa yardımcı oldu. Her şey para değil. Önemli olan gönül. Ben memnunum.” Diyerek adeta minnet duygusunu ön plana çıkarmış.

Dramatik bir hava, Mehmet Başkan yardımsever bir şekilde resmedilmiş. Burada da kişisel fedakârlık anlatısı, kurumsal yetersizliği örtmek yerine görünür hale getirmiş.
Bir esnaf, Esnaf Hastanesine gittiğinde Esnaf Odası Başkanı Hastaneye gelip gerekeni yaptırıyorsa, “Demek ki sistem yok, işler tanıdıkla yürüyor” duygusu yerleşir. Sistem kurulmuş olsa dahi “kurulamamış” düşüncesini akla getirir.
Yardımseverlik bireysel bir erdem olabilir ama kurumsal bir makam için asıl ölçüt sistem kurabilmektir.

Ayrıca, filmde konuşan esnaf başkanı tanıyormuş aramış, Mehmet Başkan da sağ olsun hastaneye gelip yardımcı olmuş. Başkanı tanımayıp arayamayan esnaflar ne yapacak? Ya da her hastanede işi düşen arayacak olursa Mehmet Başkanın yatağı hastaneye sermesi gerekir.

Dünya değişti. Sistemi kurdun mu başkanı aramaya gerek yok. Esnafın, esnafın Odasının ortağı olduğu kurum esnaflara gerekeni yapmak zorunda.
Oy tercihi elbette herkesin kendi takdiridir; ancak esnaf, hakkı olan hizmeti aldığı için kendini borçlu hissetmemelidir. Diğerlerinin çektiği sıkıntının da sebebi olmamalıdır.

Son söz Mehmet Başkana, “Usta dikkat et, devir değişti. Eski esnaflar yok artık, Y kuşağı, Z kuşağı işleri ailelerinden devralmaya başladı. Bunların beklentileri de değişik. Öyle 10-15 sene önceki gibi “telefon ettim geldi” gibi konuşmalardan etkilenmezler. Yaşadığı sorunu bilir, çözülüp çözülmediğine bakar. Aman ha.

Address

Fethiye

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Fethiye Alternatif Bakış posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share