20/09/2025
TÜRKİYE YAĞLI GÜREŞ LİGİNİN GELECEĞİ VE KIRKPINAR
Amerika Birleşik Devletleri 50, Avrupa Birliği ise 27 devletin birleşmesinden oluşmaktadır.
Birleşerek büyüme, gelişme ve güçlü olma sistemi; Ertuğrul Gazi ile başlayan ve Osman Gazi’nin kurduğu sistemin felsefesi ve davranış biçimidir.
Bir olma, birlik olma, beraber olma büyüklüğü ve gücü ifade eder. Ancak zaman içinde Batı dünyası ve emperyalist sistem; kimlik, din, dil, ırk, renk ve milliyetçilik duyguları üzerinden toplumları parçalayarak zayıflamalarını sağladı. Kendisi de birleşe birleşe güç devşirdi.
Dünyayı daha kolay yönetmek için parçalıyorlar; kendilerinin daha da güçlü olmaları için ise birleşiyorlar.
Kültür emperyalizmiyle bizi düşünemeyen ve küçük düşünen bir millet yaptılar. Bizim yaptığımız her şeyi kötülediler, küçümsediler; kendi düşüncelerini mükemmel diye diye bizim beyinlerimizi yüzyıllarca yıkadılar. Bizi sürekli bilimsel olmamak ve barbarlıkla suçlayarak küçümsediler.
Bugün modern dünyada uygulanan sponsorluğun ve Fair Play manifestosunun kaynağı Kırkpınar güreşleridir. Milli değerlerimizi bizden alıp onlara sahip çıktılar. Kırkpınar’ın en önemli ögesi olan Ağalık Kurumu, sponsorluğun temelini oluşturmaktadır.
“Fair play” ise Kırkpınar güreşlerinin başladığı yıllarda fiilen uygulanırken, Batı’da fair play’in uygulanmasını bırakın, düşüncesi dahi belleklerinde yoktu. Onlarda “foul play” adı altında şövalyeler ve gladyatörlerin arenalarda birbirlerini boğazlayarak öldürmeleri spor müsabakası olarak kabul ediliyordu.
1300’lerde uyguladığımız fair play davranış biçimi olan centilmence ve insanca spor yapmanın gereğini, düşünce olarak bizden 300 yıl sonra 16. yüzyılda Shakespeare edebi eserlerinde işlemeye başladılar. Bizden kopyaladıkları bu manifestoyu ise 600 yıl sonra uygulamaya koyabildiler.
Ne yazık ki, tüm bu gelişmelere rağmen onlar insan haklarına saygılı, biz barbar oluyoruz.
Bizim değerlerimizi alıp bilimle işleyerek, daha sonra yeni bir şey bulmuşçasına tekrar bize ve dünyaya pazarladılar.
Beyinlerimizi bile böldüler. Onlara benzeyip, onların kurallarını kopyalayarak milli kültürümüzü terk ettiğimizde çağdaşlaşacağımızı ve muasır medeniyet seviyesine ulaşacağımızı düşündük ya da düşündürüldük.
Bu güvensizliğin sonucu: milli değerlerimizi, geleneklerimizi ve milli kültürümüzü “Minderciler mi yönetsin, yoksa Yağlıcılar mı?” daha buna karar veremiyoruz.
Gelecek için; gücümüze, düşüncelerimize, geleneklerimize, kimliğimize ve milli değerlerimize sahip çıkmalıyız.
1983 yılında yağlı güreşi zoraki bir izdivaçla mindercilere terk etmek zorunda kaldık ve bu sayede de Ata sporumuz dejenere oldu.
2022’de TGGF’nin kurulması sonucu yönümüzü geleneksel değerlerimize ve özümüze çevirmeye başladık. Şimdi de kendimize yön, rota ve yol arıyoruz.
Türkiye Yağlı Güreş Ligi kuruldu.
Ve... bunu “Şampiyonlar Ligi”ne benzetenler ile süreç içerisinde “onlardan kopya çektik, uyguluyoruz” diyenlerimiz de oldu.
Ama unutulmamalıdır ki biz futbol takımı değiliz. Biz dünyada bir başka örneği olmayan, özü ve karakteri bize ve genlerimize ait olan bir güreş modelini temsil ediyoruz.
Bir şeyi sıfırdan yapmak kolaydır ama bozulmuş bir sistemi onarmak, düzeltmek, eski haline getirmek çok daha zor ve maliyetlidir.
Türkiye Yağlı Güreş Ligi’ni beğenenler de var, beğenmeyenler de... Mademki lig başladı; geleneklerimize ve günümüze uygun olarak bunu sentezleyerek daha ileriye nasıl götürebileceğimizi planlamalıyız.
Eğer Yağlı Güreş Ligi başarılı ise onu daha başarılı hale nasıl getirebiliriz; eğer değilse, o zaman da gerekli revizyonları hep birlikte yapabilmeliyiz.
Lig sonuçlarına göre yapılan sıralamalarda; A, B, C, D torba uygulamasının tarihi ve geleneksel bir değeri olmadığı gibi, 700 yıllık tarihte bir örneği de yoktur.
Kırkpınar güreşlerinde aslolan ve geçerli olan kural “kura” uygulamasıdır.
1979 yılı Tarihi Kırkpınar Güreşleri’nde bu sistemin uygulanması istenmiş, ancak kabul görmemiştir. A ve B torbası isteyen İzmirli Kara Ali’ye 3 yıl, Babaeskili Nazmi Uzun’a 2 yıl ve Akhisarlı Ahmet Güneş’e de 1 yıl Kırkpınar’da güreşmeme cezası verilmiştir. Kara Ali ile Nazmi Uzun bu sürecin sonucunda bir daha Kırkpınar Er Meydanı’na çıkmamışlardır.
“Altın Kemer” uygulaması sadece Kırkpınar’da 3 yıl üst üste başpehlivan olan güreşçiye verilen bir ödüldür. Lig sonuçlarına göre birinci olan başpehlivana ödül verilebilir. Ancak her yıl Lig Güreşleri’nde birinci olan başpehlivana “Altın Kemer” verecekseniz, işin anlamı, şekli ve rengi değişir.
Altın kemerli başpehlivan dediğimizde o pehlivanı herkes bilir. Kırkpınar’da kemer takmış başpehlivanları da herkes bilir. Ancak diğer güreşlerde hangi başpehlivanın hangi güreşte kaç defa birinci olduğunu hiç kimse hatırlamaz bile. Ya da toplum hafızası açısından bir önemi yoktur.
Bu gelişme sürdürülürse Türk milletinin “Kızıl Elma”sı konumunda olan Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin tarihi misyonuna zarar verebiliriz. Ve Kırkpınar’ın var olan güçlü imajını zedeleyerek, tarihi süreç içerisinde yok olmasına yol açarız.
Güreş organizasyonlarını birbirine rakip değil, zirveye ulaşabilmek ve daha ileriye gidebilmek için bir araç olarak kabul etmeliyiz. Bütün amacımız başarıya giden yolu düzenlemek ve başarıya ulaşmak olmalıdır.
Güreşleri birbirleriyle yarıştırmak ve birbirlerine alternatif olarak görmekten ziyade, Lig Güreşleri ile Tarihi Kırkpınar Güreşleri’ni birbirine entegre ederek daha başarılı organizasyonların ve sonuçların ortaya çıkmasını sağlamalıyız.
KIRKPINAR AĞALIĞININ KURUMSALLAŞMASI
Kırkpınar Ağalığı:
Kıyafet düzenlemesi için yarışma açılmalı (Olgunlaşma Enstitüsü, modacılar vb.).
MHK’nin “doğal üyesi” olmalı.
TGGF organizasyonlarında protokol yeniden düzenlenmeli.
Ağalık bedelinin %5’i TGGF tarafından Altın Kemer Fonu’na ayrılmalı. Bu fonda biriken meblağ Altın Kemer’i alan başpehlivana verilmelidir ki daha çekici bir hale gelsin.
Kırkpınar’da çeyrek final, yarı final ve final güreşlerinde yapılacak sponsor anonsları federasyonca belirlenecek fiyatlar üzerinden yapılmalı; ücretler federasyon hesabına yatırılarak %5’i TGGF’ye, %95’i ilgili başpehlivanın hesabına aktarılmalıdır.
Kırkpınar güreşlerinde çeyrek, yarı ve final güreşlerinde “Meydan Okuma” ve “Geleneksel Kurallar” geri gelmelidir.
Saygılarımla,
Zekeriya Uzun
2023