Orman Mühendisi

Orman Mühendisi Doğayı ve içindekileri seven bir Orman Mühendisiyim.

Çevremizde gördüğümüz, birlikte yaşadığımız, gölgesinde soluklandığımız ağaçları tanımayı ve doğayı anlamayı amaç edinmiş bir birlikteliği temsil ediyorum.

11/12/2025
Bir damla ışık, bir tutam sabır, bir nefeslik umut… Hepsi birleşince mucize artık gizlenemez hâle geliyor.Aslında yaşam,...
11/12/2025

Bir damla ışık, bir tutam sabır, bir nefeslik umut… Hepsi birleşince mucize artık gizlenemez hâle geliyor.

Aslında yaşam, bu kadar basit ve bir o kadar karmaşık..

Latince adı biraz tekerleme gibi duran Erythrina crista-galli, yani bildiğimiz adıyla Mercanağacı, Güney Amerika kökenli...
10/12/2025

Latince adı biraz tekerleme gibi duran Erythrina crista-galli, yani bildiğimiz adıyla Mercanağacı, Güney Amerika kökenli olup bahçecilik dünyasının en havalı ağaçlarından biridir. Arjantin ve Uruguay’da o kadar kıymetlidir ki oraların ulusal çiçeği kabul edilir ve Ceibo adıyla bilinir.

Genelde 5 ile 8 metre civarında boylanan bu ağaç, yamuk yumuk büyümeyi seven gövdesi ve mantarlaşmış kalın kabuğuyla oldukça karakterli bir duruş sergiler. Ancak dallarında ve yaprak saplarında kavisli dikenleri olduğu için onu severken biraz dikkatli olmak gerekir.

Gelelim o meşhur çiçeklerine.

Latince ismindeki crista-galli tabiri Horoz İbiği anlamına gelir ki çiçeklerine baktığında neden böyle dendiğini hemen anlarsınız. Genelde mercan kırmızısı, bazen de kadifemsi koyu kırmızı veya pembeye çalan tonlarda olan bu çiçekler, salkımlar halinde aşağı doğru sarkar. Sanki origami ile yapılmış gibi kıvrımlı olan çiçekleri, yaprakların arasından fışkıran kırmızı alevlere benzer.

İklimine göre değişmekle birlikte genelde ilkbahar sonu ve yaz aylarında açar, hatta şartlar uygunsa senede iki kez bile çiçeklenebilir. Ayrıca tam bir nektar deposu olduğu için arıların ve kelebeklerin favorisidir.

Eğer bu ağacı yetiştirmeyi düşünürseniz bilmeniz gereken birkaç püf noktası var. Öncelikle tam bir güneş aşığıdır, gölgeyi pek sevmez. Ilıman iklim ağacı olduğu için çok sert don olaylarına dayanamaz; Ege ve Akdeniz kıyılarında keyfi yerindedir ama karasal iklimde korumak gerekir.

Kışın yapraklarını döktükten sonra bahar başında sert bir budama yaparsan yeni sezonda çok daha gür çiçeklenir.

Latince adı biraz tekerleme gibi duran Erythrina crista-galli, yani bildiğimiz adıyla Mercanağacı, Güney Amerika kökenli...
10/12/2025

Latince adı biraz tekerleme gibi duran Erythrina crista-galli, yani bildiğimiz adıyla Mercanağacı, Güney Amerika kökenli olup bahçecilik dünyasının en havalı ağaçlarından biridir. Arjantin ve Uruguay’da o kadar kıymetlidir ki oraların ulusal çiçeği kabul edilir ve Ceibo adıyla bilinir.

Genelde 5 ile 8 metre civarında boylanan bu ağaç, yamuk yumuk büyümeyi seven gövdesi ve mantarlaşmış kalın kabuğuyla oldukça karakterli bir duruş sergiler. Ancak dallarında ve yaprak saplarında kavisli dikenleri olduğu için onu severken biraz dikkatli olmak gerekir.

Gelelim o meşhur çiçeklerine.

Latince ismindeki crista-galli tabiri Horoz İbiği anlamına gelir ki çiçeklerine baktığında neden böyle dendiğini hemen anlarsınız. Genelde mercan kırmızısı, bazen de kadifemsi koyu kırmızı veya pembeye çalan tonlarda olan bu çiçekler, salkımlar halinde aşağı doğru sarkar. Sanki origami ile yapılmış gibi kıvrımlı olan çiçekleri, yaprakların arasından fışkıran kırmızı alevlere benzer.

İklimine göre değişmekle birlikte genelde ilkbahar sonu ve yaz aylarında açar, hatta şartlar uygunsa senede iki kez bile çiçeklenebilir. Ayrıca tam bir nektar deposu olduğu için arıların ve kelebeklerin favorisidir.

Eğer bu ağacı yetiştirmeyi düşünürseniz bilmeniz gereken birkaç püf noktası var. Öncelikle tam bir güneş aşığıdır, gölgeyi pek sevmez. Ilıman iklim ağacı olduğu için çok sert don olaylarına dayanamaz; Ege ve Akdeniz kıyılarında keyfi yerindedir ama karasal iklimde korumak gerekir.

Kışın yapraklarını döktükten sonra bahar başında sert bir budama yaparsan yeni sezonda çok daha gür çiçeklenir.

10/12/2025

Kayın ağaçları 4 yılda bir tohum verir. Tohumlar sonbaharda toplanır toplanmaz ekilmeli. Fakat kayın ağaçları sadece tohumla yetişmez. Kök+Kütük sürgünü de verir.

•Ülkemiz ormanlarının % 8,5’i Kayındır. Kayın 2000 rakıma kadar yetişir. 1,5 metre kalınlığında çap yapabilir.

Kendi başına yaşayamayan, ama tamamen asalak da olmayan bir “yarı parazit”tir. Emeç adı verilen özel yapılarıyla ağacın ...
10/12/2025

Kendi başına yaşayamayan, ama tamamen asalak da olmayan bir “yarı parazit”tir. Emeç adı verilen özel yapılarıyla ağacın kabuğunu delip iç kısımdaki öz suyuna ulaşır. Bu sayede ağacın su ve mineral kaynaklarını kullanarak beslenir.

Yani bir nevi ağacın imkânlarından faydalanır ama ağacı tamamen öldürmez; çünkü yaşamak için o ağaca muhtaçtır. Eğer ağaç ölürse, ökse otu da yaşamını sürdüremez.

Ancak bu durum, ağacın gelişimini ve verimini olumsuz etkiler. Zamanla ağacın büyümesi yavaşlar, dallar zayıflar, dış etkilere karşı zayıf düşer.

Ökse otunun meyveleri yapışkan bir maddeyle kaplıdır; kuşlar bu meyveleri yediklerinde tohumlar gagalarına veya ayaklarına yapışır. Sonra başka bir ağaca konduklarında o yapışkan tohum yeni bir yaşam alanı bulur. Böylece bitki doğada hızla yayılır.

Bilim insanları ökse otunun yapraklarında “lektin” ve “viskotoksin” gibi özel kimyasallar bulunduğunu, bunların bazı antioksidan ve hatta kanser araştırmalarında incelendiğini söylüyor. Ama aynı zamanda bu maddeler yüksek miktarda zehirli olabilir, yani dikkatli kullanılmalı.

Kısacası ökse otu bir yönüyle hem hayranlık uyandıran bir adaptasyon örneği sergilerken hem de kontrol edilmediğinde ağaç için zararlı bir misafir olabilir. Doğanın içinde bu tür bir dengeyi görmek aslında oldukça etkileyici, değil mi?

Biz insanlara ne çok şey ablatıyor…

Bu fotoğrafa ‘güzel bir doğa fotoğrafı’ deyip geçmeyin; burada aslında müthiş bir biyolojik mühendislik ve strateji var....
10/12/2025

Bu fotoğrafa ‘güzel bir doğa fotoğrafı’ deyip geçmeyin; burada aslında müthiş bir biyolojik mühendislik ve strateji var. Doğanın mükemmel işleyen geri dönüşüm ve strateji planından bahsediyorum.

Bizdeki ismi “Kozalak mantarı.” Orman ekolojisinde bu canlılara ‘uzmanlaşmış saprofitler’ yani ‘özel çürükçüller’ diyoruz.
Neden özel olduklarını şöyle anlatayım:
Doğada ‘ekolojik niş’ diye bir kavram vardır; yani her canlının hayatta kalmak için kendine seçtiği özel bir rol veya alan.

Çoğu mantar toprakta besin ararken büyük bir rekabete girer. Ama bu mantar türü, yaşadığı evrimsel süreçte çok zekice bir adaptasyon geliştirmiş. Genetik kodlarında, diğer canlıların sindiremediği o sert kozalak yapısını, yani selüloz ve lignini parçalayabilecek çok özel enzimler (biyolojik makaslar) üretme yeteneği var.

Yani bu mantar, ‘toprakta herkesle savaşacağıma, kimsenin diş geçiremediği bu sert kozalağı eritip yerim’ stratejisini uyguluyor.

Gördüğünüz o sap ve şapka kısmına gelince... Bilimsel adıyla o bir ‘fruiting body’, yani meyve gövdesidir. İşin aslı şu; kozalağın içinde ‘misel’ dediğimiz, gözle görülmeyen devasa bir ağ var. Mantar aslında o ağın ta kendisi. Kozalağı içeriden biyokimyasal yollarla sindirip enerjiyi depoladığında, genlerini bir sonraki nesle aktarmak, yani sporlarını (tohumlarını) yaymak için o gördüğünüz ‘kulesini’ dışarı uzatıyor.

Esasında bu fotoğrafta; rekabetten kaçan zeki bir adaptasyon, kusursuz bir biyokimyasal sindirim ve doğanın karbon döngüsünün en estetik halini görüyorsunuz.

Bu fotoğrafa 'güzel bir doğa fotoğrafı' deyip geçmeyin; burada aslında müthiş bir biyolojik mühendislik ve strateji var....
10/12/2025

Bu fotoğrafa 'güzel bir doğa fotoğrafı' deyip geçmeyin; burada aslında müthiş bir biyolojik mühendislik ve strateji var. Doğanın mükemmel işleyen geri dönüşüm ve strateji planından bahsediyorum.

Bizdeki ismi “Kozalak mantarı.” Orman ekolojisinde bu canlılara 'uzmanlaşmış saprofitler' yani 'özel çürükçüller' diyoruz.
Neden özel olduklarını şöyle anlatayım:
Doğada 'ekolojik niş' diye bir kavram vardır; yani her canlının hayatta kalmak için kendine seçtiği özel bir rol veya alan.

Çoğu mantar toprakta besin ararken büyük bir rekabete girer. Ama bu mantar türü, yaşadığı evrimsel süreçte çok zekice bir adaptasyon geliştirmiş. Genetik kodlarında, diğer canlıların sindiremediği o sert kozalak yapısını, yani selüloz ve lignini parçalayabilecek çok özel enzimler (biyolojik makaslar) üretme yeteneği var.

Yani bu mantar, 'toprakta herkesle savaşacağıma, kimsenin diş geçiremediği bu sert kozalağı eritip yerim' stratejisini uyguluyor.

Gördüğünüz o sap ve şapka kısmına gelince... Bilimsel adıyla o bir 'fruiting body', yani meyve gövdesidir. İşin aslı şu; kozalağın içinde 'misel' dediğimiz, gözle görülmeyen devasa bir ağ var. Mantar aslında o ağın ta kendisi. Kozalağı içeriden biyokimyasal yollarla sindirip enerjiyi depoladığında, genlerini bir sonraki nesle aktarmak, yani sporlarını (tohumlarını) yaymak için o gördüğünüz 'kulesini' dışarı uzatıyor.

Esasında bu fotoğrafta; rekabetten kaçan zeki bir adaptasyon, kusursuz bir biyokimyasal sindirim ve doğanın karbon döngüsünün en estetik halini görüyorsunuz.

09/12/2025

Havadaki nem oranının, saat 10:00’dan sonra, 2-3 saat boyunca %20’nin altında devam etmesi durumunda, büyük olasılıkla yangın çıkmaktadır.

Yangın olgusu ısı, oksijen ve yanıcı maddelerden oluşan üç etmenin bir araya gelmesiyle meydana gelir. Yangının sönmesi, bu üç etmenden en az birinin ortadan kaldırılması ile mümkündür. Orman yangınlarında yapmamız gereken tek şey ateşi oksijensiz bırakmaktır.

Hepimizin ciğerlerini yakan orman yangınları ile mücadeleyi savaş olarak tanımlamak abartılı olmayacaktır. Orman yangınlarına erken müdahale çok önemli olmakla birlikte, müdahale anında yapılması gerekenler de, yangının seyri ve süresi üzerinde büyük etkiye sahiptir.

Ülkemizde orman yangınlarına müdahale süresi ortalama 12 dakikadır. Yangın sezonu dediğimiz Mayıs ayından Kasım ayına kadar orman teşkilatı ekipleri, ormanların belirlenmiş yerlerinde 7/24 esasına göre konuşlanır. Bu konuşlanma yerleri son 20 yılda çıkmış yangınlar göz önünde tutularak belirlenir.

Yangın ihbarı geldiği an, ihbar edilen yere hareket edilmektedir. Yangının büyüklüğüne göre; ilk müdahale araçları veya Arazöz dediğimiz araçlarla yangına müdahale edilir.

Ülkemizin %60’ının engebeli arazilerden oluştuğunu, ormanlarımızın çoğunun bu engebeli arazilerde olduğunu göz önüne aldığımızda, bütün yangınlara kara araçları ile müdahale etmek olanaksızdır. Bu tür durumlarda, hava araçlarına başvurularak, kara ekipleri ile birlikte yangına müdahale edilir.

Orman yangınlarının kendine has bir dinamiği vardır. Diğer yangınlara benzemez. Orman yangınlarında yangını besleyen koşullar her zaman vardır. Orman toprağının üzerinde bulunan humuslu, çürümeye yüz tutmuş tabaka bile yanmaya müsaittir. Bu bağlamda Kontrol altına aldığımızı düşündüğümüz yangın bir anda tekrar parlayabilir.

Kontrol altına alınan yangınları söndürmek için soğutma çalışmaları yangın hattının dışından içe doğru 45-50 metre bandında yapılır ve bir kaç gün gözlem altında tutulur. Engebeli arazilerde rüzgar çok fazla yön değiştirir. Rüzgar yönünü tayin edemediğimiz gibi, tahmin etmek de çok zordur. Müdahale anında bir anda, kendinizi, yangının ortasında bulabilirsiniz.

Address

Istanbul
34398

Website

http://www.yesilvatan.com/

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Orman Mühendisi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Orman Mühendisi:

Share