12/02/2023
🔴ACIMIZI ANLAMAYANLAR ✍
Yaşadığımız günler acı dolu günler, biz bu günleri yaşamasaydık belki de insanın değerini bilemeyecektik, insan olmanın ne anlama geldiğini öğrenemeyecektik. İlle acılar içinde kavrulmak mı gerekiyor insan olmak için? Doğrusu pek bir şey söyleyemiyorum bu konuda. Ama acı çekmemiş insanlardan korktuğumu, hem de çok korktuğumu söylemeliyim.
İnsan olmak ya da insanın değerini bilmek nice acıların armağanı olacaksa, bunun için başka bir yol yoksa ne yazık. İnsanın ne olduğunu ya da düpedüz insan olmayı kitaplardan ve öğretmenlerle ana-babaların öngörülerinden öğrenmek de olası olmalı.
Gene de içimde bir garip duygu var, bana acıyı, sıkıntıyı, boğuntuyu yaşamamış insandan korkmak gerektiğini söylüyor.
Değerlerin altüst olduğu, insan olmanın artık bir anlama gelmediği, özverinin de adanmalarında unutulduğu, kardeşin kardeşe tabanca çektiği,oğlun babadan para aşırdığı yeni zamanlarda bizler doğrusu tam anlamında bir yabancılık duygusunun içine düştük.
Bugün yaşadığımız temel duygu yalnızlık duygularının eşliğinde bir yabancılaşmışlık duygusudur. Yalnız çok genç insanlar değil, bizim yaşıtlarımız bile bu yeni değerler ya da değersizlikler dönemine pek güzel ayak uydurdular.
Tüm insan değerleriyle alay eden adamın üstüne anıt dikildi. En garibi de, bütün bu değer bunalımlarının oluşumunu getirecek koşulları canla başla geçerli kılmaya çalışanlar, bugün bir takım olumsuz durumlar karşısında insanca bir tutum alma sıkılmazlığını çok rahat gösterebiliyorlar.
Acıyı, sıkıntıyı, üzüntüyü tanımayan, hat insanın yoksunluklarıyla alay edebilen insanlara "aşina'' olduk sonunda. Birilerinin yılışa yılışa, sırıta sırıta insan değerlerini hiçe sayışını gördükçe biraz daha kendimize kapanıyoruz, biraz daha kabuğumuza çekiliyoruz.
Birilerinin gözümün içine baka baka yalan söylemesini artık kaldıramıyorum. İnsan yavaş yavaş şeytana dönüşüyor sanki, bizim bunca şeytanlıklarla başedebilecek gücümüz var mı?
İnsan değerlerinden yana görünenlerinde ne kadar içtenlikli olduğu tartışma götürür. En iyisi belki susmak ve beklemektir...
Afşar Timuçin'in İçimizdeki Deprem kitabından özetle.