01/09/2025
Bir zamanlar evlerimize ürünler sadece mağazalardan ya da vitrinlerden değil, gazetelerden kestiğimiz kuponlarla da girerdi. Türkiye’de özellikle 80’ler ve 90’larda yaygın olan bu kampanyalar, sadece bir satış yöntemi değil, aynı zamanda bir kültürel fenomen haline gelmişti.
📰 Gazeteler tirajlarını artırmak için tüketicinin hayatına dokunan ürünler sunar, bizler de sabahın erken saatlerinde bayiden gazete alırken gelecekteki hayali bir ürüne doğru ilk adımı atardık.
🍽️ Arcopal/Arcoroc yemek takımları, orta ve alt gelirli ailelerin evinde mutlaka bulunur, çeyizlerin vazgeçilmez parçası olurdu.
🧳 Leonard Heyden bavul seti, otogarların ve tren garlarının sembolü haline gelmişti.
💍 “Stress bileziği” ise büyük bir hevesle alınıp kısa sürede hayal kırıklığı yaratan ürünlerden biriydi.
🎶 Müzik setleri, reklamlarda gördüğümüz ihtişamıyla değil, küçücük boyutlarıyla evlere girdiğinde binlerce kişiyi şaşırtmıştı.
📱 Cep telefonları ise bambaşka bir dönemin başlangıcıydı. Cem Yılmaz’ın “Siz de titreyeceksiniz” sloganıyla hafızalara kazınan reklamı, tüketiciyle mizahı buluşturan unutulmaz bir kampanya olarak tarihe geçti.
💻 Comet Notebook gibi bazı ürünler ise reklamda vaat edilen ile gerçekte gelen arasındaki uçurum nedeniyle ciddi hayal kırıklığı yaratmıştı.
Bu kupon kampanyaları, bir yandan evlerimizi şekillendirirken diğer yandan marka–tüketici ilişkilerinin Türkiye’deki ilk büyük örneklerinden biri oldu. Bugün “sadakat programları” ya da “üyelik bazlı e-ticaret modelleri” nasıl tüketici bağını güçlendiriyorsa, o dönem kuponlar da benzer bir işlev görüyordu.
👉 Siz hangi ürünü kuponla almıştınız? Evde hâlâ sakladığınız ya da unutamadığınız bir parça var mı?