
12/10/2025
Faruk Nâfiz Çamlıbel’in ünlü “Han Duvarları” şiirini bilirsiniz,
duymuşsunuz veya bilmiyorsunuzdur..
Şiirde ismi geçen *Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış kimdir diye hiç aklınıza geldi mi?
Yemen cephesinden Sarıkamış cephesine sevk edilen, Maraşlı askerlerden biridir.
Memleketinden, sevdiğinden ayrılalı 10 yıl olmuştur ve ailesi muhtemelen öldüğünü düşünüyordur.
Yemen'den döndüğü için üzerinde kışlık elbisesi bile yoktur.
Va Sarıkamış'ın o soğuğunda hastalanır.
Savaş bittikten sonra köyüne, anne ve babasına dönmek için yola çıkar, ancak vereme yakalanmıştır.
Ulukışla taraflarında kaldığı bir handa, köyüne ulaşamadan ölür.
Ölmeden önce de hanın duvarlarına aşağıdaki dörtlükleri yazar.
**
Garibim namıma Kerem diyorlar.
Aslımı el almış harem diyorlar.
Hastayım derdime verem diyorlar.
Maraşlı Şeyhoğlu Satılmış’ım ben…
On yıl var ayrıyım kına dağından,
Baba ocağından yar kucağından,
Bir çiçek dermeden sevgi bağından,
Huduttan hududa atılmışım ben...
Gönlümü çekse de yârin hayâli,
Aşmaya kudretim yetmez cibâli,
Yolcuyum bir kuru yaprak misâli,
Rüzgârın önüne katılmışım ben...
**
1922 yılının soğuk bir Mart ayında Kayseri Lisesi'ne atanan genç edebiyat öğretmeni **Faruk Nafiz Çamlıbel ise Kayseri'ye giderken aynı handa misafir kalır.
Şeyhoğlu Satılmış'ın ölmeden önce duvara yazdığı o meşhur dörtlükleri görür...
Ve o dizeler Faruk Nafiz Çamlıbel'in ünlü HAN DUVARLARI şiirine dönüşür.
Demem o ki, bu ülkenin her bir köşesinde şehit kanı vardır.
Kolay alınmadı bu ülke.
Onlarca yıl anasından, yarinden, çocuğundan ayrı,
cepheden cepheye koşan,
Yazlık kıyafetlerle eksi 20 derecede savaşan yiğitlerin sayesinde oturuyoruz bu topraklarda.
Bu toprakların bir metresini bile gözden çıkartanın gözü çıkar...
Dolar ile almadık ki biz bu ülkeyi dolar ile yıkılsın,
Petrol ile almadık ki, petrol artınca yıkılsın,
Sokak oyunlarıyla almadık ki, sokakta kaybedelim.
Kan ile aldık, kan...
Ve ancak kan ile veririz.
Sahip çık vatanına...