24/11/2025
Yol kenarında durup,güz renklerine bürünmüş olan köyümü seyrettim bir müddet.Sonrasında yokuş yukarı tırmanırken,yolun ortasında güneşlemekte olan yılan panikle kaçtı benden.Düzlübeli Yaylası’na varınca yamaçtaki yılkı atlarını fark ettim,onlar da bana baktılar uzun uzadıya.Bakırlı Dağı’nın arkasındaki yurdunda yoktu Gayazaklı Ali.Var git çiçekleri açınca kışın mesajını almış ki,kar yağmadan sürüsünü alıp gitmiş besbelli.Dereye doğru bayır aşağıya sürdüm,sağlı sollu yeni ekilmiş tarlaların arasından.Arap Pınarı Yaylası’nda bir sürü yayılıyordu,30-40 kadar koyun,bir o kadarda keçi vardı sürüde.Yaklaşınca sürünün beş köpeği farklı yerlerden son sürat bana doğru harekete geçtiler.Durdum,motorun üzerinde kalarak çantamdan çıkardığım simitten attım onlara.Birden sakinleşip kuyruk bulayarak iyice sokuldular,diğer simiti de veremem,bana müsade dedim.İmecik Yaylası’na vardım aşağıdan,Tahsin Mestan’ın ağılı boş,evinin kapısı da kapalıydı.Devam ederek Yazır Yaylası’nda büyük baş sürüsü olan Muhammed Deviren’e uğradım,motosikleti oradaydı fakat kendisi de traktörü de yoktu.Doğruca Boyalı Göleti’nin yamacında bulunan güneş tarlalarının güvenlik görevlileri Mehmet Dağdeviren ve Ali Çolak kardeşlerimin yanlarına vardım.”Hoş geldin Yaşar abi,yaz boyunca gelmedin gözlerimiz yolda kaldı” dediler ağız birliği ile.Sohbet ederken orada bulunan Emrullah Yazır “sizin köyde ağaç budaması yapmıştım on yıl önce,amcanın adını hatırlayamadım” derken,tarif ettiği rahmetli babamdı.Babamın sağlığında bahçelerimizin ağaç budamalarını yapmış anlattığına göre.Yedik,içtik muhabbet ettik,yolcu yolunda gerek diyerek vedalaşarak çıktım yola.Güzle’nin içinden geçerken İsmet Pil amcayı,yolun kenarında yeni kestirmiş olduğu odunları taşırken buldum.Motordan inip kaskı çıkararak selam verdim,buyur etti, “ çay hazır ” dedi,geç oldu özel olarak geleceğim çayını içmeye deyip ayrıldım…Antalya