ArslanHaber.Com

ArslanHaber.Com Dünya Gündemi, Orta Doğu ve Güncel Haberler. Yeni Dünya Düzeni Kurmaya Çalışan Karanlık G?

Yeni Dünya Düzeni Kurmaya Çalışan Karanlık Güçlerin Derin Planları ve Analizleri

BİZİM BAŞKAN ERDOĞAN'IN NEDEN YANINDA OLDUĞUMUZUN GERÇEKLERİNDEN SADECE BİRİ !
02/09/2024

BİZİM BAŞKAN ERDOĞAN'IN NEDEN YANINDA OLDUĞUMUZUN GERÇEKLERİNDEN SADECE BİRİ !

TEŞEKKÜRLER BAYKAR TEŞEKKÜRLER BAYRAKTAR AİLESİ 🇹🇷
28/08/2024

TEŞEKKÜRLER BAYKAR TEŞEKKÜRLER BAYRAKTAR AİLESİ 🇹🇷

1- Selamün aleyküm kardeşlerim...BURSA SOHBETİ...29 Ağustos PERŞEMBE akşam 20,00'de ben Seyfullah Kılınç Hocanın katılım...
26/08/2024

1- Selamün aleyküm kardeşlerim...

BURSA SOHBETİ...

29 Ağustos PERŞEMBE akşam 20,00'de ben Seyfullah Kılınç Hocanın katılımıyla BURSA ORHANGAZİ'de bir kardeşimizin evinde soru-cevap ÇAY SOHBETİ olacaktır inşaAllah...

SOHBET, sadece şimdilik ERKEKLEREE AÇIKTIR, SOHBET İÇERİĞİ; Akşam-Yatsı namazı, Vird okunması, Zikir veya Hatme, Şeriat-Tarikat-Ahlak konularında soru-cevap sohbet, Kur’an-ı Kerim okunması ve Dua ile son bulmaktadır…
SOHBET şimdilik her ay 1 veya 2 defa yapılmaktadır...

2- Selamün aleyküm kardeşlerim...

İSTANBUL "BÜYÜKÇEKMECE" AVRUPA YAKASI SOHBETİ...

30 Ağustos CUMA akşam 20,00'da ben Seyfullah Kılınç Hocanın katılımıyla İSTANBUL'da BÜYÜKÇEKMECE'de dergahta soru-cevap ÇAY SOHBETİ olacaktır inşaAllah...

SOHBET, sadece şimdilik ERKEKLEREE AÇIKTIR, SOHBET İÇERİĞİ; Akşam-Yatsı namazı, Vird okunması, Zikir veya Hatme, Şeriat-Tarikat-Ahlak konularında soru-cevap sohbet, Kur’an-ı Kerim okunması ve Dua ile son bulmaktadır…
SOHBET şimdilik her ay 1 veya 2 defa yapılmaktadır...

3- Selamün aleyküm kardeşlerim...

İSTANBUL "ESENYURT" AVRUPA YAKASI SOHBETİ...

31 Ağustos CUMARTESİ akşam 20,00'da ben Seyfullah Kılınç Hocanın katılımıyla İSTANBUL'da ESENYURT'ta bir kardeşimizin evinde soru-cevap ÇAY SOHBETİ olacaktır inşaAllah...

SOHBET, sadece şimdilik ERKEKLEREE AÇIKTIR, SOHBET İÇERİĞİ; Akşam-Yatsı namazı, Vird okunması, Zikir veya Hatme, Şeriat-Tarikat-Ahlak konularında soru-cevap sohbet, Kur’an-ı Kerim okunması ve Dua ile son bulmaktadır…
SOHBET şimdilik her ay 1 veya 2 defa yapılmaktadır...

4- Selamün aleyküm kardeşlerim...

İSTANBUL "BAŞAKŞEHİR" AVRUPA YAKASI SOHBETİ...

1 Eylül PAZAR akşam 20,00'da ben Seyfullah Kılınç Hocanın katılımıyla İSTANBUL'da BAŞAKŞEHİR'de bir kardeşimizin evinde soru-cevap ÇAY SOHBETİ olacaktır inşaAllah...

SOHBET, sadece şimdilik ERKEKLEREE AÇIKTIR, SOHBET İÇERİĞİ; Akşam-Yatsı namazı, Vird okunması, Zikir veya Hatme, Şeriat-Tarikat-Ahlak konularında soru-cevap sohbet, Kur’an-ı Kerim okunması ve Dua ile son bulmaktadır…
SOHBET şimdilik her ay 1 veya 2 defa yapılmaktadır...

5- Selamün Aleyküm Kardeşlerim...

İSTANBUL "BEYKOZ" ANADOLU YAKASI SOHBETİ...

3 Eylül SALI akşam 20,00'da ben Seyfullah Kılınç Hocanın katılımıyla İSTANBUL'da Beykoz ÇAVUŞBAŞI'ndaki dergahımızda SOHBET-ZİKİR OLACAKTIR inşaAllah...

SOHBET, BAYAN-ERKEK-ÇOCUK HERKESE AÇIKTIR ailelerinizle katılabilirsiniz, erkekler ve erkek çocuklar erkek dergâhında sohbet-zikre katılıyorlar, bayanlar-kız çocukları bayan dergâhında sohbet-zikre katılıyorlar…
SOHBET İÇERİĞİ; Akşam-Yatsı namazı, Zikir veya Hatme, Vird okunması, Şeriat-Tarikat-Ahlak konularında sohbet...
SOHBET şimdilik her ay 1 veya 2 defa yapılmaktadır...

Güncel...FUTBOL;İNGİLİZLERİN İCAT ETTİĞİ, HAKEMLERİN YÖNETTİĞİ BİR OYUNDUR BİR SANAYİDİR BİR İLLÜZYONDUR BOŞ BEYİNLERİ D...
25/08/2024

Güncel...

FUTBOL;
İNGİLİZLERİN İCAT ETTİĞİ, HAKEMLERİN YÖNETTİĞİ BİR OYUNDUR BİR SANAYİDİR BİR İLLÜZYONDUR BOŞ BEYİNLERİ DOLDURMA YERİDİR;
FUTBOL'DA TARAFTAR STATLARI DOLDURUR YÖNETİCİLER DE BU KALABALIK ÜZERİNDEN PARASINA PARA KATAR,
FUTBOL'U FUTBOLUN DIŞINDAKİ KİŞİLER YÖNETİR…

STAD'LARI DOLDURANLAR VE FUTBOLU HAYATININ PARÇASI YAPANLAR KİMLERDİR?
GENELLİKLE BÜYÜK ŞEHİRLERDE KAYBOLANLAR; KİMLİĞİNİ BULAMAYANLAR; EVİNDE, İŞİNDE, SOKAKTA, MUTSUZ OLANLAR; ÜMİDİ OLMAYANLAR; AİLE KURAMAYANLAR KURSA DA YÜRÜTEMEYENLER; HAYATTA HEDEFLERİNE KOŞAMAYANLAR; SAYGI GÖRMEYENLER; KENDİ KİMLİĞİ İLE VAR OLAMAYANLAR; VELHASIL BİR ODASI NOKSAN OLAN KİMSELERDİR...

Detaylar...

1- STAD’LAR; Hiç tanımadığı birisiyle tribünde yan yana omuz omuza verip şarkılar marşlar söyleyip hayata tutunduğu ve yılda birkaç milyon Euro kazandığı için husumet duyduğu futbolcuya küfür etme yeridir…

2- STAD’LAR; Metropollerde GERÇEKTE İSTEDİKLERİ KİŞİ OLAMAYANLARIN galibiyetlere "ZAFER" dediği mekânlardır…

3- STAD’LAR; Hayatın getirdikleriyle baş edemeyip hedeflere de gidemeyeceklerini bilenlerin toplandığı sığındığı yerdir…

4- STAD’LAR; Düşük gelirle yaşarken, o yükün altında ezilirken milyonlarca Euro kazanan futbolcunun attığı GOLÜN arkasına gizlenip GERÇEK hayatı görmeme çabasının yaşandığı yerdir...

5- STAD'LAR; Kendi varlığını, menzilini, renklerini, hayallerini, beceremeyip bir FORMANIN içine girip kalabalığın içinde GÖRÜNMEME yeteneği kazanılan yeşil alandır…

6- FUTBOL İÇİNDE, santrafor-taç-stoper-penaltı-forvet-santra-plonjon-ofsayt-markaj-hat trick-fikstür-frikik-faul-dripling-averaj- aut-asist gibi PEK ÇOK TERİM BARINDIRIR ki TAMAMINA YAKINI İNGİLİZCE'den GELİR…

7- TÜRKİYE’DE FUTBOL YERLERDEDİR, kimse bunu görmek konuşmak istemez, kimse sistemi sorgulamaz, kimse asıl sorunu çözmek için adım atmaz, Avrupa'daki sıradan takımlar gelir yener giderler, uluslararası başarı tesadüflere bağlıdır, Almanya'da 3-4 milyon vatandaşımızın içinden KÜRESEL ÖLÇEKTE çok sayıda oyuncu çıkar ama 85 milyondan verim alınmaz...

8- TÜRKİYE'de futbolun dışından ne kadar isim varsa yıllardır FUTBOL'u yönetmektedir, kendiişlerinde TEK KURUŞU bile hesap edenler kulüplerin-camiaların milyonlarca EURO'sunu ÇÖPE ATMAKTADIR NASIL OLSA NE HESAP SORAN VARDIR NE VERECEK OLAN ki bu nedenle takımlar borç batağındadır…

9- TÜRKİYE'de FUTBOL sektöründe dönen PARA Türk futbolunun hak etmediği kadar büyüktür, neticede Arap liglerinin bir TIK üzerindeyiz, suçu ise kitleleri susturmak için en zayıf halkaya yıkarlar, PARADA YÜZEN şarlatan FUTBOLCULAR bilmeli ki AVRUPA'da BAŞARI KAZANDINIZ da BURADA SİZİ TÜRK HAKEMLERİ mi ENGELLEDİ?

10- TÜRKİYE’DE futbol kaybediyor herkes kazanıyor, MESELA bir hakem bile ŞAMPİYONLAR LİGİ'nde maç başına 7 BİN EURO ALIYOR Süper Lig de ise maç başına 20 BİN LİRA ALIYOR ayrıca aylık 26 BİN TL MAAŞI vardır...

11- TÜRKİYE'de BAŞKANLAR ve YÖNETİCİLER KULÜPLERİ YÖNETİP BATIRANLARDIR mesela 2023’te Galatasaray 30 milyon EURO, Fenerbahçe 57 MİLYON EURO, Beşiktaş 17 MİLYON EURO, Trabzonspor 15 MİLYON EURO transfer yaptı, İMZA ATTIRDIKLARI FUTBOLCULARIN ALDIKLARI AYRIDIR yani 4 miyar TL HARCANDI ANCAK ORTAYA KONAN BAŞARI SIFIR…

12- TÜRKİYE'de BAŞKANLAR ve YÖNETİCİLER CEPLERİNİ DOLDURUP KULÜPLERİ BATIRANLARDIR mesela Beşiktaş'ın 7.05 MİLYAR BORCU, Fenerbahçe'nin 8.63 MİLYAR BORCU, Galatasaray’ın 9,6 MİLYAR BORCU, Trabzonspor'un 4,7MİLYAR LİRA BORCU VARDI ki toplamda 30 MİLYAR LİRA ZARAR SÖZ KONUSUDUR…

13- GALATASARAY 2023’te 30 milyon Euro transfer harcaması yaptı, TAKIMIN TOPLAM DEĞERİ 226 MİLYON EURO olup yıllık maaş bütçesi de 55 milyon EURO’dur ki GALATASARAY’ı eleyen KOPENHAG’ın transfer harcaması 8 milyon, takım değeri 66 milyon, maaş bütçesi de 16 milyon Euro’dur ki neticede 66 milyonluk takım 226 milyonluk takımı eledi hatta GALATASARAY yıldızı Icardi 6 milyon Euro alırken KOPENHAG yıldızı Cornelius 1,7 milyon Euro alıyordu….

14- FENERBAHÇE’nin 2023’te TOPLAM DEĞERİ 200 milyon Euro, toplam maaş bütçesi 51 milyon Euro olup pozisyona bile giremedikleri ve 6 gol yedikleri Nordsjaelland'ın TOPLAM DEĞERİ 37 milyon Euro, toplam maaş bütçesi de 5 milyon Euro idi…

15- TÜRKİYE'de FUTBOL sektöründe YÖNETİCİLERDE MÜTEAHHİT, GALERİCİ, SON ÜTÜCÜ, BOYACI BADANACI, POSTACI, AYAKKABICI YÖNETİCİ VAR olup bunların sayıları da çoktur ve ne hikmetse futboldan gelen yöneticiler yoktu, İŞLERİ GÜÇLERİ YALAN SÖYLEYİP SLOGAN ATMAKTI…

25/08/2024
FIKIH... KONU: TİCARİ HAYAT... -3-1- SORU: Bir şey hususunda bir hocaefendi helal, diğer hocaefendi ise haram diyorsa ha...
25/08/2024

FIKIH... KONU: TİCARİ HAYAT... -3-

1- SORU: Bir şey hususunda bir hocaefendi helal, diğer hocaefendi ise haram diyorsa hangisine göre amel etmeliyiz?

CEVAP:

1- “Müftüler sana fetva verse de sen kalbine danış” hadisi şerifini, kahir ekseriyet hocalar ve âmme, “kredi, faiz vb. meselelerde hem helal diyenler var hem de haram diyenler var, benim kalbim helal diyenlere meylediyor” deyip, az önce zikredilen hadisi şerifi de kendilerine mesnet göstererek bu muamelelere dalmaktadırlar.
Subhanallah, böyle bir söz Selef-i Salih’e ters ve aykırıdır. Zira onlar bu hadis-i şerif-i böyle şerhetmemişler ve böyle anlamamışlardır. İki yönden ki;

a) Bu hadisi şerife muhatap olan kalp, selamette olan kalptir.
Yani kibirden selamette, riyadan selamette, hasetten selamette, dünya sevgisinden selamette, makam sevgisinden selamette, cimrilikten selamette, şehvetten selamette, enaniyetten selamette, kinden selamette vs. vs. hastalıklardan selamettedir…
Aksi takdirde, bu hastalıkların olduğu bir kalbe şeriat hususunda danışılıp da onunla nasıl amel edilebilir?

b) Kalbe danışılacak olan durum, müftülerin helal diye fetva verdikleri durumda geçerlidir.
Yani bir müftü sana bir hususta caizdir/helaldir der ise işte bu durumda sen kalbine danış ve eğer kalbin sana o şeyin haram olduğunu söylüyorsa kalbine gelen bu haram fetvası ile amel et…
Ama müftü sana sorduğun şey hususunda haram fetvası vermiş ise bu durumda kalbe danışma vs. zaten söz konusu değildir, kişi müftünün haram fetvası ile amel etmek zorundadır…

2- Hâlbuki âlimlerin veya hocalarımızın ihtilaf ettikleri bir hususta Müslümanın nasıl davranması gerektiğini Ulema ve Arifler ortaya koymuşlardır.
Bu zevat-ı kiramın hep bir ağızdan söyleyişleriyle;
Âlimlerin veya hocalarımızın ihtilaf ettikleri bir fetvada ve bir meselede yapmamız gereken, ihtiyatlı olanı tercih etmek, yani helal diyeni değil haram diyeni tercih etmek veya helal diyeni değil mekruh diyeni tercih edip onunla amel etmektir.
Buna misal olarak şöyle demişlerdir;
Örneğin bir âlim bir yiyecek hakkında helal, diğer bir âlim ise mekruh diyorsa, mekruh diyenin görüşü alınıp onunla amel edilir…
Cenâb-ı Hak bizleri Selef-i Salih’in anlayışı ve yolu üzere eylesin…

SONUÇ…
a) Sana bir hususta “haramdır” diye fetva verilirse kalbine danışman vs. söz konusu değildir ve olamaz…

b) Sana bir hususta “helaldir” diye fetva verilirse işte bu durumda en azından mutmain olmuş bir kalbin sahibi isen o takdirde kalbine danışabilirsin…

c) Bir fetva/mesele hususunda hocalarımız ihtilaf edip bir kısmı “caizdir”, diğer bir kısmı ise “haramdır” diyorsa sana lazım olan “haramdır” diyen görüş ile amel etmendir,
nefsine uyup da “benim gönlüme/kalbime helal diyen hocanın fetvası daha doğru geliyor” dememendir, zira böyle demen hevâ ve hevestir…

2- SORU: Ezan okumak, başkasının yerine haccetmek, imamlık yapmak, Kur’ân-ı Kerim öğretmek, fıkıh okutmak ve vaazlık yapmak için ücret almak caiz midir?

CEVAP:

Ezan okumak, başkasının yerine haccetmek, imamlık yapmak, Ku’rân-ı Kerim öğretmek, fıkıh okutmak ve vaazlık yapmak gibi ibadet ve taat için ücret almak caiz değildir.
Zira Rasûlullah (s.a.v);
“Kur’ân-ı okuyunuz, fakat onunla yemeyiniz (yani ücret alıp yemeyiniz)…” buyurmuştur…
Bunlardan dolayı ücret alınması, Fukahânın müteahhirleri tarafından caiz görülmüştür…

Bir kimse çocuğuna Kur’ân-ı Kerim veya fıkıh öğretmek için bir zâtı ücretle tutsa, bu ücretle tutan kimsenin, anlaştıkları ücreti hocaya vermesi üzere cebrolunur, eğer vermezse hapsolunur…
(Mültekâ/Mevkûfât)

3- SORU: Borçlu olan bir kimse, alacaklısını tehdit ederek borcunu bağışlatırsa, borç düşmüş olur mu?

CEVAP:

Borçlu olan bir kimse, alacaklısının önüne geçip tehdit ederek borcunu bağışlatsa, sahih olmaz. Sonra alacaklı alacağını yine alır…
(Mültekâ/Mevkûfât)

4- SORU: Bir kimse, bir kişiye “Al şu 10 lirayı çoluk çocuğuma harca” dese parayı alan kişi de kendi cebindeki 10 lirayı harcasa hükmü ne olur?

CEVAP:

Bir kimse, bir kişiye “Al şu 10 lirayı çoluk çocuğuma harca” dese parayı alan kişi de kendi cebindeki 10 lirayı harcasa, kendi cebinden harcadığı 10 lira, kendisine verilen 10 liranın karşılığı sayılır (onun yerine olmuş olur).
Bu istihsanen caizdir. Kıyasen caiz değildir, zira kendi parasını teberrû/hibe etmiş olur…
(Mültekâ/Mevkûfât)

5- SORU: Bir kimse bir kişiyi 1 kilo eti 1 liraya satın alması için vekil tayin etse, tayin edilen bu vekil de 1 kilosu 1 liraya satılan etlerden, 2 kilosunu 1 liraya satın alsa hükmü ne olur?

CEVAP:

Bir kimse bir kişiyi 1 kilo eti 1 liraya satın alması için vekil tayin etse, tayin edilen bu vekil de 1 kilosu 1 liraya satılan etlerden, 2 kilosunu 1 liraya satın alsa,
İmam Âzam (rh.a)’e göre, müvekkile o 2 kilo etten 1 kilo et 50 kuruşa lazım olur (yani müvekkil/vekil tayin eden kişi sadece 50 kuruş verip 1 kilo et almak zorundadır, gerisini almak zorunda değildir.)…
İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre, 2 kilo et 1 liraya lazım olur. Zira müvekkil, vekiline 1 lirayı ete sarf etmesini emretmiştir. Talihine de 1 liraya 2 kilo et gelmiştir…
(Mültekâ/Mevkûfât)

6- SORU: Altın veya gümüş sikkenin yarısından çoğu altın veya gümüş olursa, altın veya gümüş sayılır mı?

CEVAP:

Altın ve gümüş sikkenin yarısından çoğu altın veya gümüş olursa, hükmen altın veya gümüş sayılır…
(Mültekâ/Mevkûfât)

7- SORU: 10 metre kumaşı 15 metre kumaş ile veya 20 yumurtayı 25 yumurta ile peşin olarak satmak caiz midir? 1 avuç buğdayı 2 avuç buğdaya peşin olarak satmak caiz midir?

CEVAP:

Beş metre kumaşı beş veya altı metre kumaş karşılığında aynı cinsten olsun olmasın veresiye satmak caiz değildir…
Otuz yumurtayı otuz veya otuz beş yumurta karşılığında veresiye satmak da caiz değildir…
Ribe’n-Nesîe/Veresiye faizin illeti yalnız cins veya yalnız miktardır…

Ribe’l-Fadl/fazlalık faizi metre ve tane ile satılan şeylerde olmaz…
Bu bakımdan on metre kumaşı on beş metre kumaş ile veya yirmi yumurtayı yirmi beş yumurta ile peşin olarak satmak caizdir…
Bir de Ribe’l-Fadl/fazlalık faizinde (alınıp satılan malın miktarı) şeriat tarafından kabul edilen ölçek ve tartı altına girecek vaziyette bulunması lazımdır. Örneğin bir avuç buğdayın iki avuç buğdaya peşin olarak satılması, bir zerre altının iki zerre altına peşin olarak satılması caizdir…
(Mültekâ/Mevkûfât)

8- SORU: Alış-verişte konulan şartta eğer satıcı için veya alıcı için yahut satılan mal için menfaat olursa alış-veriş caiz olur mu?

CEVAP:

Genel olarak, alış-veriş anlaşmasının gerektirdiği şart olsun veya olmasın, konulan şartta satıcı veya alıcı için bir menfaat bulunmazsa alış-veriş sahih olur,
eğer satıcı için veya alıcı için yahut satılan mal için menfaat olursa alış-veriş caiz olmaz…
(Mültekâ/Mevkûfât)

9- SORU: Bir kimse sattığı malın parasını almadan önce, aynı malı, sattığından daha ucuza geri satın alması caiz midir?

CEVAP:

Bir kimse sattığı malın parasını almadan önce, sattığından daha ucuza aynı malı geri alması caiz değildir…
Bir kimse bir cariyeyi/arabayı bin liraya satıp, satın alan da bu cariyeyi/arabayı teslim alıp parasını vermeden önce satan kimse satın alandan bu cariyeyi/arabayı beş yüz liraya satın alsa ikinci alış-veriş sahih değildir…
Keza sattığı malın parasını almadan önce başka bir malla beraber satın alması da caiz değildir, ancak diğer aldığı malın alış-verişi hissesiyle sahihtir.
Mesela bir kimse, beş yüz liraya cariyesini/arabasını satıp, satın alan kimse cariyeyi/arabayı teslim alıp, cariyenin/arabanın kıymetini vermeden önce cariyeyi/arabayı satın aldığı kimseye başka bir cariyeyle/arabayla birlikte bu satın aldığı cariyeyi/arabayı beş yüz liraya satsa, kendi satıp da henüz parasını almadığı cariyenin/arabanın satışı caiz değildir. Zira bu alış-veriş fasittir, ama diğer cariyenin/arabanın alış-verişi hissesiyle caizdir…
(Mültekâ/Mevkûfât)

10- SORU: Boşanma, evlenme ve alış-veriş gibi şeylerde dava açılınca, yalancı şahitle bile olsa verilen hüküm geçerli midir?

CEVAP:

a) Boşanma, evlenme ve alış-veriş gibi şeylerde belirli bir sebeple dava açılınca yalancı şahitle bile olsa, (arzedilen hususun) helal olduğuna veya haram olduğuna dair hüküm verilmesi hem insanlar yanında hem de Allah (c.c) katında sahih ve geçerlidir. Bu, İmam Âzam (rh.a)’e göredir…
İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre ise “Yalancı şahitlerle verilen hüküm, insanlar yanında geçerli olup Allah (c.c) katında ise sahih ve geçerli olmaz…

Buna göre, bir kadın bir erkek üzerine o erkeğin kendisiyle evlendiğine dair şahit getirse ve hâlbuki o erkek o kadınla evlenmemiş olsa ve hâkim/kâdı da yalancı şahitlerin şahitlikleri gereğince hüküm verse, İmam Âzam (rh.a)’e göre, bu kadının kendisini bu adama teslim etmesi caizdir…
İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre ise, kadının nefsini bu adama teslim etmesi caiz değildir…

İmam Âzam (rh.a)’in delili şudur:
“Ali (r.a) zamanında bir adam bir kadına dava açıp ‘Bu kadın benim nikâhlımdır’ demiş ve iki şahit getirmiş, şahitler de ‘Bu kadın bu adamın nikâhlısıdır’ diye şahitlik yapmışlar ve bunun üzerine Ali (r.a) şahitlerin şahitlikleri gereğince hüküm vermişti. Bunun üzerine kadın, Ali (r.a)’a; ‘Ey Müminlerin Emiri! Gerçi benim üzerime nikâh sabit olmuştur, fakat gerçekten daha önce ben bu adama nikâhlı değildim. Hiç olmazsa şimdi benim rızamla benim nikâhımı bu adama kıy’ dediğinde Ali (r.a); ‘Senin nikâhını senin şahitlerin kıymıştır’ demiştir…”

b) Yalancı şahitlere göre verilen hükmün Allah (c.c) katında sabit olması durumu mülklerde yani yiyecek, içecek ve cariye gibi hususlarda geçerli değildir. Böyle bir hüküm insanlar yanında sabit olur ancak Allah (c.c) katında sabit olmaz.
Örneğin, bir kimse bir cariyeyi satın aldığını veya kendisine miras kaldığını söylemeksizin kendisinin mülkü olduğunu iddia edip yalancı şahitler getirse, kâdı/hâkim de bu cariyenin o kimsenin mülkü olduğuna hükmetse, bu hüküm insanlar yanında sahih ve geçerlidir, lakin Allah (c.c) katında sahih ve geçerli değildir. Binaenaleyh bu adamın bu cariyeye cinsî yakınlıkta bulunması ittifakla caiz olmaz…

c) Sadaka ve hibe hakkında yalancı şahitlerin şahitliklerine binaen hüküm verme hususunda ise iki rivayet vardır…
(Mültekâ/Mevkûfât)

Güncel...ESKİDEN ŞÖYLEYDİ; AMERİKAN MEMURU OLAN BİR AMERİKAN ELÇİSİ BAKANLAR KURULU TOPLANTISINA DAVETSİZ BİR ŞEKİLDE KA...
20/08/2024

Güncel...

ESKİDEN ŞÖYLEYDİ;
AMERİKAN MEMURU OLAN BİR AMERİKAN ELÇİSİ BAKANLAR KURULU TOPLANTISINA DAVETSİZ BİR ŞEKİLDE KAPIYI TEKMELEYEREK GİRER, FIRÇAYI ATAR VE GİDERDİ, BİZİ TEPE TEPE KULLANIRLAR, İSTEDİKLERİ HER ŞEYİ ALIRLAR, KAPILARDA YALVARTIRLAR, ÜZERİNE BİR DE CEZALANDIRIRLARDI…

ESKİDEN ŞÖYLEYDİ;
SİYASİLERİMİZ AMERİKA’YA GİDİP “PAZARA KADAR DEĞİL MEZARA KADAR DOSTUZ…” DİYORDU, AMERİKALILAR BİZE ŞAŞIRIP “ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE MEZARA KADAR DOSTLUK OLUR MU?” DİYE BAKIYORLARDI,
KİSSİNGER MEŞHUR SÖZÜNDE; "ABD'NİN DÜŞMANI OLMAK TEHLİKELİ AMA ABD'NİN DOSTU OLMAK ÖLÜMCÜL…" DİYORDU,
ANLAŞMA GEREĞİ İSRAİL SAVAŞ UÇAKLARI KONYA SEMALARINDA SERBESTÇE UÇUYORDU…

Detaylar...

1- 29 Mayıs 1975'te Brüksel'de KİSSİNGER-NİXON-DEMİREL bir araya gelir,
DEMİREL SİLAH VERİLMESİ İÇİN adeta YALVARIR "ABD ile tam dostuz..." deyip Washington'a NE KADAR SADIK OLDUKLARINI anlatır "Sadakati cezalandırıyorsunuz" der…

2- INDEPENDENT, yıllar sonra Brüksel'deki KİSSİNGER-NİXON-DEMİREL toplantısının CIA’daki kayıtlarını YAYINLADI,
Demirel, Nixon ve Kissinger'e;
"Kuzeyde doğrudan bir komşumuz var, Sovyetler... Onlarla ilişkilerimizi bazı eylemlerle kestik ve bu da bizi Sovyetlerin hedefi haline getirdi. Bu politikada hiç tereddüt etmedik..." der ve Ruslarla düşman olmayı ABD’ye SADAKATİ HİÇ TEREDDÜT ETMEDEN SEÇTİĞİMİZİ GURURLA HAYKIRIR…

3- Brüksel'deki KİSSİNGER-NİXON-DEMİREL toplantısında ABD Dışişleri Bakanı olan Kissinger;
"Anlayışınızdan etkilendik. Biliyorsunuz, Sayın Başkan (Nikson'a söylüyor), Başbakan Demirel şiddetli saldırılara maruz kaldı Amerikan yanlısı olduğu gerekçesiyle... AMERİKAN YANLISI OLMAK DEMEK "ÖNCE WASHİNGTON'un ÇIKARLARI" DEMEK…” der ve Demirel Amerikan yanlısı olunmasına rağmen Türkiye'ye silah verilmediğini üzüntüyle dile getirip;
"ABD'ye ne zarar verdik? Halkım bunu soracak. Anlaşma veya taahhüt ihlal ettik mi? Hayır. ABD 90 ülkeye silah satıyor ama Türkiye'ye, dostuna satmıyor. Biz risk aldık. Atlas füzeniz için, füze üsleri sağladığımız için Sovyet silahlarının başlıca hedefi olduk. 40 adet F-4 uçağı satın aldık.16'sı teslim edildi ve geri kalanları Ağustos 1975'e kadar teslim edilmeliydi. Ancak edilmedi. Taksit ödüyoruz, faiz ödüyoruz ve depolama ücreti ödemesi yapmamız isteniyor. Ancak bunlar teslim edilmedi. Birkaç örnek daha ekleyeyim. Onarıma ihtiyaç duyan bazı C-130 uçaklarımız var. Bu uçakları ABD'de onarmak için Lockheed ile bir sözleşmemiz var ancak bunları gönderirsek ambargo nedeniyle geri göndermeyecekler. Göndermezsek Lockheed'e ceza ödememiz gerekiyor...
Tito'ya silah veriyorsunuz ama Türkiye'ye vermiyorsunuz. SADAKATİ cezalandırıyorsunuz. İnsanlar bize 'Neden ABD uçakları göndermiyor, yedek parça göndermiyor ve bize ücret ödemesini istiyor?' diye soruyor. Ben her zaman NATO'yu savundum ama şimdi cezalandırılıyorum..." der…

FIKIH... KONU: TİCARİ HAYAT... -2-1- SORU: Müzik ve çalgı aletleri satmak caiz midir? Bir kimse Müslüman olan bir şahsın...
20/08/2024

FIKIH... KONU: TİCARİ HAYAT... -2-

1- SORU: Müzik ve çalgı aletleri satmak caiz midir? Bir kimse Müslüman olan bir şahsın sazını, davulunu, zurnasını, defini veya müzik ve çalgı aletlerini kırıp dökse tazmin eder mi?

CEVAP:

Bir kimse Müslüman olan bir şahsın sazını, davulunu, zurnasını veya defini kırsa yahut sarhoş edici içkisini yahut yarısı gidinceye kadar kaynatılıp sarhoş eden şarabını dökse;
İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.a)’e göre bunları kırıp döken kimse bunların kıymetlerini ödemez ve bunların satışı da caiz ve sahih değildir. Fetva da bunun üzerinedir…
(Mültekâ/Mevkûfât)

2- SORU: Bir şey katmaksızın insan pisliğini satmanın hükmü nedir? İnsan pisliği kül veya toprak gibi başka maddelerle karıştırılırsa, satılması caiz olur mu?

CEVAP:

Bir şey katmaksızın insan pisliğini satmak mekruhtur. Çünkü insan pisliği necasettir, mal değildir…
Eğer insan pisliği kül veya toprak gibi başka maddelerle karıştırılmış olursa, sahih kavle göre satmak caizdir…
Bir rivayette hatta İmam Âzam (rh.a)’den yapılan bir rivayete göre “Katkısız insan pisliği satmak caizdir” denilmiştir…
(Mültekâ/Mevkûfât)

3- SORU: Muamelelerde, kadın, fâsık veya kâfir olsa bile bir kişinin sözü kabul edilir mi?

CEVAP:

Muamelelerde kadın, köle, fâsık veya kâfir olsa bile bir kişinin sözü kabul edilir.
Mesela, bir kimse, bu eti Müslümandan aldım veya Ehl-i Kitaptan yani Yahudi ve Hristiyanlardan aldım, dese, et yenilir, eğer eti Mecusi’den aldım derse yenilmez…
(Mültekâ/Mevkûfât)

4- SORU: Bir kimse bir şahsın hayvanının ipini çözse yahut hayvanların ahırının veya kuş kafesinin kapısını açsa, sonra da hayvanlar telef olsa veya kaçsa, bunları tazmin eder mi?

CEVAP:

Bir kimse bir şahsın kölesinin ayağındaki bağını çözse yahut hayvanının bağlı bulunduğu ipini çözse yahut hayvanlarının bulunduğu ahırın kapısını açsa yahut içinde kuş olan kafesi açsa, sonra da köle ve hayvanlar telef ve zayi olsa, kuş uçsa, ipi çözüp kapıyı ve kafesi açan kimse bunların kıymetini ödemez…
İmam Muhammed (rh.a)’e göre hayvan ile kuşun kıymetini öder. Zira akıllı olmayan hayvan, bağı çözülünce yahut ahırın kapısı açılınca durmaz gider…
(Mültekâ/Mevkûfât)

5- SORU: Bir kişi, bir zimmînin/Müslüman memlekette yaşayan gayr-i müslim tebaanın şarabını dökse yahut da bir Müslümanın veya zimmînin murdar leşini yok etse onu tazmin eder mi?

CEVAP:

a) Bir kimse, bir zimmînin/Müslüman memlekette yaşayan gayr-i müslim tebaanın şarabını dökse, döktüğü şarabın mislini öder…

b) Bir kimse, başka bir şahsın murdar leşini yok etse bu leş zimmîye/Müslüman memlekette yaşayan gayr-i müslim tebaaya ait olsa bile onu ödemez. Çünkü murdar olan leş hiçbir dinde mal değildir…
Kasten besmele çekilmeyerek kesilen bir hayvan yok edildiğinde de ödenmez…
(Mültekâ/Mevkûfât)

6- SORU: Bir kimse, bir Müslümanın şarabını veya domuzunu yok etse bunları tazmin eder mi?

CEVAP:

Bir kimse, bir Müslümanın şarabını veya domuzunu yok etse bunları ödemez/tazmin etmez. Çünkü şarap ile domuz, Müslüman hakkında şer’an faydalanılması mübah olan mal değildir…
(Mültekâ/Mevkûfât)

7- SORU: Hile yolunu öğreten müftü ve insanların sağlığını bozan doktor vazifesinden men olunur mu? Bineği/Aracı olmadığı halde insanlar ile binek/araç kiralama yapan kişi işinden men olunur mu?

CEVAP:

Müftiy-i Mâcin (hile yolunu öğreten müftü), insanların sıhhatlerini bozan cahil hekim/doktor, hayvanı/aracı olmadığı halde insanlar ile hayvan/araç kiralama muamelesi yapıp kira bedeli alan müflis kimse, bunların hepsi vazife ve işlerinden men olunurlar…
(Mültekâ/Mevkûfât)

8- SORU: Malını muhafaza edip idare edemeyen veya malını zevk-eğlence-hovardalıkla yeyip yararsız-boş yere israf eden kimse, malında tasarruftan men olunur mu?

CEVAP:

a) Sefih (yani malını güzelce idare edemeyip zevk, eğlence ve hovardalıkta yiyen, beyhude/yararsız boş yere israf eden) kimse, parasını lüzumsuz ve yersiz harcasa bile tasarruftan men olunmaz. Sefahat yani sonunu düşünmeyerek lüzumsuz yere malını “har vurup harman savurma” hakları iptal etmez…

b) Fasık ile kalbi temiz olduğu için ticarette aldatılan kimseler, malını muhafaza edip idare ettiğinde tasarruftan men olunmazlar…
(Mültekâ/Mevkûfât)

9- SORU: Velisinden izinsiz küçük çocuğun tasarrufu geçerli midir? Deliliği devamlı olan delinin tasarrufları geçerli midir? Çocuk veya deli, başkasının malını telef ederse tazmin ederler mi?

CEVAP:

Bir kimsenin sözlü yaptığı tasarrufun geçerli olmamasının sebebi üçtür:
1- Tasarrufta bulunan şahsın küçük olması…
2- Tasarrufta bulunan şahsın deli olması…
3- Tasarrufta bulunan şahsın köle olması…

Velisinden izinsiz küçük çocuğun ve efendisinden izinsiz kölenin tasarrufları geçerli değildir. Deliliği devamlı olan delinin tasarrufları hiçbir surette geçerli değildir.
Bunlardan birisi başkasına ait olan bir malı telef ettiğinde öder…
(Mültekâ/Mevkûfât)

10- SORU: Borçlu borcunu ödemezse hâkim alacaklıların alacağını nasıl tahsil eder?

CEVAP:

a) Kâdı/Hâkim, borçlu olan kimsenin malını, üzerinde olan borcunu ödemek için satamaz, belki borçlunun malını kendi eliyle satıp borcunu ödemesi için kâdı onu ebedi hapseder…

b) Borçlunun mevcut olan malı borcu cinsinden olursa, hâkim borçlunun borcunu onun malından öder…

c) Borçlunun borcu, dirhem/gümüş/para cinsinden olup, malı ise altın cinsinden veya borcu altın olup malı dirhem/gümüş/para cinsinden ise, hâkim bunlardan her birini diğerinin yerine istihsanen satabilir…

d) İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre, eğer alacaklılar talep ederse, borçlu kişi alım-satımdan, tasarruftan ve malında başka bir kişinin alacağı olduğunu ikrar etmekten men olunur…

e) Borçlu kişi borcunu ödemek için malını satmaktan imtina ederse, hâkim, onun malını satıp alacaklılar arasında hisselerine göre taksim eder…

f) Borçlunun malı, borçlarını ödemek için satılmak istenildiğinde önce nakitleri satılır, bunlar borçlarını ödemeye yetmezse sonra ticaret malları satılır, bunlar da borçlarını ödemeye yetmezse taşınmaz malları satılır…

g) Borçlunun elbiseleri satıldığında kendisi için giydiği elbiselerden “bir kat” veya bazılarına göre “iki kat elbise” bırakılır…
(Mültekâ/Mevkûfât)

FIKIH... KONU: TİCARİ HAYAT... 1-1- SORU: Alış-veriş bittikten sonra müşteri, satıcıya, “Satın aldığım malın ücretini ge...
19/08/2024

FIKIH... KONU: TİCARİ HAYAT... 1-

1- SORU: Alış-veriş bittikten sonra müşteri, satıcıya, “Satın aldığım malın ücretini geri ver” deyip satıcı da “Vereyim” dese, alış-veriş bozulmuş olur mu?

CEVAP:

İki kişi alış-veriş yaptıktan sonra satın alan kişi satan kimseye, “Satın aldığım malın kıymetini geri ver” deyip satan kimse de “Vereyim” dese, alış-veriş bozulmuş olur.
Zira satın alanın parasını geri istemesi satanın da razı olması, iki taraftan “ikâle” yani alış-verişi bozmadır…
(Mültekâ/Mevkûfât)

2- SORU: Şarap veya şarap haricindeki sarhoş edici maddelerin satılması caiz midir? Şarap veya şarap haricindeki sarhoş edici maddeler telef edilirse tazmin edilir mi?

CEVAP:

İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre şaraptan başka diğer sarhoş edici şeylerin satışı caiz değildir ve bunları telef eden de ödemez/tazmin etmez…
Şarabın satılması ittifakla caiz değildir ve şarabı döken ödemez. Zira Rasûlullah (s.a.v);
“Şarabın içmesini haram kılan Zât-ı Âlâ onun satışını da haram kılmıştır” buyurmuştur…
(Mültekâ/Mevkûfât)

3- SORU: Fakir kişinin elinde yüz lirası bulunup ya kaybedeceğinden veya başka bir ihtiyacına sarf edeceğinden korktuğu için bitinceye kadar istediğini almak üzere bir bakkala ödünç vermesi mekruh mudur?

CEVAP:

Fakir olan bir kimsenin elinde bir dirhemi bulunup ya kaybedeceğinden veya başka bir ihtiyacına sarf edeceğinden korktuğu için bitinceye kadar istediğini almak üzere bir bakkala ödünç vermesi mekruhtur.
Böyle ödünç vermenin mekruh olması, menfaat getirdiği içindir, bu ise mekruhtur.
Çünkü Rasûlullah (s.a.v) menfaat getiren ödünç vermeyi yasaklamıştır.
Böyle ödünç vermenin mekruh olmamasının çaresi, dirhem, bakkala emanet olarak verilmeli, bundan sonra ihtiyaç olunan şeyler bakkaldan alınmalıdır…
(Mültekâ/Mevkûfât)

4- SORU: Tacir/esnaf ticarethanesini/dükkânını ve ticaret mallarını açarken veya bir gazi çarpışırken veya bir Âlim ilim meclisinde zikir ederse ne olur?

CEVAP:

Tacir/esnaf olan bir kimse, ticarethanesini/dükkânını veya ticaret mallarını açarken “lâilâheillallah”, “sübhânallah” veya “Allâhümme salli alâ Muhammedin” dese günahkâr olur. Çünkü tacir/esnaf bu cümlelerle dini, dünya kazancına alet etmiş olur.
Ama bir gazi çarpışırken veya bir Âlim ilim meclisinde tekbir getirirse sevap kazanırlar, çünkü bunların maksatları dini yükseltmektir…
Mültekâ/Mevkûfât)

5- SORU: Borçlu olan bir Müslüman veya bir zimmî/Müslüman memlekette yaşayan gayr-i müslim tebaa, borcunu ödemek için şarap satarsa, alacaklının, şarabın parasından alacağını tahsil etmesi helal olur mu?

CEVAP:

Borçlu olan bir Müslüman borcunu ödemek için şarap satsa, alacaklı şahsın, şarabın parasından alacağını tahsil etmesi haramdır.
Zira Müslümanın şarap satması batıldır ve parası da haramdır. Borçlu olan kişi zimmî (Müslüman memlekette yaşayan gayr-i müslim tebaa) ise, alacaklının o paradan borcunu alması mekruh değildir. Çünkü zimmî için şarap maldır…
(Mültekâ/Mevkûfât)

6- SORU: Şarap yapan bir kimseye şıra satmak caiz midir? Fitne ve fesatçılara silah satmak caiz midir?

CEVAP:

a) Şarap yapan bir kimseye şıra satmak caizdir, (üzüm ve bağ satmak evleviyetle caizdir).
Çünkü şıranın kendisinde bir günah olmayıp, şıra, değişip şarap olduktan sonra günahtır. (Bazıları “mekruhtur” demiştir…)

b) Fitne ve fesatçılara silah satmak caiz değildir (tahrimen mekruhtur. Lakin onlara demir satmak tenzihen mekruhtur.
Yani, günah yapmakta kullanılan şeyin kendini satmak tahrimen mekruhtur, bu şeyi hazırlamaya yarayan maddeleri satmak ise tenzihen mekruhtur. Çalgı aleti satmak ve çalgı aletinin malzemesini satmak örneğinde olduğu gibi…)
(Mültekâ/Mevkûfât)

7- SORU: Mekke-i Mükerreme’nin binalarını satmanın yahut arazisini satmanın ve kiraya vermenin hükmü nedir?

CEVAP:

İmam Âzam (rh.a)’e göre Mekke-i Mükerreme’nin binalarını satmak caizdir, arazisini satmak ve kiraya vermek ise mekruhtur. İmam Ebû Yusuf ve İmam Muhammed (rh.aleyhima)’ya göre mekruh değildir. İmameyn’in kavli de keza İmam Âzam (rh.a)’ten rivayet edilmiştir…
(Mültekâ/Mevkûfât)

8- SORU: Hayvan gübresini satmak ve ondan faydalanmak caiz midir?

CEVAP:

Hayvan gübrelerini satmak ve onunla faydalanmak Hanefi mezhebinde caizdir...
İmam Şafii (rh.a)’e göre caiz değildir. Zira necaset-i ayn’dır, mal değildir. Katkısız insan pisliğine benzer…
İmam Malik ve İmam Ahmed b. Hanbel (rh.aleyhima)’ya göre de hayvan gübrelerini satmak caiz değildir…
(Mültekâ/Mevkûfât)

9- SORU: Kişi evine kuyu veya helâ çukuru kazar, bu kuyudan veya helâ çukurundan da komşunun duvarına su sızarsa, komşunun bu kuyunun veya helâ çukurunun başka yere naklini isteme hakkı var mıdır? Komşunun duvarı bu kuyu veya helâ çukurunun ıslaklığından dolayı yıkılsa, kuyu veya çukur sahibi bunu tazmin eder mi?

CEVAP:

Bir kimse evine kuyu kazsa veya helâ çukuru kazsa, o kuyudan veya helâ çukurundan komşusunun duvarına su vursa, komşusu o kuyunun veya helâ çukurunun başka yere naklini istese, kuyu veya çukur sahibi bunları başka yere nakletmesi için cebrolunmaz.
Eğer komşusunun duvarı o kuyu veya helâ çukurunun ıslaklığından dolayı yıkılırsa, kuyu veya çukur sahibi duvarın masrafını ödemez.
Çünkü kuyu kazan kimse, kendi halis hakkında tasarruf yapmıştır…
(Mültekâ/Mevkûfât)

10- SORU: Kişinin elinde başka bir kişiye ait mal bulunsa, Devlet de o kişiye “Falan şahsın sende olan malını bana ver, vermezsen elini keserim” veya “Sana elli kamçı vururum” dese, o kişi de o şahsın malını Devlete verse, veren kişi bu malı tazmin eder mi?

CEVAP:

Bir kimsenin elinde başka bir kimseye ait mal bulunsa, Devlet de o kimseye “Falan şahsın sende olan malını bana ver, vermezsen elini keserim” veya “Sana elli kamçı vururum” dese, o kimse de o şahsın malını Devlete verse, veren kimse malı tazmin etmez…
(Mültekâ/Mevkûfât)

Address

Istanbul

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when ArslanHaber.Com posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share