Haciomeroglu Haber

Haciomeroglu Haber Newsletter

Bir Yüzüğün Gölgesinde: Mamo ve Omo’nun HikâyesiCemal’in İsyan Çığlığı ve Kayıp ZamanlarHazırlayan: Mehmet Şeker📍 Haciöm...
05/06/2025

Bir Yüzüğün Gölgesinde: Mamo ve Omo’nun Hikâyesi

Cemal’in İsyan Çığlığı ve Kayıp Zamanlar

Hazırlayan: Mehmet Şeker
📍 Haciömeroğlu Köyü, Haymana(Yunak - Konya)/Ankara → Halep/Suriye → Çifteler/Eskişehir
🕯️ 1911 – 1973+

Fırtına Öncesi Sessizlik (1911)

1911 yılının Ocak ayında, Osmanlı’nın Trablusgarp Savaşı için askerlik süresini beş yıla çıkardığı dönemde, Haymana'nın Haciömeroğlu Köyü'nden iki genç yola çıktı. Yeni evli Mamo, bir aylık kızı Gulê’yi ve genç eşini geride bırakmıştı. Yanında çocukluk arkadaşı Omo vardı. O da nişanlısının mendilini cebine saklamıştı. İkisi de aynı sokaklarda büyümüş, şimdi aynı cepheye, Yemen’e gönderilmek üzere, gözyaşlarıyla uğurlanmıştı.

1911’in soğuk bir Ocak sabahında, Osmanlı toprağı olan Ankara’nın Haymana ilçesine bağlı Haciömeroğlu Köyü'nde, kaderlerini tayin edecek bir yolculuğa iki genç adam uğurlandı: Mamo (Mehmet)ve Omo. Osmanlı’nın Trablusgarp Savaşı nedeniyle askerlik süresini beş yıla çıkardığı o kargaşa döneminde, köy meydanında toprak gözyaşıyla sulanmıştı. Yeni evli Mamo, kundakta bıraktığı bir aylık kızı Gulê ve eşinin titreyen dudaklarına son bir veda kondurarak yürüdü. Yanında, cebine nişanlısının mendilini koyan, çocukluk arkadaşı Omo(Ömer) vardı. Aynı sokaklarda koşmuş, aynı ekmekte tuzları olmuş, şimdi aynı cephede omuz omuza savaşa gidiyorlardı.

Yemen Cehennemi (1911–1918)

İngiliz destekli İmam Yahya İsyanı’nın ortasında, 47. Alay’a bağlı olarak Yemen’e sevk edildiler. 1915’te, Lahey Sözleşmesi’ne rağmen bedeviler tarafından esir alındılar ve Riyad’daki bir esir kampına götürüldüler.

Yemen (1911–1918)

Görev yerleri, İmam Yahya’nın İngiliz desteğiyle başlattığı isyanın gölgesindeki Yemen cephesiydi. 47. Alay’a bağlı olarak gönderildiler. 1915’te, Lahey Sözleşmesi’ne rağmen esir alındılar. Riyad’daki bir esir kampında ıssızlık ve hastalıkla boğuştular. Yemen cephesine gönderilen 150 bin Osmanlı askerinden, 100 binden fazlası geri dönemedi; şehit ya da kayıp sayıldılar.

Çölün Sırrı (1918–1926)

1918’de serbest bırakıldılar. Ama bu “özgürlük”, yollarını kaybettikleri bir haritadan ibaretti. Osmanlı artık yoktu, yollar ise tehlike doluydu. 2.400 km’lik yürüyüş boyunca sürekli ölümle burun buruna geldiler. Bedeviler tarafından altın için insanların karınlarının yarıldığı bir dönemde hayatta kalmak başlı başına bir mucizeydi. Halep’e vardıklarında yalnızca iki şey taşımışlardı yanlarında: umut ve geçmiş.

Altına Susamış Ölüm (1918–1926)

1918’de, Suudi Kralı Abdülaziz bin Suud’un af kararıyla serbest bırakıldılar. Ancak özgürlük, yönünü bilmeyen bir pusula gibiydi. Evleri yoktu, yollar kapalıydı. 2.400 kilometrelik bir yürüyüşle bedevi çetelerden kaçıp Halep'e varmak üzere yola çıktılar. O dönemde yaygın bir inanışa göre Osmanlı askerlerinin altın yuttuğu düşünülür, bu sebeple kaçak askerlerin mideleri canlı canlı yırtılırdı.

Sekiz yıl boyunca çöl, susuzluk ve yalnızlıkla imtihan edildiler. Bu yolculuk, onları yalnızca beden değil, ruh bakımından da dönüştürdü. Artık ne dönecek bir evleri ne de inşa edecekleri bir hayatları vardı.

Xêrhat Barge – Hayal Kırıklığı Noktası (1926)

1926’nın yazında, köye 5 km kala Xêrhat Tepesi’nde bir çobanla karşılaştılar. “Köydeniz” dediler sevinçle. Ama aldıkları haber dünyalarını altüst etti:

1926'nın yazında köylerine 5 kilometre kala, Xêrhat Tepesi'nde genç bir çobanla karşılaştılar. Sevinçle köyden haber istediler. Ancak çobanın ağzından dökülen kelimeler kan dondurucuydu:
"Mamo ve Omo, yıllar önce şehit ilan edildi. Mamo'nun eşi, küçük kardeşiyle evlendi. Omo'nun nişanlısı da başka biriyle..."

Çobanın şaşkın bakışların altında.

Yıllarca hayalini kurdukları kucaklaşmalar yerini derin bir yıkıma bıraktı.
Mamo: "Bu toprak bana haram oldu Omo! Gidiyorum..." Mamo Omoyla kucaklaştı ve tekrardan yola çıktı..

Samanlıkta Üç Gün – Sessiz Veda (1926)

Omo, köye girmeye cesaret edemedi. Gomê Malê Comart adlı samanlığa sığındı. Üç gün boyunca orada yaşadı; üç serçeyle idare etti, gözyaşlarıyla çocukluğunu izledi, gizlice.

Üç gün boyunca çocukluklarının geçtiği Gomê Malê Comart adlı samanlıkta saklandı. 3 serçe avlayarak hayatta kaldı.
Üç gün içerisinde saatlerce gizlice köyünü evini ve gözleri nişanlısını aradı. İstemiyerek çok sevdiği evini ve Haciömeroğlunu bırakıp kimseye görünmeden yola çıktı.

Köye en yakın bir şehrin otobüs terminalinda karşılaştığı bir tanıdık aracılığıyla ailesine mesaj yolladı:
"Ben ölmedim. Samanlığa baksınlar."

Aracıyla gönderdiği haberde, kız kardeşime söyle, Omo kardeşin yaşıyor, köye geldim, ölüm haberimiz verilmiş, doğru değil, bizler yaşıyoruz, olayları çoban'dan öğrendik, o yüzden eve gelmedim, 3 gün samanlıkta kaldım. (Not: bir yazılmış mektup var, yoruma açık, öngörüme göre, Omo bir mektup yazdı çobana verdi, götürüp amca oğluna verilsin, onu samanlıkta bekledi, tüm durumları anlamak için, 3 gün boyunca bekledi, kimse yanına gelmeyince, köyü terk etti.. ) Ablam üzülmesin ben iyiyim, belki inanmazlar, samanlığa baksınlar, izlerim hâlâ duruyor.

Gittiler. Gerçekten orada yaşadığına dair izler buldular: yanık küllük, kemikler, sessizlik.

Halep’te Kayıp Bir Hayat (1926–1965)

Mamo, Halep’e vardığında resmi olarak “şehit” ilan edilmişti. Oysa yaşıyordu. Kızı Gulê büyüdü, evlendi. 1928 Harf Devrimi ile Mamo’nun gönderdiği Osmanlıca mektubu kimse okuyamadı.

Gulê mektubu sakladı, hep taşıdı ama hiçbir zaman babasının sesini duymadı.

Hacda Bir Yüzüğün Vasiyeti (1965)

1965’te Mamo, hac sırasında Akşehirli bir hacıya rastladı. Yüreğiyle konuştu:
“Ben Haymana’nın Haciömeroğlu köyündenim. Savaşa gidip geri dönemeyen Mamo'yum. Şimdi bir ricam var: bu yüzüğü kızım Gulê’ye ulaştır. Halep'te beni bulsun.”

Ama hacı, Söz vermişti, ailesini bulacağına: hata buldu " Akşehir'de Haciömeroğlundan birisinin aracıyla haber gönderdi: Mamo'nun torunu Tamo"nun anlatımına göre Akşehirli Haci, bize haberi bizim köylülerin vasıtasıyla Ulaştırdı, tahmini 1965 - 70 yılında benle babam Akşehir'de haciye ulaştık, adam babamla konuştu, bu bilgileri bize aktardı, babam tamam ben annemi alıp buraya gelelim , beraber dedeme gideriz, akşehirli haci , tamam, ama bir şartım var, burada Akşehir'de bir dükkan açmak istiyorum bana 45 bin lira para lazım, eğer bu parayı bana verirseniz, sizi dedenize götürürüm, dedi" bu konuda babam parayı ödemeyince adam bize yardımcı olamayacağını söyledi, ve maalesef bizim dedemiz gene hayal olarak, sadece anılarımız da kaldı..

Yardım karşılığında 45 bin lira istedi. Aile o parayı veremeyince, Mamo’nun izi yine silindi.

Kırık Hatıralar, Kaybolan Kardeşler (1970–1973)

Omo, bir daha köye uğramadı. Dolaştı, arandı. Antep, Konya, Eskişehir söylentileri arasında kayboldu.

Kardeşi Cemal, altı yıl sonra kardeşi Omo'yu bulmak için arkasından aramaya çıktı oda geri dönemedi. Kız kardeşi EyZêz, her gece iki kardeşi için göz gözyaşı döktü.

Biçerdöverle Gelen Yüzleşme (1970’ler)

Bir gün köye gelen biçerdövercilerin yüzleri dikkat çekti. Gençler, Eskişehir Çifteler’den geldiklerini ve babalarının adının Ömer olduğunu söylediler.

Köylüler sordu: “Sakın babanız bizim Omo olmasın?”

Ziyaret edildi. Omo yalnızca kız kardeşi EyZêz ile görüşmeyi kabul etti. Diğerlerini kabul etmedi. Kalbinde hâlâ yüzüğü verdiği nişanlısının hayali, geçmişin acısı vardı. Belkide samanlıkta 3 gün boyunca, mektup yoluyla beklediği akrabasının öfkesi'mi vardı.. bilinmez tabiki aldığım bilgiler, olayın kaynağında bu sebepler olabilir diye düşünüyorum..?

Epilog: Bir Yüzüğün Ardında Kalan Hayatlar

Bu hikâye yalnızca iki adamın değil, savaşın araya koyduğu zamanın, kaybolmuş kuşakların, okunamayan mektupların ve yüzükle taşınan özlemlerin hikâyesidir.

Bir yüzük kaldı geriye.
Bir mektup okunamadı.
Bir samanlık, direnişin ve gözyaşının tanığı oldu.

Mamo'nun torunu Tamo’ya geçen o yüzük artık geçmişin değil, hatırlamanın sembolü. Omo’nun hıçkırıkları ise Gomê Malê Comart’ta rüzgârla yankılanmaya devam ediyor.

Dipnot:

Bu makalede yer alan bilgiler, sözlü tarih anlatımları, aile büyüklerinden aktarılan anılar ve akraba tanıklıkları ile birlikte, dönemin tarihî ve sosyolojik olayları göz önünde bulundurularak derlenmiştir. Tarihte sessizce kaybolmuş canlara bir ses, isimsiz kalmış hikâyelere bir iz bırakmak amacıyla kaleme alınmıştır.

Haciömeroğlu Köyü'nün geçmişi yalnızca sel felaketleriyle değil, anlatılmayı bekleyen birçok sır ve sessiz çığlıkla örülüdür. Bu yazının, yeni detayların ortaya çıkmasına vesile olması ümidiyle, tarihe bir iz düşmesini diliyorum.

Bu makaleyi, isimleri hatırlanmayan tüm kayıplara ve arkasında hikâye bırakmış tüm ölmüşlerin aziz hatırasına ithaf ediyorum.

Mehmet Şeker
2025
-


🤍 Teşekkür Notu

Bu hikâyenin oluşumunda, geçmişin izlerini bugüne taşıyabilmem için bilgi, anı ve gönül desteğini esirgemeyen değerli dostlarıma en içten teşekkürlerimi sunarım:

Ömer Hazar,
Tamo Kaplan,
Memiş Hazar,
Lütfi Kılıç

Varlığınız, bu sessiz hikâyeye ses, bu karanlık zamana ışık oldu.

📜 Telif Hakkı ve Kullanım Uyarısı

© 2025 Mehmet Şeker. Tüm hakları saklıdır.

Bu metin, Mehmet Şeker tarafından kaleme alınmış olup; her hakkı yazara aittir. Hikâyede yer alan tüm anlatımlar, sözlü tarih çalışmaları, bireysel tanıklıklar ve aile hafızasından derlenmiştir. Bu içerik, yazarın önceden yazılı izni olmaksızın kopyalanamaz, alıntılanamaz, dağıtılamaz veya herhangi bir dijital ya da basılı yayın organında kullanılamaz.

Yazının izinsiz kullanımı, 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu başta olmak üzere yürürlükteki ilgili mevzuat çerçevesinde hukuki ve cezai yaptırımlara tabidir.

Bu metin, Haciömeroğlu Köyü başta olmak üzere; Anadolu'nun sessiz tanıkları olan tüm kayıplara, unutulmuş hayatlara ve hatırlanmaya değer hikâyelere bir saygı duruşudur.

📌 İzin talepleri ve iletişim için:
📧 https://www.facebook.com/share/1JDwrphcpS/
🔗

Diğer Araştırmalar:

https://www.facebook.com/share/p/1E8Svf2pnt/

https://www.facebook.com/share/p/1YsaUAJh7s/

https://www.facebook.com/share/p/15A5C9KBrj/

https://www.facebook.com/share/p/1CVhUU2s3D/

https://www.facebook.com/share/p/1BuoxQ7d3t/

https://www.facebook.com/share/p/1DfKqdM8Dr/

https://www.facebook.com/share/p/1HpeGq8VvX/

https://www.facebook.com/share/p/1Px5CxnBn4/

https://www.facebook.com/share/p/1PfHdUczAo/

https://www.facebook.com/share/p/18erYrvj3N/

https://www.facebook.com/share/p/1BzXKHEvEQ/

https://www.facebook.com/share/p/1HsDQdefVg/

https://www.facebook.com/share/p/16KDkZiFA6/

https://www.facebook.com/share/p/1C32JeLeBm/

https://www.facebook.com/share/p/1Z2YPEh8sK/

https://www.facebook.com/share/p/15zaop2BQc/

https://www.facebook.com/share/p/1Byod5EgH7/

https://www.facebook.com/share/p/1CRDZq9FJj/

https://www.facebook.com/share/p/1BYHeE9Y4P/

https://www.facebook.com/share/p/192kZnT3wE/

https://www.facebook.com/share/p/16Y6H528x7/

https://www.facebook.com/share/p/16H7JKq9By/

https://www.facebook.com/share/p/1BBXuHt6Ns/

https://www.facebook.com/share/p/1CDuWutsPC/

https://www.facebook.com/share/p/16VnuijNCN/

https://www.facebook.com/share/p/1EUWXG4WXi/

https://www.facebook.com/share/p/18vvGxCpRy/

https://www.facebook.com/share/p/18yoDSnzE4/

Ev Kadınlarına Emeklilik Fırsatı!Evde çalışıyorsun ama emekli olmak istiyorsun, değil mi? İşte sana iki harika yol:1. De...
21/05/2025

Ev Kadınlarına Emeklilik Fırsatı!

Evde çalışıyorsun ama emekli olmak istiyorsun, değil mi? İşte sana iki harika yol:

1. Devlet Üzerinden Emeklilik (SGK ile)

Kendi sigortanı kendin yaptır, devletten emekli ol!

Nasıl?

SGK’ya başvurup isteğe bağlı sigorta yaptırıyorsun.

Her ay yaklaşık 1.250 TL prim ödüyorsun.

Yeni yasa ile primin 1/3’ünü devlet karşılıyor!

Ne zaman emekli olunur?

Belirli bir yaşa (örneğin 58-60) gelince ve yeterli süre prim ödeyince.

Başvuru Yeri:

E-Devlet veya en yakın SGK şubesi

2. Banka ile Birikimli Emeklilik (BES ile)

Hem para biriktir, hem devletten destek al!

Nasıl işliyor?

Her ay yatırdığın paranın %30’u kadarını devlet ekliyor!

Örnek: Ayda 1.250 TL yatırırsan, devlet 375 TL ekliyor. Toplam: 1.625 TL!

Şartlar:

10 yıl sistemde kal,

56 yaşını doldur,

Birikimini maaş ya da toplu para olarak al!

Ekstra Güvence:

Eşin vefat ederse veya sakat kalırsan, banka ödemelerini üstleniyor.

Nasıl Başvurulur?

1. İş Bankası şubesine git,

2. Veya İşCep uygulamasından “AHE Mobil” ile başvurunu yap.

3. Ödemelerini aylık, 3 ayda bir veya yıllık olarak seç.

Peki Hangisi Daha Uygun?

SGK ile Emeklilik: Devlet sistemi, uzun vadeli ve resmi emeklilik.

BES ile Emeklilik: Esnek, devlet katkılı ve güvenli birikim fırsatı.

Geleceğini Bugünden Güvenceye Al!

Ayda sadece 1.250 TL ile emekliliğine yatırım yap.

Devlet desteğini kaçırma, dilediğin planla hemen başla!

SGK üzerinden isteğe bağlı sigorta ile emekli olabilmesi, genellikle BAĞ-KUR (4B) kapsamında oluyor. Yani:

İsteğe bağlı sigortalı olduğunuzda, BAĞ-KUR statüsünde prim ödemiş sayılırsınız.

Bu sistemle prim ödeyerek, SGK’dan emekli olabilirsiniz.

Mehmet Şeker



Geleceğini erteleme!
Bugün başla, yarınını güvence altına al!

08/05/2025

ARTGROUP
MİMARLIK & GAYRİMENKUL

Değerli Dostlarımız ve Kıymetli Müşterilerimiz,
Sizlere daha kaliteli, daha hızlı ve güvenilir hizmet sunmak için ARTGROUP olarak modern ve kaliteli hizmet anlayışımızla her zaman hizmetinizdeyiz!

Sıfırdan anahtar teslim iç mimari projeler, restorasyon, gayrimenkul alım-satım ve kiralama danışmanlığı alanlarında profesyonel çözümler sunuyoruz.

Uzman ekibimizle birlikte ihtiyaçlarınıza özel hizmetler için bir telefon kadar yakınız.

İletişim:
0535 644 17 51
0535 744 88 65


Bir Yıldız Daha Kaydı: Nurettin Atan'ı Sonsuzluğa UğurluyoruzBugün güne, yüreğimizi derin bir acıya boğan kötü bir haber...
27/04/2025

Bir Yıldız Daha Kaydı: Nurettin Atan'ı Sonsuzluğa Uğurluyoruz

Bugün güne, yüreğimizi derin bir acıya boğan kötü bir haberle başladık. Güler yüzüyle ekranlarımızda yer eden, samimiyetiyle gönüllerimize dokunan sevgili dostumuz Nurettin Atan'ı zamansız bir şekilde kaybettik. Erken yaşta geçirdiği kalp krizi sonucu hayata veda eden Nurettin'in ardından, tarifsiz bir hüzün içindeyiz.

Nurettin Atan, Bulduk kasabasında dünyaya gözlerini açmış, hayatını ise uzun yıllardır İsveç’te sürdürüyordu. Nerede olursa olsun, sıcaklığı, içtenliği ve insan sevgisiyle çevresine umut ve neşe aşılamayı başarmış nadir insanlardandı. Sosyal medyada uzun yıllardır dostluk kurduğumuz, düşüncelerini, duygularını paylaştığımız bu kıymetli insanın ardından kelimeler bile kifayetsiz kalıyor.

Bu zamansız ayrılık, genç yaşta kaybetmenin derin hüznüyle yüreğimizde büyük bir boşluk açtı. Henüz yaşayacak çok şeyi, söyleyecek çok sözü varken, hayatın acımasızlığı bir kez daha yüzümüze tokat gibi çarptı.
Ne yazık ki, kalp krizi gibi hain bir illet bir arkadaşımızı daha aramızdan kopardı.

Sevgili Nurettin, yüzündeki o içten tebessümle, samimi sohbetlerinle, gönüllerimizde hep yaşayacaksın.
Dualarımız seninle… Mekanın cennet, toprağın bol olsun. Ailesine, yakınlarına ve sevenlerine sonsuz sabır ve başsağlığı diliyoruz.

İyi insanlar kolay unutulmaz, sen de asla unutulmayacaksın…

Mehmet Şeker

🥀🥺

Deprem Anında Hayat Kurtaran Bir Yöntem: Hayat ÜçgeniTürkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkelerde, afetlere karşı ha...
24/04/2025

Deprem Anında Hayat Kurtaran Bir Yöntem: Hayat Üçgeni

Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkelerde, afetlere karşı hazırlıklı olmak hayati önem taşır. Deprem sırasında doğru davranış şekilleri, bireylerin hayatta kalma şansını büyük ölçüde artırabilir. Bu bağlamda geliştirilen yöntemlerden biri de "hayat üçgeni"dir. Bu makalede, hayat üçgeninin ne olduğu, nasıl oluşturulduğu ve etkileri detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

Hayat Üçgeni Nedir?

Hayat üçgeni, deprem sırasında büyük ve sağlam eşyaların yanına geçerek oluşturulan üçgen şeklindeki güvenli alanlara verilen isimdir. Bu teknik, bina yıkıldığında eşyanın ağırlığı nedeniyle çökmeyen, üçgen biçiminde bir yaşam boşluğu yaratabileceği düşüncesine dayanır. Özellikle masa, kanepe, yatak, buzdolabı gibi dayanıklı eşyaların yanına cenin pozisyonunda yerleşerek uygulanır.

Nasıl Oluşturulur?

1. Sağlam Eşyaların Yanına Geçin: Yatak, büyük koltuk, dolap gibi dayanıklı nesnelerin yanına geçin. Altına saklanmak yerine, yanındaki boşluk hedeflenmelidir.

2. Cenin Pozisyonu Alın: Vücudu küçültmek ve başı korumak için dizler karnınıza çekilir, baş iki el arasına alınarak korunur.

3. Açıkta Kalabilecek Alanlardan Uzak Durun: Pencere, balkon, asansör gibi tehlike oluşturabilecek alanlardan kaçının.

4. Devrilme Riski Olan Eşyalardan Uzak Durun: Sabitlenmemiş raflar, televizyonlar, kitaplıklar gibi objeler ölümcül olabilir.

Hayat Üçgeninin Etkililiği

Hayat üçgeni yöntemi, bazı arama-kurtarma uzmanları tarafından savunulmakta, özellikle bina tamamen çöktüğünde işe yarayabileceği öne sürülmektedir. Ancak bu yöntem, bazı çevrelerce eleştirilmiş ve yerine "Çök-Kapan-Tutun" yöntemi önerilmiştir. Bu görüş ayrılığı, hangi tür yapıların ne kadar güvenli olduğuyla da doğrudan ilgilidir.

Tartışmalar ve Alternatifler

"Çök-Kapan-Tutun" yöntemi, özellikle sağlam yapıların içinde uygulanması için önerilir. Masa altına girerek başı ve boynu korumayı amaçlar. Öte yandan, hayat üçgeni, çökme riski yüksek yapılarda daha avantajlı kabul edilir. Bu nedenle hangi yöntemin daha uygun olduğu, içinde bulunulan yapının sağlamlığına göre değerlendirilmelidir.

Hayat üçgeni, doğru uygulandığında deprem anında hayat kurtarıcı olabilir. Ancak her bireyin, yaşadığı yapının özelliklerini tanıması, olası bir afet durumunda en doğru hareket tarzını belirlemesi hayati öneme sahiptir. Bu tür yöntemler, bilinçli uygulandığında sadece kişinin değil, ailesinin ve çevresindekilerin de hayatını kurtarabilir.

Mehmet Şeker












https://youtu.be/e3SUZ0sQAsQ?si=tFplCv9MzEOLTs7Y

Bir Ağaca İsim Vermek: Sevdiklerimizi Köklerde YaşatmakYazan: Mehmet ŞekerHayatın telaşı içinde kimi zaman unuturuz... U...
24/04/2025

Bir Ağaca İsim Vermek: Sevdiklerimizi Köklerde Yaşatmak
Yazan: Mehmet Şeker

Hayatın telaşı içinde kimi zaman unuturuz... Unuturuz bir zamanlar gözlerimizin içine gülerek bakanları, omzumuza başını koyanları, bizden önce göçüp giden o güzel insanları. Oysa insan, hatırladığı sürece yaşar. Ve bazen en kalıcı anı, bir kelimeye değil, bir köke, bir yaprağa, bir ağaca yüklenir.

Benim bir önerim var...

Herkes, evinin önüne bir ağaç diksin. Ama öyle sıradan bir ağaç değil; bir anlam, bir isim taşıyan bir ağaç. Her biri, sevdiklerimizin ismini taşısın. Bir anne, bir baba, bir eş, bir dost, bir çocuk, bir dede ve bir nene… Her ağacın gövdesinde bir hatıra saklı olsun. İsmini verdiğimiz her fidan, toprağa değil kalbimize dikilsin.

Zamanla o ağaç büyürken, sevdiğimizin hatırası da dallanıp budaklansın. Rüzgar estiğinde sadece yapraklar değil, anılar da kımıldasın. Ve o ağacın gölgesine her oturduğumuzda, artık aramızda olmayan bir canın sesi kulaklarımızda çınlasın.

Bu sadece bir ağaç dikmek değil… Bu, sevgiye, saygıya, geçmişe ve geleceğe köprü kurmak demektir. Toprakla insan arasındaki en duygusal bağdır bu. Ölmüşlerimiz için bir dua, diriler için bir ders niteliğindedir.

Böylesi bir gelenek başlatsak… Her evin önünde farklı hikâyeler büyür, her semtte farklı anılar yeşerir. Kim bilir, belki bir gün torunlarımız o ağacın gölgesine oturur ve “Bu ağaç kimin adına dikildi?” diye sorar. Ve biz, gözlerimiz dolarak anlatırız: “Bu ağacın ismi, kalbimizin en derin köşesinde yaşayan birine ait…”

İşte o zaman, ölüm bile çaresiz kalır. Çünkü isimler yaşar, sevgiler kök salmaya devam eder.

Saygılarımla,
Mehmet Şeker

DEPREMLERDE HAYAT KURTARAN TEKNOLOJİLER: BİNA İZOLATÖRLERİ VE DİĞER SİSTEMLERDepremler, özellikle deprem kuşağında bulun...
23/04/2025

DEPREMLERDE HAYAT KURTARAN TEKNOLOJİLER: BİNA İZOLATÖRLERİ VE DİĞER SİSTEMLER

Depremler, özellikle deprem kuşağında bulunan ülkeler için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Can ve mal kayıplarını en aza indirmenin yollarından biri, yapıların depreme dayanıklı hale getirilmesidir. Son yıllarda, yapı teknolojilerinde önemli gelişmeler yaşanmış, özellikle "deprem izolatörleri" gibi sistemler yaygınlaşmıştır. Bu makalede, deprem izolatörleri başta olmak üzere, depremlerde hayat kurtaran sistemler ele alınacaktır.

1. Deprem İzolatörleri Nedir?

Deprem izolatörleri, binaların temeline yerleştirilen ve sismik enerjinin yapıya ulaşmasını engelleyen özel yapılardır. Temel mantığı, binanın zeminle olan sert bağlantısını azaltmak ve yapının zemin hareketinden izole edilmesini sağlamaktır. Bu sayede, binanın üst yapısında oluşabilecek sarsıntılar ciddi şekilde azaltılır.

Avantajları:

Yapının daha az zarar görmesi

İçerideki eşyaların korunması

Tahliye sürecinde daha az panik ortamı

Kritik binalarda (hastaneler, okullar) hizmet devamlılığı

2. Diğer Depreme Dayanıklı Sistemler

a) Sönümleyiciler (Dampers):
Binadaki enerjiyi emerek sarsıntıyı azaltan hidrolik ya da viskoz yapılar. Sıklıkla gökdelenlerde kullanılır.

b) Güçlendirilmiş Taşıyıcı Sistemler:
Çelik çaprazlar, karbon fiberle kaplama ve kolon-kiriş bağlantılarının güçlendirilmesi, eski binalarda özellikle yaygındır.

c) Hafif ve Esnek Malzeme Kullanımı:
Ağır yapı elemanları yerine hafif malzemeler kullanılarak düşen cisim kaynaklı riskler azaltılır.

d) Otomatik Acil Durum Sistemleri:
Deprem anında elektriği kesen, gaz vanasını kapatan ve asansörleri otomatik olarak durduran sistemler can kayıplarını önler.

3. Uygulama Örnekleri

Türkiye’de özellikle yeni yapılan hastanelerde kullanılmaktadır. Bu sistemler, 6.8 büyüklüğündeki depremlerde bile binaların zarar görmesini engelleyerek, içerideki insanların güvenliğini sağlar. CNN Türk ve A Haber kaynaklı görsellerde de görüldüğü gibi, bu izolatörler zeminle bina arasında özel bir katman oluşturarak binayı “yüzer” hale getirir.

Sonuç

Depremler doğal afetler arasında önlenemezdir ancak etkileri azaltılabilir. Bina izolatörleri, sönümleyiciler ve akıllı sistemler gibi teknolojiler sayesinde depremlerde can ve mal kaybı önemli ölçüde engellenebilir. Bu teknolojilerin yaygınlaştırılması ve özellikle kamu binalarında zorunlu hale getirilmesi, gelecekte yaşanabilecek felaketlerde toplumun daha dirençli olmasını sağlayacaktır.

Mehmet Şeker



23/04/2025

“Arşivden bir kesit… 2025
Geçmişin izlerini taşıyan tüm fotoğrafları paylaşıyorum.
Vefat edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ve uzun ömürler dilerim.
Her kare bir hatıra, her yüz bir hikaye…”
Haciomeroglu Haber Hacı Ömer oğlu köyü Hacıömeroğlu Köyü Muhtarlığı.

Haciomeroglu Haber Hacı Ömer oğlu köyü Hacıömeroğlu Köyü Muhtarlığı.

23/04/2025

“Arşivden bir kesit… 2025
Geçmişin izlerini taşıyan tüm fotoğrafları paylaşıyorum.
Vefat edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlıklı ve uzun ömürler dilerim.
Her kare bir hatıra, her yüz bir hikaye…”
Haciomeroglu Haber Hacı Ömer oğlu köyü Hacıömeroğlu Köyü Muhtarlığı.

Address

Yunak

Opening Hours

Monday 09:00 - 12:00
Tuesday 09:00 - 00:00
Wednesday 09:00 - 13:00
Thursday 09:00 - 14:19
Friday 09:00 - 17:07

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Haciomeroglu Haber posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Haciomeroglu Haber:

Share