Our Story
Founded in 2008 by Sarah Wetherbee, Emre Sahin and Kelly McPherson, Karga Seven Pictures (A Red Arrow Studios Company) is a Los Angeles based award winning production company with a satellite office in Istanbul, Turkey. Specializing in non-fiction television, theatrical feature films and commercials, we’ve produced more than 400 hours of programming, domestically and across the globe.
Comments
Aü Sbf Basin Yayin-İlef Şeref Grubu
AHMET HAKAN EFENDİ, “MAL BOZUK, MAL MÜDÜRÜ (HAZAL KAYA) NE YAPSIN?”
Muhtemelen Süleyman Demirel, bir Atatürk filmi çekilmesi için bütçeye 115 milyon lira koymuş, Atatürk’ü canlandırması için de dünyanın en büyük aktörlerinden Yul Bryner’i Türkiye'ye getirmişti.
Yul Bryner: "Nutuk'un tercümesi çok kötü, fazla bir şey anlayamadım, ama bana uzun bir monolog gibi geldi... Ben filmin başından sonuna kadar monolog okuyabilen bir aktör değilim." der...
Atatürk'ün resim ve fotoğraflarını gösterirler:
“Resim ve fotoğraflarda Atatürk hiç gülmüyor..." der, Yul Bryner.
"Kimse Atatürk'ün gülen bir resmini yapamaz, kimse Atatürk'ün gülerken fotoğrafını çekemez!.." derler...
"Atatürk'ün ağlamadığını da ben kabul edeyim... En azından üzüntülü, kederli olduğu bir resmi, bir fotoğrafı yok mu?"
"Kimse Atatürk'ün, üzüntülü, kederli bir halinin resmini yapamaz, kimse Atatürk'ün üzüntülü kederli bir halinin fotoğrafını çekemez..."
"Atatürk'ten sağ gibi söz ediyorsunuz..."
"Kimse Atatürk öldü diyemez, kimse ölüymüş gibi Atatürk'ten söz edemez!.."
Yul Bryner’i bir de Anıtkabir'e götürürler... Anıtkabir'de, "bunu sen taşıyacaksın," der gibi çok büyük bir çelenk gösterirler.
"Ben bu çelengi yalnız taşıyamam, biri bana yardım etsin!.."
"Artık sen Atatürk sayılırsın... Biz Atatürk'ümüze çelenk taşıtmadığımız gibi, sana da çelenk taşıtmayız... Sen, çelengi taşıyan askerlerin yanında Atatürk gibi yürüyeceksin!.."
"Ben yalnızca bir aktörüm... Firavun rolünde oynadım, ama Firavun olmadım... Kral rolünde oynadım ama kral olmadım... Süleyman Peygamber rolünde oynadım, ama Süleyman Peygamber olmadım... Atatürk rolünde oynamakla da Atatürk olamam... Siz film çekmeyi bilmiyorsunuz... Bu anlayışla film çekmeyi öğrenmeniz de mümkün değil... Önce bu anlayışı değiştirin," der Yul Bryner...
Bereket Yul Bryner, sanatın eleştiri olmasından, sinemanın devlete ve topluma ayna tutmasından, herkesi ve her şeyi eleştirmesinden söz etmemişti… Etseydi; “Atatürk’e dil uzatmaktan…” tutuklanırdı.
O dönemde sinemada, romanda, hikâyede Köy Ağaları ile İmamlardan başka hiç kimse eleştirilemiyordu… En küçük devlet memurlarını, Avukatları, Doktorları, Bankacılar eleştirmek bile yasaktı…
Tabii.. Aradan geçen zamanda artık İmamların da eleştirilemediğini söylemeye gerek yoktur!..
Ancak yazarlar, sanatçılar, sinemacılar dönemin iktidarı ile muhalefeti arasında taraf tutmayı, iktidara veya muhalefete sırtını dayadıktan sonra söz söylemeyi, yazı yazmayı, film çekmeyi sanat haline getirmişlerdi…
İktidarı tutanlar, iktidarın “eleştirin…” dediklerini eleştirirler, iktidarın “yüceltin…” dediklerini yüceltirlerdi…
Muhalefeti tutanlar da muhalefetin “eleştirin…” dediklerini eleştirirler, muhalefetin “yüceltin…” dediklerini yüceltirlerdi.
Bu sanat anlayışından dolayı artık Yaşar Kemal gibi yazarlar, Nazım Hikmet gibi şairler, Yılmaz Güney, Ayhan Işık, Cüneyt Arkın, Türkân Şoray, Hülya Koçyiğit v.b. gibi sinemacılar yetişmiyordu.
Gazeteler ve televizyonlar ise ya iktidarın, ya muhalefetin yandaşı idiler… İktidarı tutanlar, muhalefete destekli desteksiz atarlardı… Muhalefeti tutanlar da iktidara destekli desteksiz atarlardı…
Sonuçta iktidarı tutanlar da, muhalefeti tutanlar da çok büyük paralar kazanırlardı.
2004 yılında Türk Sinemasında Akiro Krusava gibi yeni bir çığır açmak için Hollywood Klasikleri düzeyinde bir dizi hikâye ve senaryo yazdım…
Türkân Şoray, hikâye ve senaryoların klasik eserler düzeyinde olduğunu kabul etmiş; "hikaye ve senaryolarını mutlaka noter tasdiki yaptır, sonra çalarlar," demişti.
Ben ise "keşke çalsalar!.. Film ve dizi sektörüne orijinalite benim eserlerimi çalma yoluyla da girse razıyım… Türkiye'de orijinal konu, orijinal hikâye ve senaryo isteyen, arayan, satın alan yapımcılar yoktur... Yeni bir hikâye ve senaryonun iş yapıp yapamayacağını anlayacak kadar akıllı patronlar da yoktur... Türk yapımcıların aklı orijinal konulara, orijinal hikâye ve orijinal senaryolara ermemektedir... Hırsızlığı bile ancak, elli kere, yüz kere çekilmiş hikâye ve senaryolardan, yani hurda malzemeden yapabilmektedirler..." dedim..
Türkan Şoray'ın beni tanıştırdığı Şükrü Avşar da orijinal konulardan, orijinal hikâye ve senaryolardan anlamıyordu. Çağan Irmak, Tomris Giritlioğlu gibi kişilerin yardımına muhtaçtı...
Tomris Giritlioğlu, "seyirci aptaldır, ne versek yer," diyerek film ve dizi tasarlıyordu… Çağan Irmak, “seyirci aptaldır, ne yazsam yer,” diyerek hem kendisi yazıyor, hem kendisi yönetiyordu… Onların yaptıklarını Şükrü Avşar, “Tv patronları daha aptaldır, ne yapsak yuttururuz,” diyerek tv patronlarına kakalıyordu…
Gerçek Sinema ve Tv filmciliği ise; gerçek yazarların senaryo yazmasını, gerçek yönetmenlerin film çekmesini, gerçek oyuncuların film ve dizilerde oynamasını, gerçek patronların her türlü riski göze alarak yatırım yapmalarını gerektirmektedir.
Pera Palas’ta Gece Yarısı’nın yapımcısı Karga Seven de orijinal konu, orijinal hikâye, orijinal senaryo veya proje aramamıştı.
Eline bir kitap almış, mafyatik bir atölyeye oturmuş; Alacakaranlık Kuşağı’nın videolarını izlemiş… Oradan, buradan, şuradan bir şey almış; Lisa Minelli’nin oynadığı Elveda Berlin’den ekleme yapmış, Agata Kristi’den, Mustafa Kemal’den bir şeyler katmış… “Seyirci aptaldır, ne versek yer,” diyerek ortaya koca bir dizi çıkarmıştı.
Karga Seven Yapımcı, “Alacakaranlık dizisi, bir iki bölümlük değişik hikâyelerden oluşuyordu. Her bölümün hikâyelerinde başka oyuncular oynuyordu,” demeden aynı oyuncularla onlarca bölüm çekilen bu diziyi, “tv patronları daha aptaldır, ne yapsak yediririz!” diyerek Netfix’in patronlarına kakalamıştı…
Netfix’in patronları da “biz orijinal konu, orijinal hikâye, orijinal senaryolar; seyircinin sempati duyacağı orijinal tip ve karakterler arıyoruz!..” demeden satın almış ve yayınlamışlardı.
Ne var ki; bu diziyi izlemek için ya topla tüfekle tehdit edilmek, ya izlenen her dakika için ücret almak gerekiyordu.
Dizi iyi iş yapmamış olacak ki; ya Karga Seven Yapımcı, ya Netfix’in patronları diziyi övecek yandaş gazeteci aramışlar; Ahmet Hakan’ı dizinin lehinde, Hazal Kaya aleyhinde bir şeyler söylemekle görevlendirmişlerdi.
Ahmet Hakan, “dizinin oyuncular tarafından canlandırılması gereken tip ve karakterleri nerede?” dememiş… Hazal Kaya’nın oyunculuğundan nefret etmek için beş sebep sıralamış…
Dizinin yaşanmış veya yaşanması mümkün bir hikâyesi, anlatılması mümkün olayları, çatışmaları yok, her hangi bir mesajı da yok… Gerçek oyuncuların canlandıracağı gerçek karakterler de yok…
Hazal Kaya’nın oynadığı karakter ise bir klişe bile değil… Pera Palas’ta Agata Kristi’nin kaldığı odadan zaman yolculuğu çıkan bir gölge…
Bir zaman makinesi olmaksızın, zaman yolculuğuna çıkıldığı için de dizinin bütün karakterlerini en fazla birer gölge kadar canlandırmak mümkün…
Hazal Kaya ise; oynadığı karakteri canlandırmak için adeta yırtınıyor… Dans gösterilerinde vaktiyle Lisa Minelli’nin oynadığı Elvada Berlin’deki gibi başarılı… Ama bir oyuncu bir gölgeyi ne kadar canlandırabilir?..
I wish you would start listening to your technical advisor or throttle back your fiction writers. The BS drama is just way over the top. This whole season I kept shaking my head at how much your writers make the explorers look like idiots and actors, not real people with gold fever. The final episode was just a total farce and more fiction than fact. As an experienced technical SCUBA diver and a Hazmat Technician I nearly chocked at the false drama passed off as "reality tv".
By the way, I am available for consultation at a reasonable fee if you want to make this into a true reality TV show and are willing to listen to reason. Or, you can continue with your W.C Barnum marketing strategy of "a fool is born every minute".
Uncovering the Mystery at Blind Frog Ranch:
Discovery discovery+ Karga Seven Pictures #Discovery #treasurehunting #treasurehunter #treasurehunt #buriedtreasure #treasure #MysteryatBlindFrogRanch
I’m Mariana, I’m from Portugal.
I just finished watching “yeni hayat”. The ending disappointed me a lot, for real. The chemistry between the main characters was unreal and they even’t kissed.
Please, please, make a second season. If you see on the serie YouTube a lot of people are asking. And there are people all around the world watching (a lot from Brasil).
Give a chance, please.
Happy new year!
Yeni bir hayat yaşamaya başlamaları, Nevin ve Adem’i nasıl değiştirecek? #YeniHayat ilk bölümüyle 3 Eylül Perşembe #KanalD’de! 💥
Kanal D Ojo Pictures Karga Seven Pictures
Timur’un koşulsuz şartsız Adem’e güvenmesi nasıl sonuçlar doğuracak?
Kanal D Ojo Pictures Karga Seven Pictures
Güne Yasemin’in sıcacık tebessümü ile başlamak 🥰
#YeniHayat ilk bölümüyle 3 Eylül Perşembe #KanalD’de! 💥
Kanal D Karga Seven Pictures
Hayat sınavlarla doludur.
Birbirinden saklanan sırlarla, yalanlarla ve nefretle...
Kanal D Karga Seven Pictures
Hayalindeki güce kavuşmak için hırsından beslenen Özgür...
#YeniHayat ilk bölümüyle 3 Eylül Perşembe #KanalD’de! 💥
Kanal D Karga Seven Pictures
Adem karizması 😎
#YeniHayat ilk bölümüyle 3 Eylül Perşembe #KanalD’de! 💥
Kanal D Karga Seven Pictures
Nevin’in Adem için hazırladığı doğum günü sürprizine hepiniz davetlisiniz! 🥰
#YeniHayat ilk bölümüyle 3 Eylül Perşembe #KanalD’de! 💥
Kanal D Karga Seven Pictures
Timur ve her anında yanında olan sadık adamları!
#YeniHayat ilk bölümüyle 3 Eylül Perşembe #KanalD’de! 💥
Kanal D Karga Seven Pictures