27/07/2025
"Zamanın Yankısı"
Boşuna geçip giden bir ömrün ardından en çok yankılanan şey, "Keşke" kelimesidir. Keşke zamanı doğru kullansaydım… Keşke zihnimi karanlık düşüncelere rehin vermeseydim… Ve keşke başkalarının hayatına bakarken kendi hayatımı ihmal etmeseydim…
Zaman planlaması yapmamak, bir yelkenliyi rotasız denize salmak gibidir. Nereye gittiğini bilmeden savrulursun, sonra da neden hiçbir limana varamadığını sorgularsın. Oysa planlanan bir gün, şekillenen bir gelecektir.
Geçmişin tozlu sayfalarını çevire çevire bugünü unuturuz. Olan olmuştur; ama biz, olmamış gibi yaşar, geçmişi yeniden ve yeniden kurcalarken elimizden şimdiki an da kayar gider.
Olumsuz düşünceler, zihnimizin paslı aynalarıdır. Ne kadar bakarsan o kadar bulanırsın. Kendinde kusur ararken aslında kendini değil, kendine duyduğun şefkati kaybedersin.
Sosyal medya bir pencere değil, çoğu zaman bir hapishane. Başkalarının süslenmiş hayatlarını izlerken kendi hayatımızı yavaşça sileriz. Ve geçmişte yaptığımız hatalara takılıp kalmak, ayağımıza dolanan görünmez zincirlerdir; ilerleyemeyiz çünkü kendimizi affetmeyi öğrenememişizdir.
İnsanlara fazla güvenmek, çoğu zaman kendi iç sesimizi bastırmaktır. Sonunda kırıldığımızda, aslında en çok kendimize kızarız. Ve başkalarıyla kendimizi kıyaslamak… Bu, ruhun kendine açtığı en büyük savaştır. Herkesin yolu ayrıdır ama biz, başka bir patikada yürüyene bakarak kendi yolumuzu yarım hissederiz.
Oysa hayat, başkalarının temposuyla değil, kendi ritmimizle anlam kazanır. Belki de tüm mesele; geçmişin değil, geleceğin k*m saatini elimizde tutmaktır.
Kısacası, ömrümüzden çalınanları değil, bugünden kazandıklarımızı konuşmayı öğrenmeliyiz.
Zira hayat, fark ettiğin anda başlar.
Tarık Şahin
28.07.2025
Kaynaşlı 02:11