07/11/2025
Erdal Altuntaş - Post Gazetesi
Galatasaray, Cumhuriyet Kupası ve Basın Özgürlüğü
Hamburg’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen Cumhuriyet Kupası bu yıl da büyük bir coşkuyla gerçekleştirildi. Ancak turnuvanın ardından yaşananlar, saha sonuçlarından çok basın özgürlüğü tartışmalarını gündeme taşıdı.
Gazeteci Cem Mirzanlı, Galatasaray Derneği’nin organize ettiği final maçında Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ve ardından tamamlanan kupa töreninin hemen sonrasında Galatasaray marşının çalınmasının sarı-lacivertli yöneticilerin tepkisine yol açtığını yazdı. Fenerbahçeliler Hamburg Derneği yönetimi, yaşanan olaya ilişkin eleştiren bir açıklama yaptı ve Cem de bunu yayımladı.
Öte yandan Galatasaray derneği, "Kupa töreninde çalınan müzik ve marşlar, organizasyonun geleneksel akışının bir parçası olup turnuvanın genel planlaması çerçevesinde yer almaktadır." şeklinde basın açıklaması yayınladı.
Cem Mirzanlı, haberin başlığında "Cumhuriyet Kupası'nda Kriz Büyüyor" şeklinde bir haber yaptı. Bir gazetecinin olaylara kendi penceresinden bakması son derece doğal. Ne var ki, haberin yayımlanmasından sonra dernek yönetimi site sahibi Mehmet Atak'ı arayarak başlığın değiştirilmesini istemiş. Galatasaray'ın eski başkanlarından bir kişi de Cem'i arayarak gelecek yıllık turnuvaya giriş yasağı vereceğini söylemiş.
Dahası, sosyal medyada bazı Galatasaraylılar "Böyle haber mi olur?" diyerek Mirzanlı'ya karşı sert ifadeler kullanıyorlar. Bu noktada asıl sorun, futbol ya da marş meselesi değil, ifade özgürlüğüne tahammülsüzlük. Bir yandan bazı politikacıları "basın özgürlüğüne karşılar" diyerek eleştirirken, öte yandan yaptığı haberdem dolayı bir gazeteciye saldırmak ciddi bir çelişkidir. Cem Mirzanlı'nın haberinde ne bir hakaret vardı, ne de saygısızlık. Sadece gözlem ve yorum.
---
Gazetecinin görevi budur; gördüğünü yazar, düşündüğünü ifade eder. Bu bazen hoşumuza gitmez ama demokrasinin gereği tam da budur. Üstelik Mirzanlı, Fenerbahçeli bir gazeteci olmasına rağmen geçmişte Ali Koç yönetimini de açıkça eleştirmiştir. Fenerbahçe yönetimi buna kızsa da müdahalede bulunmamış, yazılarına karışmamıştır.
Basın özgürlüğü, yalnızca manşetlerde savunulacak bir kavram değildir; hoşumuza gitmeyen yazılara da saygı gösterebildiğimiz ölçüde anlam kazanır.
Kaldı ki, Galatasaray gibi köklü bir camiaya yakışan tavır da eleştiriden korkmak değil, onu olgunlukla karşılamaktır. Sonuçta bir marş meselesi üzerinden bir gazetecinin susturulmaya çalışılması, sadece basına değil, toplumsal olgunluğa da zarar verir.
---
SON SÖZ:
Basın özgürlüğü bir ayrıcalık değil, demokrasinin oksijenidir.