Çandan Haber

Çandan Haber Doğruluk yeniden yazılıyor...

KÖŞE YAZISIALİ OSMAN KIRAŞ / ÇIKMAZ SOKAK - BANDOÖzlemişim yav,  böyle marşları,  şarkıları.  Epey  zamandır  dinlememiş...
08/10/2025

KÖŞE YAZISI

ALİ OSMAN KIRAŞ / ÇIKMAZ SOKAK - BANDO

Özlemişim yav, böyle marşları, şarkıları. Epey zamandır dinlememişim. Sağ olasın Boğaz Komutanlığı Bando Ekibi. Kulağımızın pasını sildiniz. Ruhumuza can verdiniz. Çan’ımızın Kurtuluşu vesilesiyle Şehir Meydanında canlı canlı sizi dinlemek eski bir öğretmen olarak beni mutlu etti. Seyirciniz protokolden başka yok denecek kadar az da olsa da bana tek kanallı siyah beyaz TV yıllarını ve okuldaki müzik derslerini hatırlattınız, yaşattınız. Her ne kadar kulağımla duyduğum “ ne olacak lay lay lom” işte küçümsemelerine, alay edişlerine bile aldırmadan zevkle dinledim.

“Başka bir aşk istemez” diye başlayan “Vatan(Mülkiye) Marşı” ile açılış yaparken “Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa” şarkısı bize hep “arş, arş, arş ileri, arş ileri, marş ileri” diyerek hep ilerlemeyi, geleceğe bakmayı tavsiye ediyordu sanki. “İzmir Marşı” ile dinleyen ve izleyenlerin coşkusu tavan yaparken “Memleketim” şarkısı ile final yapmak çok güzeldi.

Havasına, suyuna, taşına, toprağına
Bin can fedadır bir dostuna…

Derken biraz da garipsemedim değil hani. Şarkıdaki o güzelim pırıl pırıl tertemiz havalar, o berrak sular, çaylar, göller nerede kaldı acaba? Nerelere saklandı, kimler, nasıl kirletti, yok etti? Diye düşünmedim, hüzünlenmedim desem yalan olur. Hele hele “Bin can feda edilecek bir dost” kaldı mı diye de epey iç geçirdim. Evlatların bile ana babalardan uzaklaşıp atmaya yer aradığı bir dünyada böyle dostlar kalmış mıdır bilmem gayri. İşte böyle hüzünlenip dalmışken konser bitiverdi. Güzel bir alkışı hak ettiler. Alkışladı, alkışladılar.
Bu arada önde bayraklar ve okul flamaları ardında öğrenci konvoyu öğretmenleri ile birlikte bandomuzun eşliğinde tören geçişi başladı. Kılık kıyafetlerde bando takımının aksine büyük bir serbestlik hakimdi. Halbuki bando takımı beyaz takım elbiseleri ile kuğu gibi bir güzellik içindeydiler. Nedense ben serbest kıyafete alışamamış olmalıyım ki daha vakur ve saygılı olup okul forması giyen öğrenci gruplarını ve kravat takıp, takım elbisesiyle törene katılan öğretmenleri alkışlamak geldi sadece içimden. Diğerlerini pas geçtim. Bence öğretmenle öğrenci sade vatandaştan kıyafetiyle, dış görünüşüyle ayırt edilebilmeliydi, ayırt edilebilmeli diye düşünenlerdenim.

Teşekkürler bando ekibi, teşekkürler proğramı hazırlayanlar, teşekkürler Çan Belediyesi, Çan Kaymakamlığı. Bu tür etkinlikleri daha çok görmek, izlemek, yaşamak, yaşatmak dileğiyle.

Günün Sözü: Değişim rüzgarları esince aptallar duvar örer, akıllılar değirmen inşa edermiş.

Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun. Dostça kalın, hoşça kalın.

UMRECİLER DUALARLA UĞURLANDIÇan’da 2025 yılının son Umre kafileleri Çan Kapalı Pazaryeri’nden dualarla uğurlandı. Dualar...
08/10/2025

UMRECİLER DUALARLA UĞURLANDI

Çan’da 2025 yılının son Umre kafileleri Çan Kapalı Pazaryeri’nden dualarla uğurlandı.

Duaların ahenk kattığı gecede Umre’ye gidecek olan vatandaşlar duygulu anlar yaşadı.

Arabistan’a gidecek olan Umreciler’in yakınları ile vedalaştığı törende dualar edilerek Kuran tilaveti de yapıldı.

KÖŞE YAZISIFATMA EMİR - BAĞIMLILIK VE DÜŞÜNCELERYeni bir haftadan herkese selam! Nasılsınız? Bu hafta biraz sohbet edeli...
07/10/2025

KÖŞE YAZISI

FATMA EMİR - BAĞIMLILIK VE DÜŞÜNCELER

Yeni bir haftadan herkese selam! Nasılsınız? Bu hafta biraz sohbet edelim istiyorum. Her hafta yeni bir konu bulup yazmak bazen zorlayıcı olabiliyor. Fakat bu haftaki sohbet etmemizin gerekçesi konu bulamam değil. Anlatmak istediğim konuyu çayınızı ya da kahvenizi yudumlarken konuşuyormuşuz gibi hissetmenizi ve düşünmenizi istiyor olmam. Daha fazla merakta bırakmadan anlatacağım konuya geçelim.

Ekran bağımlılığı ve zihnimizi nasıl susturduğumuz konusu üzerinde duracağım. Yaşıma göre erken ama zamana göre geç bir farkındalıkla günler evvel aydınlandım. Çizgi filmlerde kafanızın üstünde bir ampul yanar ya tam olarak öyle oldu. Fark ettiğim şeyleri de sizinle de paylaşmaya karar verdim.

Gün içinde çoğumuzun belli başlı rutinleri var. Gariptir ki son birkaç yılda aslında bazı rutinlerimiz çoğumuzun aynılaştı. Sabah uyanıyoruz, hemen elimize telefonu alarak sosyal medya hesaplarımızı kontrol ediyoruz, ayılacağımızı düşünerek bir süre kısa videolar kaydırıyoruz, bir saate yakın vakit geçtiğinde alel acele geç kalmışlığın farkındalığıyla evden çıkıyoruz. Kullandığımız metroda, otobüste şarkı dinliyoruz. Sıkıldıkça ses olsun diye televizyon açıyoruz. Yemek yerken bir şeyler seyrediyoruz. Herhangi birini kapatıp düşünmeye başladığımız ilk anda da neden onlarınki kadar maddi yeterlilikte, konforlu bir yaşamımız yok düşüncesine kapılıyoruz. Tabii bu düşüncelerin susması için yine ekranlardan birine başvuruyoruz. Aslında biz tüm bunları yaparken çıkılması zor bir bataklığın pençesine düşüyoruz. Sosyal medyanın yarattığı sahte konfor daha cazip geliyor, gerçeklikten adım adım uzaklaşıyoruz.

Doğruları konuşmak gerekirse kimsenin hayatı o kadar mükemmel ya da eşsiz değil. Sadece kusurlara odaklanmamayı başarmış olabilirler. Fakat siz büyük bir kaosun ortasındaysanız hayatınızdaki küçük miktardaki güzellikleri kafanızda büyüterek her şeyi mükemmelleştiremezsiniz. Bunu yapmak sizi şizofreni hastası biriyle eş değer kılar.

Ben kendi ekran bağımlılığımı da kabulleniyorum. Çünkü çok üst düzey bir pişmanlıktayım. Sosyal medya vb. bir şeye verilecek vakti daha değerli bir iş, uğraş için kullanabilirdim. Yavaş yavaş da bu bataklıktan çıkıyorum.
Konu üzerine düşününce bu kadar bağlılığın temel sebebinin düşüncelerle yüzleşme korkusu olduğunu düşünüyorum. Sanal alemden koptuğunuz anda gerçek yüzünüze çarpıyor. Bir sürü dert, iş, ödev, proje, sorumluluk kendini hatırlatıyor. Eğer kaçarak yaşamayı başarabileceğinizi düşünüyorsanız uyarayım, öyle bir dünya yok. Telefonu, televizyonu, tableti, bilgisayarı kapatıp gerçeğe dönmelisiniz. Gerçeğe vakit ayırıp gerçeklikteki problemleri çözdüğünüzde sosyal medyadaki o güllük gülistanlık yaşamlardan biri de sizinki olacak.

Artık yapılması gereken -eğer mesleğiniz sosyal medya vb. ile ilgili değilse- sosyal medyadan, ekrandan olabildiğince uzaklaşmak. Uzaklaştığınızda düşüncelerinize de vakit ayırıp bir şeyleri çözebilirsiniz. Emin olun sosyal medyadaki o ihtişamlı renkler, siz bir şeyleri çözüme kavuşturdukça gerçek hayatta da belirecek. Hatta daha parlak haliyle. Zaten sonbahardayız. Yağmurda ıslanın, şiir okuyun, kahve için, yaprak toplayın… Gerçek hayata dönün, zarar göreceksiniz ve görüyorsunuz da.

KAPLAN’A ÖNEMLİ SERTİFİKAÇan’da bulunan akıl ve zeka oyunları merkezi Dekapa’nın sahibi Derya Kaplan önemli bir sertifik...
07/10/2025

KAPLAN’A ÖNEMLİ SERTİFİKA

Çan’da bulunan akıl ve zeka oyunları merkezi Dekapa’nın sahibi Derya Kaplan önemli bir sertifika sahibi oldu.

Kaplan, Uluslararası Akreditasyonlu Profesyonel Beyin Koçluğu Eğitimi’ni başarıyla tamamlayarak insan beyninin öğrenme, gelişme ve değişim potansiyelini çok daha derin bir farkındalıkla keşfetme gibi özelliklere sahip oldu.

ÇAN İSTİKLAL İLKOKULU’NDA 4 EKİM ETKİNLİĞİÇan İstiklal İlkokulu’nda 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü kapsamında farkındalık...
07/10/2025

ÇAN İSTİKLAL İLKOKULU’NDA 4 EKİM ETKİNLİĞİ

Çan İstiklal İlkokulu’nda 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü kapsamında farkındalık etkinliği yapıldı.

Öğrenciler can dostları elleriyle besledi. Mamalar alan ve can dostlara mamalar veren öğrenciler farkındalık çalışmasına imza atarak takdir topladı.

BU DA OLDU. GAZİ MECLİSTE APO SLOGANLARIAKP ve MHP'nin terör açılımı tam gaz devam ediyor.MHP lideri Devlet Bahçeli'nin ...
07/10/2025

BU DA OLDU. GAZİ MECLİSTE APO SLOGANLARI

AKP ve MHP'nin terör açılımı tam gaz devam ediyor.

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin Öcalan meclise gelsin konuşsun çağrısıyla başlayan çözüm sürecinde DEM Parti Meclis Grup Toplantısı öncesinde terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan lehine TBMM çatısı altında slogan atıldı.

TBMM 28. Dönem 4. Yasama Yılı'nın 1 Ekim'de başlamasıyla siyasi partiler de grup toplantılarına başladı.

Diyarbakır'dan Ankara'ya 'umut hakkı' için yürüyen DEM Partili kadınlar, TBMM’de DEM Parti grubunda “Biji serok Apo” “jın jiyan azadi” sloganları attı.

Meclis'e girdikleri sırada da bu yönde slogan atan partililer, grup toplantısı öncesinde DEM Grubu sıralarında 'Biji Serok Apo' (Yaşasın Başkan Apo) diye bağırdı.

KÖŞE YAZISISERKAN TUNÇ - OKULLARDA AKRAN ZORBALIĞIGeçtiğimiz hafta B**a’da bir lisede yaşanan olay hepimizi derinden üzd...
07/10/2025

KÖŞE YAZISI

SERKAN TUNÇ - OKULLARDA AKRAN ZORBALIĞI

Geçtiğimiz hafta B**a’da bir lisede yaşanan olay hepimizi derinden üzdü: Bir öğrenci okulda darp edildi. Hem de öyle basit bir şekilde değil. Beyin kanaması geçiren öğrencinin aynı zamanda kalbi kısa bir süre durdu, sonra tekrar çalıştırılmasına rağmen en son maalesef ki hala yoğun bakımdaydı. Bu yaşananlar akla şu soruyu getirdi: Çocuklarımız, ev dışında ne kadar güvende? Özellikle okullarda?
Hayata atılımın ilk adımı olan okullar için çocukların ikinci yuvası diyebiliriz. Akademik gelişimin dışında sosyalleşme, arkadaşlık kurma, çevre edinme, paylaşım vs birçok yönden çocuk gelişiminin olmazsa olmazı olan okullarda ne yazık ki her geçen gün biraz daha artan bir tehlike mevcut: Akran zorbalığı. Özellikle liselerde, üst sınıfların okula yeni gelenlere birçok yönden mobing uyguladığı ne yazık ki geniş kitleler tarafından bilinmekte. Ancak ne hikmetse bir türlü önüne geçilemiyor. Belki bundan daha acı bir şey de bu problem dile getirildiğinde “ Hep oluyor böyle şeyler.” denilerek sorunun normalleştirilmesi.

Öncelikle şunu belirtelim ki her davranış her çatışma zorbalık değildir. Zorbalık diyebilmemiz için güç dengesizliği olması ve süreklilik göstermesi gerekir ve maalesef ki bile isteye gerçekleşir. FİZİKSEL ( vurma, ittirme, saç-kulak çekme), SÖZEL ( küfür, tehdit, alay cümleleri), SOSYAL ( dışlama, dedikodu, utandırma) baskılar, zorbalığın sık rastlanan çeşitleridir.

Zorbalığı uygulayan çocuklar sayıca çok fazla değildir. Bunların ortak özellikleri, çabuk öfkelenmeleri, empati kurmada zorluk yaşamaları, sorumluluk bilincinin ve akademik başarısının yaşıtlarına nazaran düşük olmasıdır. Ancak zorbalığa uğrayanlara göre iletişim becerileri daha gelişmiştir, bu sebeple çevre kurmaları ve etraflarına birilerini toplayabilmeleri daha kolaydır.

Zorbalığa maruz kalanların ise özgüveni daha düşük, sosyal becerileri daha zayıf, kaygılı yapıda çocuklar oldukları görülür.

Akran zorbalığının temelinde çocuğun yetiştiği aile ve çevre şüphesiz ki en önemli noktadır. Çocuk, ebeveynle kurulan ilişkinin aynasıdır. Aileleri ile güvenli bağlar kuran çocuklar, onlardan aldıkları şefkat, ilgi ve empati içeren davranışları yaşıtlarına da yansıtırlar. Tam tersi, zorbalık yapan çocuk ise büyük ihtimalle aile içinde fiziksel, sözel veya psikolojik şiddet mağdurudur. Ailesinde veya yakın çevresinde şiddet gördüğü için şiddetin varlığını hissetmekte ve onu normalleştirmektedir. Bunun sonucunda da yaşadığı sorunları, çatışmaları çözmenin ilk yolu olarak da şiddeti görür. Sonuç olarak şiddetin onaylanması veya normalleştirilmesi çocuğu zorbalığa iten sebeplerin başında gelir.

Zorbalığın önüne geçmek için neler yapılabilir. Bunun ilk adımı farkındalık ve bilinçlenmedir. Aileler bilgilendirilmeli ve okulla iletişim içinde olmalıdır.

Çocuklarımıza mutlaka empati yeteneği aşılanmalıdır. Değerler eğitimi yüzeysel değil ciddi bir şekilde ele alınmalı; sevgi, hoşgörü, farklılıklara saygı, arkadaşlık gibi kavramlar eğitim kapsamında işlenmelidir. Akran zorbalığı en çok gözden uzak alanlarda gerçekleştiği için bu tür güvensiz yerler daha sık kontrol edilmelidir. Son olarak müzik, spor, drama, resim, gezi gibi sosyal etkinlikler daha sık yapılmalı, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini daha aktif kullanabilmesinin sağlanması gerekmektedir ve unutulmamalıdır ki bir çocuğun eğitiminden bütün insanlık sorumludur. Bir çocuk, devasız hastalıkların ilacının mucidi de olabilir, Netenyahu gibi insanları katleden bir katil de olabilir.

DOĞACA KÖYÜ’NDE KÖY İÇİ ŞEBEKE HATLARI YENİLENİYORÇan’a bağlı Doğaca Köyü’nde köy içi ana su hatlarının değişimi için ça...
07/10/2025

DOĞACA KÖYÜ’NDE KÖY İÇİ ŞEBEKE HATLARI YENİLENİYOR

Çan’a bağlı Doğaca Köyü’nde köy içi ana su hatlarının değişimi için çalışmalar başladı.

Köy muhtarı Arif Aydoğan da çalışmaların başında yer alıp kazma kürekle çalışırken, şebeke içi tüm hatlar yenilenecek.

ÖĞRENCİLERE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ANLATILDIÇan İstiklal İlkokulu’nda öğrencilere yönelik bilgilendirme yapıldı. İklim değişi...
07/10/2025

ÖĞRENCİLERE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ANLATILDI

Çan İstiklal İlkokulu’nda öğrencilere yönelik bilgilendirme yapıldı.

İklim değişikliği ile ilgili yapılan bilginlendirme sunumunun ardından bilinçlendirme etkinliği de düzenlendi.

Kayıp Eşya Emin Gökgöz 'ün çay ocağı işletmesinde Ufuk Çelik'e ait kart ve kime ait olduğu bilinmeyen anahtarlık unutulm...
07/10/2025

Kayıp Eşya

Emin Gökgöz 'ün çay ocağı işletmesinde Ufuk Çelik'e ait kart ve kime ait olduğu bilinmeyen anahtarlık unutulmuştur.

KÖŞE YAZISIMUHAMMED YAVAŞ – ÇAN’DAN MANZARALAR Bu hafta Çan’da yaşananları değerlendirmek istedim. Çan’da neler olup bit...
07/10/2025

KÖŞE YAZISI

MUHAMMED YAVAŞ – ÇAN’DAN MANZARALAR

Bu hafta Çan’da yaşananları değerlendirmek istedim. Çan’da neler olup bitti neler yaşandı vs benim kalemimden okuyun istedim.

NEZAKET ZİYARETİ VE GAZETE BOYKOTU

Bu hafta AKP Çan İlçe yönetiminin CHP Çan ilçe yönetimine hayırlı olsun ziyaretinde bulunduğunu gördük. Herkes için “Nezaket ziyareti”, “Çan için dostluk havaları” gibi düşünülse de benim için kazın ayağı öyle değil. Zira AKP bu ziyaretinde samimi değil. Elbette CHP kendisini ziyaret etmek isteyene “Hayır gelme” diyemez ama ben kendi adıma AKPliler tarafından boykota uğrayan birisi olarak AKP Çan İlçe başkanı Murat beye sormak istiyorum. Murat bey, madem CHP'yi ziyaret edebilecek olgunluğa sahipsiniz ve ziyaretiniz ile "Derdimiz Çan" mesajı veriyorsunuz. O zaman neden CHP'li olduğunu duyuran, sosyal medyada AKP eleştirisi yapan ama Çan çocuğu Çan sevdalısı bir gazeteciye boykot uyguluyor, uygulatıyorsunuz? Neden muhalif bir gazetenin reklamlarını kestirmeye çalışıyor, neden devlet kurumlarını ya da devlete yakın olan özel kurumları "Muhammed'e reklam vermeyeceksiniz yoksa sizi şikayet ederim" diye tehdit ediyorsunuz? İl başkanınız değişti, yarın bir gün yeni gelen il başkanı sizinle çalışmak istemezse ve görevden alınırsanız ne yapacaksınız? O gazete gazetecilik yapmaya devam edecek, peki ya siz ne yapacaksınız?

KANSERLİ VAKA SAYILARININ BİLİNMEMESİ

Bu hafta Çan Çevre Derneği olarak 6 ay önce CİMER’e yaptığımız başvurudan sonuç aldık. 6 ay önce CİMER'e başvurup Çan'daki kanserli vaka sayısı ile alakalı veri istemiştik.

6 ay sonra cevap verme zahmetinde bulunanlar bize, "24.01.2006 tarih 60 sayılı KANSER KAYIT MERKEZLERİ GİZLİLİK YÖNERGESİ kapsamında yürütülmekte olup her türlü veri toplama, veri değerlendirme, verileri kullanıma açma çalışmalarını kapsamaktadır. İlgili yönerge kapsamında toplanan veriler Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü Kanser Daire Başkanlığına gönderilmektedir. Müdürlüğümüzce İl bazlı toplanan verilerin paylaşım yetkisi bulunmamaktadır" cevabını verdiler. Yani gizlilik varmış ve paylaşılamamaktaymış. Yani biz ilçemizde kaç kanserli vaka var, bunlarin kaçı ölümcül, kaçı hava kirliliğine bağlı solunum yolu hastalıklarından bunu bilmiyoruz ve öğrenmemize de izin verilmiyor.

Peki, ne diyelim.

ÖLÜMÜ GÖSTERİP SITMAYA RAZI EDENLER

Bu hafta Kazdağları’nda Çan ve Bayramiç arasında kestiği yüzbinlerce ağaçla çevrenin canına okuyan, daha maden açılmadan iki işçinin iş kazası geçirdiği Cengiz Holding firmasının, Çan Devlet Hastanesi'ne cihaz aldığını okuduk haberlerde. AKP Çan İlçe Teşkilatının da buna teşekkür ederek, minnet ettiğini elbette. Depremde yaşananlar geldi aklıma. Hani Haluk Levent’e ve AHBAP’a deprem bölgesine yardım ediyor diye “Devleti aciz göstermekten” dolayı suçlama yapılıyordu ya.

Kazdağları'nda yüzbinlerce ağacı kesen Cengiz Holding Ölümü gösterip sıtmaya razı etti ve utanmadan buna teşekkür mü edildi yani? Haşmetli devletimiz, Çan ilçesindeki hastanesine cihaz alınması için Cengiz Holding’e muhtaç mı yani? Cengiz Holding madeni için yok ettiği ağaçlarla kanser edeceği vatandaşlara şimdiden önlem alıyor herhalde ve AKPliler de buna teşekkür ediyor süslü cümlelerle.
Ne diyeyim, yazık. Yazık ki ne yazık, vah ki ne vah.

HAVA KİRLİLİĞİ

Bu hafta, TKİ’nin hava kirliliği ile uyandık yine. Zaten alıştık, Alo 181’i aramaktan da parmaklarımızı aşındırdık ama ısrarla hava kirletmeye devam eden devlet kurumuna da bir şey yapamadık. Cengiz Holding’in cihaz almasına minnet üstüne minnet duyanlar birebir sorumlu oldukları devlet kurumunun hava kirliliğine karşı ağızlarını açamıyorlar. Bir canımız bir Çan'ımız var. Hava kirliliği kaderimiz değil. Yeter artık! Çanlılar da insan. Bir şehrin kaderi ile bu kadar oynanmaz.

Ha unutmadan, Çan'da yaşamayan, mesaisi bittiği gibi Çan'ı terk eden, vicdanı maaşı kadar olan ama Çan'ın hava kirliliğini yazdığım zaman tepki gösteren yöneticiler, müdürler, kurum çalışanları...

Yalan söylediğimi, Çan'da hava kirliliği olmadığını söylüyorsanız sizi Çan'a davet ediyorum. Benimle birlikte Çan'da yaşayıp aynı havayı soluyun ondan sonra eleştirirsiniz.

AKPLİLERE HER ŞEY HAKTIR

Bu hafta, kendi adıma Menderes Parkı'nda gazete dağıtırken Çandan Haber Gazetesi'nin manşetinde "Nehirden Denize Özgür Filistin" yazdığını ve Gazze'yi savunduğumuzu gören ve AKP'li olduğunu bildiğim bir abi "Filistin'i savunmak size mi kaldı, siz İsrail destekçisi değil miydiniz" dedi? Hayatımın hiçbir noktasında İsrail destekçisi olmadım. Ben de kendisine "Evet, Filistin'i destekleyenler İsrail'in en büyük destekçisinden uçak aldığı için, İsrail'e ambargo uygulamadığı için, İsrail ile ticaret anlaşmasına devam ettiği için Filistin davasını savunmak da bize kaldı" dedim.

Bu işin elbette latifesi ama AKP'lilerin her şeyi kendilerine hak görmesi ilginç bir durum. Sadece AKP'liler Filistin diyebilir, sadece AKP'liler yolsuzlukların karşısında durabilir, sadece AKP'liler adaletsizliğe karşı mücadele edebilir, sadece AKP'liler barış ve kardeşliği tolere edebilir. AKPliler asla hiçbir konuda hiçbir zaman yanlış yapmazlar değil mi?

BİGA FUARI VE ÇAN’IN KADERİ

Bu hafta’da B**a’da gerçekleşen B**a fuarının açılışına katıldım. B**alı iş insanı B**a Ticaret Odası Başkanı Şadan Doğan konuşmasında B**a Üniversitesi dedi, B**a Güzel Sanatlar Lisesi dedi, B**a Veterinerlik Fakültesi dedi, saydı da saydı. Yaparlar mı bu birliktelikle hepsini yaparlar. Çünkü amaçları B**a menfaatleri. Ayrıca B**a'da Ticaret Borsası da var. Peki ya Çan? Biz daha hava kirliliği konusunda bile birlik olamıyoruz. Neyse diyecek bir şey yok, bitmişiz biz. B**a ile Çan arasında en az 10 yıllık vizyon farkı var. 2000lerin başında Çan, B**a'nın kat be kat ilerisinde iken şimdi neden böyle oldu oturup düşünsün herkes. Ya da düşünmeyin ya nasıl olsa belediye yarın bir gün bir şey yapmak ister AKPliler engel olur. AKP bir şey yapmak ister CHP engel olur, bu memleket böyle değil mi? Burada belediye tarafından vatandaş için yapılan iftar bile sırf belediye CHPli diye AKPliler tarafından şikayet edilir. Ben Çan'ı çok seviyorum. B**a bizden 10 yıl ileride diye hayıflanmamın sebebi de hava kirliliğini dile getirmemin sebebi de Çan'a olan sevgim. Bana, B**a bizden daha vizyoner konumda dedim diye kızmayın, duydum kızmışsınız, ne gereği vardı bu kıyasın demişsiniz, kızmayın haklıyım çünkü. Mesleğimi birçok yerde layıkıyla yapabilecekken, daha iyi konumlarda daha iyi maaşlarla bu işi yapabilecekken Çan'a hizmet etmeye gayret etmemin tek sebebi bu şehre olan sevgim. Ben bu memleketi de, bu memleketin her bir ferdini de çok seviyorum. Esnafı savunmam da, bu yüzden. Ben parasını burada kazanıp mesaisi bittiğinde kaçarcasına 100 kilometre hızla bu şehri terk edenlere benzemem. Ben Çan'ı kendim eleştiririm başka ilçelerle kıyaslarım ama başkasına laf ettirmem. Çan'da makam sahipleri Çan'ı benim sevdiğim kadar sevmiyorlar. Ben Çan'ı eleştiriyorsam, hayıflanmalarımı sosyal medyada dile getiriyorsam bu, şehrimin daha iyi olması için. Şehrimde motorumu anahtarı üstünde bırakıp gidebilirim bir şey olmaz bu yönünü çok seviyorum ama sosyal ve kültürel yönden biraz daha yaşanılır olmasını istemek de hakkım. Üniversiteye okumaya giden Çanlı gençlerimizin geri dönmesi için tüm mücadelem. Daha yaşanılır, daha sosyal şartları yüksek, daha kültürlü, daha aktivitelerle dolu bir şehir tek derdim. Çünkü bu Çan her şeyin en iyisini, en güzelini, en mükemmelini hak ediyor.

ÇAN'IMIZ CANIMIZ.

SUYUNA SAHİP ÇIKÇan Çevre Derneği’nin de bileşeni olduğu Kazdağları Ekoloji Platformu, Koza A.Ş. tarafından yapılması pl...
07/10/2025

SUYUNA SAHİP ÇIK

Çan Çevre Derneği’nin de bileşeni olduğu Kazdağları Ekoloji Platformu, Koza A.Ş. tarafından yapılması planlanan altın madeni projesine karşı halkı davacı olmaya çağırdı.

Platform, Atikhisar Barajı’nın ve bölgedeki su kaynaklarının korunması için herkesi dayanışmaya davet etti. “Su, yaşam ve adalet için Atikhisar Barajı’na sahip çık!” sloganıyla yapılan çağrıda, altın madeni projesine karşı toplumsal bir dayanışma ağı kurulması hedefleniyor.

Address

İstiklal Mahallesi Bülent Ecevit Caddesi 1/114 Çan Çanakkale
Çan
17400

Opening Hours

Monday 09:00 - 18:30
Tuesday 09:00 - 18:00
Wednesday 09:00 - 18:00
Thursday 09:00 - 18:00
Friday 09:00 - 18:00
Sunday 09:00 - 18:00

Telephone

+905380880830

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Çandan Haber posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Çandan Haber:

Share

Category