Çandan Haber

Çandan Haber Doğruluk yeniden yazılıyor...

Başımız Sağ olsun
23/07/2025

Başımız Sağ olsun

BAŞIMIZ SAĞ OLSUNEskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki orman yangını, rüzgarın da etkisiyle Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçe...
23/07/2025

BAŞIMIZ SAĞ OLSUN

Eskişehir’in Seyitgazi ilçesindeki orman yangını, rüzgarın da etkisiyle Afyonkarahisar’ın İhsaniye ilçesine sıçradı. Yangına müdahale ederken alevlerin arasında kalan 5 işçi ile 5 AKUT gönüllüsü şehit oldu.

Çan Kaymakamı Dr. Emre Nebioğlu şehit olan vatandaşlarımız için taziye mesajı yayınladı. Nebioğlu, "Eskişehirde orman yangınına müdahale ederken hayatlarını kaybeden Orman Çalışanı ve Akut gönüllüsü kardeşlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar dilerim.Milletimizin başı sağolsun" dedi.

Bir mesaj da Çan Belediye Başkanı Harun Arslan'dan geldi.

Başkan Arslan konuya ilişkin taziye mesajında, " Tarifi zor bir acı yaşıyoruz. Eskişehir Seyitgazi'deki orman yangınında, alevlerle mücadele ederken şehit düşen 11 orman emekçimizi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Doğayı, ormanları, vatan toprağını korumak için can veren bu fedakar kardeşlerimize Allah'tan rahmet; ailelerine, yakınlarına ve tüm milletimize başsağlığı diliyorum" dedi.

VAİZ MUSTAFA SOKAK ESNAFINDAN AŞURE İKRAMIÇan Cumhuriyet Mahallesi Vaiz Mustafa Sokak esnafları ve sokakta oturan halk, ...
23/07/2025

VAİZ MUSTAFA SOKAK ESNAFINDAN AŞURE İKRAMI

Çan Cumhuriyet Mahallesi Vaiz Mustafa Sokak esnafları ve sokakta oturan halk, Muharrem Ayı dolayısıyla imece usülü aşure ikramı yaptı.

Dayanışmayı pekiştirmek amacıyla yapılan 1000 kişilik aşure esnaflara ve vatandaşlara dağıtıldı.

Birlik ve beraberliğin simgesi olan aşure ikramına ilgi büyük olurken, etkinliğe katılan vatandaşlar, Vaiz Mustafa Sokak esnafının ve halkının örnek dayanışma ve birlikte olma ruhunu yansıtan bu etkinliği için teşekkürlerini sunarak devamını diledi.

ATATÜRK CADDESİ ESNAFLARINDAN AŞURE İKRAMIModa Optik sahibi Tufan Türkseven, Regal sahibi İsmail Kuruoğlu, Akkuş Eczanes...
23/07/2025

ATATÜRK CADDESİ ESNAFLARINDAN AŞURE İKRAMI

Moda Optik sahibi Tufan Türkseven, Regal sahibi İsmail Kuruoğlu, Akkuş Eczanesi sahibi Mustafa Akkuş ve bölge esnafların desteğiyle Atatürk Caddesi esnafları imece usülü aşure ikramı yaptı.

Muharrem Ayı dolayısıyla gerçekleşen aşure ikramında 1000 kişilik aşure bölge esnaflarının dağıtımıyla vatandaşlara dağıtıldı.

KÖŞE YAZISINİSA NUR KALKAN - YARININ GEÇMİŞİNİ YAZMAK  Hayat sürekli bize geçmişi özlettirecek. Bu cümle, yaş aldıkça da...
23/07/2025

KÖŞE YAZISI

NİSA NUR KALKAN - YARININ GEÇMİŞİNİ YAZMAK

Hayat sürekli bize geçmişi özlettirecek. Bu cümle, yaş aldıkça daha çok anlam kazanıyor. Bazen bir sokaktan geçerken, bazen bir şarkının ilk notasında, bazen de hiç beklemediğin bir anda burnunun direğini sızlatan bir koku duyduğunda çıkıyor karşına. Birdenbire içinden bir şey çekilmiş gibi oluyor. Geriye dönemeyeceğini bile bile, içinde bir yerlere saplanıyor o eksiklik.

‘’Eskiden...’’ ile başlayan cümleler her ne kadar yüzümüzü gülümsetse de aslında içimizde derin bir eksiklik hissi yaratır. Çünkü geçmiş dediğimiz şey aslında biraz da yarım kalmışlıklarla dolu. Tam doyamadan yaşanmış anlar, fark edilmeden geçmiş güzellikler, kıymeti sonra anlaşılan insanlar... Hepsi birikiyor içimizde, bir özlem yumağına dönüşüyor ve o yumak her yıl biraz daha büyüyor. Birtakım depresyon evrelerinde gerçek hayatımızın güzelliklerini bile görmemizi engelliyor bu durum, adeta bir siyah perde gibi iniyor gözlerimize; ışığı bile göstermiyor. Unuttuğumuz bir şey var. Bugün, yani tam da şu an yaşadığımız, yarının geçmişi olarak kalacak. Bugün ne yaşarsan yaşa! Çünkü yarının geçmişi henüz geçmedi. Hala bir şeyleri düzeltebilirsin. Şu an yolda yürürken dinlediğin şarkı, belki yıllar sonra seni ağlatacak. Bu yazıyı okurken bulunduğun yer, bir gün “ah, ne günlerdi” diyeceğin bir zamana ait olacak. Çünkü biz, yaşarken yazıyoruz geçmişimizi ve fark etmeden, her gün bir şeyleri eskiye çeviriyoruz. Duygularımızı, çevremizdeki insanları, kendimizi…

Şuanki hâlimiz bile bir süre sonra sadece bir hatıra olacak. Bu yüzden geçmişi özlemek kadar, bugünü sahiplenmek de önemli. Antikalar değerlidir ancak geleceğe antikalar bırakabilmek için dönemin güzelliklerini saklamak, önemsemek, görmek gerekir.

İnsan hep geçmişi idealize eder. Çünkü hafızamız, canımızı acıtan detayları eleyip geriye güzel olanları bırakır çoğu zaman. Belki o özlediğimiz çocukluk günlerinde de dertlerimiz vardı ama ne olursa olsun, bugünkü kadar yorgun değildik. Her şey daha masum, daha sahiciydi. Belki de bu yüzden, geçmişte yaşanmış sıradan bir gün, şimdinin en kıymetli hayaline dönüşüyor. Özlediğimiz bir yaz akşamı, kahkahalarla dolu bir masa, sobanın başında içilen çayın buğusu, eski bir sandıktan çıkan mektup…

Ne varsa içimizi ısıtan, hepsi geçmişin içindeki ‘’bugünün’’ değer görmediği zamanlardan. Bazen bir fotoğrafa bakarken takılıp kalıyoruz. Karedeki yüzlere değil, yüzlerin arkasındaki hâllere özlem duyuyoruz aslında. O masumluğa, samimiyete, içtenliğe… Ve fark ediyoruz ki zamanla sadece insanlar değil, hisler de değişiyor. Artık kimse kimseye çocukluğundaki gibi bakmıyor. İnsanlar bir şeyleri “yaşamak” yerine “paylaşmak” derdinde. Her şeyin kanıtı isteniyor, her şey ekranlara sıkıştırılıyor. Bu yüzden de anın ruhu kayboluyor. Yani biz bugünü yaşadığımızı sanırken aslında sadece kayda geçiriyoruz. Ve belki de gelecekte geriye dönüp baktığımızda, elimizde ne gerçek bir anı olacak ne de hissedilmiş bir duygu...

Hayat dediğimiz şey biraz da “bir daha olmayacak’’ların toplamı. Her geçen gün biraz daha geride kalıyoruz kendimizden. En son ne zaman bir manzarayı sadece izledin, fotoğraf çekmeden? En son ne zaman bir kahkahanın içinde kayboldun, düşünmeden, plan yapmadan, acele etmeden? Belki de geçmişi bu kadar özlememizin sebebi, o zamanların sade oluşu. Hayatın karmaşıklaşmadığı, ruhumuzun yorulmadığı, dostlukların koşulsuz olduğu zamanlar... Şimdi ise her şeyin bir şartı, her duygunun bir şüphesi var. İnsanlar birbirini dinlemiyor, zaman yetmiyor, kalpler çabuk kırılıyor. Bu yüzden geçmişin yavaşlığına, şimdinin hızından kaçmak istiyoruz aslında fakat bunu yaparken, yine aynı hatayı yapıyoruz. Geçmişe kaçarken bugünü kaçırıyoruz.

Oysa unutmamalıyız ki şu an yaşadığımız her şey bir gün "geçmiş" olacak. Ve biz, belki tam da şu anı delice özleyeceğiz. Kim bilir, belki yarın yürümeyi, özgürce nefes almayı, sevdiğimiz birinin gözlerinin içine bakmayı bile özleyeceğiz. Şu anda yanımızda olan biri, bir gün önemsiz, sıradan bir isme dönüşebilir. Bu yüzden özlem, yaşanırken değil; fark edilmediğinde büyüyor. Gözümüz geçmişte, aklımız gelecekte yaşarken, bugünün ellerimizden kaymasına izin veriyoruz. Hayat sürekli geçmişi özlettirecek, bu doğru ama geçmiş, bugünün içinde yazılıyor. Her nefeste, her kelimede, her bakışta. Ve biz, bunun farkında olursak, belki bazı şeyleri daha anlamlı kılabiliriz. Belki bir çayı gerçekten yudumlarız, bir bakışı içten hissederiz, bir ânı doya doya yaşarız. Çünkü ne geçmişi geri getirebiliriz ne geleceği tamamen yazabiliriz. Eski bir yazımda dediğim gibi; Kalan ömrünüzün en genç yaşı. Elimizde olan tek şey “şu an”.

Ve bu an, yarının geçmişi olacak. Ne bırakmak istiyorsak arkamızda, onu şimdi yaşamamız gerek. O yüzden şimdi biraz dur. Derin bir nefes al. Etrafına bak. Belki yıllar sonra şu anda bulunduğun yere dönüp, “ne güzeldi” diyeceksin. Belki de bugünün farkına vararak gelecekteki kendine bir teşekkür borçlu kalacaksın. Çünkü bu an, yaşarken değerini bilirsen anlamlı. Aksi hâlde, sadece geçip gitmiş onlarca zamanına bir zaman daha eklenecek.

Hayat sana her zaman geçmişi özletecek ama sen bugünü sahiplenirsen, o özlem acı değil, tebessümle karışık bir huzur bırakacak geride. En etkileyici hikayeler geçmişe değil; geleceğe bakarak yazılanlardır.

Sence de hikayen geçmişi biraz fazla önemseyen bir başrolün esiri değil mi?

ATATÜRKLÜ ORGANİZASYONÇan'da hafta sonu Nadir Pazarbaşı Düğün Salonu'nda gerçekleşen bir düğünde Atatürk detayı dikkat ç...
23/07/2025

ATATÜRKLÜ ORGANİZASYON

Çan'da hafta sonu Nadir Pazarbaşı Düğün Salonu'nda gerçekleşen bir düğünde Atatürk detayı dikkat çekti.

Düğünün süslemeleri, düğün sahiplerinin isteği üzerine Ulu Önder Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk görselleri ile C&R Organizasyon tarafından hazırlanırken Atatürklü organizasyonu görenler duygulu anlar yaşadı.

KÖŞE YAZISIALİ OSMAN KIRAŞ / ÇIKMAZ SOKAK - ŞİMDİKİ  MODA : İMRALI, TERÖRSÜZ  TÜRKİYE     Moda: Belirli bir  süre bir şe...
23/07/2025

KÖŞE YAZISI

ALİ OSMAN KIRAŞ / ÇIKMAZ SOKAK - ŞİMDİKİ MODA : İMRALI, TERÖRSÜZ TÜRKİYE

Moda: Belirli bir süre bir şeye karşı toplumca gösterilen aşırı, yaygın düşkünlük. Özenti.

Bu günlerde basınımızda, görsel medyamızda müthiş bir moda var. – İmralı-- toptrend oldu. Bütün yazılı ve basılı basın, görsel medya tüm ağırlığı ile konunun üstüne üstüne gidiyor. “İmralı ile görüşülüyor, şu mesajı verdi, terör bitiyor, analar ağlamayacak, babalar gülecek. Yok kurucu önder, yok anayasada değişiklik olmalı, yok terör ve terör örgütü 45 yıl sonra kendini feshediyor!!! Şöyle, böyle İmralı’ya selam çakmalar, methiyeler düzmeler gırla gidiyor. Naklen gidiş, dönüş törenleri, naklen basın açıklamaları. Bu arada kongre toplantısı yapmaları için Örgütün Malazgirt’e bile davet edildiğini duyduk. Herkes de bir İmralı sevdası, bir İmralı sevdası görmeyin gitsin. Ağzımız açık izliyoruz, izlettiriyorlar. Onlar da şunu çok iyi biliyorlar ki -- vatandaşa ne verirsen onu yutar- Yüzde seksenimize bal gibi de yutturuyorlar.

Bu olay bu kadar kolaydı da 45 yıl niye acılar çektik? Niye binlerce şehit verdik? Niye çocuklar yetim ve öksüz kaldı? Niye kadınlar kocasız kaldı? Niye terör için milyonlarımızı harcamak zorunda kaldık? Niye çok büyük travmalar yaşadık? Diye sormadan geçemeyeceğim. Bir demeç ve bir konuşma ile terör bitebiliyordu ise bu demeç ve davet niye 40 senedir yapılmadı da bu günler beklendi?

Ne zaman başladı bu sevda? Ben yanıt vereyim; Suriye İç Savaşı’nın biteceği, bitirileceği hissedilince ortaya döküldü tüm inciler. Irak’tan sonra Suriye’de yeni bir oluşum ortaya çıkmış PKK’ya gerek kalmamıştı sanki. Herkes Suriye’de toplanmalıydı. Yeni oluşuma destek verilmeliydi. Oradaki terör örgütleri bile tek tek isim değiştiriyor ve terör listesinden çıkartılıyorlardı. Kim tarafından? Amerika ve müttefikleri İsrail, Avrupa şürekâsı. Bu oyun çok hoş bir oyun!! Bundan 12-13 sene önce de sonu hüsranla biten buna benzer bir oyun sahneye konmuştu sanki. Ülkemizde sonu hendek savaşlarına kadar uzanmıştı ve çok acı bir bilanço ile sonlanmıştı. Unuttuk mu?

Bakın o günlerde yazdığım bir yazıyı karşılaştırma yapmak için tekrar paylaşmak ihtiyacı hissettim. O zaman ki moda İmralı değil KANDİL idi.
Yıllar önce (2013 gibi) basınımızda

YENİ MODA; KANDİL !

Bugünlerde ülkemiz görsel ya da yazılı medyasında çok büyük bir moda var. Kandil’e gitmek, Kandil’den gelmek, Kandil’den bildirmek. Kandil’ de nerede diye soracak haliniz yok herhalde.

- Alo M.Ali; Kandil’ den beni duyuyor musun?
- Yazarımız Kandil izlenimlerini anlatıyor.
- Çizerimiz Kandil’de gördüklerini bildiriyor.
- Kandil’den geliyorum.
- Kandil’de neler oluyor, onlar ne düşünüyor?
- Kandil’de çiçekler açmış. Ekmeği paylaştık… Ortalık güllük gülistanlık gibi.
Medyamızda Kandil’e gitmeyen kalmadı. Bir kandil muhabbeti, bir kandil muhabbeti demeyin gitsin. Görmeyen, bilmeyen yok. Anlaşılan o ki herkes esen rüzgara göre yelkenlerini şişiriyor.

Madalyonun öbür yüzünü görmeye çalışanlar çok az. Ya da çekinceleri var, korkuları var; görmek, duymak, duyurmak istemiyorlar. Ama okuduğum bir yazı her şeyi çok açık, net anlatıyor. Madalyonun öbür yüzü hiçte hoş, güzel şeyler vaat etmiyor sanki. Anlatayım siz de dinleyin. Belki uykudan uyanırsınız. Duymayanlarınız duyar, görmeyenleriniz görür.

Bugün gazetesi yazarı Adem Yavuz ARSLAN 13 Mayıs 2013 de köşe yazısında Güneydoğu’muzda gördüklerini, duyduklarını, izlediklerini o kadar net, çıplak belirtmiş ki ülkesini seven, geleceğimizi düşünenlerin tüylerini diken diken edecek şeyler var. Hem de anlattıkları Kandil’den değil Diyarbakır’dan, Batman’dan.

Bugün gazetesinde bu yazıyı görüp okuyan çok azdır. İstedim ki Bir de Çan’ımız, yerel insanımız görsün, duysun, bilsin. Diyarbakır’a gidemedik, Batman’ı bilmeyiz, Kandil hiç lazım değil. Ama olan biteni iyi anlamak; görenden, duyandan, bilenden öğrenmek lazım. Ülke bizim ülkemiz.

Ne diyor A. Yavuz Arslan (Bugün gazetesi yazarı) 13 Mayıs 2013 günlü yazısında;17. paragraf:
“ Perdenin arkasında hava kötü.

Örgütün gizli ajandasını anlamamız için son iki gün içinde yerinde teyit ettiğim üç noktayı kayda geçeyim:

1- Örgüte katılım artıyor. Yeni yapıda rol almak için dağa çıkanlar artıyor. Burada örgütün şöyle bir taktiği var. Çekilme adı altında gidenlerin ciddi bir kısmı bu yeni katılımlar. Bir yanda da tecrübeliler içeride bekletiliyor. Hem bölgedeki koordinasyonu yapıyorlar hem de olası bir yol kazası sonrası çatışmaya hazır bekliyorlar. Plana göre ekime kadar tecrübeliler çıkmayacak. Sonra da kar kış bahanesiyle kalmaya çalışacaklar.

2- PKK ağır silahları ve bombaları belli bölgelerde depoladı. Etraflarını bubi tuzakları ve mayınlarla çevirdi. İhtiyaç halinde lojistik sorunu yaşamayacak. Asker buralara girmek isterse de ağır zayiat verecek.

3- Örgüt bu süreci Legalleşme dönemi olarak gördüğü için yeni bir kampanyanın startını verdi. Bundan sonra herkes evine ve işyerine Öcalan posteri asacak.

4- Örgüt uyuşturucu ekimine hız vermiş. Diyarbakır kırsalı esrar tarlalarıyla dolu. “ Nasıl olsa çözüm sürecindeyiz operasyon olmaz.” Diye köylüleri de baskı altına almışlar.

Şunu kabul etmek lazım ki, BDP tabanı çok güçlü (11. paragraf) sürecin yönetimi örgütün elinde.

Tabana “ Süreci Serok başlattı. Devleti dize getirdik. Her istediğimizi alacağız, tarafınızı belirleyin.” Propagandası yapıyorlar. Ciddi mesafe aldıkları da ortada. Bunu görmek için istihbarat bilgisine gerek yok.”

Yukarıdakileri ben demiyorum. Alıntı yaptığım Bugün gazetesi yazarı A. Yavuz Arslan 13 Mayıs 2013 de yazmış. Üstelik bu yazar , bu gazete sürece tam destek, şartsız destek, sonuna kadar destek diyen tarafta olarak biliniyor. Biz buradan göremediğimize göre bildiklerimizi, duyduklarımızı anlatalım dedik.

Vah benim ülkem, vah benim insanlarım. Bu kirli oyunların sonu var mı acaba ? Yani üç beş göstermelik silahı ateşe atan terör örgütü şimdi silah bıraktı mı? Nereye bıraktı? Örgüt elemanları pirü pak mı oldular? Cinayetleri, suçları olanlar elini kolunu sallaya sallaya içimize mi geldiler? Bilginiz var mı? Bir film çevriliyor belli, yönetmen Sırrı Süreyya’da gitti bu yolda ama filme devam ediliyor.

Tarih tekerrürden ibaretmiş çünkü insanlar asla ders almıyor. Alsaydı tarih tekerrür mü ederdi? Umarım yine hendek savaşları yapmak zorunda kalmayız. Yutuyoruz, yutuyorsunuz, yutturuyorlar. ALDANIYORUZ, ALDANIYORSUNUZ, ALDATIYORLAR. Uykuda mıyız? Narkozda mıyız?

Aşınız katıklı ve sıcak, hayatınız onurlu ve özgür olsun. Dostça kalın, hoşça kalın.

KALE SERAMİK'TEN BİR İLK: E SPOR TURNUVASI KAZANANI BUĞRA GÖRMÜŞKale Seramik, 68. kuruluş yılına özel bu yıl ilk kez düz...
23/07/2025

KALE SERAMİK'TEN BİR İLK: E SPOR TURNUVASI KAZANANI BUĞRA GÖRMÜŞ

Kale Seramik, 68. kuruluş yılına özel bu yıl ilk kez düzenlenen E-Spor turnuvası yaptı.

Yöre esnafıyla el ele, çalışanlarla omuz omuza gerçekleşen etkinlik kapsamında çalışanların moral ve motivasyonu arttırıldı.

1957 yılında temelleri atılan Kale Seramik, 68. kuruluş yılını gururla kutlarken, geleneksel Fabrika Bayramı etkinliklerine bu yıl yenilikçi bir sportif faaliyetle damga vurdu.

Çalışanlar arasında birlik, motivasyon ve etkileşimi artırmak amacıyla düzenlenen etkinlikler kapsamında, bu yıl ilk kez bir e-spor turnuvası gerçekleştirildi.

Reflex Play Station Kafe’nin desteğiyle düzenlenen turnuvada, Play Station oyun konsoluyla FIFA 25 oyunu üzerinden kıyasıya mücadeleler yaşandı.

Turnuvanın yarı final ve final maçları Kale Grubu’nda Reflex Play Station’un desteğiyle gerçekleşti. Reflex Play Station Kafe sahibi İbrahim Burak Damar’ın oyun konsolunu Kale Grubu’na kurması ve projeksiyonla müsabakaların yansıtılması heyecanı doruğa çıkardı.

Katılımcı olan fabrika çalışanları turnuva kapsamında eğlenceli vakit geçirip iş stresini atarken dijital oyun dünyasında takım ruhunu pekiştirdi.

E-Spor turnuvasını kazanan ise Buğra Görmüş olurken kazanan Görmüş başta Spor Komitesi Başkanı Sezgin Şahin olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür etti.

MUHTAR ÇETKİN’DEN ÖZYURT’A TEŞEKKÜRÇan’ın en büyük köylerinden Kocayayla Köyü muhtarı Salih Çetkin, 2025 yılı Köylere hi...
23/07/2025

MUHTAR ÇETKİN’DEN ÖZYURT’A TEŞEKKÜR

Çan’ın en büyük köylerinden Kocayayla Köyü muhtarı Salih Çetkin, 2025 yılı Köylere hizmet programına alınan Kocayayla Köyü şebeke hattına emekleri dolayısıyla CHP Çan İl Genel Meclis Üyesi ve Köylere Hizmet Götürme Birliği üyesi Ramazan Mesut Özyurt’a sözünü tutması dolayısıyla teşekkür etti.

Özyurt’u köyde ağırlayan muhtar Çetkin’e köy sakinleri de eşlik ederken konuya dair açıklama yapan Ramazan Mesut Özyurt, “ Kocayayla köyü muhtarımız Salih Çetkin’in davetine icabet ettik. Köylülerimiz ile sohbet edip sorunları konuştuk, hepsi zaman içinde çözülecek sorunlar. Tabii çok uzun süreden beri sorunların çözülmemesi vatandaşlarımızı umutsuzluğa karamsarlığa itmiş bunu gördük ama artık biz varız hep birlikte inşallah sorunların üstesinden gelmek için mücadele edeceğiz biz hep birlikte güçlüyüz. Muhtarımıza ve vatandaşlarımıza teşekkür ederiz” dedi.

ATALARININ İZİNDENÇan’ın Bozguç Köyü’nden vatandaşlar Atalarının 147 yıl önce ayrılmak zorunda kaldığı toprakları gidip ...
22/07/2025

ATALARININ İZİNDEN

Çan’ın Bozguç Köyü’nden vatandaşlar Atalarının 147 yıl önce ayrılmak zorunda kaldığı toprakları gidip buldu, görüp hasret giderdi.

Köy sakinlerinden Şenol Cihan, Hikmet Dere ve Arif Dere yıllar önce atalarının ayrılmak zorunda kaldıkları, Ata Toprakları Bulgaristan’ın Razgrad, Şumnu, Mehmetköy ve Zvezda’yı ziyaret ederek hasret giderdi.

Köyde yaşayan Türk'lerin az olması dikkat çekerken Bozguçlular Bulgaristan’da Emine & Hasan Yusenov ailesine misafir olup eskilerden hasbihal ederek güzel vakit geçirdi.

Yusenov çifti, hiç görmedikleri bir akrabalarını görmüş gibi mutlu olurken yaşının 65 olduğunu belirten Hasan Yusenov, “Daha önceden Türkiye’den köyümüze gelip böyle muhabbet eden hiç olmadı” diyerek boyunlarına sarıldı ve duygusal anlar yaşandı.

İLHAN DEMİRAL İLE BİR DÖNEM DAHACHP Çan İlçe Örgütü, CHP’nin açıklanan seçim takvminin ardından ilçe kongresi için çalış...
22/07/2025

İLHAN DEMİRAL İLE BİR DÖNEM DAHA

CHP Çan İlçe Örgütü, CHP’nin açıklanan seçim takvminin ardından ilçe kongresi için çalışmalara başladı!

Bu kapsamda CHP Çan İlçe Başkan İlhan Demiral öncülüğünde ilçe yönetimi, Kadın Kolları Başkanı Emine Çetin ve Gençlik Kolları Başkanı Kerem Öner ile birlikte yaklaşan kongre takvimi hakkında fikir alışverişi yaparak, güncel durumu değerlendirildi.

Başkan Demiral’ın “Seçim kazanan başkan” olarak bir dönem daha aday olacağı öğrenilirken bazı isimlerin de Demiral’ın karşısında aday olmak için hazırlık yaptığı bilgisine ulaşıldı.

KÖŞE YAZISI  AKADEMİK KÖŞE / PSİKOLOJİK DANIŞMAN RÜMEYSA DAĞLI - GENÇLERİN GELECEĞİ ŞANSA BIRAKILMAZ!Tercih dönemi geldi...
22/07/2025

KÖŞE YAZISI

AKADEMİK KÖŞE / PSİKOLOJİK DANIŞMAN RÜMEYSA DAĞLI - GENÇLERİN GELECEĞİ ŞANSA BIRAKILMAZ!

Tercih dönemi geldi çattı… Sınavlar bitti, sonuçlar açıklandı, gözler artık üniversite tercih listelerine çevrildi. Ancak bu dönem yalnızca “puan ve sıralamaya göre” yapılan seçimlerle geçiştirilemeyecek kadar önemli. Çünkü burada yapılan bir hata, gencin yıllarını etkileyebilir. Bugün hala pek çok öğrenci, “Annem-babam böyle istedi”, “Sıralamam daha yüksek, yukarı yazmam gerekiyordu”, “Burası daha prestijli, herkes orayı yazmış” gibi gerekçelerle istemediği bir bölüme yerleşiyor. Sonra ne mi oluyor? Ya okulu bırakıyor, ya mutsuz bir öğrencilik süreci geçiriyor ya da iş bulamayan bir mezun olarak sistemin boşluğuna düşüyor.

İşte tam da bu noktada, tercih danışmanlığı ve eğitim danışmanlığı yani bilinen tabirle sınav koçluğu devreye giriyor.

🎯 Tercih Danışmanlığı sadece bir “liste hazırlama” süreci değildir.

 “Ben sadece tercih listesi vermiyorum, gençlerin kim olduğunu, ne istediklerini, nereye ait olduklarını birlikte keşfediyoruz. Balık vermek değil, balık tutmayı öğretmek bu sürecin özü.”

Tercih danışmanlığında neler oluyor?

✅ Öğrencinin ilgi, yetenek, değer, kişilik analizleri yapılır.
✅ Gerçekçi ve sürdürülebilir hedefler belirlenir.
✅ Üniversite, bölüm, şehir araştırması akademik verilerle desteklenir.
✅ İş imkanları, staj olanakları ve mezuniyet sonrası senaryolar konuşulur.
✅ Öğrencinin motivasyonu güçlendirilir, stresle başa çıkma yolları paylaşılır.
✅ Tercih robotları nasıl kullanılır, sıralama stratejileri nelerdir gibi teknik bilgiler verilir.

Bu süreçte genç, sadece bir üniversiteye değil, aynı zamanda kendi potansiyeline yerleşir.

🧭 Unutmayın: Tercihler sadece 24 satırlık bir form değil, bir hayat planıdır. Ve bu hayat planı, rastgele değil; profesyonel, bilimsel ve kişisel rehberlikle yapılmalıdır.

Address

Çan

Opening Hours

Monday 09:00 - 18:30
Tuesday 09:00 - 18:00
Wednesday 09:00 - 18:00
Thursday 09:00 - 18:00
Friday 09:00 - 18:00
Sunday 09:00 - 18:00

Telephone

+905380880830

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Çandan Haber posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Çandan Haber:

Share

Category