30/08/2025
GAZZE TEZKERESİ NE ANLAMA GELİYOR?
Sadece Tenkit Media'da...
29 Ağustos 2025'te TBMM Genel Kurulu'nda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un imzasını taşıyan tezkere oybirliğiyle kabul edildi. Tezkere, İsrail'in Gazze'deki işgalini genişletmesini ve Filistin halkına yönelik eylemlerini "soykırım" olarak niteliyor. İsrail'in açlık, toplu şiddet ve ablukayı sistematik bir şekilde kullanarak Gazze'yi "ölüm ve açlık hapishanesine" çevirdiği belirtiliyor. Bu, bir NATO üyesi olarak Türkiye'nin bu konuda aldığı en sert resmi tutumlardan biri. Türkiye, daha önce Mayıs 2024'te İsrail ile tüm ticareti durdurmuştu.
Tezkerenin Temel Hükümleri ve Çağrılar
Tezkere, çeşitli diplomatik ve sembolik adımlar içeriyor.
İsrail'in Uluslararası Statüsünün Askıya Alınması: Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşlardan, İsrail'in "soykırım politikalarından" vazgeçene kadar üyeliğinin askıya alınması isteniyor. Açlığın savaş silahı olarak kullanılması özel olarak kınanıyor.
Küresel Parlamento Mobilizasyonu: Tüm ülke parlamentoları, İsrail ile askeri ve ticari ilişkileri kesmeye, Filistin'e yönelik ambargoyu kaldırmaya ve Filistin Devleti'ni derhal tanımaya davet ediliyor. Nisan 2025'te İstanbul'da kurulan "Filistin'e Destek Parlamentolar Grubu"na katılma çağrısı yapılıyor.
Uluslararası Kurumlara Eleştiri: Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail'e karşı yeterince etkili olamamakla suçlanıyor. Türkiye, 2024'te Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olmuştu.
Bölgesel Eleştiriler: İsrail'in İran'a yönelik saldırıları ve bölgedeki barışı tehdit eden diğer eylemleri, yayılmacı politikalarının bir parçası olarak kınanıyor.
Tezkere, Resmi Gazete'de yayımlanarak devlet politikası haline gelecek ve dünya parlamentolarına gönderilerek baskıyı artırmayı hedefliyor.
Tarihi ve Siyasi Bağlam
Bu tezkere, Gazze'deki çatışmaların 2023 Ekim'inden bu yana yoğunlaşması ve İsrail'e yönelik soykırım suçlamalarının artması bağlamında geldi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Amnesty International ve İsrailli B'Tselem gibi kuruluşlar, toplu katliamlar, zorla yerinden etme ve açlığın silah olarak kullanıldığını belgeledi; 2025 ortasına kadar 40.000'den fazla Filistinlinin öldüğü raporlandı. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kurtulmuş gibi isimlerle İsrail'in eylemlerini "soykırım" olarak niteliyor ve Srebrenitsa gibi tarihi trajedilere benzetiyor. İç politikada, tezkere CHP gibi muhalefet partilerinin de desteğiyle oybirliğiyle geçti; bu, Türkiye'deki geniş halk desteğini ve Filistin meselesindeki siyasi birliği yansıtıyor.
Türkiye-İsrail ilişkileri, ticaret yasakları, diplomatik gerilimler ve Erdoğan'ın Hamas liderlerine verdiği açık destekle zaten kötüleşmişti. Tezkere, bu gerilimi tırmandırarak, İspanya, İrlanda ve Norveç gibi ülkelerin 2024'te Filistin'i tanıması ve BM'deki İsrail karşıtı oylarla uyumlu bir şekilde, İsrail'i daha fazla izole edebilir.
Türkiye-İsrail İlişkileri: Zaten düşük seviyede olan ilişkiler, İsrail'in ekonomik veya diplomatik misillemeleriyle daha da gerilebilir. Türkiye'nin NATO üyeliği, ABD gibi İsrail yanlısı müttefiklerle gerilim yaratabilir; ABD, Haziran 2025'te Gazze yardımına dair BM kararlarını veto etmişti. Ancak bu, Türkiye'nin Müslüman dünyasında ve Küresel Güney'de etkisini artırabilir.
Uluslararası Etkiler: Çağrı dikkate alınırsa, daha fazla ülke yaptırımlar uygulayabilir veya UCM/UAD davalarına katılabilir. BM'deki başarısız ateşkes önerilerini destekler ve soykırım soruşturmalarına ivme kazandırabilir. Ancak eleştirmenler, yaptırım gücü olmadan tezkerenin sembolik kalabileceğini savunuyor.
Türkiye'de İç Politika
Oybirliği, AK Parti hükümetinin ekonomik zorluklar karşısında popülaritesini artırabilir ve Filistin'e yönelik insani yardımlar gibi çabaları güçlendirebilir.
Tepkiler ve Genel Hava
Türk medyası ve sosyal medyada tezkere, "tarihi bir adım" ve "insanlık vicdanının zaferi" olarak geniş destek buldu. Al Jazeera ve BM raporları gibi uluslararası kaynaklar da benzer soykırım suçlamalarını destekliyor. Ancak İsrail yanlısı kesimler, bu suçlamaları taraflı propaganda olarak reddedebilir.
Tezkerenin Özeti 29 Ağustos 2025'te TBMM Genel Kurulu'nda, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un imzasını taşıyan tezkere oybirliğiyle kabul edildi. Tezkere, İsrail'in Gazze'deki işgalini genişletmesini ve Filistin halkına yönelik eylemlerini "soykırım" olarak niteliyor. İsrail'in açlık, toplu şiddet ve ablukayı sistematik bir şekilde kullanarak Gazze'yi "ölüm ve açlık hapishanesine" çevirdiği belirtiliyor. Bu, bir NATO üyesi olarak Türkiye'nin bu konuda aldığı en sert resmi tutumlardan biri. Türkiye, daha önce Mayıs 2024'te İsrail ile tüm ticareti durdurmuştu.
Tezkerenin Temel Hükümleri ve Çağrılar
Tezkere, çeşitli diplomatik ve sembolik adımlar içeriyor:
İsrail'in Uluslararası Statüsünün Askıya Alınması: Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşlardan, İsrail'in "soykırım politikalarından" vazgeçene kadar üyeliğinin askıya alınması isteniyor. Açlığın savaş silahı olarak kullanılması özel olarak kınanıyor.
Küresel Parlamento Mobilizasyonu: Tüm ülke parlamentoları, İsrail ile askeri ve ticari ilişkileri kesmeye, Filistin'e yönelik ambargoyu kaldırmaya ve Filistin Devleti'ni derhal tanımaya davet ediliyor. Nisan 2025'te İstanbul'da kurulan "Filistin'e Destek Parlamentolar Grubu"na katılma çağrısı yapılıyor.
Uluslararası Kurumlara Eleştiri: Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İsrail'e karşı yeterince etkili olamamakla suçlanıyor. Türkiye, 2024'te Güney Afrika'nın İsrail'e karşı açtığı soykırım davasına müdahil olmuştu.
Bölgesel Eleştiriler: İsrail'in İran'a yönelik saldırıları ve bölgedeki barışı tehdit eden diğer eylemleri, yayılmacı politikalarının bir parçası olarak kınanıyor.
Tezkere, Resmi Gazete'de yayımlanarak devlet politikası haline gelecek ve dünya parlamentolarına gönderilerek baskıyı artırmayı hedefliyor.
Tarihi ve Siyasi Bağlam
Bu tezkere, Gazze'deki çatışmaların 2023 Ekim'inden bu yana yoğunlaşması ve İsrail'e yönelik soykırım suçlamalarının artması bağlamında geldi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Amnesty International ve İsrailli B'Tselem gibi kuruluşlar, toplu katliamlar, zorla yerinden etme ve açlığın silah olarak kullanıldığını belgeledi; 2025 ortasına kadar 40.000'den fazla Filistinlinin öldüğü raporlandı. Türkiye, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Kurtulmuş gibi isimlerle İsrail'in eylemlerini "soykırım" olarak niteliyor ve Srebrenitsa gibi tarihi trajedilere benzetiyor. İç politikada, tezkere CHP gibi muhalefet partilerinin de desteğiyle oybirliğiyle geçti; bu, Türkiye'deki geniş halk desteğini ve Filistin meselesindeki siyasi birliği yansıtıyor.
Türkiye-İsrail ilişkileri, ticaret yasakları, diplomatik gerilimler ve Erdoğan'ın Hamas liderlerine verdiği açık destekle zaten kötüleşmişti. Tezkere, bu gerilimi tırmandırarak, İspanya, İrlanda ve Norveç gibi ülkelerin 2024'te Filistin'i tanıması ve BM'deki İsrail karşıtı oylarla uyumlu bir şekilde, İsrail'i daha fazla izole edebilir.
Olası Sonuçlar
Türkiye-İsrail İlişkileri: Zaten düşük seviyede olan ilişkiler, İsrail'in ekonomik veya diplomatik misillemeleriyle daha da gerilebilir. Türkiye'nin NATO üyeliği, ABD gibi İsrail yanlısı müttefiklerle gerilim yaratabilir; ABD, Haziran 2025'te Gazze yardımına dair BM kararlarını veto etmişti. Ancak bu, Türkiye'nin Müslüman dünyasında ve Küresel Güney'de etkisini artırabilir.
Uluslararası Etkiler: Çağrı dikkate alınırsa, daha fazla ülke yaptırımlar uygulayabilir veya UCM/UAD davalarına katılabilir. BM'deki başarısız ateşkes önerilerini destekler ve soykırım soruşturmalarına ivme kazandırabilir. Ancak eleştirmenler, yaptırım gücü olmadan tezkerenin sembolik kalabileceğini savunuyor.
Türkiye'de İç Politika: Oybirliği, AKP hükümetinin ekonomik zorluklar karşısında popülaritesini artırabilir ve Filistin'e yönelik insani yardımlar gibi çabaları güçlendirebilir.