17/10/2025
Bir Yaz Günü ve Hayata Tutunmak
Ağustos 2021’in sıcak bir günüydü. Büyükada’nın Kadıyoran Yokuşu’ndaki evimizin balkonunda, denizi seyretmek için plastik sandalyeye oturmuştum. Ancak güneşin uzun süre altında kalmış olan o eski sandalyenin arka ayakları bir anda kırıldı. Dengeyi kaybettim, geriye doğru savruldum ve kafamın arkasını balkon korkuluğuna çarptım. Sonrasını hatırlamıyorum — bir süre kendimden geçmişim.
Uyandığımda etrafım insanlarla doluydu. Kafamdan kan geliyordu,
112 Acil’i aramışlar. Kısa sürede iki genç sağlık çalışanı — biri kadın doktor, diğeri hemşire — geldiler. Kafamı ve boynumu koruyucu bir aparata sabitlediler, dikkatle beni balkondan dar arka sokağa indirip ambulansa taşıdılar.
Ambulansla Büyükada rıhtımına vardık. Orada beni bekleyen acil müdahale motoruna bindirdiler. Denizi geçtik; on beş dakika içinde karşı kıyıya, vardık. Rıhtımda bu kez ikinci bir ambulans bekliyordu. Hiç vakit kaybetmeden Lütfi Kırdar Devlet Hastanesi’ne ulaştık.
Acil serviste genç bir cerrah kafamdaki kesiği temizledi, dikiş attı. Ardından MR ve röntgen çekildi. Nörolog beni muayene etti, “Düz çizgide yürüyün,” dedi. Sonra “100’den geriye yedişer sayın,” diye ekledi. O an, beynimin çalıştığını fark etmenin garip bir sevinci vardı içimde.
Dört saatlik gözlemden sonra taburcu oldum. Kardeşimin kolunda, hâlâ sersem halde Bostancı motoruna bindim, oradan tekrar Kadıyoran yokuşundaki eve döndüm. Bir hafta boyunca dinlendim, yavaş yavaş kendime geldim.
O gün, yalnızca düşmedim aslında; aynı zamanda ülkemdeki sağlık sisteminin görünmeyen kahramanlarıyla yüz yüze geldim. Ambulans ekibinin sakinliği, motor ekibinin çevikliği, hastanedeki genç doktorların bilgisi ve nezaketi… Hepsi bir zincirin halkaları gibiydi — eksiksiz, uyum içinde, profesyonelce.
O an, bir insanın hayatının ne kadar ince bir çizgide olduğunu hissettim. Basit bir sandalye kırılması bile sizi bir anda ölümle yaşam arasındaki o dar geçide götürebiliyor. Ama orada sizi yakalayan eller, bilgiyle, deneyimle ve merhametle doluysa, yeniden doğuyorsunuz.
Bugün hâlâ o günü hatırladıkça minnet duyuyorum. O genç sağlık çalışanlarına, ambulans sürücülerine, motor ekibine, acil servis doktorlarına… Hepsine. Onlar olmasa belki bu satırları yazamıyor olacaktım.
Hayat, bazen sadece bir anlık denge meselesi. Ve o dengeyi geri kazandıranlar, bizim gerçek kahramanlarımız.
Teşekkür Notu:
Bu satırları, o gün bana yeniden hayat veren tüm sağlık çalışanlarına, özellikle 112 Acil ekibine, Lütfi Kırdar Devlet Hastanesi’nin doktorlarına ve hemşirelerine en içten teşekkürlerimle adıyorum. İyi ki varsınız.
⸻
Haluk Direskeneli