Ütopya Yayınevi

Ütopya Yayınevi Ütopya Yayınevi
Ataç 1 sokak 33/15
Yenişehir, Ankara
+90 312 433 88 28
[email protected]

DİJİTAL AYNASosyal Medyada Benlik SunumlarıFULYA AKBUĞA İçinde bulunduğumuz dijital çağ, gündelik yaşam alışkanlıklarını...
28/06/2025

DİJİTAL AYNA
Sosyal Medyada Benlik Sunumları

FULYA AKBUĞA

İçinde bulunduğumuz dijital çağ, gündelik yaşam alışkanlıklarını değiştirerek iletişim biçimlerini yeniden tanımlamaktadır. Sosyal medya kullanımı tüm dünyada hızla artarken bu yeni mecra, kullanıcı sıfatı taşıyan tüm yetişkin bireylere kendilerini yeniden keşfetme, farklı kimlik temsilleriyle yeni ifade biçimleri bulma olanağı sağlamaktadır.
Sosyal medya ve sosyal ağ siteleri ile ilgili literatürde yer alan son yıllardaki bilgi ve araştırmalara kapsamlı bir şekilde değinen bu kitap, aynı zamanda dijital kültürü kuşaklar bağlamında ele alıyor ve “genç-yaşlılar” olarak tanımlanan 65-74 yaş aralığındaki bireylerin sosyal medya kullanımlarına odaklanıyor. Genç-yaşlı bireyler sosyal ağlarda benlik sunumlarını nasıl gerçekleştiriyorlar, dijital aynadaki yansımalarını nasıl görüyorlar ve izlenim yönetimlerinde hangi taktikleri kullanıyorlar? Genç-yaşlı kullanıcıların kendilerini sosyal ağlarda nasıl temsil ettiklerini inceleyen çalışma, bu ve benzeri sorulara yanıt ararken; yaşlılık kuramları, toplumdaki yaşlılık algısı ve yaşçılık kavramları üzerinden bir farkındalık oluşturmayı da amaçlıyor.
Dijital dünyayı ve sosyal ağ platformlarını, bir de bu neslin gözünden görmeye ne dersiniz? (Arka kapaktan)

GÖRÜLDÜDE BIRAKMAKTürkiye’de Gündelik İletişim Kültürünün Değişimi: WhatsApp ÖrneğiS. Yetkin Işık  – Ayşe Sert Güdülİnte...
28/06/2025

GÖRÜLDÜDE BIRAKMAK
Türkiye’de Gündelik İletişim Kültürünün Değişimi: WhatsApp Örneği

S. Yetkin Işık – Ayşe Sert Güdül

İnternet ve sosyal medyanın kültürleri pek çok bakımdan değiştirdiğine kuşku yoktur.
Bu kitap, Türkiye’deki gündelik iletişim kültüründeki değişim sorununu medyatikleşme kavramı ve medyatikleşme kuramları çerçevesinde ve WhatsApp uygulamasının kullanımı örneğinde ele alan bir saha araştırmasıdır.
Kitapta şu sorulara cevap verilmektedir: Geleneksel yüz yüze iletişimin görgüsü medyatikleşme etkisiyle ne tür değişimler geçirmektedir? WhatsApp üzerinden gerçekleştirilen iletişim yordamları bakımından genç kuşak ile orta yaş üstü kullanıcılar arasında bir anlayış farkı var mı? WhatsApp uygulamasında iletişimin kendi görgü kurallarından söz edebilir miyiz?
Yazarlar hem 2000 yılı öncesinde veya sonrasında doğmuş olmanın hem de yazılı kültürü içselleştirmiş olma/olmama durumunun, gündelik iletişim kültürünün medyatikleşmesine dair deneyimleri farklılaştırdığını ileri sürmektedirler... (Arka Kapaktan)

SANAT TARİHİNE YÖN VEREN SERGİLERNecla RüzgarDuvara çivi çakmanıza izin verilmeyen bir galeride nasıl bir sergi açarsını...
28/06/2025

SANAT TARİHİNE YÖN VEREN SERGİLER

Necla Rüzgar

Duvara çivi çakmanıza izin verilmeyen bir galeride nasıl bir sergi açarsınız? Kullanabileceğiniz tek şey tavandan sarkan çelik iplerle ucundaki çengeller. Bu şekilde tasarlanmış bir galeri bize ne söyler? Burada resim sergilenir, resimler tuval üzerine olmalıdır, eser kâğıt ise çerçevelenmelidir. Hangi malzemeyle neyi yaratacağınız en baştan belirlenmişken bir sanatçı olarak ne kadar bağımsız düşünebilir, sınırları ne kadar zorlayabilirsiniz?
Oysa sergi yapımcılığı, entelektüel, yaratıcı ve elbette teknik seçimler içeren, deneysellikle etkileşimi merkeze koyan tutumlar bütünüdür. Sergi tasarımı bir yaratma eylemidir. Bu eylem beden, duyular ve duygular üzerinde etki yaratmayı amaçlayan son derece kişisel ve aynı zamanda profesyonel bir süreçtir. Sergileme anlayışları ve sergi modelleri ise sanat tarihini anlamak için son derece önemli araçlardır. Dahası, bunlar geçmişin kültürel tartışmalarını görünür kılmaya ve düşünce tarihinin izini sürmeye yardımcı olurlar.
Bu bağları keşfetmenin heyecanıyla yazılan bu kitap, sanat tarihine yön veren alternatif sergi modellerine ilişkin bir perspektif sunma arzusunun ürünüdür. Hayal gücümüzü ve bilincimizi derinden sarsan sergilerin zengin tarihine bakmak, hem ilginç hem de aydınlatıcı olacaktır. (Arka kapaktan)

Sevgili Sibel Özbudun ve Temel Demirer,Yapay Zekâ, Toplum ve Kültüradlı kitabımızı değerlendirmiş! İMKÂN VE TEHDİT: YAPA...
22/05/2025

Sevgili Sibel Özbudun ve Temel Demirer,

Yapay Zekâ, Toplum ve Kültür
adlı kitabımızı değerlendirmiş!


İMKÂN VE TEHDİT: YAPAY ZEKÂ[*]

Sibel Özbudun-Temel Demirer

“Düşünmek yalnızca
zekâ ve derinliği değil,
her şeyden önemlisi
cesareti gerektirir.”[1]

Antoine Lavoisier’nin, “Gerçeklerden başka hiçbir şeye güvenmemeliyiz,” vurgusuna unutulmaması gereken bir değer atfetmek gerektiği, çok açıktır.
Hem de içinden geçile(meye)n kesiti Franco Bifo Berardi’nin, “Uygarlık çökmüyor, sadece uygarlaşmadan sapıyor. Bugün uygarlık barbarlığın tutunmasını güçlendirirken uygarlaşma dağılıyor. Uygarlığı destekleyen teknolojik altyapı çökmeyecek; ancak insan aklının ve iradesinin kontrolünden çıkmakta,” diye betimlediği koordinatlarda!
Kim ne derse desin: Kapitalizm teknoloji eliyle yeni bir gerileme dönemi yarattı!
Evet, “Teknoloji insanın doğayla uğraşma biçimini, hayatını sürdürebilmesi için gerekli olan üretim sürecini gösterir; ve böylece sosyal ilişkilerinin oluşum biçimini ve bunlardan kaynaklanan düşünsel kavramları açığa vurur,” diyen Karl Marx çok haklı. Elbette teknolojinin kimin elinde (ve kontrolünde) olduğunu “es” geçmeden!
Bu meseleye ilişkin olarak Ütopya Yayınevi’nin yayımladığı ‘Yapay Zekâ, Toplum ve Kültür’[2] başlıklı derleme önemli ipuçları sunuyor: “Teknoloji-Duygu-İnsan İlişkisi” (s.97) konusunda; “Yapay Zekâ ve Algoritma Diktatörlüğü” (s.135) gerçekliğine ilişkin; “Yapay Zekâ ve İnsani İletişimin Sonu” (s.200) olduğuna ve yol açabileceği “Posthümanizm”e (s.240) dair.
Teknolojiye itirazı olmayanların; teknolojiyi kontrolünde tutanların kullanımına ilişkin rezervleri olmalı: “Yapay Zekâ Karşısında İnsanın Anlam ve Değeri” (s.258) veya “Yapay Zekâ, Sermaye ve Toplum” (s.326) ya da vd.leri gibi…
* * * * *
Yükselen trendin yapay zekânın imkânlarına dair genellemeler olduğu bir “sır” değilse de; bunun bir “Ama”sı var!
Örneğin yapay zekâ ile “yeni bir çağın” başladığını “iddia” edenler teknolojik mutasyonla kapitalizmin liberal demokrasiden vazgeçtiğini ve Yuval Noah Harari’nin deyişiyle, “Uygarlığın temel yapı taşlarının, insan olmayan bir güç tarafından yeniden programlanabileceğini düşündürüyor.”
Ayrıca yapay zekâ verinin merkezleri büyük miktarda su, elektrik tüketiyor olması da iklim değişikliğine katkıda bulunuyor, enerji kullanımı sürdürülemez hâle geliyor.
Bu ve benzeri “risklere” rağmen yerküreyi dönüştürecek yapay zekâ sistemlerini geliştirme ve kontrol etme yarışı başladı. Mart 2025’in ilk günlerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler şöyle:
► Apple, 4 yılda ABD’de 500 milyar dolar harcayarak (Türkiye’nin bütçesinin yarısı) 20 bin kişiyi işe alacağını ve yapay zekâ makineleri üretmek için Teksas’ta dev fabrika kuracağını duyurdu.
► Japon teknoloji devi SoftBank da elini korkak alıştırmadı: Silikon Vadisi’ne 100 milyar dolarlık yatırım yapıp 100 bin yeni iş yaratacağını açıkladı.
► Yetmedi... SoftBank, OpenAI ve Oracle, önümüzdeki dört yıl içinde yapay zekâ için bilgi işlem altyapısına 500 milyar dolar harcama sözü verdi.
► Google, Microsoft ve Meta (Facebook ve Instagram’ın sahibi) da yapay zekâ veri merkezleri için 215 milyar dolarlık bütçe ayırdı. Yapay zekâ pazarının yakında bugünkünün 1000 katı olacağını öngördüler.
► İlaç üreticisi Eli Lilly, ABD’de 4 yeni fabrika kuracağını, 27 milyar dolar yatırımla 3 bin yüksek vasıflı iş yaratacağını duyurdu. Yapay zekâ destekli programlarla ilacın ‘F-35’lerinin’ üretimi için harekete geçti.
► ABD’de Harvard’ın başını çektiği beş üniversite, İnsan Virom Programı’nı duyurdu. Yapay zekâ, insan vücudunda yaşayan trilyonlarca virüsün sağlığa etkilerini analiz edecek.
► 1.7 katrilyon dolarlık iki fonun başındaki gezegenin en zengin adamı Birleşik Arap Emirlikleri Şeyhi’nin kardeşi Tahnoon bin Zayed Al Nahyan, ülkesini bu yarışta küresel bir merkez yapmak için yapay zekâya 50 milyar dolar harcama kararı aldı.
► Çin de boş durmadı. Alibaba, 3 yıl içinde yapay zekâ ve bulut altyapısına 52 milyar dolardan fazla para yatıracağını kaydetti. Apple’ın iPhone’larına Çin pazarına özel Alibaba yapay zekâ uygulaması entegre edileceğini açıkladı.
► ABD’li perakende devi Amazon, yeni nesil Alexa+ adlı sanal asistanını duyurdu. Ayda 20 dolar abonelik ücretiyle kullanılabilecek bu sistem, daha konuşkan, daha akıllı ve konser bileti ayırtmaktan market alışverişi yapmaya kadar birçok işlevi üstlenebilecek.[3]
* * * * *
Burada durup tekrar “Teknoloji-Duygu-İnsan İlişkisi”; “Yapay Zekâ ve Algoritma Diktatörlüğü; “Yapay Zekâ ve İnsani İletişimin Sonu”; “Posthümanizm”e problemine; “Yapay Zekâ Karşısında İnsanın Anlam ve Değeri” soru(n)larının altını çizip soralım: Kapitalizm kontrolündeki yapay zekâyı insan(lık) ve yaşamın yerine ikame mi edecek?
“Dilerim, ilginç zamanlarda yaşarsın” diyen o malum Çin bedduasının orta yerindeyiz sanki. Yani türlü acılara, sıkıntılara yol açan bir toplumsal altüst oluş döneminin…
Çinli yapay zekâ şirketi DeepSeek’in “reasoning” (akıl yürütme) modeli, ABD’nin en ileri yapay zekâ modellerine eşdeğer bir performansı, çok daha düşük maliyetle başardı. Bu da ABD teknoloji sektöründe büyük sarsıntı yarattı. Teknoloji indeksi Nasdaq’tan 1+ trilyon dolar silindi, yapay zekâ için kullanılan çipleri yapan NVIDIA’nın hisseleri iki günde ABD hisse senetlerinin piyasasının tarihinde görülmemiş düzeyde, yüzde 17 geriledi, değerinden 600 milyar dolar silindi.[4]
Bir şey daha: Küresel olarak kullanılan Microsoft’un bilgisayar sistemlerine bir güvenlik yaması, dünyayı tam karıştırdı. Büyük bir çöküş yaşandı. Felâketin boyutları tahmin edilemez olabilirdi. Dijital sistemlere bir küçük “güncelleme”, bunlarla iş gören büyük bilgisayar küresel sistemlerini çökertti.[5]
Bu kadar da değil: Yapay zekâ teknolojilerinin hem ekonomik büyümeyi hem de askeri yenilikleri yönlendirebilecek ikili doğası, potansiyel bir yapay zekâ silahlanma yarışı olasılığını gündeme getiriyor. DeepSeek’in akıl yürütme modellerindeki ve verimlilikteki ilerlemeleri, yalnızca akademik bir başarı değil; aynı zamanda ulusal güvenlik açısından önemli sonuçlar doğuruyor.
Bu yarış kontrolsüz bir şekilde tırmanırsa Soğuk Savaş’ı hatırlatan yeni bir silahlanma yarışı riskiyle karşı karşıya kalabiliriz. Bu risk, küresel güvenlik dengelerini değiştirebilir ve nükleer silah sahibi devletler arasındaki gerilimi artırabilir.
* * * * *
Toparlarsak: Kapitalizmin kontrolündeki teknolojik yapay zekâ imkânı “demokrasi”den faşizme yönelen tehlikeyi körüklemesinin yanında; başta kapitalist “işgücü piyasası” olmak üzere tüm piyasaları olumsuz biçimde derinden etkileyeceği de açıktır.
Gerçekten de dijital ve tekelci oligarşik kapitalizmde bilgi üretiminin “demokratikleşmesi”, beklenenin aksine, demokrasiyi zayıflatan sonuçlar doğuruyor. “Gerçekliğin” parçalanması, yanlış bilginin yayılması ve demokratik hesap verebilirliğin zayıflaması, faşist eğilimli otoriter liderlere ve oligarklara yeni olanaklar sağlıyor. Bu zeminde “süreç olarak faşizmin” öncü göstergeleri hızla gerçekleşmeye başlıyor.[6]
Tüm bunlara bir de yapay zekâ savaşları rekabetini devreye sokuyor; uzun bir dönem Meta, Google, Apple, OpenAI ve Microsoft gibi ABD teknoloji devlerinin tekelindeki yapay zekâ sistemleri, 2025 Ocak’ı sonunda Çin’den gelen haber ile ciddi bir darbe almış gibi.
Belirtmeden geçmeyelim; yapay zekâ bir çözüm olduğu kadar kapitalizmin kontrolünde tüm insan(lık) için de büyük bir soru(n)dur. Çünkü bilim kamusal, teknoloji özel olamaz; olur ise bugün yaşanan karmaşaya yol açar. Bir başka deyişle kapitalist sistemde, dev şirketlerin kontrolündeki yapay zekâ, insanlığa yarardan çok zarar verme riskiyle yüklüdür.
Aslî çözüm ise komünal yaşamda bilim ile toplumsalın iç içe geçmesidir.

19 Nisan 2025, Muğla.

N O T L A R
[*] Kaldıraç Dergisi, No:286, Mayıs 2025…
[1] Hannah Arendt.
[2] Yapay Zekâ, Toplum ve Kültür, Editörler: Himmet Hülür-Cem Yaşın, Ütopya Yayınevi, Aralık 2024, 616 sahife.
[3] Güney Öztürk, “Yapay ‘Zekâ’da ‘Zirve’ Yapıyoruz”, Sözcü, 1 Mart 2025, s.9.
[4] Ergin Yıldızoğlu, “… ‘İlginç Zamanlarda’ Yaşıyoruz”, 30 Ocak 2025… https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ergin-yildizoglu/ilginc-zamanlarda-yasiyoruz-2294319
[5] Orhan Bursalı, “Teknoloji Devlerinin Küresel Gücüne Sınır mı?”, Cumhuriyet, 21 Temmuz 2024, s.6.
[6] Ergin Yıldızoğlu, “Dijital Kapitalizm Demokrasiye Karşı”, 3 Şubat 2025… https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/ergin-yildizoglu/dijital-kapitalizm-demokrasiye-karsi-2295584

SANAT TARİHİNE YÖN VERENSERGİLERNecla RÜZGARDuvara çivi çakmanıza izin verilmeyen bir galeride nasıl bir sergi açarsınız...
16/05/2025

SANAT TARİHİNE YÖN VEREN
SERGİLER

Necla RÜZGAR

Duvara çivi çakmanıza izin verilmeyen bir galeride nasıl bir sergi açarsınız? Kullanabileceğiniz tek şey tavandan sarkan çelik iplerle ucundaki çengeller. Bu şekilde tasarlanmış bir galeri bize ne söyler? Burada resim sergilenir, resimler tuval üzerine olmalıdır, eser kâğıt ise çerçevelenmelidir. Hangi malzemeyle neyi yaratacağınız en baştan belirlenmişken bir sanatçı olarak ne kadar bağımsız düşünebilir, sınırları ne kadar zorlayabilirsiniz?
Oysa sergi yapımcılığı, entelektüel, yaratıcı ve elbette teknik seçimler içeren, deneysellikle etkileşimi merkeze koyan tutumlar bütünüdür. Sergi tasarımı bir yaratma eylemidir. Bu eylem beden, duyular ve duygular üzerinde etki yaratmayı amaçlayan son derece kişisel ve aynı zamanda profesyonel bir süreçtir. Sergileme anlayışları ve sergi modelleri ise sanat tarihini anlamak için son derece önemli araçlardır. Dahası, bunlar geçmişin kültürel tartışmalarını görünür kılmaya ve düşünce tarihinin izini sürmeye yardımcı olurlar.
Bu bağları keşfetmenin heyecanıyla yazılan bu kitap, sanat tarihine yön veren alternatif sergi modellerine ilişkin bir perspektif sunma arzusunun ürünüdür. Hayal gücümüzü ve bilincimizi derinden sarsan sergilerin zengin tarihine bakmak, hem ilginç hem de aydınlatıcı olacaktır. (Arka Kapaktan)

NAZIMİYEDerleyenler: ŞÜKRÜ ASLANZÜLFİYE KOÇAK - M. ALİ SAĞLAMNazımiye’yi her yönüyle tanıtmak, geçmişini anlamak ve gele...
05/05/2025

NAZIMİYE

Derleyenler:
ŞÜKRÜ ASLAN
ZÜLFİYE KOÇAK - M. ALİ SAĞLAM

Nazımiye’yi her yönüyle tanıtmak, geçmişini anlamak ve geleceğine ışık tutmak amacıyla hazırlanan bu kitap, ilçemizi yakından bilmek-anlamak isteyen herkes için bir başvuru kaynağı niteliğindedir. Aynı zamanda Nazımiye’nin tanıtımına da katkı sağlayacak bu değerli çalışmanın ortaya çıkmasında emeği geçen kitabın editörleri Şükrü Aslan, Zülfiye Koçak ve Ali Sağlam başta olmak üzere, yazarlara, Ütopya Yayınevi’ne ve çalışmayı destekleyen Nazımiyeli hemşehrilerime teşekkürlerimi sunuyorum...
Ali Emrah Tekin
(Nazımiye Belediye Başkanı)

18 Nisan 2025 tarihinde Nazımiye’de ortaokul ve lise öğrencileriyle yaptığım “üniversiteyi anlamak” konulu söyleşide, bir kız öğrencinin, “Tam da anlattığınız gibi araştırmacı ya da yenilikçi bir üniversiteden mezun olduktan sonra diplomamın iptal edilmeyeceğini garanti edebilir misiniz?” sorusu Hak, Hukuk, Adalet kavramlarının bu coğrafyada güçlü bir şekilde kök saldığına, kültürel mirasın en önemli değerleri olarak nesiller boyu aktarıldığına ve aktarılacağına işaret ediyordu.
Nazımiye’yi okuduğunuzda küçücük bir ilçenin; tarihiyle, sanatıyla, edebiyatıyla, inanç ve inanç mekânlarıyla, gelenekleriyle, politik figürleriyle, devrimci önderleriyle ve kültürünün tüm diğer özellikleriyle aslında ne kadar büyük olduğunu keşfedeceksiniz.
Prof. Dr. Ali Ekber ŞAHİN
(Hacettepe Üniversitesi)

AYRIMCILIK VE MEDYAKültürel Irkçılığın Gündelik GörünümleriHatice ÇOBAN KENEŞGörmezden gelmek, normalleştirmek, hatta in...
05/05/2025

AYRIMCILIK VE MEDYA
Kültürel Irkçılığın Gündelik Görünümleri

Hatice ÇOBAN KENEŞ

Görmezden gelmek, normalleştirmek, hatta inkâr ederek kurtulmak… Kültürel-yeni ırkçılık, yalnızca farkında olmadan üretilen bir olgu değil; çoğu zaman bilinçli stratejilerle şekillenen, medya içerikleriyle dolaşıma sokulan, gündelik dile eklenen ve genellikle cezasızlıkla pekiştirilen bir yapıdır.

Bu kitap, Türkiye bağlamında kültürel-yeni ırkçılığın nasıl üretildiğini; medya söylemleri ve gündelik dil pratikleri üzerinden nasıl meşrulaştırıldığını eleştirel bir bakışla ele alıyor. Haber çerçeveleri, görsel temsiller, dil oyunları ve örtük ima stratejileriyle ayrımcı söylemler nasıl inşa ediliyor? Hangi figürler öne çıkarılıyor, kimler sistematik olarak görünmez kılınıyor? Yeni ırkçılık, kendini nasıl doğallaştırarak varlığını sürdürüyor?

Kitapta, özellikle azınlıklaştırılan kesimlere yönelik medya dilinin ve söyleminin nasıl yapılandığını ortaya koyan ayrıntılı söylem ve dil analizlerine yer veriliyor.

Medyanın, siyaset söyleminin ve toplumsal yapıların iç içe geçtiği bu süreçte; kültürel-yeni ırkçılığı üretenlerin kullandığı yöntemleri ve başvurduğu mekanizmaları çözümleyen bu kitap, ayrımcılığın günümüzde hangi biçimlerde devam ettiğini görünür kılmayı amaçlıyor.

Hangi kelimeler, hangi imgeler, hangi anlatılar ayrımcılığı yeniden üretiyor ve ona meşruiyet kazandırıyor? Medyada maruz kaldığımız, siyasette tekrar edilen, gündelik hayatta sıradanlaştırılan ırkçı pratikler aslında neyin parçası?

Bu kitap, yalnızca akademik bir çalışma değil; ötekileştirici söylemlerin nasıl üretildiğini ve sürdürüldüğünü görmek isteyen herkes için bir davet... (Arka Kapaktan)

01/05/2025

İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü
1 Mayıs Kutlu Olsun!
YAŞASIN 1 MAYIS!
BİJİ YEK GULAN!

Send a message to learn more

20/03/2025

Çocukların "aç" uyumadığı,
daha insani bir ülke ve dünya dileğiyle
Cejna Newroz Piroz Be!
Newroz Bayramınız Kutlu Olsun!

Send a message to learn more

Her tür sömürü ve baskının son bulduğudaha insani bir ülke/dünya dileğiyle"8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlu olsu...
08/03/2025

Her tür sömürü ve baskının son bulduğu
daha insani bir ülke/dünya dileğiyle
"8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü" kutlu olsun!

BU HANGİ FİLMİN SEKANSI?Film Çözümlemelerine Bakış  Editör:BERCESTE GÜLÇİN ÖZDEMİRBu çalışma, film çözümlemelerine farkl...
06/02/2025

BU HANGİ FİLMİN SEKANSI?
Film Çözümlemelerine Bakış

Editör:
BERCESTE GÜLÇİN ÖZDEMİR

Bu çalışma, film çözümlemelerine farklı yaklaşımları bir araya getirerek oluşturulmuştur.
Her bir yazar film çalışmalarındaki başat sinema teorileri çerçevesinde odağa aldığı filmleri çözümlemiş ve film anlatılarının anlamlandırılmasında bilimsel bir yol gösterici olmuştur.
Sinefillere, sinema alanında akademik çalışma yapanlara, hayatı filmler içinden anlamaya çalışanlara kaynak niteliğinde olan bu kitap, sinemaya çeşitli perspektiflerden bakabilmenin izleğini çizmektedir.
Yazarların önerisi, kitapta incelenen filmleri önce izlemeniz sonra çözümlemelerine dair kitaba bir bakış atmanız. Okurların bakışına bilimsel bağlamda farklı noktalardan eklenen bakışlarla keyifli okumalar dileriz.
Sinema, hayatı anlamanın başka bir anahtarı... (Arka Kapaktan)

İÇİNDEKİLER

Sosyolojik Yaklaşım Işığında Bisiklet Hırsızları Filmi Üzerine Okuma
ÂLÂ SİVAS GÜLÇUR

“Metamps(i)piral”: Döngüsel Bir “Yalan” Olarak Halef Filminde Ruh Göçüne Akılla İnanmak
ALEYNA ZAİM

Edebiyattan Sinemaya Uyarlama Örnekleri Olarak Dune ve Dune: Part Two Filmlerinin İncelenmesi
AZİZ BARKIN KADIOĞLU – OĞUZHAN ALTUNKURT

Deleuze ve Guattari’nin Kıskaçları Arasında: The Lobster
BURCU KAVAS

Film Fenomenolojisinde Feminist Yaklaşımla Haptik Görselin İzini Sinemada Sürmek
BERCESTE GÜLÇİN ÖZDEMİR

Mina, Dracula’yı Arzuladığında…
KAYA ÖZKARACALAR

Michael Haneke’nin Yeniden Çevrim “Funny Games U.S.” Adlı Filminin Göstergebilimsel Analizden Faydalanılarak İncelenmesi
KUTLUHAN MERAL

O Sadece Bir Bilgisayar Değil: Platon’un Aşk Felsefesi Bağlamında ‘Her’ Filmi
ÖZLEM VATANSEVER

Sesli Sinemaya Geçiş Dönemi Üzerine Hollywood Hakkında Bir Film: Singing in The Rain
ZEYNEP ÇETİN ERUS – M. ELİF KURTOĞLU DEMOĞLU

Sibel: Varoluşun Çığlığı
EMRE FIRAT – BERCESTE GÜLÇİN ÖZDEMİR

Kurosawa Filmleri ile Badiou’nun Etik Kavrayışı Arasında Paralellikler Çizmek
SERDAR ÖZTÜRK

31/12/2024

Her tür sömürü ilişkisinden azade bir dünya dileğiyle yeni yılınız kutlu olsun...

Send a message to learn more

Address

Ataç 1 Sokak 33/15 Yenişehir Çankaya
Ankara
06600

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Ütopya Yayınevi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Category