Interpolhaber

Interpolhaber Gerçek Haber sayfası. Seçilmiş ilgi çekici haberler . Dünyanın dört bir yanından haberler.

AB TÜRKİYE'Yİ BY-PASS ETMEYE ÇABALARKEN ŞİMDİ ŞİŞTİ !TÜRKİYE DİMDİK DURUR, AB VE ABD'DEN ETKİLENMEZ İSE  KKTC DE ZARAR G...
16/04/2025

AB TÜRKİYE'Yİ BY-PASS ETMEYE ÇABALARKEN ŞİMDİ ŞİŞTİ !

TÜRKİYE DİMDİK DURUR, AB VE ABD'DEN ETKİLENMEZ İSE KKTC DE ZARAR GÖRMEYECEK ...

Türk Devletleri Teşkilatı üyeleri Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan'ın AB ile imzaladıkları anlaşmada 365 Milyar Euro yatırım yapılması planlanan "Trans Caspian Transport Corridor", Türkiye izin vermediği sürece Avrupa'ya ulaşamıyor.

KKTC'yi hukuksuz ilan eden anlaşmanın Türkiye ile müzakere edilip edilmediği bilinmiyor.

Bu koridor Türkiye ve Rusya izin vermediği sürece yatırım yapılamaz hale geliyor.

Esad'ın son 48 saatinde diplomasi trafiği: Türkiye nasıl bir rol oynadı?İslamcı muhalif grupların 27 Kasım'da başlattığı...
09/12/2024

Esad'ın son 48 saatinde diplomasi trafiği: Türkiye nasıl bir rol oynadı?

İslamcı muhalif grupların 27 Kasım'da başlattığı harekat, Suriye'de Beşar Esad'ın 8 Aralık'ta ülkeyi terk etmesiyle sonuçlandı.

Aynı süreçte, başta Türkiye olmak üzere küresel ve bölgesel aktörleri de içine çeken yoğun bir diplomasi trafiği yaşandı.

Astana sürecindeki ortakları Rusya ve İran'ın yanı sıra ABD ile de yakın temasta olan Türkiye, bir yandan sahadaki sürecin daha büyük bir tırmanmaya dönüşmemesine diğer yandan da olası bir rejim değişikliğine dönük adımlara odaklandı.

Özellikle 7 Aralık'ta Katar'da yapılan ve Türkiye'nin aktif olarak yer aldığı görüşmeler, Esad'ın ana destekçileri Rusya ve İran ile önde gelen Arap devletlerinin "Esad sonrası süreci" konuşmaya başladıkları platform olması açısından dikkat çekti.

27 Kasım'da başlayan harekat sonrası Ankara'dan ilk açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin çatışmalara müdahil olmadığı, sahadaki gelişmelerin yakından takip edildiği yönünde oldu.

Türkiye'nin odağında bu ilk günlerde, Suriye Milli Ordusu (SMO) grubunun, Halkın Savunma Birlikleri'nin (YPG) kontrol ettiği Tel Rıfat bölgesine başlattığı saldırı vardı.

Suriye Milli Ordusu'nun Tel Rıfat operasyonu ile ilgili neler biliniyor?
YPG, IŞİD'e karşı ABD ile ortaklık içinde olan Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) ana unsurlarından biri.

Türkiye ise YPG'yi "terör örgütü" olarak tanımlıyor ve sınırdan en az 30 kilometre uzağa çekilmesini talep ediyor.

SMO'nun Türkiye tarafından desteklendiği ve özellikle Suriye'nin kuzeybatısında aktif olduğu biliniyor.

1 Aralık günü Tel Rıfat bölgesinin SMO'nun eline geçmesinin ardından sonraki hedefin Menbiç olduğu da o günlerde kamuoyuna duyuruldu.

Rusya ile ilk temas
Suriye'de yaşanan gelişmelerin ciddiyeti, muhalif grupların 30 Kasım günü ülkenin ikinci büyük kenti Halep'i tamamen ele geçirmeleri ile arttı.

Suriye ordusunun geri çekilmesi ve ciddi bir çatışma olmadan muhalefetin ilerlemeye devam etmesi, diplomasinin de hızlanmasına neden oldu.

Süreci en yakından takip eden iki ülke olan Türkiye ve Rusya arasında ilk temas da 30 Kasım günü kuruldu.

Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, telefonda Suriye konusunu ele aldılar ve Astana Süreci kapsamında bir araya gelmeyi kararlaştırdılar.

Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 7 Aralık'ta Doha'daKAYNAK,GETTY IMAGES
Fotoğraf altı yazısı,Türk Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, 7 Aralık'ta Doha'da
Esad'ın en önemli destekçisi İran'ın Dışişleri Bakanı Abbas Arakçi'nin 2 Aralık'ta Türkiye'ye bir ziyaret düzenleyeceği de Ankara tarafından aynı gün açıklandı.

Arakçi ile Fidan'ın Ankara görüşmesi, muhalefet ile Esad arasındaki siyasi sürecin canlandırılması çağrısı ve iki başkentin görüş ayrılıklarının net şekilde ortaya çıkması dışında önemli bir sonuç yaratmadı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de 3 Aralık'ta bir telefon görüşmesi yaptı.

Diplomatik girişimlerin sonunda Türk, Rus ve İranlı dışişleri bakanlarının 7 Aralık'ta yapılacak Doha Forumu kapsamında Astana Süreci formatlı bir toplantıda bir araya gelmeleri kararlaştırıldı.

Türk, Rus ve İranlı dışişleri bakanları Doha'da: Astana Süreci yeniden canlanıyor mu?
Ankara - Washington hattı
Türkiye, Astana ortaklarının yanı sıra ABD ve diğer bölgesel aktörlerle de bu süreçte yakın temasta kaldı.

ABD'li üst düzey bir yetkili, Washington'da basını bilgilendirme toplantısında, Suriye'de çatışmaların başladığı andan itibaren Türkiye ile her düzeyde yakın bir eşgüdüm içinde olduklarını kaydetti.

Yetkili, iki ülke dışişleri ve savunma bakanlarının yanı sıra istihbarat başkanları William Burns ve İbrahim Kalın'ın da temas kurduklarını açıkladı.

Taraflar arasındaki en üst düzey temas 6 Aralık'ta kuruldu.

Dışişleri Bakanı Fidan ve ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, bir telefon görüşmesinde IŞİD ve PKK gibi örgütlerin bölgede yaşanan belirsizlikten yararlanmaması konusunu ele aldı.

ABD'nin Fırat'ın doğusunda yaklaşık 900 askeri olduğu biliniyor.

SMO'nun Menbiç operasyonu öncesinde de Türk ve Amerikan savunma bakanlarının telefonda görüşerek sahadaki durumu ele aldıkları kaydedildi.

Menbiç'in tamamen SMO kontrolüne geçtiği iddia edildi
Suriyeli erkekler, bazıları maskeli KAYNAK,GETTY IMAGES
Fotoğraf altı yazısı,Esad'ın görevden ayrılmasının ardından Humus kentinde kutlamalar
Muhalif grupların 5 Aralık'ta Hama'yı almaları ardından Humus'a yönlenmeleri ve bu süreçte Suriye ordusunun hiçbir varlık göstermemesi, 7 Aralık Astana Süreci toplantısını daha da önemli hale getirdi.

İran Dışişleri Bakanı Arakçi, Astana toplantısı öncesi Bağdat'ta Irak ve Suriye dışişleri bakanları ile görüştü ve çatışmaların durması için sonuç vermeyen girişimlerde bulundu.

Türk ve Rus dışişleri bakanları ise AGİT Zirvesi'nin yapıldığı Malta'dan Katar'a geçtiler ve hemen 6 Aralık gecesinden itibaren ayrı ayrı ikili temaslarda bulundular.

Böylece 7 Aralık'taki toplantı için hazırlıklar tamamlandı.

Ancak aynı gün sabah saatlerinden itibaren muhalif grupların herhangi bir direnişle karşılaşmadan Şam'a ilerledikleri haberleri gelmeye başladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın toplantıdan sadece bir gün önce muhaliflerin yürüyüşünü desteklemesi ve hedefin Şam olduğunu açıklaması, artık sorunun siyasi yollarla çözülme aşamasını geride bıraktığını göstermesi açısından önemli oldu.

Erdoğan: 'Hedef Şam, temennimiz bu yürüyüş devam etsin'
Öğleden sonra Türk, Rus ve İranlı dışişleri bakanları, Astana Süreci formatında bir araya geldiler. Kısa süren toplantının ardından ortak açıklamama yapılmaması dikkat çekti.

Görüşmeden somut bir kararın çıkmadığı ise tarafların basına yaptığı açıklamalarla ortaya çıktı.

Arap ülkeleriyle sürpriz toplantı
Doha aynı gün bir başka toplantıya daha ev sahipliği yaptı.

Türkiye, Rusya ve İran'dan oluşan Astana ortakları, Suriye'de yaşanan gelişmeleri önde gelen Arap devletleriyle ayrıntılı olarak ele aldılar.

Bu toplantının önceden planlanmadığı ancak Suriye'deki gelişmelerin geri döndürülmeyecek bir sürece doğru ilerlemesi nedeniyle organize edildiği kaydedildi.

Toplantıya Katar, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır ve Irak dışişleri yetkilileri katıldı.

Toplantı sonrası ortak bildiride askeri harekatların sonlandırılması ve siyasi sürecin başlatılması çağrısı yapılırken, Suriye'nin toprak bütünlüğü, bağımsızlığı ve birliğinin korunması vurgusu yapıldı.

Ancak bildiride ülkenin resmi adı olan Suriye Arap Cumhuriyeti yerine sadece Suriye diye bahsedilmesi dikkat çekti.

Esad'ın düşüşü 7 Aralık'ta belli oldu
Katılımcı ülkeler Suriye bunalımının barışçıl yollarla ve Suriye halkının güvenlik, adalet ve istikrar isteklerine uygun şekilde çözümlenmesi beklentilerini de ortak bildiride kayda geçirdiler.

Bu ifadeler, toplantıya katılan ülkelerin Şam yönetiminin artık sona geldiği düşüncesinde olduğu ve bundan sonraki yeni sürece odaklandıkları değerlendirmelerine neden oldu.

Toplantıya katılan diplomatik kaynaklar da 7 Kasım gecesi itibariyle Esad döneminin sona erdiğinin herkes tarafından kabul edildiğini ve bundan sonra geçiş sürecine odaklanıldığını kaydettiler.

Esad'ın ülkeden ayrıldığı ve yönetimin muhaliflere devredildiği de 8 Aralık Pazar günü ilan edildi.

Suriye'de bir devrin sonu: 'Esad ülkeyi terk etti'
Dışişleri Bakanı Fidan, aynı gün Doha'da düzenlediği basın toplantısında, Suriye'de yeni bir dönemin başladığını ve Türkiye'nin bu süreçte de Suriye halkının yanında olacağını, küresel ve bölgesel aktörlerle işbirliği içinde olacağını kamuoyuna açıkladı.

Suriye'de 8 Aralık'ta Beşar Esad iktidarının devrilmesi sınır komşusu İsrail'i yakından ilgilendiren bir gelişme.İsrail ...
09/12/2024

Suriye'de 8 Aralık'ta Beşar Esad iktidarının devrilmesi sınır komşusu İsrail'i yakından ilgilendiren bir gelişme.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, bu gelişmeden kısa bir süre sonra işgal altındaki Golan Tepelerinden yaptığı açıklamada, ülkesinin buradaki tampon bölgenin kontrolünü "geçici olarak" ele geçirdiğini duyurdu.

Bundan bir gün sonra İsrail ordusu, 9 Aralık'ta Suriye'de şüpheli gördüğü kimyasal silah ve füze sahalarını hedef alan hava saldırıları düzenlediğini doğruladı.

İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar da 9 Aralık sabahı yaptığı basın açıklamasında, Menbiç'i örnek vererek "Kürtlere yönelik saldırıların durdurulması" çağrısında bulundu.

BBC Türkçe, İsrail'den gelen bu sinyaller ışığında ülkenin Suriye'deki gelişmelere nasıl yaklaştığını uzmanlara konuştu.

İsrail'in Suriye'deki ikilemi: 'Bilinen şeytan' mı, büyüyen tehdit mi?

İsrail'in Suriye'deki yeni denkleme verdiği tepkiler ne anlama geliyor?

Menbiç'te son durum ne, Suriye Milli Ordusu ve Demokratik Güçleri ne diyor?Suriye Milli Ordusu (SMO) ülkenin kuzeyindeki...
09/12/2024

Menbiç'te son durum ne, Suriye Milli Ordusu ve Demokratik Güçleri ne diyor?

Suriye Milli Ordusu (SMO) ülkenin kuzeyindeki Menbiç kentini ele geçirdiğini duyurdu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, "Verilen sözlere rağmen yıllardır bölücü örgütün işgali altında bulanan Tel Rıfat ve Münbiç'in teröristlerden arındırılmasını memnuniyetle karşılıyoruz" dedi.

PKK'ya yakın Fırat Haber Ajansı (ANF) ise Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) bağlı Menbiç Askeri Konseyi ile SMO arasındaki şiddetli çatışmaların dün geceden bu yana sürdüğünü bildirdi.

Telegram üzerinden Menbiç'te kontrolü sağladığını öne süren SMO, Türkiye destekli bir oluşum.

SDG'nin omurgasını ise Kürt Demokratik Birlik Partisi'nin (PYD) askeri kanadı Halk Koruma Birlikleri (YPG) oluşturuyor. Türkiye, PYD ve YPG'yi, "PKK'nın Suriye kolu" ve "terör örgütü" olarak nitelendiriyor.

Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Menbiç Askeri Konseyi'nin kentten çekildiğini, sadece taktiksel olarak cephe gerisinde de bazı noktalarda mevzilendiğini bildirdi.

Gözlemevi, kendi kaynaklarına dayandırdığı haberde, çatışmalarda 50 kişinin öldüğünü, bunların 15'inin "Türkiye destekli milisler" 35'inin ise Menbiç Askeri Konseyi ya da İç Güvenlik (Asayiş) göçlerinden olduğunu duyurdu.

Menbiç Askeri Meclisi, kentin üç cephesinde şiddetli çatışmalar yaşandığını, Türkiye destekli grupların şehrin güney girişine ilerlediğini bildirdi.

Basın açıklamasında "Halk üzerinde psikolojik baskı oluşturmak amacıyla, şehrin içinde bazı çete hücreleri korku ve kaos yaymak için harekete geçti. Şu anda şehrin girişinde de şiddetli çatışmalar devam ediyor...Menbiç halkıyla omuz omuza, bu saldırıları da püskürteceğiz" ifadeleri kullanıldı.

Menbiç ve Tel Rıfat, SDG'nin Fırat Nehri'nin batısında kontrol ettiği son iki büyük bölgeydi.

SMO, hafta içinde Tel Rıfat'ı SDG'den almıştı.

Türkiye, sınırın Suriye tarafında "terörden arındırılmış bir bölge" oluşturmak amacıyla başlattığı askeri operasyonlarda, bir sonraki hedefin Menbiç olduğunu vurguluyordu.

Menbiç nerede ve neden önemli?
Suriye'nin kuzeyinde yer alan Menbiç kenti, Türkiye'ye yaklaşık 40 kilometre mesafede bulunuyor.

Ülkedeki iç savaş öncesi yapılan son nüfus sayımına göre, kentte yaklaşık 100 bin kişi yaşıyor.

Arap ve Kürtlerin yaşadığı Menbiç'te halkın çoğunluğunu Sünniler oluşturuyor.

Kent, 2012 yılında o zamanki adıyla muhalif Özgür Suriye Ordusu'nun denetimine geçti.

2014 yılında IŞİD, kentin kontrolünü ele geçirdi.

Ağustos 2016'da ise yaklaşık iki ay süren bir kuşatmanın ardından Menbiç Askeri Konseyi, ABD'nin de desteğiyle kenti IŞİD'den geri aldı.

Menbiç Sivil Konseyi kentte sivil idareyi yürütüyor, temel hizmetleri sağlıyor.

Suriye'nin kuzeyinde Menbiç, Cerablus ve Kobani ile hangi grupların nereyi kontrol ettiğini gösteren harita.
Türkiye, YPG'nin Fırat Nehri'nin batısındaki bölgelerde bulunmasına karşı çıkıyor.

Kürt gruplar ise Menbiç'i doğudaki Cezire ve Kobani kantonları ile batıdaki Afrin kantonunun birleştirilmesi için önemli bir geçiş noktası olarak görülüyor.

Ankara'nın en önemli kaygılarından biri, Afrin ve Kobani kantonlarının birleşmesiyle birlikte Türkiye-Suriye sınırının güneyinde "Kürt koridorunun oluşturulması" ihtimaliydi.

Türkiye ise Menbiç'in IŞİD'den geri alınmasından bu yana, YPG'nin kentten ayrılması çağrısı yapıyordu.

PYD lideri Salih Müslim 2017 yılında yaptığı açıklamada, Kürtler tarafından ilan edilen "Kuzey Suriye-Rojava Federasyonu"nun güvenliği ve burada kurulan yönetimin iyiliği açısından, Menbiç'in kontrol altında tutulmasının zorunlu olduğunu söylemişti.

Almanya ve Fransa'da kriz: Avrupa Birliği'nin motoru tekliyor mu?Güven ÖzalpUnvan,BrükselAvrupa Birliği'nin motoru konum...
09/12/2024

Almanya ve Fransa'da kriz: Avrupa Birliği'nin motoru tekliyor mu?

Güven Özalp
Unvan,Brüksel

Avrupa Birliği'nin motoru konumundaki Almanya ve Fransa'da yaşanan ekonomik sorunlar ve siyasi belirsizlik Brüksel'de endişe ile takip ediliyor.

Bu iki ülke birlikte çalıştığında Avrupa Birliği'nde istemedikleri bir gelişme yaşanması ihtimali neredeyse sıfıra yakın.

Bu ekonomik kararlar için de siyasi kararlar için de geçerli.

Hatta Avrupa Birliği'nin ideolojisinin ve hayatın her alanını ilgilendiren kararların büyük ölçüde bu ikili tarafından şekillendirildiğini söylemek mümkün.

Ancak son yıllarda Almanya ve Fransa arasındaki uyum eski Başbakan Angela Merkel dönemindeki kadar üst düzeyde değil.

İki ülke Ukrayna'da uygulanacak askeri stratejiler, Mercosur anlaşmasına yaklaşım, Avrupa savunması ve enerji politikaları gibi konularda farklı pozisyonlarda.

Gelinen aşamada ideal çift olmaktan uzaklaşan bu iki ülkedeki iç sorunlar ve siyasi belirsizlik de etkilerinin azalmasına neden oldu.

Almanya'da koalisyonun dağılmasıyla erken seçim gündeme gelirken Fransa'da da bu hafta hükümet çöktü.

İki ülkedeki iç sorunların giderilememesi halinde durumun Avrupa Birliği'nin genelini etkilemesi kaçınılmaz görülüyor.

09/12/2024

Almanya ve Fransa'da kriz: Avrupa Birliği'nin motoru tekliyor mu?

Suriye'de Esad yönetiminin gidişine hangi ülke, ne tepki gösterdi?Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif grupl...
09/12/2024

Suriye'de Esad yönetiminin gidişine hangi ülke, ne tepki gösterdi?

Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) liderliğindeki muhalif grupların 8 Ocak'ta Suriye'de iktidarı ele geçirdiğini ilan etmesine dünyadan tepkiler sürüyor.

ABD Başkanı Joe Biden, Suriye'de yönetimi silahlı İslamcı grupların ele geçirmesi sonrası ilk açıklamasında, ülkenin geleceği adına ihtiyatlı iyimser cümleler kullandı.

Biden, sürecin Suriyelilerin ülkelerini yeniden inşa etmeleri için "tarihi bir fırsat" sunduğunu savundu.

Esad'ın yaptıklarının "hesabını vermesi" gerektiğini de söyleyen Başkan Biden, HTŞ liderliğindeki silahlı grupların, yumuşama söylemlerini yakından izlediklerini ifade etti.

Biden, "Sadece sözlerini değil, eylemlerini de değerlendireceğiz." dedi.

Joe Biden Pazar günü ABD güçlerinin Suriye içinde IŞİD'e karşı "bir düzine" hava saldırısı düzenlediğini de aktardı.

Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen, "Bugün, (Suriye'de) geçiş düzenlemelerini tesis ederek işe başlamalıyız. İlk önceliğimiz bu" dedi.

"Suriye'de yenilenme ihtimalini kucaklamanın tam zamanı. Suriye halkının direnci, birleşik ve barışçıl bir Suriye için ileriye dönük bir yol sunuyor" diyen Pedersen, Suriye'de istikrarlı ve kapsayıcı geçiş düzenlemelerinin ivedilikle hayata geçirilmesi için yol haritasının çizilmesi gerektiğini belirtti.

ABD Başkanı Biden elleri açık basın toplantısında konuşuyorKAYNAK,EPA-EFE/REX/SHUTTERSTOCK
20 Ocak'ta ABD Başkanlığı görevine resmen başlayacak Donald Trump, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın Rusya'nın desteğini kaybettikten sonra "ülkesinden kaçtığını" söyledi.

Kendi sosyal medya platformu Truth Social'da "Esad gitti" diyen Trump, "Koruyucusu Rusya ve Vladimir Putin liderliğindeki Rusya artık onu korumakla ilgilenmiyordu" ifadelerini kullandı.

Esad iktidarının yakın müttefiki Rusya'da Dışişleri Bakanlığı, "Suriye'deki dramatik olayları büyük endişeyle" takip ettiklerini açıkladı.

Rusya, Esad'ın "iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesi talimatını vererek ülkeyi terk ettiğini" söyledi.

Açıklamada, "Rusya bu müzakerelere katılmadı" denildi.

İngiltere Başbakanı Keir Starmer, Beşar Esad'ın "barbar rejiminin" devrilmesini memnuniyetle karşıladıklarını söyledi ve Suriye'de "barış ve istikrar" çağrısında bulundu.

Suriye'de son günlerde yaşanan gelişmeleri "emsalsiz" olarak nitelendiren Starmer, bölgedeki durumu yakından izlediklerini belirtti.

Esad'ın gidişinden memnuniyet duyduğunu söyleyen bir başka lider de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu oldu.

Gelişmeyi Orta Doğu için "tarihi bir gün" olarak nitelendiren Netanyahu, "olası tehditlere karşı önlem alma" sözü verdi.

Netanyahu, resmi X hesabından yaptığı açıklamada, "Bu çöküş, Esad'ın ana destekçileri olan Hizbullah ve İran'a karşı yürüttüğümüz güçlü eylemin doğrudan sonucudur" dedi.

"Kendilerini bu tiranlıktan ve onun baskısından kurtarmak isteyenler için zincirleme bir reaksiyon başlatıyor" diye ekledi.

Netanyahu, İsrail'in "arzusunun" Suriye ile "barışçıl ilişkiler" kurmak olduğunu, ancak gerekirse ülkesinin kendisini savunacağını belirtti.

13 ay süren çatışmalarının ardından İsrail-Hizbullah arasında 27 Kasım'da ateşkes anlaşması imzalanmıştı. Hizbullah uzun süredir Esad'ın müttefikiydi.

Suriye ile diplomatik ilişkileri yeniden canlandırmaya hazır olduğunu söyleyen Ukrayna Dışişleri Bakanı Andriy Sybiha, "Esad düştü. Putin'e güvenen tüm diktatörlerin başına gelen budur. O her zaman kendisine güvenenlere ihanet eder." yorumunda bulundu.

Çin Dışişleri Bakanlığı, Suriye'de istikrarın hızla geri döneceği yönünde umutlu olduklarını dile getirdi.

İsrail ile Hizbullah arasında ateşkes: Anlaşmanın şartları neler, tepkiler ne oldu?
Arap ülkeleri de Suriye'de iktidarın devrilmesine ilişkin açıklamalarda bulundular.

Irak Haber Ajansına (INA) göre Irak'ta hükümet sözcüsü Basem El Avadi, Irak'ın Suriye'deki gelişmeleri yakından izlediğini ve Suriye'de istikrarı ve güvenliği korumayı amaçlayan çabaları desteklemek için dost ülkelerle iletişim kurduğunu söyledi.

Mısır Suriye'deki tüm taraflara devletin ve ulusal kurumların yeteneklerini koruma çağrısında bulunurken, Ürdün de Suriye'deki "kardeşlerin" yanında yer aldığını ve onların irade ve tercihlerine saygı duyduğunu söyledi.

Yemen Başkanlık Konseyi (PLC) Başkanı Raşad El Alimi, Suriye'deki gelişmeleri "Suriyelilerin yabancı vesayetini reddetme haklarını teyit ettikleri tarihi bir an" olarak nitelendirdi.

El Alimi, İran'a, "Yemen'den ellerini çekmesi, egemenliğine ve kimliğine saygı duyması ve halkının kendi devletlerini inşa etmesine olanak tanıması" çağrısında bulundu.

Suriye'de Esad yönetimine son veren HTŞ hakkında ne biliyoruz?Suriye’nin kuzeybatısında silahlı muhalif güçler 27 Kasım ...
09/12/2024

Suriye'de Esad yönetimine son veren HTŞ hakkında ne biliyoruz?

Suriye’nin kuzeybatısında silahlı muhalif güçler 27 Kasım Çarşamba günü hükümete karşı son yılların en büyük saldırısını başlattı.

Kilit Halep ve Hama kentlerinden sonra başkent Şam'ı da ele geçirip, Esad yönetimini deviren grubun liderliğini Suriye'deki çatışmalarda uzun bir geçmişi olan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) isimli İslamcı militan grup yapıyor.

HTŞ 2011 yılında El Kaide'ye doğrudan bağlı olarak Nusra Cephesi adı altında kuruldu.

IŞİD lideri Ebu Bekir el-Bağdadi de kuruluşunda yer aldı.

Beşar Esad'a karşı savaşan gruplar arasında en etkililerden biri olarak görülüyordu.

Ancak cihatçı ideolojisi nedeniyle o zamanlar Özgür Suriye Ordusu adı altındaki ana isyancı koalisyonla anlaşmazlık halindeydi.

2016'da grubun lideri Ebu Muhammed Colani, El Kaide ile saflarını açıkça ayırdı, Nusra Cephesi'ni feshetti ve bir yıl sonra benzer birkaç grupla birleşerek Heyet Tahrir eş-Şam adını alan yeni bir örgüt kurdu.

HTŞ lideri Colani kim?Suriye doğumlu olduğu bilinen Ebu Muhammed Colani 2017 yılından bu yana örgütün liderliğini yapıyo...
09/12/2024

HTŞ lideri Colani kim?

Suriye doğumlu olduğu bilinen Ebu Muhammed Colani 2017 yılından bu yana örgütün liderliğini yapıyor.

Son yıllarda İdlib vilayetinde, altyapı projeleri açılışları ve bölge ileri gelenleri ile buluşma etkinliklerinde boy gösteriyordu. Bunu "uluslararası terörizmle" arasına mesafe koymak için yaptığına dair değerlendirmeler var.

Buna karşın, Amerika Birleşik Devletleri'nin Colani’nin yakalanması için koyduğu 10 milyon dolar ödül halen aktif durumda.

Colani'nin doğum yılı hakkında net bir bilgi bulunmuyor. Birleşmiş Milletler'in hakkındaki raporlarına göre 1975 ile 1979 yılları arasında doğduğu düşünülüyor.

HTŞ’nin başını çektiği silahlı grupların 27 Kasım’da başlattığı saldırıyla ilgili örgüt hesaplarından paylaşılan fotoğraflarda da Colani merkez bir rolde gösterildi.

Telegram’daki “Genel Komuta Merkezi - Suriye” hesabından paylaşılan propaganda görsellerinde Colani, diğer komutanlarla konuşurken, telefonla konuşurken, belgelere bakarken görünüyor.

Bu paylaşıma eşlik eden mesajda “Askeri Harekât Dairesi genel komutanlığı, Saldırıyı Püskürtme Harekâtı’nın gelişimini denetliyor” denildi.

BBC Monitoring’in (BBC İzleme Servisi) aktardığına göre Ahrar'uş Şam lideri Ahmed Dalati de komuta heyetinde yer alıyor.

Şam nasıl bu kadar çabuk düştü? Suriye ordusu neden direnmedi?Humus'ta teslim olan askerler, toplanma merkezlerine götür...
09/12/2024

Şam nasıl bu kadar çabuk düştü?
Suriye ordusu neden direnmedi?

Humus'ta teslim olan askerler, toplanma merkezlerine götürülüyor

Suriye'de 2011 yılından beri süren iç savaşın seyri 27 Kasım'da İslamcı militan Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) örgütü liderliğindeki grupların başlattığı operasyonla hızla değişti.

Örgüt 7 Aralık gecesi Şam'a girdiğini açıkladı. Suriye lideri Beşar Esad'ın Rusya'ya gittiği, kendisi ve ailesine sığınma hakkı tanındığı açıklandı.

Peki Şam nasıl bu kadar hızlı düştü?

Avustralya'daki Melbourne Üniversitesi'nde Suriye uzmanı olan Dara Conduit, Esad'ın ordusunun yıllardır süren savaş yüzünden büyük kayıplar verdiğini hatırlatıyor.

BBC'ye konuşan Conduit, Esad'ın ana müttefikleri olan İran, Rusya ve Hizbullah'ın kendi çatışmalarıyla meşgul olduğunu vurguluyor.

Aynı zamanda kimi yerlerde ordunun ve askerlerin savaşmayı bilerek tercih etmediği de aktarılıyor.

Askerlere son dakika zam
İç savaşın ilk yıllarında Suriye ordusunun 300 bin mensubu olduğu tahmin ediliyordu.

Aradan geçen zamanda bunların büyük bölümü dağıldı.

Bu sayının, çatışmalar, askerden kaçışlar ve karşıt gruplara katılma nedeniyle yarı yarıya azaldığı düşünülüyor.

Suriye Hava Kuvvetleri de ABD'nin hava saldırıları ve iç savaş nedeniyle büyük güç kaybı yaşadı.

Suriye askerlerinin düşük maaşları hızlı çözülmenin unsurları arasında sayılıyor.

Alt kademe bir ordu mensubunun ayda 15-17 dolar arasında maaş aldığı aktarılıyordu.

Düşüşüne giden son haftada Beşar Esad, ordu mensuplarının maaşlarını yüzde 50 artırdığını açıklasa da askerlerinin psikolojisini değiştiremedi.

Yerde oturan erkekler, ayakta silahlı ve maskeli bir adamKAYNAK,EPA-EFE/REX/SHUTTERSTOCK
Fotoğraf altı yazısı,Silah bırakan ve üniforma çıkaran Suriye ordusu mensupları, muhalifler tarafından farklı yerlerde kontrol altında tutuluyor. Bu fotoğraf Humus'tan
Londra Üniversitesi'nden Uluslararası İlişkiler Profesörü Fawaz Georges, ABD'nin ekonomik yaptırımlarının Suriye ordusu askerlerini de fakirleştirdiğini, hatta askerlerin yeterli gıdaya ulaşamayacak noktaya yaklaştıklarına dair haberler olduğunu söylüyor.

Beyrut merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Orta Doğu Merkezi'nde kıdemli bir araştırmacı olan Dr. Yazid Sayegh ise Esad'ın 2016 sonrası siyasetinin çözülmede etkili olduğuna inanıyor.

Sayegh'e göre, Esad'ın muhaliflere üstünlük sağlaması sonrası uyguladığı politikalar orduyu da zayıflattı.

Dr. Yazid Sayegh, on binlerce askerin görevden alındığını, yaygın yolsuzluk ve ordu içinde bile ciddi gıda kıtlığı yaşandığını, bunların da askerlerin psikolojisini etkilediğini söylüyor.
KAYNAK,EPA-EFE/REX/SHUTTERSTOCK

İRAN, ESAT 'A NEDEN YARDIM ETMEDİ ?İran neden yardım etmedi?Suriye'de Esad'ın son 24 saatine şahit olan BBC muhabiri Bar...
09/12/2024

İRAN, ESAT 'A NEDEN YARDIM ETMEDİ ?

İran neden yardım etmedi?

Suriye'de Esad'ın son 24 saatine şahit olan BBC muhabiri Barbara Platt, Şam merkezine çıkan yollarda, atılmış silahlar, askeri teçhizat ve üniformalar gördüğünü aktardı.

Araştırmacı Sayegh, İran, Hizbullah ve Rusya'dan destek gelmeyeceğinin anlaşılmasının da ordunun savaşma motivasyonuna etki ettiğine işaret ediyor.

Şam'da önemli binaların yerini gösteren harita
King's College Üniversitesi askeri uzmanlarından Profesör Michael Clarke da İsrail'in saldırıları nedeniyle İran ve Hizbullah'ın güç kaybettiğine işaret ediyor.

Clarke, Irak'taki İran destekli milis güçlerin ve Tahran yönetiminin, Esad'ın kurtarılmasının imkansız olduğu kanısı ile çatışmaya müdahil olmamış olabileceğini söylüyor.

Fawaz Georges, İran, Hizbullah ve Rusya'dan gelen asker, organizasyon ve komuta desteğinin kesilmesinin ordunun hızlı çözülmesinin temelini teşkil ettiğini söylüyor.

Address

Ankara
06010

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Interpolhaber posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share