10/08/2019
Kurban bayramımız mübarek olsun...
Rabbimizin Müslümanlara birlik, beraberlik, sevinç ve neşe günleri olarak bahşettiği Kurban Bayramı’nı idrak etmek üzereyiz. Kurban Bayramı’nın manevi ikliminde bir gönül yüceliği yakalayıp Rabbimize yakınlık arayışında olacağız. Zira kurban, Allah’a, yüce ve ilahi olan her şeye, hakka, hakikate, iyiye, doğruya, güzele yakın olma arayışıdır. Kurban, sevginin, vefanın, sadakatin, fedakârlığın simgesidir. Kurbanda Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in baba-oğul sevgisi ile hakka bağlılık duygularının harman olduğu engin bir dünya vardır. Yani Kurban aynı zamanda İbrahim’ce adanış, İsmail’ce teslimiyetin simgesidir.
Bayramlarımız her yıl Müslümanlık bilincimizi yenileyen, ümmet olma irademizi diri tutan; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştiren, rahmet ve bereket dolu günlerdendir. Böylesine önemli ve müstesna olan Kurban bayramını maalesef acılar ve sıkıntılarla karşılıyoruz. İnsanlık var olduğundan buyana Tevhid/şirk, hak/batıl mücadelesi çerçevesinde amansız bir biçimde Batı’nın/batılın insanlığa, erdeme, barışa, adalete karşı verdikleri kin, nefret ve savaş hız kesmeden devam ediyor. İçerisinde geçtiğimiz ve ümmetin param parça ve perişan edildiği sancılı süreçte bir kez daha idrak edip görüyoruz ki, Müslümanlar olarak birliğe, bütünlüğe, vahdete kısacası ümmet olmaya her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var! Kurban Bayramı yaklaşırken sahillerimize vuran Müslüman bedenler, günahsız yavrular, yollarda helak olan yüz binler, öldürülenler, yurtları, malları talan edilenler, savaşlarla, yoksulluk ve açlıkla boğuşanlar hep biziz. Biz Müslümanlar olarak Batı’nın/batılın bize dayattığı demokrasi, özgürlük batağının ne insanlığa ne Müslümanlara bir fayda getirmeyeceğini biliyoruz. Onun için diyoruz ki: Kurtuluş, mücadelede ve kendi ellerimizdedir.
Ümmetin ortak barışının sağlanması gibi önemli sorumluluğu olan ancak yıllardır kendi dini bayramlarını dahi sevinç ve mutlulukla kutlamaya hasret kalan; gözyaşı, şiddet, savaş, ekonomik sıkıntı ve yoksulluğun gölgesinde bayram yapmaktan kurtulamayan kardeşlerimizi hatırlamalıyız. Çünkü Ümmet olmak, kardeşler olmak bunu gerektirir. Kardeşlerimiz için dua etmeli, yardım etmeli, Batı’nın/batılın kanlı pençelerinden hem ümmeti hem kendimizi hem de insanlığı kurtarmak için mücadele etmeliyiz.
Tevhid ve adaletin hâkim olduğu, müfsitlerin İslam’a, Müslümanlara müdahil olmadığı, bayramların hürriyet sevinciyle birlikte yaşandığı günlerde yaşama umudu, gerçek bayramlarda buluşmak dua ve temennisiyle ile bayramınızı tebrik ederiz.
Kurban bayramımız mübarek olsun...
Rabbimizin Müslümanlara birlik, beraberlik, sevinç ve neşe günleri olarak bahşettiği Kurban Bayramı’nı idrak etmek üzereyiz. Kurban Bayramı’nın manevi ikliminde bir gönül yüceliği yakalayıp Rabbimize yakınlık arayışında olacağız. Zira kurban, Allah’a, yüce ve ilahi olan her şeye, hakka, hakikate, iyiye, doğruya, güzele yakın olma arayışıdır. Kurban, sevginin, vefanın, sadakatin, fedakârlığın simgesidir. Kurbanda Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’in baba-oğul sevgisi ile hakka bağlılık duygularının harman olduğu engin bir dünya vardır. Yani Kurban aynı zamanda İbrahim’ce adanış, İsmail’ce teslimiyetin simgesidir.
Bayramlarımız her yıl Müslümanlık bilincimizi yenileyen, ümmet olma irademizi diri tutan; birlik, beraberlik ve kardeşlik duygularımızı pekiştiren, rahmet ve bereket dolu günlerdendir. Böylesine önemli ve müstesna olan Kurban bayramını maalesef acılar ve sıkıntılarla karşılıyoruz. İnsanlık var olduğundan buyana Tevhid/şirk, hak/batıl mücadelesi çerçevesinde amansız bir biçimde Batı’nın/batılın insanlığa, erdeme, barışa, adalete karşı verdikleri kin, nefret ve savaş hız kesmeden devam ediyor. İçerisinde geçtiğimiz ve ümmetin param parça ve perişan edildiği sancılı süreçte bir kez daha idrak edip görüyoruz ki, Müslümanlar olarak birliğe, bütünlüğe, vahdete kısacası ümmet olmaya her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var! Kurban Bayramı yaklaşırken sahillerimize vuran Müslüman bedenler, günahsız yavrular, yollarda helak olan yüz binler, öldürülenler, yurtları, malları talan edilenler, savaşlarla, yoksulluk ve açlıkla boğuşanlar hep biziz. Biz Müslümanlar olarak Batı’nın/batılın bize dayattığı demokrasi, özgürlük batağının ne insanlığa ne Müslümanlara bir fayda getirmeyeceğini biliyoruz. Onun için diyoruz ki: Kurtuluş, mücadelede ve kendi ellerimizdedir.
Ümmetin ortak barışının sağlanması gibi önemli sorumluluğu olan ancak yıllardır kendi dini bayramlarını dahi sevinç ve mutlulukla kutlamaya hasret kalan; gözyaşı, şiddet, savaş, ekonomik sıkıntı ve yoksulluğun gölgesinde bayram yapmaktan kurtulamayan kardeşlerimizi hatırlamalıyız. Çünkü Ümmet olmak, kardeşler olmak bunu gerektirir. Kardeşlerimiz için dua etmeli, yardım etmeli, Batı’nın/batılın kanlı pençelerinden hem ümmeti hem kendimizi hem de insanlığı kurtarmak için mücadele etmeliyiz.
Tevhid ve adaletin hâkim olduğu, müfsitlerin İslam’a, Müslümanlara müdahil olmadığı, bayramların hürriyet sevinciyle birlikte yaşandığı günlerde yaşama umudu, gerçek bayramlarda buluşmak dua ve temennisiyle ile bayramınızı tebrik ederiz.