02/11/2025
Öldükten yaklaşık otuz dakika sonra vücutta hiçbir refleks kalmaz. Kaslar gevşer; bu nedenle ağız ve göz kapakları açık kalır. Boşaltım sistemi tamamen çöker, idrar akıntısı meydana gelir.
Ölümün ardından yirmi dört saat geçtiğinde beden çürümeye başlar. Solunumun durması, bakteriler için bir işarettir; artık çalışmaya başlarlar. İlk çürüyen organlar göz, beyin, mide ve bağırsaklardır. Şişman bedenler daha hızlı çürürken, tuzlu suda boğulanların çürümesi daha yavaştır. En geç çürüyen organlarsa kalp, mesane ve böbrektir.
Mide ve bağırsaklarda bakteriler yoğun biçimde çalıştıkça gaz birikir; bu da karın bölgesinin şişmesine yol açar. Deri, yanık izine benzer biçimde su toplar; vücutta biriken sülfür yüzünden renk yavaş yavaş siyaha döner. Günler geçtikçe karın şişer, sonunda patlar ve göğüs bölgesi çöker. Bu çökme, kimi zaman mezarın üzerinden bile duyulabilecek kadar gürültülü olur.
Yaklaşık dört yıl sonra, insan bedeni tamamen kemik hâline gelir.
Peki ya sonra? Güzelliğin, yakışıklılığın, zenginliğin, kibrin, malın mülkün, makamın ve mevkiin nerede kalır?
Yeryüzünde kasıntı bir tavırla dolaşan, küçük dağları ben yarattım edasıyla kibirlenen, insanları küçücük egosuyla aşağılayan ve hayatı statüye, geçici başarılara adayan herkesin sonu budur.
Paranın esiri olanların, mevki uğruna karakterini satanların, başkalarının acısı üzerine basarak yükselenlerin sonu da budur.
Güzelliğine taparcasına yaşayan, ömrünü süse ve makyaja adayan, cildini korumak için her gün özenle kremler süren bedenin sonu da aynı yerdedir.
Kaslarını büyütmek için aynalar karşısında saatler geçiren, tek gayesi bu görüntüyü paylaşmak olan insanların sonu da farklı değildir.
Çalışın, başarılı olun, üretin ve insanlığa fayda sağlayın.
Ama hayatı büyütmeyin. Kendinizi büyütmeyin.
Zira elimizde kalacak tek şey, bu dünyada yaptığımız iyilikler ve ardımızda bıraktığımız güzel hatıralar olacaktır.
Herkese, insanlığa fayda sağlayan, geride iyi izler bırakan bir ömür dilerim.
--- 🍂