
31/03/2024
Zehra, Tanzimat edebiyatının temel dinamiklerini en iyi yansıtan romanlardan biridir. Kıskançlık, aşk, ihanet temaları etrafında toplumsal dokuyu, kadın-erkek ilişkilerini ve o dönem geçerli ahlaki kodları gerçekçi bir biçimde yansıtır. Okur olarak Beyoğlu başta olmak üzere Kâğıthane, Büyükdere, Rumelifeneri’nde kahramanlarla birlikte gezer, o semtlerin havasını soluma fırsatı buluruz. Dönemin Şehzadebaşı tiyatro hayatı, tulumbacıların dünyası ya da cinayet soruşturması gibi toplumsal olgular hakkında aktardığı eşsiz gözlemleri de bu eseri çok değerli kılan ayrıntılardandır. Genç yaşta kaybettiğimiz yetenekli yazarımız Nabizade Nâzım, Zehra’nın akıcı hikâyesi ve gerçekçi gözlemleriyle bize 1894 İstanbul’una harika bir edebi bir yolculuk yapma fırsatı sunar..
“Kadın gönlüyle şaka olmaz , kadınların gönlü oyuncak değildir.”..
"Düşünce", " aşkın" "öncüsü" dür...
“Güzel bir çehreye parlak bir tebessüm ne kadar yakışıyorsa Boğaziçi'ne de mehtap o derece yakışmaktadır.”..
“Kör olası kalp! Hâlâ onu, o nankörü, o maymun iştahlıyı seviyorsun!”..
“Sevmek, sevilmek! İşte şu dünyada insanın biraz yüzünü güldüren saadet bu nimetten ibaretti.”..
“Kadınların gönlünü hassas bir teraziye benzetmek mümkündür.”..
"Sabırla koruk helva olur, dut yaprağı atlas."..
📚 📚