20/10/2024
BEN DE BEDREDDİN’İM KENDİMCE
Ölümsüz aşklar için geldik biz dünyaya
Ölümsüz aşk için ilimli felsefeyi seçtik
Onun için dedik ki zahide,
‘’Sözü uzatmayalım artık zahit
Madem ki bu kez mağlubuz
Emrolunsun yazılsın ferman
Çünkü bu fetva bize ait’’
Bir nokta gördük biz evreni
Gönlümüze koyduk ilmi seveni
Bilgin olanı bilge eyledik
Başımıza koyduk felsefe bileni
Bedreddin dediğin derin gönüllü bir umman
İlimde bir akıl
Felsefede hünkar
Bilimin sonsuz diyarı
Fetrette hem kadı, hem sürgün
Kefen libaslı bu dünyaya adı darağacına yazılan bir küskün..
Yakılınca varidat, kan oldu yüreği
Sağına baktı hep cüheyla
Soluna baktı hep ağyar
Şer’an bir sebep bulunamadı katline
Örf'en verildi karar..!
Bir sabah tan ağarmadan
Ve yağmur çiselerken çınar yapraklarına
Son isteği dahi sorulmadan
Bir dala astılar
İlmin ölümsüz aşkını..!
Allı bir turna verdi selasını
Yağlı urgan kıldırdı namazını
Yapraklar toplandı hışırdayarak
Bulutlar götürdü ervahını
Bu sesler ki Bedreddin’in
Hem vuslatı, hem vedasıdır
Kim bilir ki Şeyh Bedreddin
Kaç alim, kaç veli hocasıdır?
Aradan altı yüzyıl geçti...
Dağlarda, ovalarda O'nu aradım
Bir gelinciğe sordum, boynunu büktü
Bir papatyaya sordum,
Saf saf baktı yüzüme,
Saflığından çiçek olduğunun bile farkında değildi.!
Bir solcuya sordum O'nu
Dedi ki, Marx'ın babasıdır
Sağcıya sordum, kızıl elmanın yarısı
Bir dindara sordum,
Kutsal kitapların sufisi, dedi
Yoz bir yobaz geçiyordu yanımdan
Sormadan dedi ki,
Ateisttir, Allah'ın dinsizi..!
Sonra bir turna geldi dikildi karşıma
Felsefe bir çanakta bal vardı kanatlarında
Balı getirdi sürdü ağzıma
Dedi ki, bunu mananın hünkarı gönderdi
Öperken ıslak gözlerimden,
Sen O'nu Nazım'a sor, dedi
O Nazım'da bir destan
Ve o destanın davasıdır..
Ey tarihin efendileri
Ey Bedreddin’e isyancı deyip katli helal diyenler
Bilmez misin ki Bedreddin bir kazasker
Çelebinin birinde kadı
Diğerinde sürgün
Kibirli iki padişahın birinde masum
Diğerinde mahküm
Osmanlının saltanat kavgasına seçilmiş bir kurbandır
Ne yazık ki bilemediniz,
Bilemedik kıymetini
O bize sunulan büyük bir armağandır..!
Ben ki,
İsmi önemsiz
Cismi değersiz
Çaresiz ve kimsesiz bir abdi acizim
Bir ilim deryasında
Hiçlik tahtıdır makamım
Boğulmaktır bu deryada
Felsefe hünkarından son arz'ım..
Ve bilge hünkar sordu soruyu;
''Ay herkesin lambasıdır
Güneş herkesin ışığı
Hava herkesin havasıdır
Su herkesin suyu iken
Ekmek neden herkesin değil..?''
Ört, dedi kepenklerini istibdadın askeri
Sana dokunmayana karışma...
Zulüm kapıya dayandığında
Erdem midir kepenk kapatmak
Erdem midir susmak,
Korkarak yaşamak erdem midir?
İlmin sığınağına girdim
Açtım göğsümü bıraktım kendimi
Kitap satırlarında akan ırmaklara..
O ırmağın ummanı bir çınar ağacında
Göğsünde bir ferman
Boynunda bir urgan
Boyu uzamış ve dimdik ayakta
Ve halen yankılanır sesi kulağımda
''Neden ekmek herkesin değil..?
Neden ekmek herkesin değil....?
Biz ki ölümsüz aşklar için geldik dünyaya
Ve ölümsüz aşklar için ilimi seçtik
Bir tek ilim var dünyada ölümsüz
Ve etimiz kemiğimiz çürürken o kalır sonsuz
Tabureye tekme atarak gittik ölüme
Derimizi kemiğimizi bıraktık toprağın göğsüne
Dede Sultan derler bir membada cemleştik
Ve gördük ki bir sabah vakti
Şafağın kızılığında semah tutar döngümüz. .
Ve kalsın dedik, kalsın
Bu dava divana kalsın
Hak kadısı gelsin adımı sorsun
"İnsanım" derim haddimce
Ben de Bedreddin’im kendimce..!
(Y.UĞURLU-05.11.1983 MALAZGİRT)
Hataylı şair, Yüksek Su Mühendisi Sabahattin Yalkın’la yarım kalmış sohbetlerden…
TAS YİTİK (Dayğe T’tase)
Yıl sonunda 29 yılına girecek olan Hatay Güney Rüzgârı Dergisi, Eylül-Ekim 2024 sayısında Hataylı şair, Yüksek Su Mühendisi Sabahattin Yalkın’la yarım kalmış sohbetlerden derlenmiş. Derginin sahibi ve Yazıişleri Müdürü Mehmet Ali Solak’ın kaleminden okuyacağınız derleme, günümüzün önemli konularına da yer veriyor.
Dergide yer verilen dosyalara gelince… Şehir Plancısı S. Tuğze Tezer’in Hatay’la ilgili değerlendirmesine yer verilirken, “Hatay’da Hayat Zor!” sonucu ortaya çıkıyor.
Bir diğer dosya; depreme rağmen mücadelesini sürdüren Depremin Melekleri ya da Karsu’nun Kızları olarak nitelendirilen Türkiye Kadınlar 1. Liginde mücadele eden Hatay Defne 1994 Spor Kulübünün öyküsüne yer verilmiş.
Dergideki yer alan yazılar ve yazarlar da şöyle:
ÖYKÜ/ Dr. Necdet ÖZKAYA Nemo Propheta In Patria (Hiç Kimse Kendi Ülkesinde Peygamber Olamaz),/ Hulusi ATAHAN 14. Yaş Günüm,/ Dr. Muhsin BOZ Anılarımda Yazar BURHAN GÜNEL
ŞİİR/ Mesrur SABAHOĞLU Kimi Sorsam Yok,/ Salim DİYAP El Mahküm,/ Yaşar UĞURLU SÖZ/LÜK, Nuray TOKMAK Dut Ağacı Konuşur mu?
MAKALE/ Av. İbrahim ERSUZ Mesela Hekime Gittin mi? (Çok kurcalamışsın kızım sen9, Yahya AKSOY Kışlalı Dönemi Kültür Bakanlığı,/ Müslüm KABADAYI O Bir Dostluk Irmağıydı,/ Metin HAMURCU Ömürlük Bir Mücadele; SABIR,/ Gayi Amiklioğlu Bir Başkaldırıdır Hayat (Yüzleşmeliyiz Kendimizle),/Süheyl BUDAK Antakya Yılan Balığı,/ Abdurrahman ARIMAN Büyük Antakya Depremi
KİTAP/ Selman BÜYÜKAŞIK Bu günü de dünü de sorgulayan cesur bir yapıt; ARAFTA DÜET
GÜNLÜK/ A.Kadir PAKSOY Günlerin Terkisinden
DAMAK TADI/ Nurhan SAĞLAR Pasta Tarifleri
SPOR/ Sporla Gelen Terapi
Samandağ-Basra Demiryolu, 2023 İhracat Yıldızları, İsdemir 54. Yaşında, Yılın Ahisi, Antakya Gastronomi Çarşısı, Hatay Barosunda Hatay Tut Dönemi gibi güncel haberlerin de yer aldığı derginize dünyanın her noktasından ulaşabilirsiniz. Cep telefonunuz ya da bilgisayarınızla Hatay Güney Rüzgârı Dergisini arama motorlarından bulabilir ya da aşağıdaki linkten takip edebilirsiniz
Link: https://www.hatayguneyruzgari.com
Okumanız ve önermeniz ricasıyla... Keyifli okumalar.