Büyüyenay Yayınları

Büyüyenay Yayınları "Karanlık hep vardır, çabalayan ışıktır." Sürekli değişiyor ama hep kendisi kalıyor. Özüne yaradılışına uygun yaşıyor. Zevalden kemale, kemalden zevale.

Büyüyenay dedik adımıza… bir dua gibi…

Ay ile insan ve insanı kuşatan bütün değerler arasında ilgi kuruyoruz. İnsanla ay arasında sürekli bir etkinin varlığına inanıyoruz. İnsandan Ay’a, Ay’dan insana doğru sürekli ve kesintisiz bir bağın kurulmasından yanayız.

Çünkü Ay, varlığına asla yabancı unsurları katmadan daima kendi yaradılışının açılımlarını yaşıyor… Belli belirsiz olduğunda da kendi

si, olgunluğa erişip ihtişamıyla insanları büyülediğinde de yine kendisi. Bizler onu adlandırma kolayına düşerek hallerine isimler vermişiz; yeniay, hilal, ilkdördün, şişkinay, dolunay, sondördün…

Ve daima ders veriyor. En kemâl halinden küçüle küçüle bir hurma yaprağına, belli belirsiz bir hâle, bu halinden de gün be gün gelişerek hurma yaprağından hilale, hilalden yarımaya, ondan dolunaya varıyor. Adeta bir yetkinliğe ulaşma koşusunu, sabırla sürdürüyor. Bunu da, sessizce, azaldığında feryat figan etmeden, çoğaldığında da gurura kapılmadan, kibrin şamatalarına düşmeden yapıyor. Her hâlinin güzelliğini yaşıyor ve bıkıp usanmadan tüm varlığa hizmet ediyor. Sanki şöyle diyor: ey insan kardeşlerim, sıkıntıların, dünyanın halleri seni benim gibi incecik bir hâle koydu. Sabret… beni örnek al, başını bana doğru çevir, bana eşlik et. Yalnızca Yaradana güven, halin yeni hallerin habercisi olacaktır. Ve şöyle de diyor… Ben dolunayım, bu halimle güneş bende ortaya çıkıyor ve gecenin karanlığına büyülü ışıklarımı salıyorum. Bakanlar gözünü benden alamıyor. Kemal halindeyim. Ama ben bu halde gördüğün kadar kalacağım, gün be gün azalarak yokluğa dönüşeceğim. Sen de ey insan yükselişine böbürlenme, onları birer lütuf olarak düşün ve anla, gurura, kibire kapılma. Dünya varlıklarının hiçbirine kemal sürekli verilmemiştir. Yüce iradenin hükmüyle azalmamız, hatta azdan daha az olmamız artmamızın, çoktan daha çok olmamız da azalmamızın bir işareti. Ve daha ötesini göstererek, insanoğluna kendisi gibi her hâlinin güzelliğini keşfetmesini söylüyor. Ve Ay… Karanlık geceyi bıkmadan usanmadan aydınlatıyor. Hallerinin her biri bir ders: Bazen yeniay olur gözlere görünmez, sevgilisi güneşle birlikte doğar ve onunla birlikte batar. Hilal olur olanca zarafetiyle geceye umut verir, kubbeleri ve bayrağı süsler. Bu haliyle çocuğa benzetilir, gelecek ümididir. Ve dolunaydır… güzelliğin ölçüsü olur, gençliği simgeler. İnsan yüzünün güzelliğinin bir işareti, delili olur. Sonra zamanın geçmesiyle biraz şekli değişecek bu haliyle de yaşlılığa benzetilecektir. Bellidir artık sevgiliye kavuşacaktır. Bir müddet sonra yine yeniay, hilal, dolunay olacaktır. Tüm insanlık macerasına eşlik edecektir. Kutlu kitap O’ndan sık sık söz eder, övgüyle “nurlu ay” diye bahseder. O’nu yaradılışın hak ve hikmet göstergesi, işareti, delili sayar. O’nun, kutlu ayın ve günlerin habercisi olarak, hesap ölçüsü (Nişane- hisap) kılındığını söyler. Peygamberlere yaradılışın diliyle yol gösteren de O’dur.

Çocuk Yusuf’ta rüya şeklinde tecelli etti. Geleceği haber verdi. Rüya diliyle “ay, güneş ve yıldızlarla birlikte kendisine secde etmişlerdi.” Baba Yakub onu yorumlayacak, rüya bir vaat olacak, yaşananlara teselli olacak, Yusuf’u Yusuf yapacak, Yusuf adım adım rüyasına varacaktır. Ve insanlığa “kıssaların en güzeli” hediye edilecektir. Sade bu kadar mı? Hazreti İbrahim’e de doğru yolu, hakikati o gösterecektir. Ay, güneş ve yıldız kardeşleriyle birlikte ağız birliği ederek İbrahim’in yönünü hakikate döndürecektir. Batarak, varlığını ortadan kaldırarak. Ve kainatın Efendisi de mucizesini onda gösterecektir. Pak yüzeyine O’nun pak ruhundan bir iz düşecektir. Ay her haliyle insanoğlunun oluşturduğu kültür dünyasının, edebiyatın, sanatın da, çekim merkezi… Onsuz sanat ve edebiyat ve onsuz düşünce, ışığı kaybetmek, sevinci yitirmek gibi bir şey. Ve ay dürüsttür. Güneşten aldığını sadakatle varlığa sunar. Ve cesurdur… Karanlık korkusu salmaz, ışığını esirgemez. Karanlığa kol kanat gerer. Bu yüzden, halk inanışı, masal dünyası onu cesaretin sembolü olmakla onurlandırmış. Onunla savaşanlar, mücadele edenler de oldu. Başta Roma İmparatoru Caligula ve diğerleri… Ay’ın gülüp geçtiğine şahidiz…

Bizler Ay’dan ilham alarak adımıza Büyüyenay dedik…

Medeniyetimizi taşıyan bütün eserlerin her biri bizim için birer kültür hazinesidir. Kimileri unutulmuş, kimileri unutturulmuş, kimileri de mütevazılığından görünmez olmuşlar. Işığını, ilhamını, enerjisini insanlığın temel, vazgeçilmez değerlerinden, erdemlerinden alan bütün bu eserlere gönülden bağlıyız. Büyüyenay yapabildiği kadar bu hazinelere taliptir.

İnsanlığın ortak kültür mirasına katkı derecesi ne olursa olsun bizim için insanlık medeniyetinin ortak hazinesi olan bütün eserler ilgimizin, bağlılığımız çekim alanındadır: Yeni dünyalar vadeden, özenle taze yapılar kuran eserler kadar, halihazırı anlatan, onu anlaşılır kılan, algı kapılarını aralayan eserler de. Bilgi verenler de, bilinç verenler de. Yaşama sevinci veren, merhameti harflerine varıncaya kadar içselleştirmiş, teorinin gerilimini, pratiğin vurdumduymazlığını ve neşesini mayasına, hamuruna katmış eserler. Baharı müjdeleyenler kadar, kışı duyuranlar da. Ay… Büyüyenay dedik adımıza. İstiyoruz ki çıkaracağımız eserleri onun halesi kuşatsın… İstedik ki nasıl O, karanlık geceyi aydınlatıyor ve karanlığa kendini siper ediyorsa, güzel hallerini sunuyorsa, çıkaracağımız eserlere de ondan bir iz düşsün, vereceği bilinçle zihinlere ışık düşürsün, hikmetlerle gönülleri aydınlatsın. Karanlığı gülümsemeye, ümitsizliği ümide, yalnızlığı dostluğa dönüştürsün. Eserlerimiz karanlıkları ay gibi aydınlatsın, ruhlara neşe, güven ve ilham versin. Ve Büyüyenay dedik adımıza. Bir dua gibi…

Sağlık ve iyilik dileklerimizle Kurban bayramımız kutlu olsun.
06/06/2025

Sağlık ve iyilik dileklerimizle Kurban bayramımız kutlu olsun.

Yeni Kitabımız:Tâhirü’l-Mevlevî’denMüslümanlıkta İbadet TarihiBütün Eserleri: 33Yayına Hazırlayan: Fatih Yıldızhttps://w...
03/06/2025

Yeni Kitabımız:
Tâhirü’l-Mevlevî’den
Müslümanlıkta İbadet Tarihi
Bütün Eserleri: 33
Yayına Hazırlayan: Fatih Yıldız

https://www.buyuyenay.com/muslumanlikta-ibadet-tarihi

Osmanlı’nın son döneminde doğmuş ve yetişmiş; ömrünün uzun bir kısmını da Cumhuriyet Dönemi’nde geçirmiş, dolayısıyla iki dönem arasında köprü vazifesi görmüş şahıslar arasında sonraları Tahir Olgun adıyla bilinen Tâhirü’l-Mevlevî’nin önemli bir yeri vardır. Sufi ve mesnevihan, edip, müverrih, muharrir, muallim gibi sıfatlarla mücehhez, döneminin iyi yetişmiş insanlarından olan Tâhirü’l-Mevlevî, hayatının son döneminde giriştiği şerh çabasıyla gelenekte mühim bir mevki olan Mesnevî şârihi ünvanını da kazanmıştır. Mensubu bulunduğu medeniyetin değerlerini zor zamanlarda, eğitim yanında yayıncılık faaliyetleri üzerinden de dile getirmeye, yaşatmaya, nakletmeye gayret etmiş, bu minvalde birçok örnek eser ortaya koymuş bir münevverdir.

Müslümanlıkta İbadet Tarihi, namaz, oruç, zekât ve hac gibi başlıca ibadet esaslarının tarih bakımından değerlendirildiği bir eserdir. Bu anlamda Türkçede ilk ve hali hazırda tek olma özelliği göstermektedir. Eser bir yönüyle de “karşılaştırmalı” bir özellik de taşımaktadır. İbadetlerin ilâhi emirle vazedildiği dönemler aydınlatılırken öncesindeki Cahiliye Devri ibadet ve adetleriyle bir kıyas da yapılmaktadır. Müellif takdim bölümünde eserin bölümlerini ve yazım usulünü şu şekilde ifade etmektedir:

“Tarihin erkân-ı erbaadan her birine ait kısmında namaz, oruç ve hacca dair epeyce malumat verildiği gibi, baş tarafında da Cahiliye itikatlarından ve Müslümanlığın onu ne suretle değiştirmiş ve düzeltmiş olduğundan bir parça bahsedildi. Naklettiklerimin uydurma olmadığı anlatılmak için de onları aldığım muteber kitapların isimleri, aldıklarımın ya evvelinde yahut sonunda gösterildi.”

Tamamlanmış haliyle ilk baskısı 1946 yılında yayımlanan Müslümanlıkta İbadet Tarihi onlarca kaynaktan istifade edilerek vücuda getirilmiştir. Bu kaynaklar metin içinde ve uzun sayılabilecek dipnotlarda değerlendirilmiş, oldukça kapsamlı ve ilmi bir tutumla ele alınmıştır...

Yeni Kitabımız:Yozgat’tan Mısır’a Bir İlim Yolcusu: Ali İhsan Okur ve HatıralarıYayına Hazırlayan: Kâmil Büyükerhttps://...
31/05/2025

Yeni Kitabımız:
Yozgat’tan Mısır’a Bir İlim Yolcusu: 
Ali İhsan Okur ve Hatıraları
Yayına Hazırlayan: Kâmil Büyüker

https://www.buyuyenay.com/yozgat-tan-misir-a-bir-ilim-yolcusu-ali-ihsan-okur-ve-hatiralari

İlim yolculuğu zor, çetin ve meşakkatli bir yolculuktur. Yozgatlı Ali İhsan Okur Hocaefendi de örnek ve ibretlik bir hayat hikâyesi bırakarak 2022 yılında aramızdan ayrılan önemli ilim yolcularından birisidir.  İlim tahsili için 1949 yılı Temmuz ayında Yozgat’ın Başınayayla köyünden Mısır’a doğru yola çıkmış, yol güzergâhında Çiçekdağı, Ürgüp, Niğde, Adana, Tarsus, Mersin ve Beyrut duraklarından sonra Şam’a ulaşmış ve nihayet 15 ay sonra Mısır’a vasıl olabilmiştir. Yolculuğun her bir aşaması, sonrasında Mısır’da tahsil dönemi ve Türk Dili ve Edebiyatı Hocalığı yılları, hatıratın can alıcı noktalarını teşkil etmektedir.   

92 yıllık ömrünün kısa bir hülasası olan Ali İhsan Okur Hocanın hatıraları maalesef kendisi hayatta iken tamamlanıp yayınlanamamıştır. Yayımlanan bu hatıratla sadece bir ilim yolcusunun azim, gayret ve fedakârlıkla örülü yolculuğunu okumakla kalmayacaksınız aynı zamanda dönemin önemli ilim merkezlerinden birisi olan Mısır ve Ezher çevresinde ilim tahsili için bulunan Türk öğrencilerinin ve bu öğrencileri yetiştiren Müderris Yozgatlı İhsan Efendi’nin hayatından kesitler de okuyacaksınız.

Yeni kitabımız:Arthur William SymonsEdebiyatta Sembolist HareketThe Symbolist Movement in Literature-1899, 1908 ve 1919 ...
29/05/2025

Yeni kitabımız:
Arthur William Symons
Edebiyatta Sembolist Hareket
The Symbolist Movement in Literature
-1899, 1908 ve 1919 Baskılarından Tam Metin-
İngilizceden Çeviren: Kubilay Durmuş
https://www.buyuyenay.com/edebiyatta-sembolist-hareket

İngiliz şair, eleştirmen ve çevirmen Arthur William Symons'ın (1865-1945) kaleme aldığı Edebiyatta Sembolist Hareket (The Symbolist Movement in Literature), sembolizme dair ilk örnek eserlerden biri. İlk kez Türkçeye çevrilen eserde, yazar hayatta iken yapılan 1899, 1908 ve 1919 tarihli üç baskısı dikkate alınarak tam bir metin haline getirildi.
Symons, 19. yüzyılın sonlarına doğru, çeşitli bilimsel ve endüstriyel gelişmeler ve bazı askeri yenilgiler neticesinde ahlaki çöküşün/yozlaşmanın, şiddetli umutsuzluğun hakim olduğu ve adeta iki dünya savaşını haber veren gelişmeleri yaşamış ve görmüş bir eleştirmen. O, inanç ve değerlerden kopuşun hakim olduğu bu dönemin atmosferinde kaleme aldığı eserinde, insanların uzaklaşma eğilimi gösterdiği manevi değerlere ve dini/mistik görüşlere sağlam ve kesin dönüşleri savunan ve eserlerinde bu konulara yer veren, çoğunluğu Fransız olmak üzere edebiyatın çeşitli alanlarında verimler ortaya koymuş şair ve yazarlara dair değerlendirmelerde bulunmaktadır. Balzac, Prosper Mérimée, Gérard de Nerval, Théophile Gautier, Flaubert, Baudelaire, Goncourt Kardeşler, Villiers de L’Isle-Adam, Léon Cladel, Zola, Mallarmé, Verlaine, Joris-Karl Huysmans, Rimbaud, Jules Laforgue, Maeterlinck bu eserde sembolist edebiyatın örnekleri olarak bir araya gelmekte.
“Edebî hareketler bebeklik/başlangıç dönemlerini genellikle isyankâr bir memnuniyetsizlik içinde geçirirler, ancak bir terminolojiye kavuştuklarında, ortak bir dil geliştirdiklerinde olgunluğa ulaşırlar. 19. yüzyıl sonlarına doğru bu ortak dili bulmak zorlaşmıştı. 1899’da, biri psikoloji diğeri edebiyat alanında olmak üzere iki etkili kitap sembolizm/simgecilik kelimesine yoğunlaşmıştı: Freud’un Kasım ayında Viyana’da yayımlanan Die Traumdeutung’u (Rüyaların Yorumlanması) ve Symons’ın Eylül ayında Londra’da yayımlanan The Symbolist Movement in Literature’ı (Edebiyatta Sembolist Hareket)....

Akif Emre'ye özlem ve saygıyla... Ruhu şad olsun. "Tuhaf zamanlar... Anlamın, insanın anlamının, hakikatin anlamının ve ...
22/05/2025

Akif Emre'ye özlem ve saygıyla... Ruhu şad olsun. 
"Tuhaf zamanlar... Anlamın, insanın anlamının, hakikatin anlamının ve de hakikat arayışının anlam çerçevesinin parçalandığı zamanlar olsa gerek..." (2013)

Yeni kitabımız:Ahmet Atillâ Şentürk’tenTâhirü’l-Mevlevî Hayatı ve EserleriBelgeler, Fotoğraflar ve Mektuplar https://www...
17/05/2025

Yeni kitabımız:
Ahmet Atillâ Şentürk’ten
Tâhirü’l-Mevlevî Hayatı ve Eserleri
Belgeler, Fotoğraflar ve Mektuplar 

https://www.buyuyenay.com/tahiru-l-mevlevi-hayati-ve-eserleri-belgeler-fotograflar-ve-mektuplar

Şair, muharrir, Mevlevî dedesi, gazeteci, müderris, Mesnevîhân ve edebiyat tarihçisi gibi çok yönlü kişiliğe sahip bulunan Tâhirü’l-Mevlevî Osmanlı ile Cumhuriyet nesilleri arasında adeta bir kültür köprüsü oluşturan âbide şahsiyetlerimizdendir. Genç yaşlarından, yetmiş beş yıla varan ömrünün son günlerine kadar yoğun bir telif faaliyeti göstererek ardında yüze yakın yazılı eser bırakan Tâhir Olgun, Farsça ve Türkçe ile eski nazım formlarında yazılmış yüzlerce manzumeden oluşan bir dîvân sahibi olması sebebiyle de eski edebiyatımızın son temsilcilerindendir.

Tâhirü’l-Mevlevî’nin biyografisi ve eserlerine dair ilk örnek ve en erken biyografi çalışması Ahmet Atillâ Şentürk’ün bu eseridir. 1979 yılında Tâhirü’l-Mevlevî’nin basılmamış eserleri kendilerinde bulunan merhum Fethi Sezai Türkmen’in aile arşivinde başlayan bu çalışma o zamana kadar kayıp diye bilinen Matbuat Âlemindeki Hayâtım başta olmak üzere birçok eserini gün ışığına çıkarmıştır. 1991 yılında yayımlanan eser 34 yıl sonra yeniden gözden geçirilerek, belgeler, fotoğraflar, mektuplar ve bazıları müellifin kendi tasarımı olan kitap kapakları resimleri ile zenginleştirilerek Büyüyenay Kitaplığı’na katılıyor.

Yeni kitabımızCanlı Tarihler Altıncı KitapÇöküş Dönemi ŞâhitleriOperatör Hâzım Paşa, Eşref Albatı ve General Hüsameddin ...
26/04/2025

Yeni kitabımız
Canlı Tarihler Altıncı Kitap
Çöküş Dönemi Şâhitleri
Operatör Hâzım Paşa, Eşref Albatı ve General Hüsameddin Karaoyvad’ın Hatıraları
Yayına Hazırlayan: Sezgincan Yağcı

https://www.buyuyenay.com/canli-tarihler-vi-kitap

İlk olarak Türkiye Yayınevi tarafından yayımlanan ve bir tarih yazımı projesi olan Canlı Tarihler serisi neşredileli 80 yıl oldu. Son yüz yılın kültür, sanat, düşünce ve siyasi hayatına damga vurmuş portrelere dair hatıraların fasiküller halinde yayımlandığı bu seri yakın tarihimize, kültürümüze ve memleket meselelerimize dair önemli bir kaynak olma vasfını daima korumuştur. Hem araştırmacılara hem de pek çok okura ilham verecek ve ufuk açacak mahiyette bilgiler ve tecrübeler nakleden Canlı Tarihler serisi, onlarca değerli isme fasiküller dahilinde yer vermiştir. Bu fasiküllerin her biri vesikalar ile desteklenmiş birer hatırat hüviyetindedir.

Canlı Tarihler serisinin Büyüyenay kitaplığına katılacak altıncı kitabı Osmanlı son döneminin şâhitleri: Operatör Hâzım Paşa, Eşref Albatı ve General Hüsameddin Karaoyvad’a ait hatıratların yeniden dizilmiş ve dipnotlar ile zenginleştirilmiş halidir.

Çöküş Döneminin Şâhitleri üst başlığını verdiğimiz bu eserde bir araya gelen Operatör Hazım Paşa, Eşref Albatı ve General Hüsameddin Karaoyvad gibi oldukça tecrübeli ve görmüş geçirmiş kişilerin hatıraları yakın tarihimizin daha isabetli bir şekilde anlaşılabilmesi için bizlere büyük fırsatlar sunmaktadır. Anadolu, Rumeli, Suriye, Irak ve Kafkaslar başta olmak üzere devasa bir coğrafyanın bahse konu edildiği bu hatırat; II. Abdülhamid ve II. Meşrutiyet devirlerine yani tarihimizin en karmaşık ve en merak uyandırıcı devirlerinden ikisine temas etmektedir.

Yeni kitabımızCevdet Karal’danBüyük Boşluk Otelihttps://www.buyuyenay.com/buyuk-bosluk-oteliBen nerede yaşıyorum, eğer y...
24/04/2025

Yeni kitabımız
Cevdet Karal’dan
Büyük Boşluk Oteli

https://www.buyuyenay.com/buyuk-bosluk-oteli

Ben nerede yaşıyorum, eğer yaşıyorsam, 

Başka neresi olabilirdi; Büyük Boşluk Oteli! 

Düşümde yaşlı bir ineği sağıyorum, 

O sağılıştan elde ediyorum bildiğim, 

Bilmediğim tek müziği 

Bakır kaplarda süt bir kirli beyaz, bir yeşil 

Bir kırmızı, bir çürük portakal rengi 

Kapı seslerine kulak veriyorum; 

Her duyduğum yaşlı bir sağılış sesi, 

Siyaha geçiş törenleri! 

Büyük Boşluk Oteli konuşuyor benimle 

Bir otel ne kadar konuşabilirse öyle, 

Tanrıtanımaz desem; değil, her şeye kayıtsız sadece 

Işığın karanlığa çekildiği yer 

Silinmiş el yazıları gibidir 

Vazgeçilmiş arzular kendini belli eder!

Yeni kitabımız:Yusuf Sîneçâk - İlmî Mehmed Dede ve Cevrî İbrahim Çelebi'denBir Metin İki Şerh Cezîre-i Mesnevî Tercümesi...
19/04/2025

Yeni kitabımız:
Yusuf Sîneçâk - İlmî Mehmed Dede ve Cevrî İbrahim Çelebi'den
Bir Metin İki Şerh 
Cezîre-i Mesnevî Tercümesi ve Şerhi 

Yusuf Sîneçâk’ın Cezîre-i Mesnevî’sine İlmî Mehmed Dede Tarafından Yapılan Mensur ve Cevrî İbrahim Çelebi Tarafından Yapılan Manzum Şerh

Yayına Hazırlayan: Fatih Yıldız

Bu eser, İlmî Mehmed Dede’nin Şerh-i Cezîre-i Mesnevî isimli eserini merkeze alarak ve Cevrî Çelebi’nin Aynu’l-Füyûz ve Hall-i Tahkîkât’ından da istifade ederek mensur ve manzum iki şerhi bir araya getirmektedir. İlmî’nin şerh ettiği her beytin ardından Cevrî’nin Aynu’l-Füyûz’undan ilgili bölümün manzum şerhine yer verilmiştir. Aynu’l-Füyûz’da bulunmayan ilk on sekiz beyit için yine Cevrî’nin aynı üslupla kaleme aldığı Hall-i Tahkîkât isimli şerhinden istifade edilmiştir. Okurlarımızın hem üç ayrı eserden birlikte istifade etmeleri, hem de nesir ve nazım zevkini bir arada tatmaları için tercih ettiğimiz bu yol, farklı zamanları birbirine bağlıyor ve bir devamlılık örneği sunuyor.

Yusuf Sîneçâk Dede’nin Mesnevî’den seçtiği beyitlerden müteşekkil olan Cezîre-i Mesnevî klasik dönemde türünün ilk örneği kabul edilen Mesnevî literatürünün mütevazı ancak etkisi geniş numûnelerindendir. Öncelikli olarak Mevlevî dervişleri için tarikat usulünü Mesnevî üzerinden talim için kaleme alınmış olan eser, ikincil olarak küçük bir Mesnevî anlama kılavuzu olma özelliği de taşımaktadır. Eserde 34 başlık altında tasavvufun amelî konularına ait 366 beyit bir araya getirilmiştir.

Bu eser üzerine yazılan beş şerhten tespit edilebildiği kadarıyla ilki Şerh-i Cezîre-i Mesnevî ismiyle İlmî Mehmed Dede’ye aittir.  Sîneçâk Dede’nin vefatından yaklaşık yirmi beş sene sonra kaleme alınmış bu şerhte beyitlerin önemli bir kısmına kısa açıklamalar getirilmekle iktifa edilmiş, şerhin hacmi küçük tutulmaya çalışılmıştır.  

Yusuf Sîneçâk’ın tasavvufun amelî meseleleri üzerine kurduğu seçkisini İlmî Dede şerh ederken kaçınılmaz olarak nazarî konulara da değinmiştir. İlmî Dede şerhin kendisine Mevleviyye’den olan Osmanlı Hanedanı’nın bir ferdi tarafından sipariş edildiğini söylemektedir...

Address

İskenderpaşa Mah. Kıztaşı Caddesi No:13/2
Fatih
34080

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Büyüyenay Yayınları posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Category