08/01/2025
Dilovası’nın sevilen gazetecisi Cihan Teker, kendi sesini duyuramadığı bir sistemin kurbanı oldu. Geçtiğimiz hafta beyin kanaması geçiren Teker, yaşadığı sağlık sorunlarının ağırlığına rağmen gereken ilgiyi ve tedaviyi görmeden, ihmallerin gölgesinde hayata veda etti.
Beyin kanaması geçirdikten sonra soluğu Gebze Özel Yüzyıl Hastanesi'nde alan Cihan Teker, burada sağlık hizmetinden ziyade bir çaresizlik manzarasıyla karşılaştı. Kan kusarken, içine kusması için eline yalnızca siyah bir çöp poşet tutuşturuldu. İnsan hayatının en değerli olduğu anlarda, Teker, kelimenin tam anlamıyla bir poşetlik bir dikkate layık görüldü. İlk müdahale yapılmaksızın, kendisi Gebze Medical Park Hastanesi’ne yönlendirildi.
Ancak dram burada bitmedi. Gebze Medical Park Hastanesi’nde de, Cihan Teker’in durumu göz ardı edildi. Bahanelerle tedaviye alınmayan Teker, tıbbi yardımdan mahrum bırakılarak Umuttepe’ye sevk edildi. Sevk edildi derken ambulans ile değil, kendi imkânlarıyla sevk edilmek zorunda bırakıldı. Uzun süren bu hastane serüveninin ardından Umuttepe’ye ulaştırılan Cihan için doktorların söylediği ilk söz, “Geç kaldınız” oldu.
Oysa ailesi geç kalmamıştı. Asıl geç kalanlar, kendisine hastane diyen; taş duvarlarla çevrili ticarethaneden ibaret olan yerlerin sistemiydi. İnsan hayatını kâr-zarar hesaplarına sıkıştıran, insanlığını yitirmiş bir mekanizma, Cihan Teker’in umutlarını da elinden aldı.
Tedavi diye Cihan’a bir siyah poşeti reva görenlere hesap sorulmalı. Bu tür ihmallerin sorumluları, yalnızca hukuken değil, halkın vicdanı önünde de hesap vermelidir. İnsan hayatının bu kadar değersizleştirildiği bir sistem kabul edilemez.
Cenazesi, Dilovası Orhan Gazi Camii’nde, öğle namazına müteakip kılınacak cenaze namazının ardından sonsuzluğa uğurlanacak. Ancak onun aramızdan ayrılışı, bu ihmalleri unutacağımız anlamına gelmiyor.
Sessiz Kalma, Sorumlular Hesap Versin
Cihan Teker’in yaşadığı dram, sağlık sistemindeki çarpıklıkların bir aynasıdır. İnsan hayatının bu kadar değersizleştirilmesi, hepimizin üzerinde düşünmesi gereken bir meseledir. Bu ihmallerin sorumlularının adalet önünde hesap vermesi, yalnızca Cihan’ın değil, tüm toplumun hakkıdır.
Bu olayın unutulmasına izin vermemeli, sağlık hizmetlerinde sorumluluğun ve vicdanın yeniden hatırlanması için sesimizi yükseltmeliyiz.
Cihan Teker’i en içten duygular ile anıyorum. Mekânı cennet olsun.