Uğur Gencer

Uğur Gencer Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Uğur Gencer, Media, Gebze.

Sistem Değil, Ego Yorarİnsanları yoran şey; prosedürler, kurallar, sistemler ya da işleyiş değil...Asıl yoran; yetersizl...
23/07/2025

Sistem Değil, Ego Yorar
İnsanları yoran şey; prosedürler, kurallar, sistemler ya da işleyiş değil...

Asıl yoran; yetersizliğini egoyla maskelemeye çalışanların, kendilerine bile yakışmayan egolarıdır.

Ego bir savunma değildir, bir illüzyondur.

Bugün hangi kapıdan girsek, bizi karşılayan önce insanlar değil; onların şişirilmiş benlikleri oluyor. Kimi zaman bir müdür odasında, kimi zaman bir doktorun koridorunda, kimi zaman bir kamu görevlisinin bakışlarında, kimi zaman da bir siyasetçinin yürüyüşünde karşımıza çıkıyor bu benlikler. Kimi zaman da sosyal medyada -kendine hayran ama içten içe çürümüş cümlelerin satır aralarında.

İnsanları çoğu zaman sistem değil, sistemin içine sızmış kırgın ruhlar yorar. Yetersizliğini üstünlükle kapatmaya çalışan bir bakış, bir karar, bir söz… Bunlar prosedürlerden daha yorucudur. Çünkü bir sistem, yanlış bir insanla cehenneme dönüşebilir.

Gerçek yorgunluk, iş yükünden gelmez.

Gerçek yorgunluk, anlam boşluğunda büyümüş egolardan gelir.

Egolarda bireysellik yoktur çoğu zaman.

Çünkü o şişkin egolar, kendi gücüne değil, sırtını dayadığı koltuğa, bir soyada, bir gruba, bir unvana yaslanır.

Kendine ait olmayan bir güçle büyüyen egonun sonu kaçınılmazdır: Kibirle çarpılmış, boşlukla çevrilmiş bir benlik.

Ne acıdır ki bazı insanlar, gölgesini bile kendine sadık sanır.

Oysa insanın gölgesi bile sadece güneş varken yanındadır.

Güneş kaybolduğunda, gölge de gider.

Tıpkı arkasındaki destek çekilince, o "kibirli benliğin" geriye koca bir hiç kalması gibi...

Bugünlerde en büyük konforumuz sade insanlar.

Kendisiyle barışık, sesi yüksek değil ama sözü derin olanlar.

Makamı değil, duruşu olanlar.

Sistemleri değil, insanları düzeltmeye ihtiyacımız var belki de.

Çünkü hiçbir kural, içinde ruhunu kaybetmiş insanlarla işlemez.

Yanlış anlaşılmasın; egoları kendilerine büyük gelen, yetkinliksiz (çapsız) insanların ne kadar iddialı göründüğünü ama aslında ne kadar sınırlı olduklarını çok iyi biliyorum. O yüzden bu tür abartılı tavırlarına tanık olmak bana komik geliyor, sadece gülüyorum."

Çok hoşuma giden bir sözle noktalıyorum:

"Varlıkla şımarma, ey insanoğlu; iflasın, küçük bir yanlışa bakar. Zulümle yürüme, ey insanoğlu; helâkın, içten bir 'âmîn'e bakar."

Kalın sağlıcakla.

Sistem değil, ego yorar

Sistem Değil, Ego Yorarİnsanları yoran şey; prosedürler, kurallar, sistemler ya da işleyiş değil...Asıl yoran; yetersizl...
23/07/2025

Sistem Değil, Ego Yorar
İnsanları yoran şey; prosedürler, kurallar, sistemler ya da işleyiş değil...

Asıl yoran; yetersizliğini egoyla maskelemeye çalışanların, kendilerine bile yakışmayan egolarıdır.

Ego bir savunma değildir, bir illüzyondur.

Bugün hangi kapıdan girsek, bizi karşılayan önce insanlar değil; onların şişirilmiş benlikleri oluyor. Kimi zaman bir müdür odasında, kimi zaman bir doktorun koridorunda, kimi zaman bir kamu görevlisinin bakışlarında, kimi zaman da bir siyasetçinin yürüyüşünde karşımıza çıkıyor bu benlikler. Kimi zaman da sosyal medyada -kendine hayran ama içten içe çürümüş cümlelerin satır aralarında.

İnsanları çoğu zaman sistem değil, sistemin içine sızmış kırgın ruhlar yorar. Yetersizliğini üstünlükle kapatmaya çalışan bir bakış, bir karar, bir söz… Bunlar prosedürlerden daha yorucudur. Çünkü bir sistem, yanlış bir insanla cehenneme dönüşebilir.

Gerçek yorgunluk, iş yükünden gelmez.

Gerçek yorgunluk, anlam boşluğunda büyümüş egolardan gelir.

Egolarda bireysellik yoktur çoğu zaman.

Çünkü o şişkin egolar, kendi gücüne değil, sırtını dayadığı koltuğa, bir soyada, bir gruba, bir unvana yaslanır.

Kendine ait olmayan bir güçle büyüyen egonun sonu kaçınılmazdır: Kibirle çarpılmış, boşlukla çevrilmiş bir benlik.

Ne acıdır ki bazı insanlar, gölgesini bile kendine sadık sanır.

Oysa insanın gölgesi bile sadece güneş varken yanındadır.

Güneş kaybolduğunda, gölge de gider.

Tıpkı arkasındaki destek çekilince, o "kibirli benliğin" geriye koca bir hiç kalması gibi...

Bugünlerde en büyük konforumuz sade insanlar.

Kendisiyle barışık, sesi yüksek değil ama sözü derin olanlar.

Makamı değil, duruşu olanlar.

Sistemleri değil, insanları düzeltmeye ihtiyacımız var belki de.

Çünkü hiçbir kural, içinde ruhunu kaybetmiş insanlarla işlemez.

Yanlış anlaşılmasın; egoları kendilerine büyük gelen, yetkinliksiz (çapsız) insanların ne kadar iddialı göründüğünü ama aslında ne kadar sınırlı olduklarını çok iyi biliyorum. O yüzden bu tür abartılı tavırlarına tanık olmak bana komik geliyor, sadece gülüyorum."

Çok hoşuma giden bir sözle noktalıyorum:

"Varlıkla şımarma, ey insanoğlu; iflasın, küçük bir yanlışa bakar. Zulümle yürüme, ey insanoğlu; helâkın, içten bir 'âmîn'e bakar."

Kalın sağlıcakla.

İnsanları yoran şey; prosedürler, kurallar, sistemler ya da işleyiş değil... Asıl yoran; yetersizliğini egoyla maskelemeye çalışanların, kendilerine bile yakışmayan egolarıdır. Ego bir savunma değildir, bir illüzyondur. Bugün hangi kapıdan...

Sistem Değil, Ego Yorarİnsanları yoran şey; prosedürler, kurallar, sistemler ya da işleyiş değil...Asıl yoran; yetersizl...
23/07/2025

Sistem Değil, Ego Yorar
İnsanları yoran şey; prosedürler, kurallar, sistemler ya da işleyiş değil...

Asıl yoran; yetersizliğini egoyla maskelemeye çalışanların, kendilerine bile yakışmayan egolarıdır.

Ego bir savunma değildir, bir illüzyondur.

Bugün hangi kapıdan girsek, bizi karşılayan önce insanlar değil; onların şişirilmiş benlikleri oluyor. Kimi zaman bir müdür odasında, kimi zaman bir doktorun koridorunda, kimi zaman bir kamu görevlisinin bakışlarında, kimi zaman da bir siyasetçinin yürüyüşünde karşımıza çıkıyor bu benlikler. Kimi zaman da sosyal medyada -kendine hayran ama içten içe çürümüş cümlelerin satır aralarında.

İnsanları çoğu zaman sistem değil, sistemin içine sızmış kırgın ruhlar yorar. Yetersizliğini üstünlükle kapatmaya çalışan bir bakış, bir karar, bir söz… Bunlar prosedürlerden daha yorucudur. Çünkü bir sistem, yanlış bir insanla cehenneme dönüşebilir.

Gerçek yorgunluk, iş yükünden gelmez.

Gerçek yorgunluk, anlam boşluğunda büyümüş egolardan gelir.

Egolarda bireysellik yoktur çoğu zaman.

Çünkü o şişkin egolar, kendi gücüne değil, sırtını dayadığı koltuğa, bir soyada, bir gruba, bir unvana yaslanır.

Kendine ait olmayan bir güçle büyüyen egonun sonu kaçınılmazdır: Kibirle çarpılmış, boşlukla çevrilmiş bir benlik.

Ne acıdır ki bazı insanlar, gölgesini bile kendine sadık sanır.

Oysa insanın gölgesi bile sadece güneş varken yanındadır.

Güneş kaybolduğunda, gölge de gider.

Tıpkı arkasındaki destek çekilince, o "kibirli benliğin" geriye koca bir hiç kalması gibi...

Bugünlerde en büyük konforumuz sade insanlar.

Kendisiyle barışık, sesi yüksek değil ama sözü derin olanlar.

Makamı değil, duruşu olanlar.

Sistemleri değil, insanları düzeltmeye ihtiyacımız var belki de.

Çünkü hiçbir kural, içinde ruhunu kaybetmiş insanlarla işlemez.

Yanlış anlaşılmasın; egoları kendilerine büyük gelen, yetkinliksiz (çapsız) insanların ne kadar iddialı göründüğünü ama aslında ne kadar sınırlı olduklarını çok iyi biliyorum. O yüzden bu tür abartılı tavırlarına tanık olmak bana komik geliyor, sadece gülüyorum."

Çok hoşuma giden bir sözle noktalıyorum:

"Varlıkla şımarma, ey insanoğlu; iflasın, küçük bir yanlışa bakar. Zulümle yürüme, ey insanoğlu; helâkın, içten bir 'âmîn'e bakar."

Kalın sağlıcakla.

İnsanları yoran şey; prosedürler, kurallar, sistemler ya da işleyiş değil...

👉 https://www.nefesgazetesi.com/yillardir-dikkatimizi-ceken-bu-tabelayi-goren-yok-mu👉 https://www.haber41.com.tr/spor/yi...
28/04/2025

👉 https://www.nefesgazetesi.com/yillardir-dikkatimizi-ceken-bu-tabelayi-goren-yok-mu

👉 https://www.haber41.com.tr/spor/yillardir-dikkatimizi-ceken-bu-tabelayi-goren-yok-mu-h22383.html

👉 https://www.haber24.com.tr/spor/gebze-de-yillardir-bu-tabelayi-goren-yok-mu-h89487.html

Uğur GENCER/ Gebze Alaettin Kurt Stadyumu, sporun merkezi olarak bilinse de, içinde yer alan Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Gebze Amatör Spor Evi'nin tabelası yıllardır eksik ve atıl durumda. Harflerin eksikliği, tabelayı neredeyse bir bulmaca gibi okun...

Müdür var, müdürcük var!Kurumsal hayatın en büyük paradokslarından biri:müdürler ve müdürcükler! Her yönetici, koltuğaot...
21/04/2025

Müdür var, müdürcük var!
Kurumsal hayatın en büyük paradokslarından biri:
müdürler ve müdürcükler! Her yönetici, koltuğa
oturduğunda bir seçim yapar—gerçekten çözüm odaklı
bir lider mi olacak, yoksa sadece güzel konuşan, iyi
görünen ama icraattan kaçan biri mi?
Çözüm odaklı müdür (sorumlu kişi) işinin ehli biridir.
Anlamaya, analiz etmeye ve harekete geçmeye
odaklanır. Masasında sorun yerine çözümler birikir.
Kapısını çaldığında duyacağın cümle şudur: “Tamam,
halledelim!” O, fark yaratır, işleri düzene sokar ve
senden aldığı konuyu çözüme ulaştırarak seni rahatlatır.
Bal dudaklı müdürcük ise başka bir dünyadadır. Güzel
sözler, bol çay ve gazı alıp göndermeye odaklıdır. Onun
kapısını çaldığında içten bir ilgiyle dinler, anlamış gibi
yapar, sana hak verir… Ama sonuç? Aynı yere geri
dönersin, sorun hâlâ ortada durur. Hatta belki biraz daha
büyümüş bile olabilir.
Bir kurumun büyüklüğü, müdürlerin değil, müdürcüklerin
oranıyla ölçülür aslında. Eğer kurum içinde gerçekten
çözüm üreten yöneticiler varsa, çalışanlar huzurlu olur.
Ama eğer boş vaatler, etkisiz kararlar ve içi dolmayan
konuşmalar kol geziyorsa, sistemin içinde kaybolursun.
O yüzden herkesin sorması gereken sorular şunlar:
- Senin karşına hangi tür yönetici çıkıyor?
- Ben nasıl bir yöneticiyim?

- Benim arkamdan yöneticiliğime ne diyorlar?
- Kısacası, icraatçı bir müdür müyüm yoksa laf cambazı,
günü kurtaran bir müdür müyüm?
- Masamın etrafında çözüm mü dolaşıyor, yoksa vaatler
mi?
Yetkili, çözüm odaklı insanların sıfır egolarına hayranım.
Ne yaptığını bilmeyen, yetkisiz ve çapsızların tavan
yapmış egolarından ise midem bulanıyor.
Ve diyorum ki: Sizin egonuzu seveyim!
Bir kurum yöneticisi, sorunlara çözüm üretemiyor ve
kendi personeline söz geçiremiyorsa, bu durum
masasına hâkim olamadığının açık bir göstergesidir. Bir
lider, bulunduğu yerin yalnızca müdürü değil, aynı
zamanda o yerin hakkını veren kişi olmalıdır.
Aksi takdirde, ha masa boş kalmış, ha dolu; hiçbir farkı
kalmaz.
Kalın sağlıcakla!

Kurumsal hayatın en büyük paradokslarından biri: müdürler ve müdürcükler! Her yönetici, koltuğa oturduğunda bir seçim yapar—gerçekten çözüm odaklı bir lider mi olacak, yoksa sadece güzel konuşan, iyi görünen ama icraattan kaçan biri...

Müdür var, müdürcük var!Kurumsal hayatın en büyük paradokslarından biri:müdürler ve müdürcükler! Her yönetici, koltuğaot...
21/04/2025

Müdür var, müdürcük var!
Kurumsal hayatın en büyük paradokslarından biri:
müdürler ve müdürcükler! Her yönetici, koltuğa
oturduğunda bir seçim yapar—gerçekten çözüm odaklı
bir lider mi olacak, yoksa sadece güzel konuşan, iyi
görünen ama icraattan kaçan biri mi?
Çözüm odaklı müdür (sorumlu kişi) işinin ehli biridir.
Anlamaya, analiz etmeye ve harekete geçmeye
odaklanır. Masasında sorun yerine çözümler birikir.
Kapısını çaldığında duyacağın cümle şudur: “Tamam,
halledelim!” O, fark yaratır, işleri düzene sokar ve
senden aldığı konuyu çözüme ulaştırarak seni rahatlatır.
Bal dudaklı müdürcük ise başka bir dünyadadır. Güzel
sözler, bol çay ve gazı alıp göndermeye odaklıdır. Onun
kapısını çaldığında içten bir ilgiyle dinler, anlamış gibi
yapar, sana hak verir… Ama sonuç? Aynı yere geri
dönersin, sorun hâlâ ortada durur. Hatta belki biraz daha
büyümüş bile olabilir.
Bir kurumun büyüklüğü, müdürlerin değil, müdürcüklerin
oranıyla ölçülür aslında. Eğer kurum içinde gerçekten
çözüm üreten yöneticiler varsa, çalışanlar huzurlu olur.
Ama eğer boş vaatler, etkisiz kararlar ve içi dolmayan
konuşmalar kol geziyorsa, sistemin içinde kaybolursun.
O yüzden herkesin sorması gereken sorular şunlar:
- Senin karşına hangi tür yönetici çıkıyor?
- Ben nasıl bir yöneticiyim?

- Benim arkamdan yöneticiliğime ne diyorlar?
- Kısacası, icraatçı bir müdür müyüm yoksa laf cambazı,
günü kurtaran bir müdür müyüm?
- Masamın etrafında çözüm mü dolaşıyor, yoksa vaatler
mi?
Yetkili, çözüm odaklı insanların sıfır egolarına hayranım.
Ne yaptığını bilmeyen, yetkisiz ve çapsızların tavan
yapmış egolarından ise midem bulanıyor.
Ve diyorum ki: Sizin egonuzu seveyim!
Bir kurum yöneticisi, sorunlara çözüm üretemiyor ve
kendi personeline söz geçiremiyorsa, bu durum
masasına hâkim olamadığının açık bir göstergesidir. Bir
lider, bulunduğu yerin yalnızca müdürü değil, aynı
zamanda o yerin hakkını veren kişi olmalıdır.
Aksi takdirde, ha masa boş kalmış, ha dolu; hiçbir farkı
kalmaz.
Kalın sağlıcakla!

Müdür var, müdürcük var!

Address

Gebze

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Uğur Gencer posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Uğur Gencer:

Share

Category