Sahafzade Kitap Evi-GİRESUN

23/06/2025

Bütünlüğümüze, varlığımıza, iğne ucu kadar da olsa, karınca kararınca, gönülden destek olana teşekkürü borç bilirim.
----------------------------------------
Seneler evveli, yıl 2020... Covid'li günlerde nin kitapları ilk icrai işleme tabi tutulduğunun akabinde, yirmidört gün sonra gelen ilk destek yazılarından biriydi bu yazı. Beklentisiz, karşıdaki kişiyi zora koymadan, bağımsız, gönülden nasıl geliyorsa o şekilde yazılan bir yazı...
-------------------------------------------------------
Has şairlerin en iyilerinden bir usta yazmış: "Üsküdar'dan bu yana lo kimin yurdu?" diye. den Adası karası kimin yurdu? Sorusunu sorma hakkını kendimde buluyorum. Haliyle sene 2025 olmuş. Hal-hatır ortadan kalkmış, yaptığımız onca faydalı işler de yok sayılmış, üstelik: "bir işletme açılır zamanı geldiğinde bir işletme kapanır" da demiş Vali Yardımcılarından kanadına bakanı... Kazandım, hak kazandım bu soruyu sormaya... Şimdi yeniden soruyorum: Yalıköy'den Giresun Adası karası lo kimin yurdu? Ben Fatma Civelekoğlu Geçer

https://termebilgigazetesi.com/kose-yazilari/sahafzade_kitabevi-2729.html?fbclid=IwY2xjawLGWClleHRuA2FlbQIxMABicmlkETFXREYwRVpEelZlRU55S3g1AR7dxjWWblMZggcW134LFw0lRfannN7I2Nr0D0n38rXaM_atc0TpRdnETPCSNQ_aem_u1J9x8ew6SxxnlvEEEdksQ

sahafzade ki̇tabevi̇

16/06/2025

Dağın soyluları yeni ilişmemiş sesime; sarı renkli olanı kimi yerde çifin, eğriçiçeği, sarı ağu (avu) diğeri kara kumar-komar gülü, kara ağu (avu) nde... Senelerden ikibinonyediymiş.
Okumak: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/231191

24/05/2025

Bugün vardı. Bugün kısacası vardı. İşlerimden dolayı gidemedim. Ancak biliyorum ki o hep okuyucusuyla birlikte. Sevgiler bizden.

23/05/2025

Ne büyük heyecanla, ne binbir emekle, edinmiştik kitaplarımızı.. Rafında kaldıkça, alıcısı olmayınca yaşlı bir insan gibi oldukları yere çöküp kaldılar. Sayfaları sarardı, sonra lekeleri başladı, birkaç kişi alıp inceleyip tekrar yerine bırakınca; onlar bilmese de kenarları köşeleri ufak ufak zedelenmişti. Okuyucu görünce haliyle coşuyorsunuz, kitap yere düşünce: 'sorun değil, önemli değil, biz düzeltiriz, biz yaparız...' diyoruz, tabi ki de biz yapıyoruz; işte bir kitap yere düştüğü vakit bir daha eskisi gibi olmuyor, maalesef onun adı: 'darbeli kitap' oluyor. Çoğu kişi bilmez. Canı kanı olmayan birçok kitap ki yerinde ana-baba, yerinde evlat-kardeş olabilen bu ve milyarlarca kitaplar, sadece raflarda görsel şölen aracı olmaktan daha ulvi görevleri vardır. Kısacası indirim devam ediyor. Seçin, yazın, listenizle bize gelin. Uzakta değiliz, buradayız. Hemen Atatürk Lisesi'nin oraya geldiğinizde şurayı arayın. 0507 507 09 24 Hızlı iseniz 3, yavaş yürüyorsanız 6 dakikada bizdesiniz. Fakirhanemiz.

22/05/2025

18/05/2025

Cuma günü Mahmut Öğrenci geldi. Bu Cuma. Dün değil ondan bir önceki gün olan Cuma. Giresunlu değil burada okuyan bir öğrenci. İlk önce telefonum çaldı. Açtım. Hemen adresi sordu, dedim 'biz depo olarak hizmet veriyoruz. Siz şu an neredesiniz?' Gelmiş, deponun Mahallesine değin. Hiç erinmemiş, üşenmemiş. Ben dedi Fiskomar'ın oradayım, şimdi döndüm Şahin Fırınını görüyorum, oradayım. Peki dedim. Oradan ilerleyin Usta Motor tabelasını göreceksiniz, biz oradayız. Geldi Mahmut. İki kitap sordu. Çöl Çiçeği biri, diğeri Kardeşini Doğurmak. kadın sünnetini anlatıyor, Naomi Campbell dan bir sezon önceki ünlü manken nin kendi biyografisi, birde ' ' diye de kitabı vardır. İkisini de okudum. Kendisi BM Barış elçiliği de yaptı.
Diğer kitap Türkiye'de Ensest Gerçeğini kapsamlı olarak anlatan alanında bir ilk kitap. İki kitaptan ve daha bir sürü vakalardan konuştuk. Dedi ki 'sizden kimse bahsetmiyor' Üç yıl olmuş bu şehre geleli. Bu şehirde bir olduğunu bilmediğini söyledi. Dedim ki: 'ben sahaf değilim.' Belki Kadı, Alim, Eski Yazı, Atalar tarihinin geçmişinden olabilirim de fakat Mahmut'a öyle dedim. Yoksa bir büyük ben sahaf olsaydım mağazamız kapanırken bir ses çıkarırdı, gök gürültüsüne benzer bir kitle oluşurdu, burada kitaplar ucuz, ücretsiz kitap bile var, okuduğumuzu getirip okumadığımızı alıp gidiyoruz, bedelsiz dahi okunup geri getirilen çok eski eserler de var... kapanamaz, burası kapanamaz denilmediği için haliyle kendimi olarak göremedim. Bir de 2019 yılında şehrin aidiyet duygusunu artırmak için sloganı yayılmıştı, işte orada da duygusunun yansıyan yüzü bendim yani Fatma Civelekoğlu Geçer buna rağmen içim sızlasa da a ben sahaf değilim dedim. Kimsenin eski yazıyla da ilgilendiği yoktu zaten. Mahmut yine gelecek. Biriken ücretsiz kitapları vardı, iki yığın. Al da arkadaşlarınla kullan, dedim. ımız bu gençlere emanet olacak ve onlar gurbetteler... Ne kadar ücretsiz kitap o kadar iyiydi, biliyorum. Tam 19 sene oldu bu sektördeyim. Sonra ücretsiz kitapları almaya geleceğini söyleyerek gitti. Allah razı olsun, bizi bulmuş, kitap sormaya gelmiş. Böylece öğrendim ki şehrimizde adımız sanımız konuşulmaz olmuş... Vayy be!

17/05/2025

beşinci öyküsünde.
büyüdüğüm dağlarda çocuk dilinde ekmek demektir.