HaberGazetesi

HaberGazetesi Atatürkçü yazarların sayfası Atatürk'ün izindeyiz laik Cumhuriyet için buradayız

Kocasının Ölümünden Sonra Bir Kadın, Kocasının 50 Yıldan Fazla Süredir Sakladığı Eski Bir Bavulu Buldu. 😲 Eşim Kemal vef...
22/12/2025

Kocasının Ölümünden Sonra Bir Kadın, Kocasının 50 Yıldan Fazla Süredir Sakladığı Eski Bir Bavulu Buldu. 😲 Eşim Kemal vefat ettiğinde, dünya sanki bir anda sessizliğe gömüldü. Elli iki yıllık evliliğin ardından bu sessizliğe alışmak neredeyse imkânsızdı.

Yıllar boyunca hayatım; bahçeden bana seslenen sesiyle, ahşap zeminde dolaşan terliklerinin çıkardığı tanıdık seslerle, pazar sabahları pikaptan yükselen eski Türk sanat müziği plaklarıyla doluydu. Şimdi ise ev, perdesi kapanmış bir tiyatro sahnesi gibi boş ve yankısızdı.

İlk haftalar sis gibiydi. İnsanlar “acı dalga dalga gelir” der ama benimki hiç çekilmeyen bir gelgit gibiydi; beni sürekli aşağı çekiyordu.

Çocuklarımız sık sık uğruyor, yemek yemem için ısrar ediyor, “anne, bir gün bir gün geçecek” diyorlardı. Gülümsüyordum ama içimde zaman durmuş gibiydi.

Hayatını birlikte geçirdiğin birini kaybettiğinde sadece bir eşini değil; ortak anıları, kimsenin anlamadığı bakışları, yarım asırda oluşmuş sessiz dili de kaybediyorsun.
Geceleri uyanıp yanımda onun sıcaklığını arıyor, ama sadece soğuk çarşaflarla karşılaşıyordum.

Kemal’in ölümünden üç ay sonra, nihayet eşyalarını toplamaya cesaret edebildim. Bunun bana iyi geleceğini düşündüm. Çocuklar yardım etmek istedi ama reddettim. Bazı yüzleşmeler yalnız yaşanmalıydı.

Dolapla başladım. Gömlekleri düzenliydi, ceketlerinde hâlâ kullandığı tıraş kolonyasının izi vardı. Ayakkabıları her zamanki gibi yan yanaydı.
Kazaklarından birini yüzüme bastırıp kokladım; bir zamanlar sıradan olan şeylerin şimdi hayatta kalma sebebim hâline gelmesi canımı yaktı.

Asıl beklenmedik olan ise tavan arasında karşıma çıktı. Kemal oraya nadiren çıkar, genelde eski kutuları ya da bayram süslerini koyardı.
Yağmurlu bir öğleden sonra, elime bir fener alıp gıcırdayan merdivenden yukarı çıktım. Toz her yerdeydi, örümcek ağları kirişlere tutunmuştu.

Kutuları ayıklarken, köşeye itilmiş eski bir bavul fark ettim. Üzeri yıpranmış battaniyelerle örtülmüştü.
Bu bavulu hiç hatırlamıyordum.

Derisi çatlamış, sapı aşınmıştı. İçime bir huzursuzluk çöktü. Kemal bunu neden saklamıştı? Elli yıldan uzun evliliğimiz boyunca neden hiç bahsetmemişti?

Tokaları açarken ellerim titriyordu. Kapak gıcırdayarak açıldı.

İçinden çıkanlar kalbimi hızlandırdı.

İlk olarak, kurdeleyle bağlanmış eski fotoğraflar vardı. Fotoğraflardan birinde, yirmili yaşlarında genç bir Kemal, tanımadığım bir kadınla yan yana duruyordu.
Kadın güzeldi. Koyu saçlı, canlı bakışlı… Küçük, mütevazı bir evin önünde kol kola girmiş, mutlu görünüyorlardı.

Fotoğrafların altında mektuplar vardı. Sararmış, mürekkebi solmuş ama hâlâ okunabilen onlarca mektup.

Birini açmadan önce duraksadım. Kalbim kulaklarımda atıyordu.

Yazı Kemal’in değildi.

Fotoğraflardaki kadına aitti.

Ve ilk satırı okuduğumda, evliliğimi, bildiğimi sandığım her şeyi sorgulamama neden olacak bir gerçeğin kapısı aralanıyordu… 😲 Devamını ilk yorumda okuyun 👇
https://www.bilgitarif.com/iyi/kocasinin-olumunden-sonra-buldugu-bavul-50-yillik-sirlari-ortaya-cikardi/

22/12/2025
Çocuklarımın ihtiyaçlarıma dikkat ettiğine inanıyordum. Kocam vefat ettikten sonra daha sık ziyaret ettiler, malzeme get...
22/12/2025

Çocuklarımın ihtiyaçlarıma dikkat ettiğine inanıyordum. Kocam vefat ettikten sonra daha sık ziyaret ettiler, malzeme getirdiler ve günlük işlerde yardımcı oldular, sürekli olarak benim iyiliğim için hareket ettiklerini iddia ettiler. Başka bir doktor randevusundan bahsettiklerinde tereddüt etmeden kabul ettim. Ama bir kliniğe gitmek yerine beni bir huzurevine götürdüler. Gülümseyerek karşıladılar, sarıldılar ve yakında geri döneceklerine dair güvence verdiler. Onları son görüşüm buydu.

Zaman haftalara dönüştü, hiçbir arama, hiçbir ziyaret olmadı—TEK BİR TANE BİLE. Personelden çocuklarımla iletişime geçmelerini istedim, ancak hiçbir yanıt alamadım. Unutulmuş gibi hissettim, sanki artık değerli değilmişim gibi. Bir gece, sessizliğin ağırlığı altında ezilerek, küçük bir çanta aldım ve arka kapıdan sessizce çıktım. Otobüse bindim ve sokağıma geri döndüm.

Etrafıma baktım, bir pencerede ışık görmeyi veya içeride birinin sesini duymayı umuyordum, ama ev BOŞTU. Pencereler açıktı, perdeler yoktu ve eski gül bahçeme büyük bir "SATILIK" tabelası dikilmişti. Acı dayanılmazdı. ÇOCUKLARIM EVİMİ SATMIŞTI.

Sessizce durdum, gecenin soğuğu beni sarıyordu ve içimde bir şeyler değişti. Beni ortadan kaldırabileceklerini sandılar. YANILDILAR. Hâlâ savaşma iradem vardı.

Telefonu aldım ve TEK bir numara çevirdim...👇
https://www.bilgitarif.com/iyi/74-yasindaki-gultenin-huzurevinde-yazdigi-son-ders/

Kocam Hastayken Ona Bakmaya Kendimi Adadım — Ama Öldükten Sonra Çocukları Beni Acımasızca Sokağa Attı — Mehmet’le 39 yaş...
21/12/2025

Kocam Hastayken Ona Bakmaya Kendimi Adadım — Ama Öldükten Sonra Çocukları Beni Acımasızca Sokağa Attı — Mehmet’le 39 yaşındayken tanıştım. O 52 yaşındaydı. Nazik, ilgiliydi — sadece yanında durmak bile insanın kendini güvende hissetmesine yeten türden bir adamdı. Bir yıl sonra evlendik ve onu, sevginin bu kadar derin olabileceğini hiç bilmediğim şekillerde sevdim. Sonra hastalandı. 4. evre pankreas kanseri… Hızla ilerleyen, acımasız bir tür.

İki yıl boyunca onu ben besledim, yıkadım, geceleri acısı hafiflesin diye başında bekledim. Çocukları Zeynep ve Kerem ara sıra uğrarlardı ama hiçbir zaman uzun kalmazlardı. “İşimiz çok yoğun” derlerdi. Babalarını o halde görmeye “dayanamadıklarını” söylerlerdi. Ama ben dayandım. Her gün. Her gece. Son nefesine kadar.

Cenazeden bir gün sonra eve geldiler. Benim evime. “Evi satıyoruz,” dedi Kerem. Mehmet’in en sevdiği koltuğa oturmuştu, kollarını göğsünde kavuşturmuş, sanki her şey onun hakkıymış gibi. Zeynep de yanında duruyordu, gözlerini telefonundan kaldırmadan. “Babam evi bize bıraktı. Hafta sonuna kadar çıkman gerekiyor.”

Şaka yaptıklarını sandım. “Mehmet bunu yapmazdı.” Kerem masaya kalın bir dosya fırlattı. Bir vasiyetname. İmzalı. Resmi. Ev, banka hesapları, her şey… Onlarındı. “Tabii kıyafetlerini alabilirsin,” dedi Zeynep, sanki çok büyük bir iyilik yapıyormuş gibi. Kâğıtlara baktım, başım dönüyordu. “Bu mümkün değil. Ben onun karısıydım. Ben—” “Evet,” diye sözümü kesti Kerem. “Ama sen bizim annemiz değilsin.” İşte o anda anladım. Onlar için hiçbir şeydim.

Bir hafta sonra, iki bavulla kaldırımda duruyordum. Başkalarının, benim temizlediğim “güzel ahşap zeminlerden” bahsederek eve girdiğini izliyordum. Tam o sırada telefonum titredi. Bilinmeyen bir numaradan mesaj gelmişti: “Çınar Sokak’taki depoya git. 108 numaralı dolap. Babam senin kullanmanı istedi.”

Ekrana donakaldım. Kalbim deli gibi atıyordu. Mehmet depodan hiç bahsetmemişti ve mesajı kimin gönderdiğine dair hiçbir fikrim yoktu. Ertesi sabah bir araba kiraladım ve Çınar Sokak’taki depoya gittim. Çok uzak değildi ama her kilometre ağır geliyordu. Ya bu kötü bir şakaysa? Ya da daha kötüsü… Ya içi boşsa?

Depo görevlisi kimliğimi kontrol etti ve bana bir anahtar uzattı. “108 numaralı dolap artık sizin,” dedi hafif bir gülümsemeyle. Metal kapıların arasından geçip doğru dolabı buldum. Anahtarı çevirirken ellerim titriyordu. Kapı gıcırdayarak açıldı. İçeride birkaç koli ve ahşap bir sandık vardı.

İlk kolide fotoğraf albümleri buldum. Mehmet’le geçirdiğimiz mutlu günlerden kalma… Deniz kenarı tatilleri, doğum günleri, tembel pazar sabahları. Bir de el yazısıyla yazılmış mektuplar vardı. Hepsi bana hitaben. Yere çöktüm ve ilkini açtım.

Sevgili Esra,
Eğer bunu okuyorsan, senin şu an ulaşamayacağın bir yere gitmişim demektir — en azından şimdilik. Umarım bu satırlar sana biraz olsun teselli verir. Çocuklarımın sana yaşattıkları için üzgünüm. Bizim yaşadıklarımızı anlamıyorlar. Belki de asla anlayamayacaklar. Bu depoda senin için sakladığım şeyler var. Aile meseleleri karışık olduğu için sana doğrudan veremediğim şeyler. Daha önce söylemediğim için özür dilerim. Hayattayken seni tartışmaların içine çekmek istemedim. Seni kelimelerle anlatılamayacak kadar çok seviyorum. Her zaman senin, Mehmet

Mektubu katlayıp zarfına koyarken gözyaşlarım durmuyordu. Yüzümü sildim ve kolileri karıştırmaya devam ettim. Bir diğer kolide mücevherler vardı: bir inci kolye, elmas küpeler ve üzerinde “Daima Benim” yazılı altın bir bileklik. Bunlar Mehmet’in ilk eşine aitti ama belli ki yıllardır bana vermek için saklamıştı. Sonra ahşap sandığın kapağını kaldırdım… karşılaştığım şey… 😲
Devamı 1. yorumda 👇👇
https://www.bilgitarif.com/iyi/kocam-hastayken-ona-bakmaya-kendimi-adadim/

EME'KLİ MAAŞLARI TAMAMEN DEGİŞTİ!..DETAYLAR YORUMDA👇👇👇
21/12/2025

EME'KLİ MAAŞLARI TAMAMEN DEGİŞTİ!..DETAYLAR YORUMDA👇👇👇

Kocam beni öz anneme karşı aldattı - ama düğün günü kuzenim panik içinde beni aradı, "NELER OLduğuna İNANAMAYACAKSINIZ! ...
21/12/2025

Kocam beni öz anneme karşı aldattı - ama düğün günü kuzenim panik içinde beni aradı, "NELER OLduğuna İNANAMAYACAKSINIZ! HEMEN BURAYA GEL! "
______
Ben Tessa (27) ve yetiştirilmem hoş değildi.
Annem Linda, beni 18 yaşında dünyaya getirdi ve onun hayatını nasıl mahvettiğimi bana asla unutturmadı. ".
Babamla hiç tanışmadım - hep benim için gittiğini iddia etti.
İlişkimiz soğuk ve mesafeli geldi, yine de annem olarak kaldı... ve bir parçam hala ona değer veriyor.
İki yıl önce, sakin, nazik ve nazik Adam ile evlendim. Evliliğimiz bir peri masalı gibiydi.
Ta ki ortalama bir Salı gününe kadar, Adam duştayken ve telefonu "L❤️"DEN bir mesajla titriyordu:
"Bebeğim, yarın seni görmek için sabırsızlanıyorum. Kızıma yalan söyle - dediğin her şeye inanacaktır. "
Bir an nefes alamıyormuş gibi hissettim. Annem ve kocam - bunaltıcıydı.
İlişkileri hakkında onlarla yüzleştiğimde Adam onu sevdiğini ve 15 yaş büyük olmasının onu hiç rahatsız etmediğini itiraf etti.
Ve annem soğuk bakışlarıyla bana baktı ve dedi ki:
"Tatlım, bencil olma. Kalbe kimi seveceğini söyleyemezsin... Birden oldu. "
Sonra boşanma geldi. İkisiyle de bütün bağlarımı kopardım.
Birkaç ay sonra düğün planlarını açıkladılar.
Bazı aile fertleri beni annemi "desteklemem" ve düğününe katılmam için bile çağırdı.
Ama gitmemeyi seçtim. Evde kaldım, bir battaniyeye sarılı olarak bunları düşünmekten kaçınmaya çalıştım.
Aniden telefonum çaldı. Sophie'ydi - kuzenim, beni gerçekten destekleyen tek kişi.
Sesi titredi ve şöyle dedi:
"TESSA, BURADA OLANA İNANAMAYACAKSINIZ! BİR TAKSİ KAP VE HEMEN BURAYA GEL! BUNU KAÇIRAMAZSIN! " ⬇️
https://www.bilgitarif.com/iyi/ailenin-en-buyuk-ihaneti-annem-kocam-ve-beklenmedik-bir-telefon/

Eski hostes anılarını yazdı yer yerinden oynadı! Ayrıntılar yorumda
21/12/2025

Eski hostes anılarını yazdı yer yerinden oynadı! Ayrıntılar yorumda

E'ME'KLİ MAA'ŞLARI TAMAMEN DEGİŞTİ!..(DE.TAYLAR İLK YO.RUMDA)
21/12/2025

E'ME'KLİ MAA'ŞLARI TAMAMEN DEGİŞTİ!..
(DE.TAYLAR İLK YO.RUMDA)

O BANKADA PARASI OLAN YANDI..DEV BANKA SATILDI!( A'yrıntılar Yo'rumda )
21/12/2025

O BANKADA PARASI OLAN YANDI..DEV BANKA SATILDI!
( A'yrıntılar Yo'rumda )

49 yaşındayım. Bir benzin istasyonunda gece vardiyasında çalışıyordum. Saat durmuş gibiydi, kahvenin tadıysa karton gibi...
21/12/2025

49 yaşındayım. Bir benzin istasyonunda gece vardiyasında çalışıyordum. Saat durmuş gibiydi, kahvenin tadıysa karton gibiydi.

Gece 23.30 civarında, kucağında uyuyan bir çocuk olan bir anne içeri girdi. Gözleri cansızdı; uykusuzluktan da öte, tükenmişti.

Bir küçük süt, bir somun ekmek ve bebek bezlerini aldı.

Kasadan geçirirken çantasını karıştırdı ve mırıldandı:
“130 lira eksik… Bebek bezlerini geri verebilir miyim?”

Hiç düşünmeden cevap verdim:
“Gerek yok. Ben hallederim.”

Şaşkınlıkla bana baktı.

“Geç oldu,” diye fısıldadım. “Sadece eve sağ salim git, olur mu?”

Ağlayarak başını salladı ve geceye karıştı.

Ertesi hafta müdürüm beni ofisine çağırdı.

“Geçen cuma birinin alışverişini sen mi ödedin?” dedi.

Midem burkuldu.
“Evet. Özür dilerim, ben ödedim—”

Başını sallayıp bana bir zarf uzattı.

“Bu sabah senin için geldi.”

Zarfı açtım. İçindekileri iki kez okumak zorunda kaldım.
Ellerim titriyordu.. 👇👇
https://www.bilgitarif.com/iyi/gece-vardiyasinda-verdigim-birkac-lira-bir-zarf-bir-tesekkur-ve-hayatimiz-degisti/

Address

Istanbul
34000

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when HaberGazetesi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to HaberGazetesi:

Share