Kayıp Zaman Yayınları

Kayıp Zaman Yayınları Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Kayıp Zaman Yayınları, Publisher, Kartaltepe Mahallesi Mehmet Sait Sk. Atakent D Blok No:8 Kapı No:10 Bakırköy, Istanbul.

"Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın?Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sıkı...
14/08/2023

"Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın?

Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sıkıp hamur yaptığı paraları burnuma soku­yor. Normalde homurdanırım ama bu sefer sessiz kalıyorum. Bir kere, yirmi kişilik minibüse kırk kişi sığdırmışlar. An iti­bariyle kozmik bir mucize yaşanıyor yani. Ortamın büyüsünü bozan yelloz olmak istemiyorum. Bu yetmezmiş gibi, kalaba­lık güruhtan çıkan her tür koku bulut olmuş, hava neredey­se elle tutulacak kıvama gelmiş. Onca insanın soluğu ağzıma girecek diye panik halindeyim. Üstelik tombulla, en az yarım saat daha böyle sarmaş dolaş takılacağız. İlişkimiz tatsız başla­sın istemiyorum."

Türlü türlü insanlık halleri var Sapuska'da. Karakolda aşkını anlatanı da burada, hastanede derman arayanı da. Kimi genç, kimi yaşlı; kimi neşeli, kimi tasalı. Ama hepsi bizden, hepsi sahici, hepsi tanıdık.

Peşlerine takılmadan duramıyor insan. Kâh arka mahallelerde dolaşıyor, kâh şehrin göbeğinde koşturuyoruz. Kimisiyle oturup ağlıyor, kimisiyle kahkahayı basıyoruz.

Samimi dili, güçlü olay örgüsüyle Sapuska, Elif Alptürk'ün uzun zamandır heybesinde biriktirdiği hikâyeleri gün ışığına çıkarıyor.

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalm...
13/07/2023

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalmış Pompeii’liler. Küller yayıldıkça hastaneyi tümüyle kaplayacak. Birimiz ameliyatta damara dikiş atarken donacak; bir hemşire tansiyon bakarken, bir başkası kan alırken, bir asistan hastanın ciğerlerini dinlerken, bir personel yerleri silerken, birileri sedye taşırken sonsuza dek aynı işi yapmak üzere geçmişin parçası olacağız.
İleride tarihçiler külleri eşelediklerinde bulacaklar bizleri. Devrilmiş bedenlerimizden, kolumuzun duruş şeklinden, yıkık duvarlardan, yerdeki paslanmış ameliyat aletlerinden, kırık serum şişelerinden, kanlı çarşaflardan, sağa sola dağılmış okunamaz haldeki kitap sayfalarından bu geceyi canlandırmaya çalışacaklar. Kilometrelerce ötede olmuş bir patlamanın nasıl olup hastaneyi küller altında bıraktığını açıklamak için senaryolar yazacaklar.
Ama gözyaşlarımız buharlaştığından, kızgınlığımız içimizde eridiğinden, kelimelerimiz uçtuğundan, duygularımız bizimle birlikte donduğundan gerçeği asla ortaya çıkartamayacaklar. Ve aslında hastanenin bir gecede değil, yıllar öncesinden küller altında kalmaya başladığını asla bilemeyecekler.
Ahmet Erözenci, etraftan kötü kokuların yükseldiği ortamda, sevgilerimiz, üzüntülerimiz, sevinçlerimiz, mutlu veya hüzünlü anlarımızla kişiliğimizi oturtmak, duygularımızı anlamak, bir yere gelebilmek için verdiğimiz yaşam savaşına karşın, birilerinin her şey güllük gülistanlıkmış gibi sunduğu tablonun ardında yaşananları anlatıyor…

//

“Sağlık ve güzelliği tarihsel bağlamdan başlayarak ele alan; önemli hastalıkların semptomlarını, risklerini ve tedaviler...
03/07/2023

“Sağlık ve güzelliği tarihsel bağlamdan başlayarak ele alan; önemli hastalıkların semptomlarını, risklerini ve tedavilerini de kapsayan harika bir çalışma! Bu konularda bilgilenmek isteyen herkese tavsiye ederim.”
Prof. Dr.

“Çok sevdiğim, saydığım değerli eczacım Mehmet Müderrisoğlu’nun kaleminden çıkmış bu harika rehber kitabı mutlaka edinin. Dijital bilgi kirliliğinin çok fazla olduğu bu günlerde, hayatınızın her yaş döneminde başvurabileceğiniz ve elinizin altında bulunması gereken bu kitapta sağlık, bakım, güzellik hakkında tüm doğru bilgiler biz okuyucularla buluşuyor. Kaleminize, bilgilerinize sağlık; hep bizlerle olun sevgili .”



//

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalm...
01/07/2023

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalmış Pompeii’liler. Küller yayıldıkça hastaneyi tümüyle kaplayacak. Birimiz ameliyatta damara dikiş atarken donacak; bir hemşire tansiyon bakarken, bir başkası kan alırken, bir asistan hastanın ciğerlerini dinlerken, bir personel yerleri silerken, birileri sedye taşırken sonsuza dek aynı işi yapmak üzere geçmişin parçası olacağız.
İleride tarihçiler külleri eşelediklerinde bulacaklar bizleri. Devrilmiş bedenlerimizden, kolumuzun duruş şeklinden, yıkık duvarlardan, yerdeki paslanmış ameliyat aletlerinden, kırık serum şişelerinden, kanlı çarşaflardan, sağa sola dağılmış okunamaz haldeki kitap sayfalarından bu geceyi canlandırmaya çalışacaklar. Kilometrelerce ötede olmuş bir patlamanın nasıl olup hastaneyi küller altında bıraktığını açıklamak için senaryolar yazacaklar.
Ama gözyaşlarımız buharlaştığından, kızgınlığımız içimizde eridiğinden, kelimelerimiz uçtuğundan, duygularımız bizimle birlikte donduğundan gerçeği asla ortaya çıkartamayacaklar. Ve aslında hastanenin bir gecede değil, yıllar öncesinden küller altında kalmaya başladığını asla bilemeyecekler.

Ahmet Erözenci, etraftan kötü kokuların yükseldiği ortamda, sevgilerimiz, üzüntülerimiz, sevinçlerimiz, mutlu veya hüzünlü anlarımızla kişiliğimizi oturtmak, duygularımızı anlamak, bir yere gelebilmek için verdiğimiz yaşam savaşına karşın, birilerinin her şey güllük gülistanlıkmış gibi sunduğu tablonun ardında yaşananları anlatıyor…

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalm...
25/06/2023

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalmış Pompeii’liler. Küller yayıldıkça hastaneyi tümüyle kaplayacak. Birimiz ameliyatta damara dikiş atarken donacak; bir hemşire tansiyon bakarken, bir başkası kan alırken, bir asistan hastanın ciğerlerini dinlerken, bir personel yerleri silerken, birileri sedye taşırken sonsuza dek aynı işi yapmak üzere geçmişin parçası olacağız.

İleride tarihçiler külleri eşelediklerinde bulacaklar bizleri. Devrilmiş bedenlerimizden, kolumuzun duruş şeklinden, yıkık duvarlardan, yerdeki paslanmış ameliyat aletlerinden, kırık serum şişelerinden, kanlı çarşaflardan, sağa sola dağılmış okunamaz haldeki kitap sayfalarından bu geceyi canlandırmaya çalışacaklar. Kilometrelerce ötede olmuş bir patlamanın nasıl olup hastaneyi küller altında bıraktığını açıklamak için senaryolar yazacaklar.
Ama gözyaşlarımız buharlaştığından, kızgınlığımız içimizde eridiğinden, kelimelerimiz uçtuğundan, duygularımız bizimle birlikte donduğundan gerçeği asla ortaya çıkartamayacaklar. Ve aslında hastanenin bir gecede değil, yıllar öncesinden küller altında kalmaya başladığını asla bilemeyecekler.

Ahmet Erözenci, etraftan kötü kokuların yükseldiği ortamda, sevgilerimiz, üzüntülerimiz, sevinçlerimiz, mutlu veya hüzünlü anlarımızla kişiliğimizi oturtmak, duygularımızı anlamak, bir yere gelebilmek için verdiğimiz yaşam savaşına karşın, birilerinin her şey güllük gülistanlıkmış gibi sunduğu tablonun ardında yaşananları anlatıyor…

//

"Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın?”Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sık...
19/06/2023

"Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın?”

Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sıkıp hamur yaptığı paraları burnuma soku­yor. Normalde homurdanırım ama bu sefer sessiz kalıyorum. Bir kere, yirmi kişilik minibüse kırk kişi sığdırmışlar. An iti­bariyle kozmik bir mucize yaşanıyor yani. Ortamın büyüsünü bozan yelloz olmak istemiyorum. Bu yetmezmiş gibi, kalaba­lık güruhtan çıkan her tür koku bulut olmuş, hava neredey­se elle tutulacak kıvama gelmiş. Onca insanın soluğu ağzıma girecek diye panik halindeyim. Üstelik tombulla, en az yarım saat daha böyle sarmaş dolaş takılacağız. İlişkimiz tatsız başla­sın istemiyorum."

Türlü türlü insanlık halleri var Sapuska'da. Karakolda aşkını anlatanı da burada, hastanede derman arayanı da. Kimi genç, kimi yaşlı; kimi neşeli, kimi tasalı. Ama hepsi bizden, hepsi sahici, hepsi tanıdık.

Peşlerine takılmadan duramıyor insan. Kâh arka mahallelerde dolaşıyor, kâh şehrin göbeğinde koşturuyoruz. Kimisiyle oturup ağlıyor, kimisiyle kahkahayı basıyoruz.

Samimi dili, güçlü olay örgüsüyle Sapuska, Elif Alptürk'ün uzun zamandır heybesinde biriktirdiği hikâyeleri gün ışığına çıkarıyor.

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalm...
02/06/2023

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalmış Pompeii’liler. Küller yayıldıkça hastaneyi tümüyle kaplayacak. Birimiz ameliyatta damara dikiş atarken donacak; bir hemşire tansiyon bakarken, bir başkası kan alırken, bir asistan hastanın ciğerlerini dinlerken, bir personel yerleri silerken, birileri sedye taşırken sonsuza dek aynı işi yapmak üzere geçmişin parçası olacağız.

İleride tarihçiler külleri eşelediklerinde bulacaklar bizleri. Devrilmiş bedenlerimizden, kolumuzun duruş şeklinden, yıkık duvarlardan, yerdeki paslanmış ameliyat aletlerinden, kırık serum şişelerinden, kanlı çarşaflardan, sağa sola dağılmış okunamaz haldeki kitap sayfalarından bu geceyi canlandırmaya çalışacaklar. Kilometrelerce ötede olmuş bir patlamanın nasıl olup hastaneyi küller altında bıraktığını açıklamak için senaryolar yazacaklar.

Ama gözyaşlarımız buharlaştığından, kızgınlığımız içimizde eridiğinden, kelimelerimiz uçtuğundan, duygularımız bizimle birlikte donduğundan gerçeği asla ortaya çıkartamayacaklar. Ve aslında hastanenin bir gecede değil, yıllar öncesinden küller altında kalmaya başladığını asla bilemeyecekler.

Ahmet Erözenci, etraftan kötü kokuların yükseldiği ortamda, sevgilerimiz, üzüntülerimiz, sevinçlerimiz, mutlu veya hüzünlü anlarımızla kişiliğimizi oturtmak, duygularımızı anlamak, bir yere gelebilmek için verdiğimiz yaşam savaşına karşın, birilerinin her şey güllük gülistanlıkmış gibi sunduğu tablonun ardında yaşananları anlatıyor…

"Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın?Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sıkı...
28/05/2023

"Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın?

Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sıkıp hamur yaptığı paraları burnuma soku­yor. Normalde homurdanırım ama bu sefer sessiz kalıyorum. Bir kere, yirmi kişilik minibüse kırk kişi sığdırmışlar. An iti­bariyle kozmik bir mucize yaşanıyor yani. Ortamın büyüsünü bozan yelloz olmak istemiyorum. Bu yetmezmiş gibi, kalaba­lık güruhtan çıkan her tür koku bulut olmuş, hava neredey­se elle tutulacak kıvama gelmiş. Onca insanın soluğu ağzıma girecek diye panik halindeyim. Üstelik tombulla, en az yarım saat daha böyle sarmaş dolaş takılacağız. İlişkimiz tatsız başla­sın istemiyorum."

Türlü türlü insanlık halleri var Sapuska'da. Karakolda aşkını anlatanı da burada, hastanede derman arayanı da. Kimi genç, kimi yaşlı; kimi neşeli, kimi tasalı. Ama hepsi bizden, hepsi sahici, hepsi tanıdık.

Peşlerine takılmadan duramıyor insan. Kâh arka mahallelerde dolaşıyor, kâh şehrin göbeğinde koşturuyoruz. Kimisiyle oturup ağlıyor, kimisiyle kahkahayı basıyoruz.

Samimi dili, güçlü olay örgüsüyle Sapuska, Elif Alptürk'ün uzun zamandır heybesinde biriktirdiği hikâyeleri gün ışığına çıkarıyor.

//

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalm...
08/05/2023

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalmış Pompeii’liler. Küller yayıldıkça hastaneyi tümüyle kaplayacak. Birimiz ameliyatta damara dikiş atarken donacak; bir hemşire tansiyon bakarken, bir başkası kan alırken, bir asistan hastanın ciğerlerini dinlerken, bir personel yerleri silerken, birileri sedye taşırken sonsuza dek aynı işi yapmak üzere geçmişin parçası olacağız.
İleride tarihçiler külleri eşelediklerinde bulacaklar bizleri. Devrilmiş bedenlerimizden, kolumuzun duruş şeklinden, yıkık duvarlardan, yerdeki paslanmış ameliyat aletlerinden, kırık serum şişelerinden, kanlı çarşaflardan, sağa sola dağılmış okunamaz haldeki kitap sayfalarından bu geceyi canlandırmaya çalışacaklar. Kilometrelerce ötede olmuş bir patlamanın nasıl olup hastaneyi küller altında bıraktığını açıklamak için senaryolar yazacaklar.

Ama gözyaşlarımız buharlaştığından, kızgınlığımız içimizde eridiğinden, kelimelerimiz uçtuğundan, duygularımız bizimle birlikte donduğundan gerçeği asla ortaya çıkartamayacaklar. Ve aslında hastanenin bir gecede değil, yıllar öncesinden küller altında kalmaya başladığını asla bilemeyecekler.
Ahmet Erözenci, etraftan kötü kokuların yükseldiği ortamda, sevgilerimiz, üzüntülerimiz, sevinçlerimiz, mutlu veya hüzünlü anlarımızla kişiliğimizi oturtmak, duygularımızı anlamak, bir yere gelebilmek için verdiğimiz yaşam savaşına karşın, birilerinin her şey güllük gülistanlıkmış gibi sunduğu tablonun ardında yaşananları anlatıyor…

"Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın?Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sıkı...
30/04/2023

"Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın?

Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sıkıp hamur yaptığı paraları burnuma soku­yor. Normalde homurdanırım ama bu sefer sessiz kalıyorum. Bir kere, yirmi kişilik minibüse kırk kişi sığdırmışlar. An iti­bariyle kozmik bir mucize yaşanıyor yani. Ortamın büyüsünü bozan yelloz olmak istemiyorum. Bu yetmezmiş gibi, kalaba­lık güruhtan çıkan her tür koku bulut olmuş, hava neredey­se elle tutulacak kıvama gelmiş. Onca insanın soluğu ağzıma girecek diye panik halindeyim. Üstelik tombulla, en az yarım saat daha böyle sarmaş dolaş takılacağız. İlişkimiz tatsız başla­sın istemiyorum."

Türlü türlü insanlık halleri var Sapuska'da. Karakolda aşkını anlatanı da burada, hastanede derman arayanı da. Kimi genç, kimi yaşlı; kimi neşeli, kimi tasalı. Ama hepsi bizden, hepsi sahici, hepsi tanıdık.

Peşlerine takılmadan duramıyor insan. Kâh arka mahallelerde dolaşıyor, kâh şehrin göbeğinde koşturuyoruz. Kimisiyle oturup ağlıyor, kimisiyle kahkahayı basıyoruz.

Samimi dili, güçlü olay örgüsüyle Sapuska, Elif Alptürk'ün uzun zamandır heybesinde biriktirdiği hikâyeleri gün ışığına çıkarıyor.

//

“Sağlık ve güzelliği tarihsel bağlamdan başlayarak ele alan; önemli hastalıkların semptomlarını, risklerini ve tedaviler...
30/04/2023

“Sağlık ve güzelliği tarihsel bağlamdan başlayarak ele alan; önemli hastalıkların semptomlarını, risklerini ve tedavilerini de kapsayan harika bir çalışma! Bu konularda bilgilenmek isteyen herkese tavsiye ederim.”
Prof. Dr.

“Çok sevdiğim, saydığım değerli eczacım Mehmet Müderrisoğlu’nun kaleminden çıkmış bu harika rehber kitabı mutlaka edinin. Dijital bilgi kirliliğinin çok fazla olduğu bu günlerde, hayatınızın her yaş döneminde başvurabileceğiniz ve elinizin altında bulunması gereken bu kitapta sağlık, bakım, güzellik hakkında tüm doğru bilgiler biz okuyucularla buluşuyor. Kaleminize, bilgilerinize sağlık; hep bizlerle olun sevgili .”



//

“Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın? Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sık...
28/04/2023

“Yavrum, şuradan bir Küçükyalı uzatır mısın?

Sıkış tepiş minibüsün içinde yek vücut olduğumuz tombul teyze, avucunda sıkıp hamur yaptığı paraları burnuma soku­yor. Normalde homurdanırım ama bu sefer sessiz kalıyorum. Bir kere, yirmi kişilik minibüse kırk kişi sığdırmışlar. An iti­bariyle kozmik bir mucize yaşanıyor yani. Ortamın büyüsünü bozan yelloz olmak istemiyorum. Bu yetmezmiş gibi, kalaba­lık güruhtan çıkan her tür koku bulut olmuş, hava neredey­se elle tutulacak kıvama gelmiş. Onca insanın soluğu ağzıma girecek diye panik halindeyim. Üstelik tombulla, en az yarım saat daha böyle sarmaş dolaş takılacağız. İlişkimiz tatsız başla­sın istemiyorum.”

Türlü türlü insanlık halleri var Sapuska’da. Karakolda aşkını anlatanı da burada, hastanede derman arayanı da. Kimi genç, kimi yaşlı; kimi neşeli, kimi tasalı. Ama hepsi bizden, hepsi sahici, hepsi tanıdık.

Peşlerine takılmadan duramıyor insan. Kâh arka mahallelerde dolaşıyor, kâh şehrin göbeğinde koşturuyoruz. Kimisiyle oturup ağlıyor, kimisiyle kahkahayı basıyoruz.
Samimi dili, güçlü olay örgüsüyle , ’ün uzun zamandır heybesinde biriktirdiği hikâyeleri gün ışığına çıkarıyor.

//

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalm...
26/04/2023

Dinlenme odamız bu gece Vezüv’ün küllerinin yuttuğu Pompeii. Bizler de o küllerin altında, donmuş bir zamanda asılı kalmış Pompeii’liler. Küller yayıldıkça hastaneyi tümüyle kaplayacak. Birimiz ameliyatta damara dikiş atarken donacak; bir hemşire tansiyon bakarken, bir başkası kan alırken, bir asistan hastanın ciğerlerini dinlerken, bir personel yerleri silerken, birileri sedye taşırken sonsuza dek aynı işi yapmak üzere geçmişin parçası olacağız.

İleride tarihçiler külleri eşelediklerinde bulacaklar bizleri. Devrilmiş bedenlerimizden, kolumuzun duruş şeklinden, yıkık duvarlardan, yerdeki paslanmış ameliyat aletlerinden, kırık serum şişelerinden, kanlı çarşaflardan, sağa sola dağılmış okunamaz haldeki kitap sayfalarından bu geceyi canlandırmaya çalışacaklar. Kilometrelerce ötede olmuş bir patlamanın nasıl olup hastaneyi küller altında bıraktığını açıklamak için senaryolar yazacaklar.

Ama gözyaşlarımız buharlaştığından, kızgınlığımız içimizde eridiğinden, kelimelerimiz uçtuğundan, duygularımız bizimle birlikte donduğundan gerçeği asla ortaya çıkartamayacaklar. Ve aslında hastanenin bir gecede değil, yıllar öncesinden küller altında kalmaya başladığını asla bilemeyecekler.

, etraftan kötü kokuların yükseldiği ortamda, sevgilerimiz, üzüntülerimiz, sevinçlerimiz, mutlu veya hüzünlü anlarımızla kişiliğimizi oturtmak, duygularımızı anlamak, bir yere gelebilmek için verdiğimiz yaşam savaşına karşın, birilerinin her şey güllük gülistanlıkmış gibi sunduğu tablonun ardında yaşananları anlatıyor…

//

26/08/2022

Address

Kartaltepe Mahallesi Mehmet Sait Sk. Atakent D Blok No:8 Kapı No:10 Bakırköy
Istanbul
34145

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Kayıp Zaman Yayınları posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Category