Civciv Çıkacak KuŞ Çıkacak

Civciv Çıkacak KuŞ Çıkacak Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Civciv Çıkacak KuŞ Çıkacak, Video Creator, Istanbul.

10/07/2025

Ali 3. sınıfa giden zeki bir çocuktur. Bir gün
öğretmeni Ali'ye "SİYASET" nedir diye sorar? Ali düşünür ama o çocuk aklıyla cevap veremez.
Eve gider kitaplara bakar ama
hiçbirşey anlayamaz. O da babasına sormaya karar verir.

-Baba, Siyaset nedir?

Baba düşünür. Ali'ye uygun bir yolla anlatmak ister.
-Bu evde parayı getiren kim oğlum?
Sen...
-Ben kapitalist rejimim. Peki parayı alıp bizim yiyecek, içecek ve giyecek gibi ihtiyaçlarımızı karşılayan kim?
-Annem...
-O da hükümet. Peki küçük kardeşinle kim ilgileniyor?
-Dadım...
-Dadın işçi, kardeşin gelecek, sen de halksın o zaman.
Ali herşeyi notalır ve uyur..

Gece garip seslerle uyanır. Bir de bakar ki
kardeşi ağlıyor. Yanına gidince altına pislediğini anlar. Hemen annesini kaldırmaya gider. Ama ne yaparsa yapsın anne
kalkmaz. Bu arada salondan gelen sesleri merak eder ve salona gider.
Babasıyla dadısını uygunsuz yakalayan Ali'nin ağzından aynen şu kelimeler dökülür:

-Kapitalist rejim işçiyi sömürüyor, hükümet uyuyor, gelecek b*k içinde, halk ne yapsın...

10/07/2025

Bir zamanlar Çin’de yoksul bir adam o denli aç ve bitkin düşmüştü ki kendini tutamayıp bir armut çaldı. Adamı yakaladılar ve imparatorun karşısına cezalandırılmak üzere çıkardılar.

Hırsız, imparatora şöyle dedi:
“Değerli efendim, çok açtım dayanamadım çaldım. Beni affetmeniz için yalvarıyorum. Eğer beni af ederseniz, size paha biçilmez bir armağanım olacak.”

İmparator dudak büktü:
“Senin gibi birinde paha biçilmez ne olabilir ki?”
Hırsız, avucunun içindeki armut çekirdeğini uzattı.
“Bu çekirdeği ekerseniz, bir gün içerisinde altın meyveler veren bir ağacın yeşereceğini göreceksiniz.”
İmparator bir kahkaha atarak:
“Ek o zaman, altın meyveleri görünce affederim seni.”

Yoksul adam:
“Haşmetlim bu tohumu ben ekemem, çünkü ben bir hırsızım. Bu sihirli tohumu ancak ömründe hiç çalmamış, başkalarına haksızlık yapmamış, yalan söylememiş biri ekebilir. Tohum o zaman gücünü gösterir, aksi takdirde onu ekeni zehirler tarif edilmez acılarla öldürür.
Sultanım, bu tohumu ancak siz ekebilirsiniz.”

İmparator irkildi, suratını astı bir süre düşündü sonra da hırçın bir sesle:
“Ben imparatorum, bahçıvan değil, o tohumu başbakana ver eksin de altın meyveleri görelim,” dedi.
Yoksul adam tohumu başbakan’a uzatınca başbakan telaş içerisinde İmparatora dönüp itiraz etti:
“Ben ekim biçim işlerinde çok beceriksizim efendim. Sihirli tohumu yanlış eker ziyan ederim bence bu tohumu hazinedar başı eksin.”

Hazinedar başı hemen bahane buldu ve
bu görevi bir başkasına devretti.
Bir bir orada bulunan herkes sudan sebeplerle tohumu ekme görevinden kaçındılar.

Sonra İmparator doğan sessizliğin içerisinde bir süre düşündü, başı önünde duran başbakana, hazinedara ve bütün görevlilere dik dik baktı ve:
“Hadi bakalım bu hırsız bahçıvana tohumunun nasıl altın meyve verdiğini hep birlikte gösterip sevindirelim” dedi, cebinden bir altın çıkardı yoksul adama tutması için attı.

Oradakilerin tümü ceplerinden sessiz sedasız birer altın çıkarıp adama verdikten sonra, imparator gülerek adama seslendi:
“Bas git buradan be adam, bu verdiğin ders hepimize yeter.!!”

“alıntı”

07/07/2025

EVLADINIZA NE ARABA BIRAKIN NEDE EV....
İBRET ALINACAK BİR HİKAYE

Toplantıya gideceğim. Baktım geç kalma ihtimalim var, bindim bir taksiye, muhabbetçi bir arkadaş. O anlatıyor ben dinliyorum. Tam işyerinin önüne geldik. Ankara’da Bakanlıklar. Diyelim ki, taksi parası 9.75 TL tuttu, ben 10 TL uzattım. Hani hepimizin yaşadığı sahne vardır ya, taksici üstünü arıyormuş gibi yapar, siz de para üstünü alabilmek için bir ayak dışarıda, inmemek için debelenirsiniz. Tam o sahne olacak. Şoför, para üstü var mı diye aranmaya başladı.

- Üstü kalsın kardeşim” dedim.
Döndü bana doğru:
- Vaktin var mı ağabey ?” dedi.
- Evet” dedim (tek ayağım hala dışarıda)
Dörtlülere bastı, trafik dört şerit akıyor, indi araçtan. Önde bir büfe var. Gitti oraya, bir şeyler konuşup geldi. Bana 25 krş uzattı. Belli ki para bozdurmuş.
- Birader” dedim,”9.75 değil,10.50 yazsa ister miydin 50 kuruş benden?”
- “Ne alacağım ağabey 50 kuruşu!”
- Peki, niye gittin 25 kuruş için o kadar uğraştın. Üstü kalsın demiştim.”
Döndü bana, attı kolunu arkaya:
- “Vaktin var mı ağabey?”
- “Var.”
- Çek kapıyı o zaman.”

5 dakika konuştuk. İngiltere’de Profesöründen, bilmem kiminden eğitimler aldım. O taksicinin 5 dakikada öğrettiklerini, İngiliz hocalar haftalarca verdikleri derslerde öğretemediler:
- “Ağabey biz Keçiören’de 5 kardeşiz. Babam rençberdi, günlük yevmiyeye giderdi; artık inşaat falan bulursa çalışır gelir, o gün iş bulamamışsa, biz eve gelişinden, yüzünden anlardık.”
“Durumumuz hiç iyi olmadı. Akşam yer sofrasında yemek yerdik. Yemek bitince babam bize” Durun kalkmayın” derdi. Önce dua ederdik sonra babam bize sofrada konuşma yapardı.”
“Aha” dedim, “Bizim meslekten”, seminerci.
- “Ne anlatırdı baban ?”
- “Hayatta nasıl başarılı olunur ?”
” O gün inşaata çağırmazlarsa eve para getiremiyor, sonra çocuklara hayatta başarı teknikleri anlatıyor.”

- Babam işe gidince büyük ağabeyimiz onu taklit ederdi, delik bir çorapla pantolonun ceplerini çıkarır, dört kardeşi karşısına alıp “Dürüst olun, evinize haram lokma sokmayın” diye anlatırken, biz de gülerdik. Annem kızardı,”Babanızla alay etmeyin. O, hem dürüst hem de çalışkandır” derdi. Yan evde iki kardeş var, onların babası zengin. Babaları birahane işletiyor, ama adamda her numara vardı, kumar falan oynatırdı. Bizim yeni hiç bir şeyimiz olmadı, hep o ikisinin eskilerini kullandık. O amca mahalleden geçerken biz 5 kardeş ayağa kalkardık, çünkü bize bahşiş verirdi. Babam eve gelince ayağa kalkmazdık. Çünkü hediye, para falan hak getire. Ağabey biz babamı kaybettik. Altı ay içinde yandaki baba da öldü. Yandaki baba iki çocuğa 5 katlı bir apartman, işleyen birahane, dövizler ve araziler bıraktı. Bizim baba ne bıraktı biliyor musunuz?”
- “Ne bıraktı?”
- “Bakkal veresiyesi ve konuşmalarını bıraktı : “Evladım işinizi dürüst yapın, hakkınız olmayan parayı almayın.” Falan filan…
“Ağabey, aradan 15 yıl geçti…”
“Diğer babanın 2 oğlu şu anda cezaevindeler, ne ev kaldı ne birahane. Ailesi dağıldı.”
“Biz 5 kardeş, beşimizin Keçiören de taksi durağında birer taksisi var. Hepimizin birer ailesi, çoluk çocuğu, hepimizin birer dairesi var.”

“Geçenlerde büyük ağabeyimiz bizi topladı ve dedi ki :
- “Asıl mirası bizim baba bırakmış.”
“Hepimiz ağladık. 5 kardeş taksiciliğe başladığımızdan beri, taksimetrenin yazmadığı 10 kuruşu evimize sokmadık. Her şeyimiz var Allah’a şükür.”
Çok duygulandım, veda ettim. Tam ineceğim:
- “Dur ağabey, asıl bomba şimdi!”
- Nedir bomban ?”
- Nerede oturuyoruz biliyor musun ? O iki kardeşin oturduğu 5 katlı apartmanı biz aldık. 5 kardeş orada oturuyoruz.”

Evladınıza ne araba bırakırsınız, ne ev, ne de başka bir miras. Evlada sadece değer kavramları bırakırsınız. Bakın iki baba da evlatlarına değer kavramları bırakmışlar....

07/07/2025

🤣😂😅🙃

06/07/2025
06/07/2025

Aşık Oldum

06/07/2025

Eminee

06/07/2025

Herşey Vatan İçin

06/07/2025

NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

06/07/2025

Address

Istanbul
<<NOT-APPLICABLE>>

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Civciv Çıkacak KuŞ Çıkacak posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Category

HAYAT ZOR DOSTLAR

Hayat zor olduğunda gerçekten zor oluyor! Üstelik hayatın ne zaman bir zorluk çıkaracağı hiç belli olmuyor.

Bir sabah uyanıp hayatın tüm şartları değişmiş olarak bulmak mümkün. Bu kadar hızlı bir değişim olmasa bile öyle zamanlar oluyor ki her zaman kolaylıkla yerine getirilen sorumluluklar koca bir dağ gibi görünebiliyor. İşte böyle zamanlarda aklınızda tutacağınız birkaç şey bu zorlukların üstesinden gelirken yükünüzü hafifletmeye yardımcı olabilir:

Her şey geçici

Hayat gözüne çetin göründüğünde mevsimlerin geçişini hatırla. En zor kışların nasıl bahara dönüştüğünü biliyorsun. Senin yaşadığın tüm güzel günler gibi tüm kötü günler de geçicidir.