06/11/2025
EKİM DEVRİMİ’NDEN ÖĞRENMEK, YENMEYİ ÖĞRENMEKTİR!
Bundan 108 yıl önce, 7 Kasım 1917’de Rusya’da Petersburg’ta, Aurora zırhlısının Kışlık Sarayı döven top atışları, yeni bir çağın başlangıcını haber veriyordu. Bolşevik Parti önderliğinde mükemmel örgütlenmiş bir silahlı ayaklanma ile burjuvazinin savaşta ısrar eden hükümeti devriliyor, ikili iktidara son veriliyor, İşçi-Asker Sovyetleri merkezi iktidara el koyuyordu.
1871’de Paris’te ömrü 72 gün süren ilk işçi iktidarı deneyiminden sonra, dünyanın altıda birini oluşturan bir ülkede işçiler ve yoksul köylülerin iktidarı, proletarya diktatörlüğü kuruluyordu. Emperyalizm çağında, sömürüden arındırılmış yeni bir dünyaya, sosyalist bir dünyaya giden yolda ilk adım böylece atılmış oluyordu.
Ekim Devrimi’nden öğrenilecek çok şey vardır. Ekim Devrimi’nin 108. yılında, bugün Ekim Devrimi’nden öğrenilecek en önemli ders nedir sorusuna cevap aradığımızda, biz ondan öğrenilecek en önemli ders, Bolşevik Parti öğretisidir diyoruz.
Neden? Bu sorunun cevabı, aslında bir başka sorunun cevabında yatıyor: Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı ertesinde Avrupa’nın birçok kapitalist ülkesinde objektif şartlar devrim için elverişli idi. 4 yıl süren, dünyanın o güne kadar yaşadığı en kanlı savaştan geri dönen “asker giysileri içine sokulmuş” işçiler ve emekçiler, savaştan galip çıkan ülkelerde bile, onları cepheye süren ve vatan/millet adına kırdıran egemenlere nefretle doluydu. Birçok ülkede “aşağıdakiler eskisi gibi yaşamak istemiyorlardı”. “Üsttekiler”, egemenler içinde ise savaşta üzeri örtülen çelişmeler had safhaya varmış, birbirlerini yer duruma gelmişlerdi. Üsttekiler de artık eskisi gibi yönetemez durumdaydılar. Yani yalnızca, bütün çelişmelerin en yoğun olarak ortaya çıktığı, o dönem “emperyalist zincirin en zayıf halkası” olan Rusya’da değil, Avrupa’nın bir dizi başka ülkesinde de devrimci durum vardı. Almanya’da, Avusturya’da, İtalya’da, Macaristan’da yer yer devrimci ayaklanmalar oldu. Hatta kimi yerlerde çok kısa süren Sovyet iktidarları bile kuruldu. Fakat Rusya dışında hiçbir yerde devrimci ayaklanmalar ve Sovyet iktidarları kalıcı bir başarı elde edemedi. Neden? Nedir Rusya’daki devrimin başarısının sırrı? Farkı yaratan nedir? Fark, Rusya’da yeni tipte bir işçi partisinin, leninist Bolşevik Parti’nin varlığıdır.
Birinci Emperyalist Paylaşım Savaşı sırasında o dönemde II. Enternasyonal saflarında yer alan sosyal demokrat işçi partilerinin büyük çoğunluğu sosyal şoven pozisyonlara kaymış, kendi burjuvalarının kuyruğuna takılmıştı. Rusya dışındaki ülkelerde, sosyal şoven pozisyonlara karşı mücadele elen “sol” sosyal demokratların büyük çoğunluğu ise, partilerin birliğini bozmama adına, merkezci bir yol tutturmuşlardı. Rusya’da, RSDİP’in İkinci Kongresi’nde 1902’de başlayan reformist ve devrimci, Menşevik ve Bolşevik kanatlara ayrılma; daha Birinci Dünya Savaşı başlamadan kesin örgütsel ayrılığa varmış; Bolşevik fraksiyon, 1912’de RSDİP(B) adı altında ayrı parti olarak ortaya çıkmıştı. O dönemde II. Enternasyonal’in Lenin’den çok daha ünlü, anlı şanlı önderleri bu ayrılığı çok bölücü bulup ayıplamışlar, mahkûm etmişlerdi. Sadece II. Enternasyonal içinde değil, Rusya Sosyal Demokrasi’si içinde de Bolşevikler, kendilerini oportünizmin her türüne karşı mücadele temelinde ayrı parti olarak örgütlediklerinde küçük bir azınlık konumundaydılar. Ama onlar bir şeyi kavramışlardı: Reformist ve oportünistlerle birlik içinde devrimin zafere götürülmesi mümkün olamazdı. Devrimin zaferi için, işçi sınıfı ve emekçilere devrimde yol gösterebilecek, onlara önderlik edebilecek bir parti gerekliydi. Böyle bir parti içinde ise oportünistlere yer olamazdı.
1914’de dünya savaşı patladığında sarsıntı geçirmeyen, emperyalist savaşa karşı parti olarak doğru tavır takınan, II. Enternasyonal’in 1912’deki kongresinde aldığı doğru kararı hayata geçiren tek parti RSDİP(B) idi.
Diğer bütün partiler, parti olarak değişik gerekçelerle 1912 kararından uzaklaştılar. Bolşevik Parti, bu durumda II. Enternasyonal çökmüştür, yeni devrimci, enternasyonalist bir enternasyonal gereklidir dedi ve böyle bir Enternasyonal’in yaratılması için mücadele yürüttü. Diğer sosyal demokrat işçi partiler içinde partilerin açık sosyal şoven pozisyonlarına karşı tavır takınan ve fakat bir türlü ayrılıp ayrı parti olarak örgütlenme adımını atmayan enternasyonalist kesimleri, onların kendilerini oportünistlerden, sosyal şovenlerden ve zentristlerden örgütsel olarak ayırmaları için ikna etmeye çalıştı. Fakat ne yazık ki bu çabaları yeterli sonuç vermedi. Savaşın sonlarında bir dizi ülkede devrimci durum ortaya çıktığında Rusya’da Bolşevik Parti dışında devrime önderlik edebilecek, yeni tipte tek parti yoktu!
***
Bugün de dünyanın çeşitli ülkelerinde kendiliğinden kitle hareketleri oluyor.
Kitleler yoksulluğa, yolsuzluğa, işsizliğe, zamlara, krizin yükünün kendi sırtlarına bindirilmek istenmesine karşı vb. çeşitli nedenlerle kendiliğinden harekete geçiyorlar.
Kendiliğinden gelişen bu kitle hareketlerinin temel eksikliği, kitleler içinde örgütlü devrimci/komünist bir örgütlenmenin olmamasıdır.
İşçi sınıfı, emekçiler içinde sağlam köklere sahip, ideolojik berraklığa ve doğru bir siyasi çizgiye sahip, kendini bütün oportünist akım ve örgütlerden kesin çizgilerle ayıran gerçek komünist partilerin inşası, işçilerin emekçilerin ayaklanmalarına doğru bir önderlik sunabilmek için kavranacak esas halkadır. Bunun olmadığı yerde devrimler yarı yolda kalmaya mahkûmdur.
O halde hazırlıksız yakalanmamak için komünist devrimcilerin görevi, her ülkede bolşevik/komünist parti inşasının esas görev olduğunu kavramak ve buna uygun davranmaktır.
Ekim’den öncelikle yeni tipte, Bolşevik Parti konusunda öğrenmek ve onu inşa çalışmasını bütün çalışmaların merkezine koymak, devrim konusunda ciddi olanların, ML, komünist olma konusunda iddialı olanların yapması gereken şeydir.
108. yılında Ekim’den öğrenmek, öncelikle Rusya’da Bolşevik Parti’nin inşası deneyimlerinden öğrenmek demektir ve Rusya’da Ekim Devrimi’ne önderlik eden Bolşevik Parti’den öğrenmek, yenmeyi öğrenmektir!
6 Kasım 2025