21/11/2022
Savaşlar Zulümler Felaketler Ve Daha Niceler...
Bugün barış hakkındaki istişarelerin, maalesef sıcak çatışmaların doğurduğu yıkım ve acıların üzüntüsü içinde gerçekleştirildiğini Evlatlarını çatışmalarda kaybeden annelerin yakarışları dünyanın her tarafında yankılanıyor. Ailelerin parçalandığına şahit oluyoruz. Sevdiklerini geride bırakarak vatanını terk etmek zorunda kalan insanların, kederli bakışları maalesef içimizi dağlıyor. Savaşın karanlık gölgesi ne yazık ki bir kez daha insanlığın üzerine çöktü. Tam bu zor günlerde barış umudunu canlı tutmak ve barışa yönelik gayretimizi arttırarak el ele vermek zorundayız. Böyle bir iklimde yumuşak gücün paha biçilmez değerinin daha da belirgin olduğu noktasında hem fikir olduğumuza inanıyorum. Yumuşak güç kaba kuvvetle değil, hak ve meşruiyet zemininde buluşmaktır. Hayalini kurduğumuz dünyaya başkalarını da ortak etmektir"
Türkiye olarak savaşın felaketlerinden kaçan 4 milyondan fazla insana kucak açıldığını “Kültürümüzün hoşgörüsü ve misafir perverliği, onların sığınabilecekleri güvenli bir liman oldu. Sınırlarımızın ötesinde Suriye'den, Arakan'a kadar nerede bir mağdur varsa yanlarında olduk. Sadece komşu ülkelerde değil, Afrika'dan Latin Amerika'ya kadar geniş bir coğrafyada her sorunun barışçıl çözümü için katkı sağladık. Sağladığımız insani yardımlarla refah ve kalkınmanın sadece gelişmiş ülkelerde değil, her yerde kök salmasını amaçlıyoruz. Bu kalıcı barışa giden ana yollardan biridir. Türkiye yalnızca bugünde değil uzun tarihinde de savaş ve zulüm açlık gibi nice felaketten kaçan insanların sığınağı,evi, memleketi oldu"
Bugün hala 2 milyar insanın çatışma bölgelerinde yaşadığını ve 84 milyon insanın şiddet ve çatışmalar nedeniyle yurtlarından edildiğini Görüyoruz
Din ve örf gibi nedenlerle ayrımcılığın tırmandığını . Sevgi, merhamet ve barış, algı operasyonlarına kurban ediliyor.hepimizi büyük bir kedere sürükleyen savaş karşısında gösterilen refleks, maalesef diğer mazlum halklar için eşit gösterilmedi. Hangi ırktan, hangi inançtan olursa olsun bir çocuğun, bir kadının savaşın karşısında çektiği acı, yaşadığı korku, hepsi eşittir. Bir gözyaşının diğerine üstünlüğü olabilir mi? O yüzden bugünü bir milat olarak alıp, hali hazırdaki tüm savaşlar karşısında birlik olalım. Çatışmaların ne yazık ki artan sayılarla sivilleri hedef aldığı bir dünyada gözlerimizi kapatıp, pembe rüyalar göreceğimiz uykudan uyanmalıyız
Savaşların sivil altyapıya olduğu kadar, kültürel hazinelere ve tabiata da büyük bir zarar verdiğine işaret eden Ve “Savaşlar yüzünden birçok insanlık mirası yeryüzünden silindi. Tarihsel belleğimiz onarılması güç şekilde zarar gördü. Geleceğe aktarabilecek nice eseri artık sadece fotoğraf karelerinde görebiliyoruz. Bunun yanında savaşların getirdiği kayıplardan bahsederken tabiat başlığını sıklıkla ıskalıyoruz. İklim değişikliğiyle insanlık için kırmızı alarm verilmiş bir dönemdeyiz. Gelecek doğanın kurtarılmasına bu kadar bağlıyken, savaşlar ekosistemimizi ve yaşam kaynaklarımızı geri dönüşsüz bir şekilde tahrip ediyor. Savaşlardan geriye verimsiz topraklar, yok olan ormanlar, kirlenmiş su kaynakları ve azalan biyoçeşitlilik kalıyor"
Sosyal Medyadan Bizleri Takip Edin Beğeni Yorum Ve Paylaşım İçin Takip'De Kalın...
https://youtube.com/channel/UCM0bYbLenysAzS6POImKU5A
https://www.facebook.com/profile.php?id=100003941750940
http://www.instagram.com/mustafa.tatli2016
https://yaay.com.tr/RedApple_
https://twitter.com/Mustafa90700873?t=jWZB6wDsdnm5gCtsPG28Dw&s=09
Savaşlar Zulümler Felaketler Ve Daha Niceler...Bugün barış hakkındaki istişarelerin, maalesef sıcak çatışmaların doğurduğu yıkım ve acıların üzüntüsü içinde ...