Axis Yayınları

Axis Yayınları Bilinçdışının Dili

YENİ KİTAP! NEDEN UYUYAMIYORUZ? İNSAN UYKUSUNUN TARİHİ Darian Leader Çeviren: Elvan Göçmen Ertemwww.axisyayinlari.com si...
06/11/2025

YENİ KİTAP!
NEDEN UYUYAMIYORUZ? İNSAN UYKUSUNUN TARİHİ
Darian Leader
Çeviren: Elvan Göçmen Ertem
www.axisyayinlari.com sitesinden edinebilirsiniz.

Her dört yetişkinden biri uykusuzluk çekiyor. İlaçlar, uygulamalar, “mükemmel” yataklar… Uykunun en doğal, en kişisel deneyimimiz olması gerekirken, bugün giderek bir performans ölçütüne, hatta bir piyasa nesnesine dönüştü. Artık uyumak bile işverenlerimize borçlu olduğumuz bir görev hâline gelmiş durumda.

Psikanalist Darian Leader, modern hayatın dayattığı bu uyku krizine başka bir gözle bakıyor. Ona göre mesele, sekiz saatlik kesintisiz uykuya ulaşamamak değil; uykunun kırılganlığını kabullenmek ve onu sosyal, kültürel ve duygusal bağlamlarıyla yeniden düşünmek. Sanayi devriminden Freud’un rüya yorumlarına, cep telefonlarımızın mavi ışığından sigorta şirketlerinin çalışanlarına sunduğu “uyku primlerine” kadar uykunun tarihini anlatırken, uykusuzluğu yalnızca biyolojiye indirgemekle yetinen açıklamaların yetersizliğini ortaya koyuyor.

Leader, uykusuzluğun kişisel bir zaaf değil, çağımızın görünmez ideolojilerinin ürünü olduğunu savunuyor. Bir yatağın hafızası olabilir, ama uykunun asıl hafızası ilişkilerimiz, korkularımız ve arzularımızdır. Uyuyamamak, çoğu zaman hayatımızın içine düştüğü ekonomik, politik ve duygusal düğümleri ifşa eder.

Kışkırtıcı, düşündürücü ve ferahlatıcı bir metin: Neden Uyuyamıyoruz?, uykuya dair mitleri dağıtarak uykusuzlukla ilgili kaygılarımıza daha insancıl, daha özgürleştirici bir bakış sunuyor.

YENİ KİTAP!LACAN'DA ARZU: LACAN'IN 6. SEMİNERİ ARZU VE YORUMU'NU OKUMAKBRUCE FİNKÇeviren: ERKAL ÜNAL Lacan’da Arzu kitab...
09/10/2025

YENİ KİTAP!
LACAN'DA ARZU: LACAN'IN 6. SEMİNERİ ARZU VE YORUMU'NU OKUMAK
BRUCE FİNK
Çeviren: ERKAL ÜNAL

Lacan’da Arzu kitabında Bruce Fink, Fransız psikanalist Jacques Lacan’ın VI. Semineri’ni yorumluyor. Çoğu okur için “anlaşılmaz”, “zor” ve “karanlık” olarak ifade edilen Lacan’ın eserleri, Fink’in bu kitabıyla –ve tabii öncekilerle– birlikte okunduğunda okurlara farklı bir tat verecektir. Fink’in yazım tarzı çok basit bir noktadan başlayıp git gide karmaşık hale gelen helezonik bir yapı oluşturuyor. Bu kitap bu karmaşıklığa değer, çünkü insanı hayatta bir şey istemeye iten güçlerin karmaşık doğasına ışık tutuyor. Niye severiz? Severiz de, niye harekete geç(e)meyiz? Sevdiğimiz birini kaybedince mi aklımız başımıza gelir? Bu kadar geç mi olacak bütün bunlar?

Lacan VI. Seminer’inde Hamlet’ten bahisle, arzunun doğasını ele alır. Annenin, babanın, şanın, şöhretin, gücün, aşkın ne olduğunu titizlikle inceler. Fink de bize bu yolculukta eksik kalan parçaları gösteriyor. Hayatımızın ortasında açılıveren boşluğun aslında tam da ihtiyacımız olan şey olduğunu kanıtlıyor. Yas tutmanın arzulamak anlamına geldiğini, kaybın aslında kazanmanın şartı olduğunu ve psikanalizin kılı kırk yaran bir kelime sihirbazlığı olduğunu bize gösteriyor.

Gücün ne anlama geldiğini anlatıyor. Güçlü olmanın güçsüz olmaya dayanmak demek olduğunu ortaya seriyor. Ve en nihayetinde de radikal bir dönüşümün gerçekleşebileceğine dair umutlarımıza katkı sunuyor.

“Lacan'ın düşüncesine yönelik bu olağanüstü giriş, ‘arzunun’ açıklığa kavuşturulmasıyla başlıyor, ancak daha sonra Lacan'ın tüm teorisi ve klinik yaklaşımının kapsamlı, net ve derinlemesine bir incelemesine doğru genişliyor. Lacan'ın formülasyonlarını bu kadar mükemmel bir şekilde tercüme eden başka bir metin bilmiyorum. Fink, psikanalitik düşüncede güncel tartışmalara yeni bir odak ve derinlik katıyor.”
―Otto Kernberg, Emekli Profesör, Weill Cornell Tıp Fakültesi, New York

“Neden istediğimizi istemiyoruz? Lacan’ın en önemli ve en yanlış anlaşılan kavramlarından birine dair bu etkileyici kılavuzda Bruce Fink, klinik içgörü ile teorik netliği harmanlayarak bizi harekete geçiren şeyin, yani arzunun ne olduğunu aydınlatıyor. Fink, arzuyu içten dışa çevirerek Lacan’ın Freud’u Oidipal olanın ötesine nasıl ittiğini gösteriyor. Bu ilgi çekici kitap, arzunun karmaşık doğasına dair derin klinik sezgiler de sunarak hem öğrencilere hem de uygulayıcılara hitap ediyor.”
―Patricia Gherovici, psikanalist ve Transgender Psychoanalysis kitabının yazarı

“Bu kitapta Bruce Fink, çevirdiği seminerlerden biri olan Desire and Its Interpretation'ı derinlemesine inceliyor. Lacan'ın o dönemde öğretiminde üzerinde çalıştığı temel sorunları açıklıyor ve bağlamına yerleştiriyor, Lacan psikanalizindeki temel kavramlar hakkında olağanüstü bir bağımsız tartışma sunuyor.”
―Stijn Vanheule, Gent Üniversitesi, Why Psychosis Is Not So Crazy kitabının yazarı

ÇIKTI! “SONSUZ ŞÜPHE: 40 DERSTE OBSESYONEL”Alain AbelhauserÇevirenler: Özgür Öğütcen, Ceren Korulsanwww.axisyayinlari.co...
18/09/2025

ÇIKTI! “SONSUZ ŞÜPHE: 40 DERSTE OBSESYONEL”
Alain Abelhauser
Çevirenler: Özgür Öğütcen, Ceren Korulsan
www.axisyayinlari.com sitesinden edinebilirsiniz.

Bir erkekten bir iş, örneğin ampulü değiştirmesini istediğinizde standart olarak “tamam, yapacağım” yanıtını verecektir, “hayır yapmam” demez. Ama bunu yapması altı yedi ayını alabilir. Bu ertelemenin nedenini merak edebiliriz? Niye böylesi basit bir işi bile yapmıyor? Elinizdeki kitap, gündelik hayatın her alanına yayılan ve arzuyla ilgili bu sorulara ilginç yanıtlar getiriyor.

Bir bu erkeklere –ki bazen bu kişiler kadın da olabilir– psikanalizde “obsesyonel” diyoruz.

Obsesyonel çoğu zaman kendini tutar, yapmaktansa düşünmeyi yeğler, tamamlamaktansa yarım bırakır. Saatlerini boş boş telefonda oyalanarak, kanepede yatarak veya ona sunulan teklifleri reddederek geçirir. Eşi, sevgilisi ve yakınları için onunla bir gün geçirmek bile can sıkıcı olabilir. Evde, elektrik faturası yüksek gelmesin diye sürekli ışıkları kapatabilir, randevularına ya da havaalanına saatler önceden gidebilir, birisi ondan bir şey istemesin diye dua edebilir. Bir nevi yaşayan ölü gibidir, hayatı ertelenmiş, başarısızlığının gölgesinde, dünyanın kendisi için bir gün kendiliğinden bir şekilde değişeceğini uman biridir.

Kurallıdır hem de kuralcıdır, yüksek doğruluk standartlarını herkesten bekler ve dünyanın adil olmadığından yakınır. Bir kadının arzusunu görünce ondan kaçmaya meyillenir, her şeyi bir seferde söylemek ister, başkaları konuşurken aklında ne cevap vereceğini şekillendirmeye başlar. Ama o kesinlikle kötü biri değildir, niyeti Öteki’nin eksik olduğunu görmemektir ve bunca tiyatroyu bu yüzden çevirir. En sonunda da kendi kurduğu kafese sıkışır, aldığı önlemler onun için yapmanın yapmamayla, düşünmenin düşünmemeyle, konuşmanın konuşmamayla aynı hizaya gelmesine yol açar. Ve tam da bu nedenle miskin, sessiz ve birazcık aptal gözükebilir. Azıcık da olsa “deli” gibidir, ama o kesinlikle deli değildir.

Bazen babadır, bazen oğuldur, bazen arkadaştır, bazen eğlenceli bir adam bile olabilir. Ve sanıldığından çok daha fazla “normal”dir. Ve ondan her evde bir tane olsa iyi olur!

Address

Istanbul

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Axis Yayınları posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Axis Yayınları:

Share

Category