Adalet Yolculari

Adalet Yolculari Her alanda yaşanan adaletsizliklerin toplumu tahammülsüz bir noktaya getirmesiyle, CHP Gn.Bsk. Ke

Bizimkisi bir inanç hikayesi
19/12/2025

Bizimkisi bir inanç hikayesi

Hakikatin Yolu Uzundur, Ama OnurludurBugün; adaletin, hukukun ve vicdanın ısrarcı savunucusu, yoksulların, dışlananların...
17/12/2025

Hakikatin Yolu Uzundur, Ama Onurludur

Bugün; adaletin, hukukun ve vicdanın ısrarcı savunucusu, yoksulların, dışlananların ve sesi kısılmak istenenlerin temsilcisi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ’nun doğum günü.
Siyaseti güç ve imtiyaz alanı olarak değil, ahlaki bir sorumluluk olarak gören; haklı olmayı, güçlü olmaya tercih eden bir mücadele çizgisinin adıdır Kemal Kılıçdaroğlu.

Yıllar boyunca baskılara, tehditlere, iftiralara ve haksızlıklara rağmen geri adım atmadan adaleti, hukuku ve eşit yurttaşlık ilkesini savunmuştur.
O, yoksulluğu rakamlarla değil, insan onuruyla okuyan; devleti bir zümrenin değil, milletin tamamının emaneti olarak gören bir anlayışın temsilcisidir.

Bu ülkede kimsenin kimliğinden, inancından, düşüncesinden ya da yoksulluğundan dolayı
ötekileştirilmediği bir Türkiye idealini inatla savunmuştur.

Son dönemlerde kendisine yöneltilen haksızlıklar, sistemli itibarsızlaştırma girişimleri ve çirkin söylemler, aslında onun temsil ettiği değerlere yöneliktir.
Ancak bilinmelidir ki; dürüst bir hayatı iftirayla, onurlu bir mücadeleyi karalama kampanyalarıyla gölgelemek mümkün değildir.

Kemal Kılıçdaroğlu, bugün de dün olduğu gibi; hakaretle değil hakikatle, öfkeyle değil sabırla, kutuplaştırmayla değil adaletle yanıt vermektedir.

Bu nedenle açıkça söylüyoruz:
Seninle yürümek bir onurdur.
Çünkü bu yürüyüş; kişisel ikbalin değil, adaletin, hukukun ve halkın yanında durmanın yürüyüşüdür.
Zor zamanlarda dahi demokratik siyasetten, barış dilinden ve hukuk zemininden kopmayan bu duruş, ülkemizin yarınları adına son derece kıymetlidir.

Ülkeye olan bağlılığını; bayrakla, makamla ya da hamasi sözlerle değil, dürüstlükle, emekle ve vicdanla göstermiş bir siyasetçidir Kemal Kılıçdaroğlu.

Bu topraklara olan sevgisini, bedel ödemeyi göze alarak göstermiştir.
Bugün, bu uzun ve onurlu mücadelenin bir yılını daha geride bırakırken; kendisine yalnızca bir doğum günü dileği değil, saygımızı, dayanışmamızı ve vefamızı ifade ediyoruz.

İyi ki doğdunuz Sayın Kemal Kılıçdaroğlu.

Adalet mücadelesinin, halktan yana siyasetin ve bu ülkeye duyulan derin bağlılığın; sağlıkla, kararlılıkla ve umutla devam etmesini diliyoruz.

İyi ki varsınız.
İyi ki bu yolu onurla yürüdünüz.
Ve bilin ki; bu yolda sizinle yürümek bir onurdur.

“Zaman geçer, iktidarlar değişir;
ama onurla yürüyenlerin bıraktığı iz,
hiçbir rüzgârla silinmez.”

Saygıyla

Kadir POLAT

04/12/2025
30/11/2025

Kadir Polat "YETER ARTIK"

Bu Ülkenin Hafızasıyla, Değerleriyle ve Emek Veren İnsanlarıyla Uğraşmayı Bırakın!
İstanbul'un bir ilçesinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ilçe binasında, bu partiye yıllarca emek vermiş, namuslu, dürüst bir genel başkana yapılan büyük bir saygısızlıktır. CHP’de 13 yıl Genel Başkanlık yapmış Kemal Kılıçdaroğlu’nun fotoğrafının üzerine kırmızı kağıtla “Kayyuma Hayır” yazısı yapıştırmak yalnızca saygısızlık değildir; siyasi terbiyesizliğin, vicdansızlığın ve tarih körlüğünün zirvesidir.

Biz bu kırmızı işaretleri bir yerlerden çok iyi tanıyoruz.
Bu ülkenin kanlı hafızasında o kırmızı çarpılar;
Çorum’da işaretlenmiş evleri,
Maraş’ta hedef gösterilmiş kapıları,
Alevilerin, demokratların, ilericilerin canlarının yakıldığı günleri hatırlatır.
Bugün aynı zihniyetin, farklı kılıklarda hortlamaya çalıştığını görüyoruz.
Ve buna sessiz kalmayacağız.
Yeter artık!
Yeter artık!
Yeter artık!
Kemal Kılıçdaroğlu’na sokakta saldırırsınız, mitingde hedef gösterirsiniz, sosyal medyada linç edersiniz… Yetmiyor, şimdi de partimizin içinde yıllarca mücadele etmiş bu insanın fotoğrafını bile rahat bırakmıyorsunuz!
Bu ne öfke?
Bu ne nefret?
Bu ne vicdansızlık?
Siyasi tartışma yaparsınız, eleştirirsiniz, itiraz edersiniz… Ama bunun adı tartışma değildir. Bunun adı ahlaki çöküştür.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin bir ilçe binasında, partinin geçmişine, emeğine, hafızasına bu kadar hoyratça saldırmak; sadece Kemal Bey’e değil, bu partinin tüm emekçilerine yapılmış bir saygısızlıktır.
Kimsenin emeği, alın teri, mücadelesi sizin günübirlik öfke nöbetlerinize kurban edilmez.
Bu ülkenin demokrasi mücadelesine yıllarını vermiş bir siyasetçinin hatırası, sizin nefretinizin duvarı değildir.
Bu yapılan;
Ne politik bir ifade,
Ne demokratik bir eleştiri,
Ne de iyi niyetli bir uyarıdır.

Bu yapılan gözdağıdır, hedef göstermedir, geçmişten esinlenen kirli bir dilin yeniden piyasaya sürülmesidir.
Biz bu dili reddediyoruz.
Bu yöntemi reddediyoruz.
Bu zihniyeti reddediyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi, bir kişinin malı değildir.
Bir grubun öfke alanı hiç değildir.
Bu parti, bu ülkenin aydınlık yüzüdür.
Ve unutmayın:
Hedef yaptığınız kişi, yıllarca bu ülkede adalet yürüyüşünün simgesi olmuş Kemal Kılıçdaroğlu’dur.
Onun emeğine, onun mücadelesine saygı duymak; siyaset üstü bir ahlak meselesidir.
SON SÖZ: BU TUTUM CEZASIZ KALIRSA MEŞRUİYET ZEDELENİR
Bu noktada açık bir çağrımız vardır:
Böyle bir saygısızlığı sergileyen, disiplin tanımayan bir ilçe örgütünün derhal görevden alınması; bu çirkin eylemi yapan kişilerin ise ivedilikle disipline sevk edilerek parti içi bütün görevlerinden uzaklaştırılması gerekmektedir.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Merkezi bu konuda tereddüt ederse bu saldırgan tutumu sineye çekerse, bu aymazlığa karşı yaptırım uygulamazsa, kendi meşruiyetini kendi eliyle zedelemiş olur.

Partinin tarihine, birikimine, ahlakına, emek verenlerine sahip çıkmak; sadece bir yönetim sorumluluğu değil, ahlaki bir zorunluluktur.

Biz bu çağrıyı, partimizi ve değerlerimizi korumak için yapıyoruz.
Gereği yapılana kadar da takipçisi olacağız.

Zulme rızâ gösteren de zalimdir.

Bu mesele bir ofisin değil; adaletin, vicdanın ve vefanın nerede durduğunun meselesidir.Adalet ve demokrasi uğruna ömrün...
09/11/2025

Bu mesele bir ofisin değil; adaletin, vicdanın ve vefanın nerede durduğunun meselesidir.

Adalet ve demokrasi uğruna ömrünü feda etmiş, yurtsever bir insan olan Sayın ’nun kullandığı mütevazı ofisin giderlerini tartışmak;

40 yıllık kira bedeline denk paraları yurt dışına transfer edenleri görmezden gelip, bu ülkenin alın teriyle yaşayan dürüst bir insanı itibarsızlaştırmaya çalışmak hangi akademisyene yakışır?

Bu ülkenin kaynaklarını “iş” bahanesiyle dışarı taşıyanları, kamu imkanlarıyla servet büyütenleri konuşmak yerine; gelir-gideri şeffaf, yaşamı ortada, 25 milyon 500 bin yurttaşımızın oyu ile gönlünde taht kurmuş namuslu, dürüst bir siyasetçiyi hedef almak hangi vicdanın, hangi bilimin eseri olabilir?

Bu mesele bir ofisin kirası değil; adaletin, vicdanın ve vefanın nerede durduğunun meselesidir.

Unutmayalım ki Kemal Bey yalnızca bir siyasetçi değildir;

🔹 Adalet için 450 kilometre yürümüş,
🔹 Demokrasi için her türlü baskıya rağmen sesini yükseltmiş,
🔹 Emekçilerin, yoksulların, dışlananların yanında durmuş,
🔹 Suikast girişimlerine uğramış,
🔹 Ankara Çubuk’ta şehit cenazesinde linç edilmek istenmiş,
🔹 Camide önüne mermi atılmış,
ve bütün bunlara rağmen

“Bir canım var, ülkeme feda olsun” diyebilmiş bir yurtseverdir

Bu tartışma bir ofisin kirası değil; adaletin, vicdanın ve vefanın sınavıdır.

Asıl sorgulanması gereken, namuslu, dürüst ve eli temiz bu insana karşı kurulan gizli Zoom toplantılarıyla örülen ihanet zinciridir.
Neden bu kadar sistematik bir itibarsızlaştırma çabası var?
Ne değişti de, birlikte yiyip içenler tüm hesabı Kemal Bey’e ödetmek istiyor?
Ne saklanıyor, neyin üzeri örtülmek isteniyor?
Toplumun dikkatini hangi büyük yolsuzluklardan, hangi adaletsizliklerden uzaklaştırmaya çalışıyorlar?

Bu tartışma bir ofisin değil; adaletin, vicdanın ve vefanın nerede durduğunun meselesidir.

Adalet için 450 km yürümüş, demokrasiyi savunmuş, emeklinin, emekçinin yanında durmuş, suikastlardan, linçlerden, mermilerden yılmamış bir yurtseveri “ofis kirası” üzerinden itibarsızlaştırmak akılla da vicdanla da bağdaşmaz. Bugün onu hedef alanlar, aslında onun temsil ettiği adalet arayışını hedef almaktadır.
Oysa bu ülkenin en büyük ihtiyacı, tam da o yürüyüşte sembolleşen adalet duygusudur.

Bu mesele bir ofisin değil; adaletin, vicdanın ve vefanın nerede durduğunun meselesidir…

Bir çocuğun gülüşü, karanlığı aydınlatan en güçlü ışıktır
09/11/2025

Bir çocuğun gülüşü, karanlığı aydınlatan en güçlü ışıktır

Aile üzerinden kurulan sözler, insanlığın vicdanıyla bağdaşmaz.Bizim inancımızın öğretisi kadını hayatın öznesi görür. B...
22/09/2025

Aile üzerinden kurulan sözler, insanlığın vicdanıyla bağdaşmaz.

Bizim inancımızın öğretisi kadını hayatın öznesi görür. Bu nedenle bizler “Eşim değil, eşitim” deriz. Bu ifade, insan olmanın en berrak ve en doğru yansımasıdır. Kadını küçültmek, itham etmek değil; eşitlik ve saygıyla anmak, hem inancın hem insanlığın gereğidir.
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu önce inancı üzerinden haksız eleştirilere maruz kalarak hedef alınmış, ardından bu kez bir kadının, bir eşin şahsı üzerinden sözler üretilmiştir. Oysa tanımadan, yalnızca önyargılarla yargılamak; ne vicdanla bağdaşır, ne de insanlığa yakışır.
Biz biliyoruz ki, insanı inciten dil toplumu onaramaz. Hakaretle, ithamla yol alınmaz. İnsanlığın özü, gönül kırmamak ve eşitlikte buluşmaktır.
Hacı Bektaş Veli’nin şu sözü bize yol göstermektedir:
“Hararet nardadır, sacda değildir; keramet baştadır, tacda değildir. Her ne arar isen, kendinde ara. Kudüs’te, Mekke’de hacda değildir.”
Bu söz bizlere gösteriyor ki; hakikatin kaynağı insandadır. Değer, dış görünüşte değil; insanın özünde, vicdanında ve gönlündedir. Bu nedenle bizlere düşen; incitmek değil onarmak, küçültmek değil yüceltmek, ayırmak değil birleştirmektir. Çünkü insanı yücelten de, toplumu barıştıran da budur.

Kadir POLAT.

17/08/2025

Kadir Polat "Siyaset Yarış Değil; Vicdanın Kurumsallaşmasıdır"

"Siyaset, bir kazanan–kaybeden oyunu değildir. Etik değerler, dayanışma ve toplumsal sorumluluk zemininde yürütülen, kamunun iyiliğini önceleyen bir hizmet alanıdır. Bu anlayış, yurttaşların onurunu korumayı; yoksullukla mücadeleyi ve sosyal adaletin hayata geçirilmesini siyasal iradenin asli görevi sayar.

Başakşehir’de de kazanan–kaybeden değil, tüm halkın kazanacağı bir siyasi kültür inşa etmek zorunluluğu vardır..

Ülkemizin İhtiyaçları ve Gerçekler

Bugün ülkemizin en çok ihtiyaç duyduğu şey; üretim alanlarının giderek daralmasıyla ortaya çıkan yoğun işsizlik ve derin yoksulluğun getirdiği ekonomik çöküntünün yanında, adalet, eşitlik ve Atatürk devrimlerinin rehberliğinde yeniden inşa edilmesi gereken bir toplumsal düzendir. Hukukun üstünlüğünden laik eğitime, fırsat eşitliğinden sosyal adalete kadar her alanda ciddi bir erozyon yaşanmaktadır.

Gençlerimiz, gelecek kaygısıyla ülkesinden umudunu kesmekte; beyin göçü hızla artmaktadır. Bu ülkenin en parlak beyinleri, kendi vatanlarında üretecekleri projeleri başka ülkelerde hayata geçirmektedir. Bu gidişat, yalnızca bireysel bir kayıp değil; ülkemizin geleceğini ipotek altına alan büyük bir tehlikedir.

Son dönemde yaşanan soruların çalınması skandalları, liyakati yok eden sahte diploma vakaları, adalet duygusunu zedelemiş, emek veren milyonların güvenini sarsmıştır. Bu tabloyu değiştirmek; dürüst, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışıyla mümkündür.

CHP Başakşehir İlçe Örgütü’nün Rolü...

Yönetime gelecek kadroların öncelikli görevi, yoksullukla mücadele ve sosyal adaletin sağlanması yönünde politika üretmek olmalıdır. Çünkü adaletin olmadığı yerde demokrasi; umudun olmadığı yerde gelecek olmaz. Halkın alım gücünün düştüğü, ekonomik eşitsizliklerin arttığı bir dönemde, ilçe örgütü olarak kamuoyu yaratmak, yerel yönetimlere çözüm önerileri sunmak ve dayanışma ağlarını güçlendirmek asli sorumluluktur.

Yoksulluk, bireylerin değil; adil olmayan sistemlerin sonucudur. Çözüm, sadaka değil; hak temelli sosyal politikalardır. CHP Başakşehir İlçe Örgütü, gelir güvencesini ve eşit erişimi destekleyen, adil bölüşümü esas alan politikaların savunucusu olmalıdır.
Örgüt Olarak Hedefler ve Çözüm Önerileri

• Mahalle Dayanışma Komiteleri: İhtiyaç tespiti yapan, belediyeler ve sivil toplumla koordineli çalışan gönüllü ağlar oluşturmak.
• Sosyal Politika Çalışma Grubu: İlçemizdeki yoksulluk, işsizlik ve barınma sorunlarını düzenli raporlarla belgeleyip belediyelere ve kamu kurumlarına sunmak.
• Çocuk ve Eğitim Hakkı İzleme: Okullarda beslenme, ulaşım, kırtasiye gibi temel ihtiyaçlar için belediyelerin ve ilgili kurumların adım atmasını talep eden izleme raporları hazırlamak.
• Kadın ve Gençlik Dayanışma Projeleri: Üretim ve istihdam odaklı yerel projelerin hayata geçmesi için belediyeler ve STK’larla işbirliği yapmak.
• Çevre Duyarlılığı Programı: Betonlaşmanın durdurulması, yüksek katlı bina projelerinden vazgeçilmesi, yeşil alanların korunması, atık azaltma ve geri dönüşüm bilincinin artırılması için eğitim ve farkındalık kampanyaları düzenlemek.
• Hayvan Hakları ve Sokak Canları Destek Ağı: Sokak hayvanları için mama–su istasyonları kurulması, sahiplendirme kampanyaları, veteriner hizmetlerine erişimin artırılması için belediyeler ve gönüllülerle koordinasyon sağlamak.

Birlikte Mücadele, Birlikte Başarma...
Eğitimden sağlığa, gıdadan barınmaya kadar kapsayıcı sosyal politikaların Başakşehir’de hayata geçmesi için mücadele eden bir örgüt yapısı oluşturulmalıdır. Bu politikaların uygulanması belediyelerin görevi olsa da, CHP ilçe örgütü olarak takipçisi, destekçisi ve denetçisi olmalı.

Siyaset, ihtiyaç sahibine ulaşmanın ve hayatlara dokunan çözümleri kurumsallaştırmanın aracıdır. Başakşehir’de hiçbir çocuk aç yatağa girmeyecek; hiçbir yurttaş yalnız bırakılmayacak diyorsak, bu sözü hayata geçirmek için belediyeler, sivil toplum ve halkımızla birlikte çalışacak yeni bir yol bulmak zorundayız.

Başakşehir’de CHP’yi; halkın gerçek sorunlarının sözcüsü, Atatürk devrimlerinin savunucusu, doğanın ve tüm canlıların dostu yapacak yeni bir lidere ihtiyaç vardır.

Kadir POLAT.....CHP Başakşehir İlçe Örgüt Üyesi

Address

Istanbul

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Adalet Yolculari posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share