20/09/2025
“İster ilk olsunlar isterse sonuncu, ister en eski isterse en yeni siyah aileleri temsil etsinler, geleneklerin en iyisini ya da en acıklısını simgelesinler, sonuçta hepsine ihanet etmişlerdi. Beyaz adamı alt ettiklerini sanıyorlardı, oysa yaptıkları tek şey, onu taklit etmekti. Karılarını ve çocuklarını koruduklarına inanıyorlardı, oysa gerçekte onları sakatlıyorlardı. Sakatlanan çocukları yardım istediği zaman da nedenini bulmak için çevreyi araştırıyorlardı. Siyah adamın bir türünün bir başka türü küçümsemesiyle ve bu ikinci türün bu nefreti bir başka düzeye taşımasıyla başlayan, kökleşmiş bir nefretten doğan bencillikleri; acılarla, zaferlerle dolu iki yüzyılı silip süpürmüş, sonuçta öylesine bir kibir, yanlışlık ve duygusuzluk noktasına varmıştı ki, insanın aklı almıyordu.”
Toni Morrison’un Sevilen üçlemesi bitti böylece, son durağım Cennet oldu. Cennet sahiden bir son durak duygusu veren bir roman, iki yüzyıla yayılmış bir üçlemenin maalesef umutsuz sonu. Bu kez 1950ler ve 70ler arasını anlatıyor Morrison; olaylar beyaz yasalarına tâbi olmayan Ruby adlı bir kasabada ve kasabanın hemen dışında yer alan, bir tür kadın sığınma evi gibi de çalışan manastır benzeri bir binada geçiyor. Üçlemenin bundan önceki iki kitabına göre toplumsal cinsiyet meselesi bu kitapta çok daha ön planda ve bence Morrison’un yazdığı en unutulmaz kadın karakterleri de yine bu kitapta okuyoruz.
Karakterler demişken, karakter sayısının bolluğu nedeniyle kitabı takip etmenin biraz güç olduğunu söylemem lazım. Her bir bölüm bir karakterin adını taşıyor, özellikle başlangıçta insan hikayeyi takip ederken zorlanıyor ancak bu karakterlerin hikayeleri iç içe geçip her birinin öyküsü manastıra bağlanınca insan metnin içine dalabiliyor. Dolayısıyla başta zorlanırsanız pes etmeyiniz, ben etmedim ve ödülümü aldım, unutulmaz güzellikte bir son 100 sayfa hediye etti bana Morrison.
Zulme uğrayanın neredeyse kaçınılmaz olarak zalime dönüşmesini şahane anlatan bir metin Cennet - ve kimi erkeklerin nasıl öfke ve nefretle beslenirken, kadınların birbirini nasıl bir şefkatle birbirlerini sarmaladıklarını da... Zor ama çok büyük bir roman bence, arz ederim.
Reposted: