DoktorlarSitesi.NET

Sağlık Çalışanlarının Türkiye'deki En Büyük Sesi ve En Büyük Gücü olmaktan gurur duyuyoruz. Sorunlarınızı bize iletin çözüme giden yolda birlikte yürüyelim.

6 Şubat depremlerinin ardından hizmetine ara vermek zorunda kalan Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Ünites...
24/04/2025

6 Şubat depremlerinin ardından hizmetine ara vermek zorunda kalan Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Ünitesi, 26 ay 15 gün sonra yeniden hasta kabulüne başladı. Özellikle PET/CT hizmetleriyle birlikte tekrar faaliyete geçen merkez, bölge halkı için büyük bir moral ve sağlık desteği oldu. Başhekim Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Burak Dal, “Modern cihaz altyapımız ve uzman kadromuzla nükleer tıp hizmetlerini tekrar halkımızla buluşturmanın sevincini yaşıyoruz....

6 Şubat depremlerinin ardından hizmetine ara vermek zorunda kalan Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Ünitesi, 26 ay 15 gün sonra yeniden hasta kabulüne başladı. Özellikle PET/CT hizmet…

Bugün yaşanan deprem fekaletinde GSM operatörleri YİNE SINIFTA KALDI!
23/04/2025

Bugün yaşanan deprem fekaletinde GSM operatörleri YİNE SINIFTA KALDI!

Kamuda Hekim Krizi Derinleşiyor: Kadro Açılıyor, Başvuran Yok!Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı ilk defa ve yeniden atama k...
23/04/2025

Kamuda Hekim Krizi Derinleşiyor: Kadro Açılıyor, Başvuran Yok!

Sağlık Bakanlığı’nın 2025 yılı ilk defa ve yeniden atama kurası sonuçları, kamu sağlık sisteminde yaşanan derin hekim krizini bir kez daha gözler önüne serdi. Türkiye genelinde açılan 1.648 uzman hekim kadrosundan sadece 630’u dolarken, 10 ildeki hiçbir kadroya başvuru yapılmadı. Özellikle kadın hastalıkları, çocuk sağlığı ve genel cerrahi gibi kritik branşlardaki boşluklar dikkat çekiyor.

Çocuk ve Kadın Sağlığı Alarm Veriyor

Çocuk sağlığı ve hastalıkları branşında açılan 124 kadroya yalnızca 53 hekim atanırken, kadın doğumda ise 90 kadronun sadece 39’u doldu. Üstelik kadın doğumda ilan verilen 30 ilden 16’sında tek bir başvuru dahi yapılmadı. Bu tablo, bebek ve anne sağlığı açısından kamu sisteminde ciddi bir riskin habercisi olarak değerlendiriliyor.

Genç Hekimler Kamuya Sırtını Dönüyor

Genel Sağlık-İş Sendikası Başkanı Dr. Derya Uğur’a göre, genç uzmanlar kamuda çalışmak istemiyor. Düşük maaşlar, artan iş yükü, özlük haklarındaki yetersizlikler ve yönetsel baskılar, hekimleri özel hastanelere ya da yurtdışına yönlendiriyor. Uğur, “Gençler artık ya yurt dışına gidiyor ya da kendi muayenehanesini açmanın yollarını arıyor. Bu gidişle kamuda muayene olacak doktor kalmayacak” ifadeleriyle tabloyu özetliyor.

Cerrahi Branşlara İlgi Azalıyor

Başvuru yapılmayan 16 branş arasında beyin cerrahisi, kalp damar cerrahisi ve genel cerrahi gibi yüksek riskli ve ağır nöbet gerektiren uzmanlıklar da yer alıyor. Geçmişte gözde olan bu branşların artık genç hekimlerce tercih edilmemesi, sağlık sisteminin geleceği adına endişe yaratıyor.

“İktidarın Özel Hastane Politikası Kamuya Zarar Veriyor”

Dr. Uğur’a göre siyasi iktidar, özel hastanelerin güçlenmesinden rahatsız değil. “Kamunun boşalan kadrolarını doldurmak gibi bir öncelikleri yok. Sistem özel sağlık sektörüne doğru kayıyor ve bu uzun vadede sürdürülemez bir yapı yaratıyor” diyen Uğur, halkın nitelikli sağlık hizmetine erişiminin her geçen gün zorlaştığını vurguladı.

---

İstanbul'da ve çevre illerde çok şiddetli hissedilen bir deprem meydana geldi. Büyük geçmiş olsun...
23/04/2025

İstanbul'da ve çevre illerde çok şiddetli hissedilen bir deprem meydana geldi. Büyük geçmiş olsun...

TNTD 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi Ödülleri Sahiplerini Buldu! Türkiye Nükleer Tıp Derneği’nin 50. yılı vesilesiyle dü...
22/04/2025

TNTD 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi Ödülleri Sahiplerini Buldu! Türkiye Nükleer Tıp Derneği’nin 50. yılı vesilesiyle düzenlenen 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi, sadece bilimsel içerikleriyle değil, aynı zamanda genç araştırmacılara verilen ödüllerle de dikkat çekti. Kongre kapsamında; nükleer tıp alanında öncü, yenilikçi ve klinik etki potansiyeli yüksek çalışmalar yürüten araştırmacılarımız çeşitli ödüllerle onurlandırıldı. Türkiye'nin farklı üniversitelerinden ve hastanelerinden genç bilim insanlarının ödül alması, alanın geleceği adına umut verirken; TNTD’nin bilimsel üretimi teşvik eden vizyoner yaklaşımı bir kez daha takdir topladı....

TNTD 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi Ödülleri Sahiplerini Buldu! Türkiye Nükleer Tıp Derneği’nin 50. yılı vesilesiyle düzenlenen 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi, sadece bilimsel içerikleriyle değil…

Planlı Sezaryen Yasağına Tepki: “Doğum Şekline Hekim ve Kadın Birlikte Karar Vermeli”Özel sağlık kuruluşlarında planlı s...
22/04/2025

Planlı Sezaryen Yasağına Tepki: “Doğum Şekline Hekim ve Kadın Birlikte Karar Vermeli”

Özel sağlık kuruluşlarında planlı sezaryen doğumlara kısıtlama getiren yönetmeliğe Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) tepki geldi. TTB Merkez Konseyi üyesi Dr. Nilüfer Ustael, doğumun şekline sadece kadının ve hekimin birlikte karar vermesi gerektiğini belirterek, yeni düzenlemenin hem hasta sağlığını hem de hekim özerkliğini tehdit ettiğini ifade etti.

19 Nisan 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Bakanlığı yönetmeliğiyle, ayaktan teşhis ve tedavi hizmeti veren özel sağlık kuruluşlarında planlı sezaryen uygulamaları yasaklandı. Yönetmelikte bu tür işlemlerin yalnızca acil durumlarla sınırlı kalacağı belirtildi.

“Yoğun bakım olmayan merkezlerde doğuma izin verilmesi risklidir”

Dr. Ustael, söz konusu tıp merkezlerinin poliklinik ve hastane arasında sınıflanan bir hizmet türü olduğuna dikkat çekerek, “Sezaryen gibi cerrahi işlemler komplikasyon riski taşır. Bu nedenle, bu merkezlerde yoğun bakım ve yeni doğan desteği olmaksızın doğuma izin verilmesi tıbbi açıdan sakıncalıdır” değerlendirmesinde bulundu.

“Kadının bedenine yönelik politik müdahale kabul edilemez”

Düzenlemeyi “politik bir karar” olarak nitelendiren Ustael, “Aile planlaması ve kürtaj gibi hizmetlerin kısıtlandığı bir dönemde, kadınların doğum şekline de müdahale edilmesi kabul edilemez. Bu yaklaşım, kadın sağlığını değil, ideolojik bir hedefi öncelemektedir” dedi.

“Hekimlerin karar verme özerkliği zedeleniyor”

Ustael, acil sezaryen durumlarında hekimlerin baskı altına gireceğini ve tıbbi kararlarını savunmak zorunda kalacaklarını vurgulayarak, “Bu da doğrudan anne ve bebeğin sağlığını riske atabilecek bir ortam yaratır. Hekimlik mesleği bağımsız karar alma ilkesine dayanır. Yönetmelik bu ilkeye aykırıdır” diye konuştu.

“Doğumun karar vericisi kadındır”

Son olarak, doğum yöntemine ilişkin kararın yalnızca kadın ve hekim arasında alınabileceğini belirten Ustael, “Doğum, kişinin bedenine ait bir süreçtir. Bu konuda üçüncü tarafların müdahalesi ne etik ne de tıbbi açıdan kabul edilebilir” ifadelerini kullandı.

---

Türkiye Nükleer Tıp Derneği (TNTD) tarafından düzenlenen ve alanında ülkenin en önemli bilimsel buluşması olan 37. Ulusa...
21/04/2025

Türkiye Nükleer Tıp Derneği (TNTD) tarafından düzenlenen ve alanında ülkenin en önemli bilimsel buluşması olan 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi (UNTK 2025), 9-13 Nisan 2025 tarihleri arasında Antalya Belek'te başarıyla gerçekleştirildi. Kongre, aynı zamanda TNTD'nin kuruluşunun 50. yıl dönümü gibi önemli bir kilometre taşını da kutladı. "Birlikte Yarım Asır" temasıyla düzenlenen etkinlikte , nükleer tıbbın geleceğini şekillendirmesi beklenen…...

Türkiye Nükleer Tıp Derneği (TNTD) tarafından düzenlenen ve alanında ülkenin en önemli bilimsel buluşması olan 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi (UNTK 2025), 9-13 Nisan 2025 tarihleri …

Menenjit Vakaları Endişelendiriyor: Uzmanlardan Aşı Çağrısı“Risk grubundakiler öncelikli olarak aşılanmalı”Kocaeli ve İs...
20/04/2025

Menenjit Vakaları Endişelendiriyor: Uzmanlardan Aşı Çağrısı
“Risk grubundakiler öncelikli olarak aşılanmalı”

Kocaeli ve İstanbul'da çocuk yaş grubunda görülen menenjit vakaları, halk sağlığı açısından endişe yaratırken, uzmanlar meningokok enfeksiyonuna karşı aşının önemine dikkat çekti.

Kocaeli’de 8 yaşındaki İrem Aslan’ın menenjit nedeniyle hayatını kaybetmesinin ardından İstanbul’da 14 yaşında bir başka çocuğun daha aynı nedenle yaşamını yitirdiği bildirildi. Türk Tabipleri Birliği Aile Hekimliği Kolu, farklı illerde meningokok menenjit vakalarının görüldüğünü belirterek gerekli önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.

“Aşı programında yer almıyor, ancak erişilebilir”

Biruni Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Eda Kepenekli, devletin aşılama takviminde pnömokok, H. influenza ve tüberküloz gibi menenjit etkenlerine karşı başarıyla koruma sağlandığını ifade etti. Ancak, meningokok aşılarının henüz bu takvimde yer almadığını, buna karşın hastaneler ve eczaneler aracılığıyla uzun süredir erişilebilir olduğunu kaydetti.

“Salgın uyarısı yapılmadı”

Meningokok enfeksiyonlarının özellikle 5 yaş altı çocuklarda daha sık görüldüğünü belirten Kepenekli, “Şu an için Sağlık Bakanlığı tarafından yapılmış bir salgın uyarısı bulunmamaktadır. Risk grubundaki çocuklara hatırlatma dozu uygulanması önerilmekle birlikte, sağlıklı bireyler için ek doz zorunluluğu söz konusu değildir” dedi.

“Meningokok’a karşı en etkili koruma: Aşı”

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Çokuğraş ise menenjitin virüsler ve bazı bakterilerle gelişebileceğini, bakteriyel vakaların ise daha ağır seyredebildiğini ifade etti.

Çokuğraş, “Pnömokok ve H. influenzae’ye karşı çocuklarımız rutin programla korunuyor. Ancak meningokok bakterisinin beş farklı tipi bulunuyor. Bu bakteriye karşı geliştirilen aşılar hâlen ulusal takvimde yer almıyor. En büyük silahımız aşı. Geç kalındığında bu enfeksiyon hızla ilerleyip kalıcı sekellere ve ölümlere neden olabiliyor” diye konuştu.

Dr. Ersin Arslan'ı Saygıyla Anıyoruz: Sağlıkta Şiddete Son!  - Bugün, 17 Nisan, sağlık camiası için derin bir acının ve ...
17/04/2025

Dr. Ersin Arslan'ı Saygıyla Anıyoruz: Sağlıkta Şiddete Son!

- Bugün, 17 Nisan, sağlık camiası için derin bir acının ve önemli bir mücadelenin simgesi olan bir gün. Görevi başında, insan hayatını kurtarmak için çabalarken bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak katledilen Dr. Ersin Arslan’ı kaybedişimizin üzerinden 13 yıl geçti. Onu saygıyla anıyor, sağlıkta şiddetin son bulması için mücadelemizi sürdürüyoruz.

Dr. Ersin Arslan’ın trajik ölümü, sağlık çalışanlarının karşı karşıya olduğu şiddet gerçeğini tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermiştir. Bu olay, yalnızca bir hekimin değil, aynı zamanda sağlık sisteminin kalbine vurulmuş bir darbedir. Sağlık çalışanları, insan hayatını kurtarmak için özveriyle çalışırken, şiddetle karşılaşmayı asla hak etmezler.

Sağlıkta şiddet, yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir yaradır. Bu şiddet, popülist sağlık politikalarının, yetersiz çalışma koşullarının ve sağlık çalışanlarını itibarsızlaştıran söylemlerin bir sonucudur. Her gün onlarca sağlık çalışanı, sözlü ya da fiziksel şiddete maruz kalmakta, bu durum hem sağlık hizmetlerini aksatmakta hem de toplumun vicdanını yaralamaktadır.

Artık yeter! Sağlıkta şiddetin önlenmesi için etkili ve caydırıcı yasal düzenlemeler yapılmalı, sağlık çalışanlarının güvenliği sağlanmalı ve toplumda şiddeti besleyen kültürel ve yapısal sorunlar çözülmelidir. Türk Tabipleri Birliği’nin önerdiği “Sağlıkta Şiddet Yasası” bir an önce hayata geçirilmelidir. Sağlık çalışanlarına yönelik suçlarda cezasızlık son bulmalı, sağlık kurumlarında güvenli çalışma ortamları oluşturulmalıdır.

Dr. Ersin Arslan’ın anısı önünde saygıyla eğiliyor, sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiğimiz tüm meslektaşlarımızı özlemle anıyoruz. Şiddetin olmadığı, güvenli ve sağlıklı bir çalışma ortamı için mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Unutmadık, unutturmayacağız!

Türkiye Nükleer Tıp Derneği’nin 50. yılını kutladığı 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi, 9–13 Nisan 2025 tarihleri arasında...
16/04/2025

Türkiye Nükleer Tıp Derneği’nin 50. yılını kutladığı 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi, 9–13 Nisan 2025 tarihleri arasında Antalya’da başarıyla gerçekleştirildi. Kongre kapsamında yapılan genel kurulda, Derneğin yeni Yönetim ve Denetleme Kurulları belirlendi. Yeni Yönetim Kurulu görev dağılımı şu şekilde oluşturuldu: Başkan: Prof. Dr. Elif ÖZDEMİR(Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi / Bilkent Şehir Hastanesi, Ankara) Genel Sekreter: Prof. Dr....

Türkiye Nükleer Tıp Derneği’nin 50. yılını kutladığı 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi, 9–13 Nisan 2025 tarihleri arasında Antalya’da başarıyla gerçekleştirildi. Kongre kapsamında yapılan genel kurul…

  Nedir?Bir anda göğsünüzü yırtar gibi gelen bir ağrı… Sırtınıza vuruyor, tansiyonunuz fırlıyor, nefes almak zorlaşıyor....
16/04/2025

Nedir?

Bir anda göğsünüzü yırtar gibi gelen bir ağrı… Sırtınıza vuruyor, tansiyonunuz fırlıyor, nefes almak zorlaşıyor.
Bunlar Aort diseksiyonu gibi ölümcül bir durumun habercisi olabilir.

Aort diseksiyonu, ana atardamarımız olan aortun iç tabakasının yırtılmasıyla başlar. Kan, bu yırtıktan damar duvarının içine girer ve damarı ikiye ayırır.

İlk saatler kritik! Erken teşhis hayat kurtarır.

Risk altında olanlar kimler?
• Uzun yıllar kontrolsüz hipertansiyon
• Bağ dokusu hastalıkları (Marfan, Ehlers-Danlos…)
• Aile öyküsü olanlar
• Erkekler (özellikle 60 yaş üzeri)

Unutmamak gerekir:
Bu bir kalp krizi değildir ama en az kalp krizi kadar ölümcüldür.
Ani, şiddetli bir göğüs ağrısı varsa… zaman kaybetmeden acile başvurmanız çok önemli!

DoktorlarSitesi – Türkiye Nükleer Tıp Derneği (TNTD) tarafından bu yıl 50. kuruluş yılı dolayısıyla düzenlenen 37. Ulusa...
14/04/2025

DoktorlarSitesi – Türkiye Nükleer Tıp Derneği (TNTD) tarafından bu yıl 50. kuruluş yılı dolayısıyla düzenlenen 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi, 9-13 Nisan 2025 tarihleri arasında Antalya’nın Belek bölgesinde gerçekleştirildi. Kongreye, yurt içi ve yurt dışından 500’ü aşkın bilim insanı ve sağlık profesyoneli katıldı. "Birlikte Yarım Asır" temasıyla düzenlenen kongrede, yapay zekâ destekli tanı sistemleri, alfa parçacıklı hedefe yönelik tedaviler…...

DoktorlarSitesi – Türkiye Nükleer Tıp Derneği (TNTD) tarafından bu yıl 50. kuruluş yılı dolayısıyla düzenlenen 37. Ulusal Nükleer Tıp Kongresi, 9-13 Nisan 2025 tarihleri arasında Antalya’nın Belek …

"Doğal Olan Normal Doğum" Pankartı Tartışması Büyüyor: Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan İlk Yorum           Hafta sonu Süper...
14/04/2025

"Doğal Olan Normal Doğum" Pankartı Tartışması Büyüyor: Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan İlk Yorum



Hafta sonu Süper Lig karşılaşmalarında futbolcuların taşıdığı “Doğal Olan Normal Doğum” yazılı pankart kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Kadınların doğum tercihlerine yönelik bu mesajın, erkek futbolcular tarafından sahaya taşınması özellikle sosyal medyada sert tepkilere neden oldu.

Söz konusu kampanya, Sağlık Bakanlığı'nın kamu spotu niteliğindeki doğum teşvik politikaları çerçevesinde hayata geçirilirken, mesajın futbol maçlarında yer alması birçok kişi tarafından "kadın bedenine müdahale" olarak yorumlandı.

Tepkilerin ardından bugün kameraların karşısına geçen Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, konuya ilişkin ilk yorumunu yaptı. Bir gazetecinin “Futbolcular ‘Doğal Olan Normal Doğum’ pankartıyla maça çıktı, bu konuda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna Bakan Memişoğlu gülümseyerek yalnızca “normal” yanıtını verdi.

Muhabirin, “Kadınlar ve bazı sağlık örgütleri, bu kampanyanın erkekler eliyle yürütülmesini eleştiriyor,” demesi üzerine ise Bakan, “Futbol maçlarına sadece erkekler mi geliyor?” diyerek açıklama yapmadan alandan ayrıldı.

Pankartlara yönelik eleştirilerde öne çıkan temel mesele, bir kadın sağlığı kararının erkek egemen bir spor alanında gündeme getirilmesi ve kadınların tercih özgürlüğüne dolaylı bir müdahale olarak algılanması oldu.

Kadınlar sosyal medyada; “Doğum şekli bir tercihtir ve sadece kadının ve hekimin karar vereceği bir konudur,” diyerek duruma tepki gösterdi.

Tartışma sürerken Bakanlık ve ilgili federasyonlardan daha kapsamlı bir açıklama bekleniyor.

Sağlık Bakanlığı Konya’daki Skandal İçin Harekete Geçti: Sorumlu Doktorlar Görevden UzaklaştırıldıSelçuk Üniversitesi Tı...
12/04/2025

Sağlık Bakanlığı Konya’daki Skandal İçin Harekete Geçti: Sorumlu Doktorlar Görevden Uzaklaştırıldı

Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli sekiz doktorun bulunduğu bir WhatsApp grubunda ortaya çıkan kadın hastalara yönelik taciz içerikli mesajların sosyal medyada yayılmasının ardından Sağlık Bakanlığı devreye girdi.

Söz konusu mesajlarda, doktorların kadın hastalarla ilgili uygunsuz ifadeler kullandığı ve etik dışı bir dil benimsedikleri görüldü. "Toplu bakalım" gibi ifadelerle tepki çeken mesajlar kamuoyunda büyük infial uyandırdı.

Olayın ardından Sağlık Bakanlığı tarafından hemen idari soruşturma başlatıldı. Bakanlık yetkilileri, ilgili doktorların görevlerinden uzaklaştırıldığını ve hukuki sürecin başlatıldığını açıkladı.

Bakanlık açıklamasında şu ifadeler yer aldı:
“Kadınlara yönelik her türlü ayrımcılık ve taciz kabul edilemez. Bu olayda adı geçen kişiler hakkında gerekli tüm adli ve idari işlemler başlatılmıştır. Sağlık hizmetinde güven, saygı ve etik değerler esastır. Gereken en ağır yaptırımlar uygulanacaktır.”

Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü de konuyla ilgili açıklama yaparak sürecin titizlikle takip edildiğini ve üniversitenin etik değerlerinin zedelenmesine asla izin verilmeyeceğini belirtti.

Sağlık Bakanlığı'ndan Muğla’daki Nükleer Tıp Merkezi İddialarına AçıklamaMuğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tiroid ...
11/04/2025

Sağlık Bakanlığı'ndan Muğla’daki Nükleer Tıp Merkezi İddialarına Açıklama
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tiroid sintigrafisi sırasında fazla doz radyoaktif madde uygulandığı iddialarına ilişkin Bakanlık soruşturma başlattı.

Sağlık Bakanlığı, Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Merkezi’nde bazı hastalara gereğinden fazla dozda radyoaktif madde verildiği yönündeki iddialar üzerine yazılı bir açıklama yaptı.

Bakanlığın “Sağlıklı Çözüm” adlı sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, iddiaların titizlikle incelendiği ve kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinin amaçlandığı bildirildi.

Açıklamada, Bakanlık müfettişleri tarafından disiplin ve denetim soruşturmalarının başlatıldığı ve sürecin bilirkişi heyeti tarafından değerlendirildiği belirtildi.

Yapılan incelemelerde, hasta mağduriyetine ilişkin olumsuz bir bulguya rastlanmadığı, ancak gerekli idari ve disiplin işlemlerinin vakit kaybetmeden uygulandığı vurgulandı.

“Hasta güvenliğini en üst düzeyde tutmak, sağlık hizmetlerimizin temel önceliğidir. Sürece dair gelişmeler kamuoyu ile paylaşılmaya devam edilecektir.”

Olayın geçmişi:
Hastanede özel bir firma tarafından yürütülen Nükleer Tıp Hizmetleri sırasında, bazı hastalara tiroid sintigrafisi işlemi esnasında fazla doz radyoaktif madde uygulandığı iddia edilmişti. Konunun Bakanlığa bildirilmesi üzerine, ilgili birim tarafından yerinde inceleme başlatılmıştı. Müfettiş raporunda, hizmet alım sözleşmesinin feshedilmesi gerektiği belirtilmiş, ancak adli işlem yapılmasına gerek olmadığı kaydedilmişti.

Türkiye'de son dönemde artan hukuksuzluklar, ekonomik kriz ve sağlık sistemindeki çöküşe karşı tıp öğrencileri de sesler...
07/04/2025

Türkiye'de son dönemde artan hukuksuzluklar, ekonomik kriz ve sağlık sistemindeki çöküşe karşı tıp öğrencileri de seslerini yükseltiyor. 2025 yılı Nisan ayında gerçekleşen eylemlerde, Hacettepe, Ankara, Başkent ve Gazi Üniversiteleri'nden sağlık öğrencileri, iktidarın baskıcı politikalarına ve adaletsiz uygulamalarına karşı bir araya geldi. Bu eylemler, sadece mesleki haklar için değil, aynı zamanda toplumsal adalet ve demokrasi mücadelesinin bir parçası olarak şekillendi.

Eylemlerin Arka Planı ve Talepler
Öğrenciler, özelleştirilen sağlık sisteminin yarattığı eşitsizliklere, hekimlere yönelik şiddete, performans baskısına ve mesleki itibarsızlaştırmaya karşı tepkilerini dile getirdi. Eylemlerde öne çıkan bazı vurgular şunlardı:
- **"Hekimlik sadece polikliniklerde hasta bakmaktan ibaret değildir"**
– Öğrenciler, hekimliğin tarihsel olarak toplumsal sorumluluk gerektiren bir meslek olduğunu hatırlattı. Tıbbiyelilerin, Hikmet Boran gibi figürlerin mirasını sürdürerek ülkenin geleceği için mücadele etmesi gerektiğini savundular .

"Bu deveyi gütmüyoruz, bu diyardan da gitmiyoruz"
– AKP’nin "Giderlerse gitsinler" söylemine karşı, tıp öğrencileri yurt dışına gitmenin tek çözüm olmadığını, ülkede kalıp mücadele etmeleri gerektiğini vurguladı.
- **"Sağlık hakkı herkesin hakkıdır"**
– Özelleştirilen sağlık sisteminin yarattığı eşitsizliklere dikkat çekerek, herkesin ücretsiz ve nitelikli sağlık hizmetine erişiminin savunulması gerektiğini ifade ettiler.

Tıbbiyelilerin Tarihsel Rolü ve Bugünkü Mücadele
Tıp öğrencileri, tarih boyunca ülkenin kritik dönemlerinde öncü bir rol oynamıştır. Örneğin:
- **Hikmet Boran**, İstanbul’un işgali sırasında tıp öğrencisiyken örgütlediği direnişle ve Sivas Kongresi’ndeki manda karşıtı duruşuyla bilinir .
- **14 Mart Tıp Bayramı**, işgal altındaki İstanbul’da tıp öğrencilerinin başlattığı bir direnişin simgesidir.

"Tıbbiyeliler Susmayacak!"
Tıp öğrencileri, hekimliğin sadece bir meslek değil, aynı zamanda **toplumsal sorumluluk** gerektiren bir kimlik olduğunun bilinciyle hareket ediyor.

Geleceğin Doktorları Ringde Stres Atıyor: ESOGÜ Tıp Öğrencileri Boksla Deşarj OluyorEskişehir Osmangazi Üniversitesi (ES...
06/04/2025

Geleceğin Doktorları Ringde Stres Atıyor: ESOGÜ Tıp Öğrencileri Boksla Deşarj Oluyor

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi'nin zorlu koridorlarından ve yoğun staj temposundan çıkan bir grup öğrenci, günün yorgunluğunu ve stresini boks eldivenlerini giyerek atıyor. Yaklaşık üç yıl önce spor salonunda yolları kesişen 10 tıp öğrencisi, antrenör Yılmaz Ayar öncülüğünde başladıkları boks antrenmanlarını artık bir yaşam biçimi haline getirmiş durumda.

Yoğun Tempoya Boks Molası

Tıp eğitiminin getirdiği ağır akademik yük ve uzun staj saatleri, öğrenciler üzerinde doğal olarak bir baskı oluşturuyor. Ancak bu 10 kişilik grup, çözümü sporun dinamik ve enerji dolu dünyasında, özellikle de boksta bulmuş. Haftada iki gün düzenli olarak ESOGÜ Spor Salonu'nda bir araya gelen öğrenciler, antrenörleri Yılmaz Ayar eşliğinde ter döküyor. Ayar, aynı zamanda Dünya Gençlik ve Spor Konfederasyonu Eskişehir İl Başkanı olarak da görev yapıyor. Öğrenciler için bu antrenmanlar, sadece fiziksel bir aktivite olmanın ötesinde, zihinsel bir yenilenme ve terapi seansı niteliği taşıyor.

Ringdeki Terapi: "Zihnim Boşalıyor"

Antrenmanlara katılan öğrencilerden 4. sınıf stajyer doktor Kaan Yıldız, "Tıp eğitiminin yorgunluğunu k*m torbalarını yumruklayarak atıyoruz. Bu sadece enerji atmak değil, aynı zamanda öz güvenimizi artırıyor ve grup olarak dayanışmamızı güçlendiriyor," diyor. Bazı arkadaşlarının resmi müsabakalara katılma hedefi olduğunu da ekliyor.

Yine 4. sınıf öğrencilerinden Serdar Acar ise boksun hayatına kattığı disipline dikkat çekiyor: "Boks ders başarımı artırdı, yeni arkadaşlıklar kurmamı sağladı ve kilo vermeme yardımcı oldu. Antrenman sırasında sadece nefesime ve adımlarıma odaklanıyorum, zihnim tamamen boşalıyor. Bu benim için tam bir deşarj, adeta terapi gibi." Acar, gelecek yıl bölgesel bir turnuvaya katılmayı hedeflediğini de belirtiyor.

5. sınıf öğrencisi Ömer Karabuç da boksun günlük hayatını düzene soktuğunu ve kendisini daha dinç hissettiğini vurguluyor.

Hastane kapısındaki uyarı dikkatinizi çekti mi?Netflix’in Yeni Tıbbi Draması "Pulse" İzleyiciyle BuluştuNetflix, 3 Nisan...
05/04/2025

Hastane kapısındaki uyarı dikkatinizi çekti mi?

Netflix’in Yeni Tıbbi Draması "Pulse" İzleyiciyle Buluştu

Netflix, 3 Nisan 2025’te prömiyerini gerçekleştirdiği yeni İngilizce tıbbi drama dizisi "Pulse" ile sağlık temalı yapımlara farklı bir soluk getiriyor. Zoe Robyn’in yarattığı ve Carlton Cuse ile birlikte yürüttüğü dizi, Miami’deki kurgusal Maguire Hastanesi'nin acil servisinde geçen olayları konu alıyor. On bölümlük ilk sezonuyla dikkat çeken yapım, yalnızca tıbbi vakaları değil, doktorların kişisel mücadelelerini ve etik ikilemlerini de ekranlara taşıyor.

Kasırga Gölgesinde Bir Hastane

"Pulse", Miami'yi etkisi altına alması beklenen şiddetli bir kasırga sırasında hastane personelinin yaşadıklarını anlatıyor. Hikâyenin merkezinde, üçüncü yıl acil tıp asistanı Dr. Danielle "Danny" Simms yer alıyor. Danny, baş asistan Dr. Xander Phillips’in ani görevden alınmasıyla kendisini liderlik pozisyonunda bulur. Bu gelişme, ikilinin geçmişteki karmaşık ilişkisini yeniden gün yüzüne çıkarırken, acil servis kaosun eşiğine gelir. Dizi boyunca tıbbi etik, liderlik, aşk ve aile bağları gibi temalar güçlü bir şekilde işleniyor.

Oyuncu Kadrosu ve Karakterler

Başrolde Willa Fitzgerald, genç ve idealist Dr. Danielle Simms karakteriyle yer alıyor. Colin Woodell ise görevden alınan baş asistan Dr. Xander Phillips rolüyle karşımıza çıkıyor. Kadroda ayrıca Justina Machado (Dr. Natalie Cruz), Jessie T. Usher (Dr. Sam Elijah), Jack Bannon (Dr. Tom Cole), Chelsea Muirhead (Dr. Sophie Chan), Daniela Nieves (Camila Perez) ve Jessy Yates (Harper Simms) gibi başarılı oyuncular bulunuyor.

Gerçekçilik Ön Planda

Dizinin çekimleri Miami ve Albuquerque’de gerçekleştirildi. Gerçek bir hastane atmosferi yaratmak için tıbbi danışmanlardan destek alındı. Yönetmenlik koltuğunda ise Kate Dennis, Sarah Boyd ve Carlton Cuse gibi deneyimli isimler oturdu. Senaryoda, gerçek tıbbi vakalardan esinlenilerek yazılan sahnelerle, izleyiciye acil servisin gerilimi ve insan hikâyeleri yansıtılmak istenmiş.

Kritikler Ne Diyor?

"Pulse", eleştirmenlerden karışık yorumlar aldı. Rotten Tomatoes’ta %57 onay oranı yakalayan dizi, Metacritic’te ise 50/100 puan aldı.

Address

Avrupa/Anadolu
Istanbul
34688

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when DoktorlarSitesi.NET posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to DoktorlarSitesi.NET:

Share