Metis Yayınevi

Metis Yayınevi Metis kitaplarıyla ilgili ayrıntılı bilgi, yazar biyografileri, eleştiri yazıları ve söyleşiler, fiya

Metis kitaplarıyla ilgili ayrıntılı bilgi, yazar biyografileri, eleştiri yazıları ve söyleşiler, fiyat bilgileri vs. için Metis Yayınları'nın resmi internet sitesi www.metiskitap.com'u ziyaret edebilirsiniz.

“Son asla düşündüğün gibi değildir ve son her şeydir, öyle değil mi?”  –  Çeviri:
27/12/2025

“Son asla düşündüğün gibi değildir ve son her şeydir, öyle değil mi?”


Çeviri:

Okurlarımızın yıllardır yanından ayırmadığı, mevsimlerle ve duygularla birlikte büyüyen  , yeni yılda da notlarınıza, ha...
27/12/2025

Okurlarımızın yıllardır yanından ayırmadığı, mevsimlerle ve duygularla birlikte büyüyen , yeni yılda da notlarınıza, hayallerinize, dönüşümlerinize ve içinizden geçen her cümleye eşlik etmeye devam edecek.

2026 edisyonu, “Anlıyorsun değil mi?” temasıyla raflarda.

🎄 Herkese umutla, mutlulukla dolu bir yıl diliyoruz.

Zaman neden yaşlandıkça hızlanır?Dejavu, ölüm anındaki film şeridi, travmaların hafızaya etkisi…Yakın geçmişi unutup, yı...
27/12/2025

Zaman neden yaşlandıkça hızlanır?

Dejavu, ölüm anındaki film şeridi, travmaların hafızaya etkisi…

Yakın geçmişi unutup, yıllar öncesini dün gibi hatırlamamızın ardındaki bilimsel ve duygusal sırlar...

Çocukluğun yavaş zamanından yaşlılığın hızlanan yıllarına...


Çeviri: Gürol Koca

“Hedeflerimizin aynı zamanda dünyayı algılama tarzımızı da şekillendirdiği olgusu o kadar da bariz değildir. Sinirbi...
27/12/2025

“Hedeflerimizin aynı zamanda dünyayı algılama tarzımızı da şekillendirdiği olgusu o kadar da bariz değildir. Sinirbilim araştırmaları algılamanın pasif bir süreç olmadığını anlamamıza yardımcı oldu: Dünyadaki görüntüler, sesler ve kokular öylece beynimize doluşuvermez. Daha ziyade, içeriye doğru bilgi akışı da tıpkı eylemlerimiz gibi, hedeflerimize göre kesilip biçilerek şekil alır ve bunun sonucunda algılarımız gerçekliğin bire bir kendisi değil yorumlanmış hali olur. Dikkat etmeye karar verdiğiniz o çiçekler size, gözardı etmeyi seçtiğiniz çiçeklerden daha kırmızı görünür, daha güzel kokar. Dolayısıyla hedefler döngünün her iki tarafını, yani hem algıyı hem de eylemi etkiler.”

̆ınıkZihin


Çeviri: Aysun Babacan

27/12/2025

Repost • .ferhatasya Sema Kaygusuz’un ödüllü öykü kitabı , yazarla tanıştığım ilk kitap oldu. Uzun zamandır bekletiyordum kendisini; meğer tam da bu kitapla başlamam gerekiyormuş.
Toplam 13 öyküden oluşuyor ve her biri akıcı olmasına rağmen okuru derinden düşünmeye itiyor. Kaygusuz, en açık hikâyede bile bir gizem bırakıyor; merak duygusunu asla tam doyurmuyor. Kesin başlangıç ve sonlar beklemeyin. Hayatın içinden kopmuş kesitler okuyormuş gibi ve her kesit, insanın kendi içindeki sandığa dokunuyor: Belleğin, suskunlukların ve içte saklanan duyguların bıraktığı o izlere.

Kısacık ama etkisi kalıcı bir okuma deneyimi.

KitapÖnerisi Edebiyat TürkEdebiyatı OkumaÖnerisi KitapReels Bookstagram ÖyküKitabı BugünNeOkudum kitapyorumu psikoloji terapi öykü iliski tavsiye edebiyat kitapönerisi kitaptavsiyesi

Repost  •◽️Kitabın gerçek hayat hikayesi olduğunu öğrenip araştırdığımda Diana’nın hayatındaki o acı detaylar beni daha ...
27/12/2025

Repost •

◽️Kitabın gerçek hayat hikayesi olduğunu öğrenip araştırdığımda Diana’nın hayatındaki o acı detaylar beni daha çok sarstı.
◽️Minicik bir kız çocuğuna ebeveynleri tarafından yapılan istismar, şiddet gün yüzüne çıkartılmak isteniyor ama çevre bunun için ne kadar uğraşsa da başarılı olamıyor. Olayda yer alan herkes kendi gözünden yaşananları anlatıyor. Kitap, masum çocuğun belgeselini izlemek gibi aktarıyor her şeyi.. Öğretmenlerine vücudundaki morlukları, darp izlerini açıklarken hep “ben çok sakarım” diyor. Durumun sakarlıktan öte olduğunu düşünen okul yetkilileri gerekli kurumlara müracaat ediyor fakat devlet ‘aile birliğini koruma’ adı altında bir sistem yürütüyor ve o sistem Diana’ya daha çok zarar veriyor. Ne kadar zarar görse de ailesi için hep iyi şeyler söylüyor: “ailem beni incitmez, onlar beni çok sever.” Diana’nın (Marina Sabatier) kalbi yaşadığı dünya için fazla masum ve güzeldi..🪽keşke çalan parçada olduğu gibi annesi ve babası onu çok sevip öpselermiş..
▫️Kesinlikle tavsiye ederim.


̇tapyorumu

“Toplumsal cinsiyet karşıtı ideoloji, ilerici hareketlere gösterilen ters tepki olarak yorumlansa da ardında daha güçlü ...
26/12/2025

“Toplumsal cinsiyet karşıtı ideoloji, ilerici hareketlere gösterilen ters tepki olarak yorumlansa da ardında daha güçlü bir arzu yatar: babanın baba olduğu, cinsiyetli kimliğin hiçbir zaman değişmediği, ‘doğuştan dişi’ olduğu düşünülen kadınların hane içinde kendilerine düşen, doğalarına uygun ve ‘iffetli’ konumlarına geri döndüğü ve Beyazların tartışma götürmeyen ırk üstünlüğünü sürdürdüğü ataerkil rüya düzenini geri getirme arzusu. Fakat bu proje sağlam bir zemine dayanmaz, zira geri getirilmesi amaçlanan ataerkil düzen günümüzde hayata geçirilmeye çalışılan biçimiyle hiçbir zaman var olmamıştır.”

?
Çeviri: Ezgi Sarıtaş
🔗 www.metiskitap.com/catalog/book/37426

“Hi**er de kitlelerin hayranlığını, büyüklüğünün kanıtı olarak görüyordu. Bu hayranlığı yalanlarla elde etmiş olduğunu ç...
26/12/2025

“Hi**er de kitlelerin hayranlığını, büyüklüğünün kanıtı olarak görüyordu. Bu hayranlığı yalanlarla elde etmiş olduğunu çabucak unutabilmişti. Sonuçta da kendini bir dâhi saymaya başlamıştı. Gurular da anne ya da babavari kurtuluş vaatleriyle, tıpkı Hi**er gibi kitlelerin tam onayını kazanırlar. Bu vaatler kitleleri, erken çocukluk dönemlerine geri itmek suretiyle, sınırsız bir hayranlık içerisinde taşlaştırır ve köreltir. Bu gerileme durumunda, guru ya da önder gibi ebeveyni temsil eden kişilere eleştiri yöneltmek mümkün değildir. Önderden özeleştiri beklemek de, bu kişilerde iktidar sarhoşluğu ve kendi görünümünü ayakta tutma çabası her şeyi bir kenara itmiş olduğundan, aynı derecede nafiledir.”


Çeviri: Haluk Barışcan
🔗 www.metiskitap.com/catalog/book/4521

Psikologlar ve başkaları uzun zamandır insanları neyin tüketimde (gerek yeni şeyler tüketmek gerek çok miktarda şey tüke...
26/12/2025

Psikologlar ve başkaları uzun zamandır insanları neyin tüketimde (gerek yeni şeyler tüketmek gerek çok miktarda şey tüketmek anlamında) aşırılığa sevk ettiğini anlamaya çalışıyorlar. Adam Phillips şöyle diyor: "Açgözlülük adını verdiğimiz iştah aşırılığı aslında bir umutsuzluk biçimidir... burada aşırı olan iştah değil, hüsrana uğramaktan duyduğumuz korkudur." Aşırılıklarımız Phillips’e göre, "kendi yoksulluğumuza dair sahip olduğumuz en iyi ipucu ve bunu kendimizden gizlemekte kullandığımız en iyi yöntemdir.” (Kitaptan)



Çeviri: Deniz Keskin
🔗 http://www.metiskitap.com/catalog/book/36756

Repost  “Babam omuzlarında tonlarca geçmiş taşıyan bir Atlas’tı. Şimdi, o aramızdan ayrılınca, tüm o geçmişin çatırdayar...
26/12/2025

Repost “Babam omuzlarında tonlarca geçmiş taşıyan bir Atlas’tı. Şimdi, o aramızdan ayrılınca, tüm o geçmişin çatırdayarak üzerime usulca yığıldığını, beni tüm öğle sonralarının arasına gömdüğünü hissediyorum. Çocukluğun sessizce yıkılıp dağılan öğle sonraları. Ve yardım için çağıracağım kimsem yok.”

Hakkında yazılanları gördükçe kesin ciğerimi sökecek diye endişe ettiğim ’ü sonunda cesaretimi toplamayı başarıp okudum. Ki zaten o meşhur açılışı (“Babam bahçıvandı. Şimdi bir bahçe.”) için bile okunmayı hak ediyordu. Belki kendimi çok hazırladığımdandır, korktuğum kadar ağlatmadı beni bu kitap.

Gospodinov, “hüznün fiziği”nden sonra, kendi ifadesiyle “hüznün botaniği”ne davet ediyor bu kez okurunu. Sınıflandırması güç olan bu anlatıyı kendisi şöyle tarif ediyor: “Bu kitabın kolay bir türü yok, onu kendisi icat etmeli. Tıpkı ölümün bir türü olmadığı gibi. Hayatın türü olmadığı gibi. Peki ya bahçe? Belki o başlı başına bir türdür ya da tüm diğer türleri içine alır. Bir ağıt-roman, anı-roman ya da bahçe-roman. Hüznün botaniği açısından fark etmiyor.”

Yazar, babasına oldukça ilerlemiş ve yayılmış bir kanser tanısı konmasından sonraki son aylarını anlatıyor Bahçıvan ve Ölüm’de. Ölümü beklemek ve yas kadar zamanın mekaniğini büken az şey vardır, burada da zaman bükülüyor, sıkışıyor, genişliyor ve o son ayları okurken geçmişe ve geleceğe de uzanıyoruz. Hatıralara ve gelecekteki yokluğuna dair de yazıyor Gospodinov.

Neredeyse her romanında otobiyografik unsurlara yer verse de, yazarın en kişisel romanı bu şüphesiz. Ölümün ve yasın biricik olduğu ölçüde evrensel de olduğunu hatırlattığı, pek çok yeri çok tanıdık geldiği için belki, benim üzerimde tuhaf bir yatıştırıcı etkisi oldu bu kitabın. Babasının sık sık söylediği “korkacak bir şey yok” cümlesi gibi; “korkacak bir şey yok, bunu hepimiz deneyimliyoruz” diye hissederek okudum.

Geride kalanlar olarak ölen kişi kadar (ve hatta belki daha çok) yiten kendimizin de yasını tuttuğumuzu hatırlatan şu çok sevdiğim cümlesiyle bitireyim: “Bizi çocuk olarak hatırlayan son kişi de gittiğinde hâlâ var olduğumuz söylenebilir mi?”

* Yayınevi göründüğü için

“Düşüncenin daha üst süreçlerinin işleyişini mümkün kılan şey ruhun imge üreten kısmıdır.”   Çeviri: Ayşe Deniz Temiz🔗 w...
26/12/2025

“Düşüncenin daha üst süreçlerinin işleyişini mümkün kılan şey ruhun imge üreten kısmıdır.”


Çeviri: Ayşe Deniz Temiz
🔗 www.metiskitap.com/catalog/book/36698

“Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” ve “Külkedisi” masalları, gerçek kendiliğini sergileme ile sahte kendiliğine çekilme ara...
26/12/2025

“Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” ve “Külkedisi” masalları, gerçek kendiliğini sergileme ile sahte kendiliğine çekilme arasında bocalayan çocuğu simgelemeleri bakımından ilginçtir. Her iki masalda da kahramanın kendini ortaya koyması (güzelliği) annenin saldırganlığına yol açar. Bu masallarda baba tipik olarak ikinci plandadır; iyi ama uzak bir figürdür, kızının yardımına koşamaz. “Külkedisi”nde edilgenlik ve depresyon bariz bir şekilde ifade edilmiştir. Masterson’ın ayrıntılı olarak incelediği bu masallarda belki de en dikkat çekici olan, her iki kahramanın da gerçeklikle baş etmek için mücadeleye girmemesidir. Her iki kahraman da belki iyi anneyi temsil eden bir kurtarıcı sayesinde (ki kahramanların bunları sevip sevmediği de belli değildir, daha çok edilgen bir biçimde onların sevgilerini, ilgilerini, yardımlarını kabul ederler), yani onlar adına mücadele eden, gerçekliğin üstesinden gelen birisi sayesinde mutluluğa erişirler. Daha pek çok açıdan sınır vakaların iç dünyasını temsil eden bu masallar, bu vakalardaki sanki birden bir şey olacak ve her şey değişecekmiş gibi bekleyişi (ama ne beklediğini bilmeden bekleyişi) anlatması bakımından da ilginçtir.

(Kitaptan)


🔗 www.metiskitap.com/catalog/book/4327

Address

İpek Sokak No. 5, Beyoğlu
Istanbul
34433

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Metis Yayınevi posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Metis Yayınevi:

Share

Category