Ekonomi Gazetesi

03/08/2025

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2025 Temmuz ayına ilişkin perakende fiyat hareketlerini yansıtan İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi verilerini açıkladı. Veriler, İstanbul’da hayat pahalılığının seyrini bir kez daha ortaya koydu. Temmuz ayında perakende fiyatlar bir önceki aya göre %2,62 oranında arttı. Böylece enflasyon, aylık bazda bir önceki ay olan Haziran’a göre (1,77) hızlanırken, yıllık bazda ise sınırlı bir gerileme ile ,48 olarak gerçekleşti.

Bu sonuçlar, İstanbul’da yaşayan milyonlarca kişinin bütçesini zorlamaya devam eden yüksek enflasyon tablosunu teyit ederken, aynı zamanda enflasyonun yapısal nedenlerini ve kısa vadede inişinin zor olduğunu da gösteriyor.

Aylık artışta öne çıkanlar: Sağlık ve konut zamları başı çekti

İTO verileri; temmuz ayında en yüksek fiyat artışının Sağlık harcamaları grubunda %8,08 ile gerçekleştiğini ortaya koydu.

İstanbul Ticaret Odası (İTO), 2025 Temmuz ayına ilişkin perakende fiyat hareketlerini yansıtan İstanbul Tüketici Fiyat İndeksi verilerini açıkladı.

02/08/2025

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyonu kontrol altına alma ve ekonomik büyümeyi destekleme hedefiyle politika faizinde indirime gitti. Bu adım, finans piyasalarında dolaylı yoldan kredi kartı işlemlerine uygulanan faiz oranlarına da yansıdı. Merkez Bankası’nın bu tür düzenlemeleri, özellikle tüketici kredileri ve bireysel finansman maliyetlerini şekillendirdiği gibi, kredi kartı kullanıcılarını da doğrudan etkilemektedir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), enflasyonu kontrol altına alma ve ekonomik büyümeyi destekleme hedefiyle politika faizinde indirime gitti. Bu adım, finans piyasalarında dolaylı yoldan kredi kartı işlemlerine uygulanan faiz oranlarına da yansıdı. Merkez Bankası’nın bu tür ...

02/08/2025

Giriş: Enflasyonun toplumsal dokudaki yansımaları

2025 yılına girerken, Türkiye’de milyonlarca kişi için gündelik hayatın en belirgin gerçekliği, art arda gelen fiyat artışları oldu. Ocak-Haziran döneminde resmi enflasyon oranları dahi çift hanelerde seyrederken, vatandaşların mutfak masraflarında, faturalarında ve kiralarında hissettiği “hissedilen enflasyon” çok daha yüksek oldu. Enflasyonun doğrudan ve dolaylı etkilerinin en ağır hissedildiği kesimler ise kuşkusuz sabit ve düşük gelirli gruplar; özellikle de emekliler ile asgari ücretliler oldu.

Enflasyonun toplumun en kırılgan kesimleri üzerindeki etkilerini sadece istatistiklerle açıklamak yeterli değil. Bu dönemde gelirlerin fiyat artışlarına yetişememesi, geçim sıkıntısının yanı sıra psikolojik ve sosyal olarak da derin izler bıraktı. Emeklinin cebindeki maaş zamları birkaç ayda erirken, dar gelirlinin eline geçen ücret, temel gıda ve kira harcamalarına bile zor yetti.

Giriş: Enflasyonun toplumsal dokudaki yansımaları 2025 yılına girerken, Türkiye’de milyonlarca kişi için gündelik hayatın en belirgin gerçekliğ

31/07/2025

Toplantının açılış konuşmalarını A*O Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ahmet Dinçer ile Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever yaptı. Konuşmalarda, sanayi tesislerinin su kaynaklarını daha verimli kullanmasının hem çevresel hem de ekonomik açıdan büyük önem taşıdığı vurgulandı.

Program kapsamında Su Verimliliği Daire Başkanı Aslıhan Korkmaz, sanayi alanlarında suyun etkin kullanımı ve çevresel sürdürülebilirlik hedeflerine katkı sağlayan “Kurakçıl Peyzaj Uygulamaları” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Korkmaz, sanayi bölgelerinde su tüketimini azaltacak peyzaj tasarımlarının yaygınlaştırılmasının gerekliliğine dikkat çekti.

Toplantı, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı ve sanayi tesislerinde uygulanabilir verimlilik yöntemleri hakkında bilgilendirici içerikleriyle dikkat çekti. Sanayi temsilcileri, yönetmelik kapsamında yapılması gerekenler ve uygulamaya yönelik sorularıyla sürece aktif katılım sağladı.
*O2OSB

Tarım ve Orman Bakanlığı Su Yönetimi Genel Müdürlüğü tarafından yayımlanan “Su Verimliliği Yönetmeliği” kapsamında farkındalık oluşturmak amacıyla düzenlenen Su Verimliliği Bilgilendirme Toplantısı, A*O 2. ve 3. OSB Bölge Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleş...

30/07/2025

Modern dünyada rekabet gücü, yalnızca güçlü sermaye ya da geniş pazarlara sahip olmakla sağlanmıyor. Asıl fark yaratan unsur, bilginin üretimi ve bu bilginin sistematik şekilde ürüne, hizmete ya da sürece dönüştürülmesidir. Bu dönüşümün merkezinde ise iki temel departman yer alır: Araştırma ve Geliştirme (Ar-GE) ile Ürün Geliştirme (Ür-Ge). Türkiye’de de her geçen yıl daha fazla gündeme gelen bu iki kavram, ekonomik kalkınmanın, sürdürülebilir büyümenin ve uluslararası rekabetin anahtarı konumundadır.

Ar-GE ve Ür-Ge Nedir? Nasıl Çalışır?

Ar-GE (Araştırma ve Geliştirme), yeni bilgi, teknoloji veya yöntem üretmek için yapılan sistematik ve planlı çalışmaları ifade eder. Temel bilimsel araştırmalardan başlayıp, uygulamalı araştırmalara ve deneysel geliştirmelere kadar uzanan geniş bir süreci kapsar.

29/07/2025

Dünyanın küresel bir köy hâline geldiği günümüzde ihracat, sadece büyük şirketlerin değil; KOBİ’lerin ve girişimcilerin de gündeminde yer alan stratejik bir hedef hâline geldi. Peki, Türkiye’de bir firma olarak ihracata başlamak isteyenlerin izlemesi gereken yol nedir? Ve bu yolculukta karşılarına çıkacak başlıca ihracat terimleri ne anlama gelir? İşte ihracat dünyasına adım atmak isteyenler için rehber niteliğinde bir yazı…

İhracata Hazırlık: Nereden Başlamalı?

İhracat, rastgele ve kısa vadeli düşünülerek yapılacak bir iş değil; aksine uzun vadeli plan ve titiz bir hazırlık gerektirir. İlk olarak, işletmenin kendisine “Hangi pazara, hangi ürünü, hangi şartlarda satabilirim?” sorusunu sorması gerekir.

Dünyanın küresel bir köy hâline geldiği günümüzde ihracat, sadece büyük şirketlerin değil; KOBİ’lerin ve girişimcilerin de gündeminde yer alan

28/07/2025

Ekonomi bilimi hem sosyal bilimlerin hem de nicel analizlerin yöntemlerini içinde barındıran, karmaşık ve çok yönlü bir disiplindir. Bu karmaşıklığın anlaşılması ve çözülmesi sürecinde, iki temel mantık yöntemi büyük bir rol oynar: tümden gelim (dedüksiyon) ve tüme varım (endüksiyon). Bu yöntemler yalnızca teorik çerçeve oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik modellerin geliştirilmesinden politika önerilerine kadar pek çok aşamada araştırmacılara ve uygulayıcılara kılavuzluk eder. Bu metinde, her iki yöntemin ne anlama geldiği, ekonomide nasıl uygulandığı ve neden önemli olduğu üzerinde duracağız.

Tümden Gelim (Dedüksiyon): Kavram ve Ekonomideki Yeri

Tümden gelim, genel ve teorik bir önermeden yola çıkarak özel bir sonuca ulaşma yöntemidir. Mantıksal olarak “genelden özele” doğru ilerler.

Ekonomi bilimi hem sosyal bilimlerin hem de nicel analizlerin yöntemlerini içinde barındıran, karmaşık ve çok yönlü bir disiplindir. Bu karmaşıklığ

27/07/2025

Bütçe kavramı, yalnızca gelir ve giderlerin kaba bir taslağını çıkarmaktan ibaret değildir; aslında bir işletmenin stratejik planlama, kaynak tahsisi ve risk yönetimi süreçlerinin kalbinde yer alan çok katmanlı bir yönetim aracıdır. İşletmelerin başarısını doğrudan etkileyen bu araç hem operasyonel hem de finansal sürdürülebilirlik açısından vazgeçilmezdir. Şimdi işletmelerde bütçelerin önemini daha ayrıntılı biçimde; planlama, kontrol, performans değerlendirme, kaynak yönetimi ve stratejik uyum gibi başlıklarda detaylandırarak ele alalım.

- Planlama ve Hedef Belirleme

Bütçe, bir işletmenin gelecek dönemine dair hedeflerini sayısal verilerle somutlaştırdığı bir plandır. Bu plan, yalnızca yöneticilerin aklındaki soyut düşünceleri kâğıda dökmez; aynı zamanda tüm organizasyonun ortak bir vizyon etrafında kenetlenmesini sağlar.

Bütçe kavramı, yalnızca gelir ve giderlerin kaba bir taslağını çıkarmaktan ibaret değildir; aslında bir işletmenin stratejik planlama, kaynak tahsis

25/07/2025

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan 300 baz puanlık politika faizi indirimi hem finans çevrelerinde hem de reel sektörde önemli tartışmalara neden oldu. Uzun süredir beklenen bu hamle, ekonomik dengelerin yeniden şekillendiği bir dönemde geldi ve iş dünyasında umut ile temkinliliği bir arada doğurdu. Peki, bu faiz indirimi iş dünyasında nasıl bir etki yaratacak? Finansal piyasalardan reel sektöre, yatırımlardan ihracata kadar geniş bir çerçevede bu gelişmeyi değerlendirelim.

Faiz İndiriminin İlk Yansımaları: Finansman Maliyeti ve Nakit Akışı

Politika faizinin 300 baz puan düşürülmesi, bankaların kredi faiz oranlarına da doğrudan etki edecek. Kredi faizlerinin düşmesi, özellikle finansmana erişimde zorlanan KOBİ’ler için önemli bir nefes alma alanı yaratabilir.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından yapılan 300 baz puanlık politika faizi indirimi hem finans çevrelerinde hem de reel sektörde önemli

24/07/2025

2025 yılı mayıs ayında açıklanan İnşaat Üretim Endeksi verileri, uzun bir durgunluk ve belirsizlik döneminden sonra sektörde güçlü bir toparlanma yaşandığını ortaya koydu. TÜİK’in verilerine göre, endeks bir önceki yılın aynı ayına göre ,3 oranında artarak, inşaatın yeniden ekonominin lokomotiflerinden biri haline gelebileceğine dair umut verdi.

İnşaat üretim endeksi nedir?

2025 yılı mayıs ayında açıklanan İnşaat Üretim Endeksi verileri, uzun bir durgunluk ve belirsizlik döneminden sonra sektörde güçlü bir toparlanma

23/07/2025

Yargıtay’ın emekli maaşlarına bloke konabileceğine dair aldığı bu yeni ve bağlayıcı karar, yalnızca hukuk dünyasında değil; toplumsal yaşamda, bireysel borç yönetiminde ve genel ekonomi dengelerinde dea önemli etkiler yaratacak gibi görünüyor.

Bu gelişmeyi sadece bir “hukuki içtihat” olarak görmek yerine, biraz daha geniş bir perspektiften, özellikle de emeklilerin yaşam koşulları, tüketici davranışları ve sosyal adalet açısından değerlendirmek gerekiyor.

1) Ekonomik sonuçlar: Emeklilerin borçlanma döngüsünün derinleşmesi

Türkiye’de yaklaşık 16 milyon emekli var ve bu kitlenin çok önemli bir kısmı, geçimini sürdürmek için ek gelir kaynaklarına ya da banka kredilerine başvuruyor. Zaten yüksek enflasyon, kira artışları ve sağlık harcamalarındaki yükseliş, emeklilerin satın alma gücünü ciddi biçimde zayıflatmış durumda.

Bu yeni içtihatla birlikte, bankalar kredi verirken kendilerini daha fazla güvence altında hissedecek.

Yargıtay’ın emekli maaşlarına bloke konabileceğine dair aldığı bu yeni ve bağlayıcı karar, yalnızca hukuk dünyasında değil; toplumsal yaşamda,

22/07/2025

Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM) haziran ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı verileri, Türkiye’deki milyonlarca çalışanın ve özellikle emeklilerin nasıl bir ekonomik baskı altında yaşadığını bir kez daha net biçimde gösterdi.

Rakamlar gerçekten çarpıcı:

Dört kişilik bir ailenin yalnızca sağlıklı ve dengeli beslenebilmesi için aylık yapması gereken minimum gıda harcaması, yani açlık sınırı: 25 bin 811 TL.

Barınma, ulaşım, sağlık, eğitim, kültür gibi zorunlu ihtiyaçlar da eklendiğinde, bir ailenin insanca yaşayabilmesi için gerekli yoksulluk sınırı: 89 bin 282 TL.

Birleşik Metal-İş Sınıf Araştırmaları Merkezi’nin (BİSAM) haziran ayına ilişkin açlık ve yoksulluk sınırı verileri, Türkiye’deki milyonlarc