14/07/2025
ALİ NAR HOCA KÜLLİYÂTI
Ali Nar Hoca’mızın düşünce yapısı incelendiğinde Peygamber Efendimiz (sav), Ashab-ı Kiram efendilerimiz ile onlardan sonra gelen salihlerin bize ulaştırdığı İslâm/Ehl-i Sünnet Akâidi’ne yapılan saldırılar karşısında dik durduğu; dinde reform ve dinlerarası diyalog gibi İslâm’ın içini boşaltmaya yönelik cereyanlarla kıyasıya mücâdele ettiği görülecektir.
Merhum Ali Nar Hoca, kısıtlı imkânlarıyla fırsat bulduğu her platformda dinde reformist tavırlardan duyduğu rahatsızlığı dile getirmiştir. Yazdığı kitaplarda ve çıkarttığı dergilerde sürekli modernistleri tenkid etmiştir. Doğru ve hak bildiği yoldan dönmemiş, her zaman sırat-ı müstakim üzre yılmadan mücâdelesine devam etmiştir.
Ali Nar Hoca, yıllarca düşüncelerinden, yazdıklarından dolayı yalnızlaştırılmaya çalışılmıştır. Denilebilir ki, yalnızlaştırılma ve itibarsızlaştırma operasyonuna tabi tutulanların başında gelir. Eğer bu ülkede Ehl-i Sünnet’i tek başına kalma pahasına savunan birisi varsa ve efsaneleşecekse, o Ali Nar Hoca’dır.
Ali Nar Hoca, Ehl-i Sünnet itikadını topluma yerleştirmek için “İslâm İnancı” kitabını yazdı. 2006 yılında “Dinlerarası Diyalog Fitnesi” kitabını çıkarttı ve İslâm’ın tek din olduğunu ve Yahudi ve Hıristiyanlarla diyalog yapılamayacağını savundu. “Ehl-i Kitap Cennetlik mi?” kitabını yazarak Yahudi ve Hıristiyanların Müslüman olmadan asla cennete gidemeyeceklerini delilleriyle ortaya koydu. Yazdığı “Dinde Yenilikçiler ve Buluşma Noktaları” kitabında günümüzde dinde reform ve dinlerarası diyalog gayreti içinde olanların görüşlerini eleştirdi. “Büyük Kavga” kitabında dinde reformist ve diyalogculara ilmi cevaplar verdi. Kitapta Hayrettin Karaman, Süleyman Ateş, M.Said Hatiboğlu gibi birçoklarının ifsaadlarına reddiyeler yazan Ali Nar Hoca, sahih İslâm inancının müdafaasını yaptı. Mayıs 2008’de Ehl-i Sünnet’i savunmak ve İslâm dininde reform çalışmalarına bir tepki olarak “Doğru Yorum” gazetesini çıkarttı. Ali Nar Hoca’nın yarım asırlık yazarlık geçmişinde yaptığı en büyük hizmetlerinden birisi hiç şüphesiz “Doğru Yorum” gazetesidir.
Ali Nar Hoca, “akaidci” kimliğiyle bir taraftan İslâm müdafaası yaparken, diğer yandan edebiyatçı kimliğiyle Türkiye’de “İslâmî Edebiyat” çığırını açmıştır.
Ali Nar Hoca, İslâm’ın güzelliklerini topluma tebliğ edebilmek için “İslâmî Edebiyat”ı benimsemiş, bu yolla geniş kitlelere mesaj vermek için çabalamış ve Türkiye’de İslâmî Edebiyat’ın öncüsü, üstadı olmuştur. Türkiye’de İslâmî Edebiyat kavramını ilk kullanan, yaygınlaştıran, sistemleştiren Ali Nar Hoca’dır. 1986 yılında Hindistan ziyaretinde Şeyh Nedvi’yle görüştükten sonra Türkiye’de İslâmî Edebiyat çığırını açmış, 1989 yılında Türkiye’de İslâmî Edebiyat dergisini kurmuştur. Bu kavramı Türkiye’de yerleştirmek maksadıyla dergiden sonra 1996 yılında “İslâmî İlimler, Kültür ve Edebiyat Vakfı (İSEV)”nı kurmuştur.
Ali Nar Hoca, edebiyatçı kimliğiyle çok önemli işler yapmıştır. Bu bağlamda Türkiye’de ve İslâm dünyasında ilk ütopik roman olan “Arılar Ülkesi”ni yazmıştır. Sosyal-siyasal içerikli bir ütopik roman olan Arılar Ülkesi, arı sembolüyle Türk milletinin ve özgürlük savaşı veren toplumların son asırdaki macerasını anlatmaktadır.
Türkiye’de ve İslâm dünyasında ilk bilim-kurgu romanı olan “Uzay Çiftçileri”ni yazdı. Eylül 1988 yılında yayınlanan Uzay Çiftçileri romanı, İslâm dünyasındaki ilk bilim-kurgu romanı olma özelliğinin yanı sıra son yıllarda yapılan sinema filmlerinin de esin kaynağı olmuştur. Bu yönüyle Türk sinemasını da etkilemiştir. Sanatçı Mehmet Esen, Cem Yılmaz’ın GORA ve AROG filmlerini Ali Nar’ın Uzay Çiftçileri romanından esinlendiğini / kopya ettiğini açıklamaktadır.
Ali Nar Hoca, yazdığı piyeslerle de edebiyata katkı sunmuştur. 1974 yılında ilk basılan piyesi “Fetih”, 1978’de “Koro” ya da “Devrimci Öğretmen”, 1979’da “Muhtar Kafası”, 1985’te “Nasreddin Hoca’dan Öğüt”, “S.Bin Müseyyeb’in Hayır Dediği Gün” ve 1991’de yazdığı “Ruh Paraziti”/ya da “Porselen Dişli Bürokrat” ve “Hortlaklar” piyesleri Müslüman gençliğin yetişmesine katkı sağlamış ve büyük bir boşluğu doldurmuştur.
Ali Nar Hoca’nın hikâyeciliği, romancılığı kadar yalındır. 1989 yılında yayınladığı “Muhtarnâme”de mizahi hikâyeciliği denemiş, 1990’da hikâyelerini topladığı “Dağ Pınarı (Kan Denizi)” kitabını neşretmiştir. 1991’de “Bir Demet Yasemin” adıyla çocuk hikâyelerinden oluşan kitabını neşretmiştir.
Ali Nar Hoca’nın yazı hayatında günlük ve gezi notları önemli yer tutar. Ortadoğu ülkelerini ziyareti sırasında tanıyıp dinlediklerini, oraların tabanından derlediklerini “Ortadoğu Günlüğü” adıyla bir seyahatname veya günlük olarak yazıp neşretmiştir. 1986 yılında Hindistan, Singapur, Pakistan, Bangladeş, Endonezya, Malezya, Avustralya, Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan, Fas ziyaretlerindeki intibalarını konu edindiği gezi notlarını 2005’te “Yedi İklim Dört Kıta 1 (Uzakdoğu Avrupa), “Yedi İklim Dört Kıta-2 (Ortadoğu-Afrika)” adıyla neşretmiştir.
“Anadolu Müslümanının Direniş Günlüğü” adıyla yayınlamayı tasarladığı ancak mahut baskılardan ötürü “Anadolu Günlüğü” adıyla yayınlamak zorunda kaldığı eser, özelde Ali Nar Hoca’nın mücadelesini, genelde ise Anadolu Müslümanının direnişi, mücadelesi ve çektiği çileleri anlatmaktadır.
ALİ NAR HOCA KÜLLİYÂTI
Rahmetli Ali Nar Hocamız, hayattayken bize İslâmî İlimler, Kültür ve Edebiyat Vakfı (İSEV), İslâmî Edebiyat dergisi ve yazdığı kitapları devam ettirmemiz hususunu vasiyet etmiş; vefat etmeden önce de vasiyetnamesini yazılı olarak hazırlayarak bunu ne kadar önemsediğini göstermişti. Biz de gerek hayattayken verdiğimiz söze gerekse vasiyetnamesine uyacağımıza söz vermiştik.
Hocamızın vasiyeti gereği gerek İslami İlimler, Kültür ve Edebiyat Vakfı gerekse İslâmî Edebiyat dergisini devam ettirmek için elimizden gelen gayreti göstermekteyiz.
Hocamızın vefatından sonra “İslâm İnancı, Uzay Çiftçileri, Arılar Ülkesi ve Akaid Risaleleri”ni yayına hazırlayarak baskısını yaptık. Hocamızın hayatı ve görüşlerini anlattığımız “Ali Nar Hoca ve Düşünce Yapısı” kitabını da yayınladık. Yine Ali Nar Hocamızın adının literatüre girmesi için bir edebiyat öğrencisinin “Ali Nar ve İslâmî Edebiyat Düşüncesine Yönelik Çalışmaları” adlı yüksek lisans tezine yardımcı olduk.
Bir taraftan Ali Nar Hocamızın eserlerini yayınlarken bir taraftan da Ali Nar Hoca’nın tüm eserlerini külliyat halinde yayınlamaya niyet ettik. Çünkü Ali Nar Hocamız velüd bir yazar. Gerek telif gerekse tercümeleri bir yekünu oluşturmaktadır. Hocamızın telif ve tercüme eserinden, teliflerin tamamını, tercümelerininse özetini bir külliyat halinde yayınlayarak okuyuculara ve araştırmacılara bir bütün halinde ulaştırmak istedik. Ali Nar Hoca Külliyatı, hacim olarak on cildi aşacaktı ancak hem okunması hem de baskısı zor olacaktı. Bu yüzden biraz daha küçük puntolarla külliyatı 8 cilde sığdırdık. Külliyatın birinci cildi “Dini eserleri”, ikinci cildi “Dini-Fikri eserleri”, üç, dört, beş, altı ve yedinci ciltler tamamen “Edebi eserleri”; sekizinci cild ise daha önce yayınlanmamış yazılarından oluşmaktadır.
Allah-u Teâlâ’nın izniyle “Ali Nar Hoca Külliyâtı”nın birinci cildinin baskısını tamamladık. İkinci cildini de 2025 yılı içinde tamamlamayı planlıyoruz. İnşallah, her sene iki cilt yayınlamayı planlıyoruz. Bu mütevazı gayretimizin Allah-u Teâlâ indinde kabul görmesi duasıyla...
ALİ NAR HOCAMIZI ANACAĞIZ
Ali Nar Hocamızın vefatının 10’uncu sene-i devriyesinde mezarı başında dualarla yâd edeceğiz. Vefât yıl dönümü olan 16 Temmuz hafta içine denk geldiğinden 19 Temmuz 2025 Cumartesi günü, ikindi namazından sonra saat 18.00’de Edirnekapı Şehitliği’ndeki mezarı başında dualarla yâd edeceğiz. Bu vesileyle “Ali Nar Hoca Külliyâtı”nın 1’inci cildini de sevenlerine takdim edeceğiz İnşallah.
👇 https://share.google/7fyD4rO0DVA6Xmb8G