18/07/2025
Başka Türkiye yok!
Şimdilerde Türk halkının tamamına yakın kesiminin; “Allah’ım bu ülkede güzel bir şey olmayacak mı? Hep mi kaos, hep mi kanunsuzluk, hep mi adaletsizlik, hep mi zulüm, hep mi kavga, hep mi hırsızlık, hep mi haksızlık, hep mi felaket, hep mi vahşet, hep mi cinayet, hep mi sıkıntı yaşamak zorundayız. Allah’ım nedir bu başımıza gelen!?” dediğini duyar gibiyim…
Sanırım ilk soruya ve yaşananlara verilebilecek 2 cevap var:
Birincisi; Yıllardır çeşitli varyasyonlar ve argümanlarla bozmayı başardıkları aile ve toplum yapısı nedeniyle milli karakterimizin kayboluşu. Bunun neticesinde cahilleştirilmiş, birlikten uzak, menfi çıkar ve edinimlerin ilk plana alındığı, diğergam olmayan, vicdansız, merhametsiz, edepsiz ve de bencil karakterli bireylerin çoğunlukta olduğu bir toplum yapısının ortaya çıkarılması.
İkincisi ve en önemlisi ise; ülke sathında gördüğümüz ve yaşadığımız tüm bu kaosun, bölgenin ABD, Batı ve İsrail’in çıkarları doğrultusunda dizayn edilmesinden kaynaklanıyor olması. Bunu yaparken de kalkan tozu ve kötü gidişatı kamufle etmek için, zihinlerin başka şeylerle meşgul edilip, dikkatlerin başka yönlere çekilerek söz konusu hedefe varmaya çalışıyor olmaları.
Emperyalistler ve de Siyonistler biliyorlar ki –tecrübelerine de dayanarak- Türkiye’ye fiziken saldırarak veya işgal etmeye çalışarak parçalamak çok zor. Yani yüz yıldır ceplerinde taşıdıkları Sevr’i kaba kuvvetle hayata geçirmek çok zor.
Peki ne yapacaklardı, amaçlarına nasıl ulaşabilirlerdi; Türkiye dini, mezhebi ve de etnik kimlik ayrımına götürülerek, siyaseten ve toplumsal olarak kitleler kuplaştırılacaktı. Toplum bölünüp-parçalanıp, küçük parçalar haline getirilip, yutmaya hazır hale getirilmeliydi. Yani Türkiye Lübnanlaştıralacaktı.
Türkiye’nin ABD Ankara Büyükelçisi diyor ki: “Türkiye için en iyisi Osmanlı milliyet yönetimidir!.”
Yani, Osmanlı’nın parçalanmasına neden olan etnik kimlik üzerinden, dini ve mezhepsel bir milliyet yönetimi biçimi…
Atatürk ve silah arkadaşları, işte bu ayrışmanın ve azınlıklara verilen imtiyazların neticesinde Osmanlı’nın parçalandığını gördükleri için Sevr’i yırtarak yeni bir yönetim anlayışı getirerek, üniter bir devlet ortaya çıkardılar.
Kanun ve adalet önünde herkesin eşit olduğu, hiç kimseye ayrıcalık ve imtiyaz sağlanmayan, kimsenin dinine ve ibadetine karışılmadığı, etnik kimliği ne olursa olsun herkesin eşit haklara sahip olduğu, sadece ve sadece kendini Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir ferdi olarak görmenin esas olduğu birleştirici ve yapıcı bir devlet kurdular. Biliyorlardı ki bu coğrafyada ayrışmak, parçalanmanın ve de yok olmanın tek nedenidir!
Yani , “Sen Kürtsün sana şu ayrıcalığı veriyorum. Sen Arapsın, sen Çerkessin, sen Ermenisin, sen Rumsun, size şu ayrıcalığı veriyorum. Sen Yahudi’sin senin şu ayrıcalığın var, sen Hristiyansın, yahu sen Müslümansın, sen Sünnisin, sen Alevisin senin şu hakların olmalı.” demediler. Yani temelinde bir bölücülük, ayrımcılık yapmadılar.
Ayrışarak, kutuplaşarak, liyakatin ortadan kaldırıldığı, adaletin ve de hukukun yerle yeksan edilerek toplumun birbirine düşman edildiği, dağılmayan ve de yutulmayan daha dünyada başka bir ülke kalmamıştır. Yani, kanun ve adalet önünde hiç kimsenin eşit olmadığı, yönetimde bizden olsun da kim olursa olsun mantığının yaşandığı, liyakatin dikkate alınmadığı, imtiyazın, adam kayırmanın olduğu, ancak demokrasinin ve eşitliğin söz konusu dahi olmadığı, muhalif olanın düşman ilan edildiği, eleştirenin, doğruyu söyleyenin cezalandırıldığı bir yönetim şekliyle emperyalizme yem olmamak imkansızdır.
İnanıyor musunuz, Türkiye son zamanlarda yaşatılan bu sahte süreç ile daha güzel bir demokrasiye mi geçecek? Değiştirilmek istenen Anayasa ile gerçek anlamda gelişmişliğine gelişmişlik katacak, kendine engel olan prangalarından kurtulacak?
İnanıyor musunuz, yüzyılı aşkın bir süredir Türkiye’yi bölüp parçalayıp yutmak isteyen bir zihniyetin ülkemiz için en iyisini istediğini?
İnanıyor musunuz, teröre destek verip büyütenlerin, cayır cayır BOP haritası yayınlayıp, Türkiye’yi haritalar üzerinde parçalayıp, Suriye-Irak temelli bir yapay İsrakürdistan inşa ettikten sonra Türkiye’den de parça istemeyeceklerine?
Hala inanıyor musunuz, pkk’nn silah bıraktığına, sınırda devlet olmuş ve yüz bini aşkın silahlı bir ordu konumuna gelmiş PYD-SDG-PEJAK’ın, adı her ne ise pkk uzantılarının gerçek amacının barış olduğuna?
Türkiye maalesef etnik kimlik, dini ve mezhepsel bir ayrıştırma operasyonu üzerinden gerçek bir Lübnanlaştırma projesi yaşıyor.
Bir taraftan Alman Almanım derken, Fransız Fransızım derken, İnglizi İngilizim, Rus Rusum derken demokrasi oluyor, demokrat oluyor, ama Türk Türküm deyince ırkçı oluyor. Türk çok kötü bir şey söylemiş oluyor. Yani işlerine gelince Kürt, Arap cici çocuklar oluyor, Türk ise ırkçı, kafatasçı, kötü çocuk oluyor…
Türkiye Cumhuriyeti çok kritik ve çok tehlikeli bir kırılma yaşamak üzere. Vatanını seven herkesin, demokrasiye ve eşitliğe inanan herkesin, emperyalizme yem olmak istemeyen herkesin gözünü açması gereken bir noktadayız.
Siz siz olun, emperyalizm ve siyonizmin ayak oyunlarına karşı uyanık olun. Onların içeride kullandığı aparatlara, kavramları eğip bükerek yeni isimler vermelerine, kuzu postları içinde sürüye canavarlar salmalarına karşı uyanık olun. Unutmayın, Cumhuriyet, demokrasi ve hukukun üstünlüğü bu ülkenin birleştirici yapı harcıdır.
Ülkenize sahip çıkın; Başka Türkiye yok…