İlkesel Haber

İlkesel Haber İlkesel ve tarafsız haberin adresi llkesel.com

Benim adım Halil. 78 yaşındayım. Bir huzurevinde kalıyorum. Buraya kendi isteğimle gelmedim.Eşim vefat edince bir süre t...
17/12/2025

Benim adım Halil. 78 yaşındayım. Bir huzurevinde kalıyorum. Buraya kendi isteğimle gelmedim.
Eşim vefat edince bir süre tek başıma yaşadım, sonra düştüm. Hastaneden çıkınca çocuklarım —Serkan ve Zeynep— kendi aralarında karar verdi. “Baba, burada senin için daha iyi olur” dediler ve beni buraya getirdiler.
İlk zamanlar gelirler sandım. Haftalar ay oldu, aylar bayramlara döndü. Sonra kimse gelmez oldu. Telefonum var ama çalmıyor. Ararsam açıyorlar; hep aceleleri var.
Burada günler birbirine benziyor. Sabah kahvaltı, öğlen yemek, akşam televizyon. Konuştuğum herkesin ortak bir derdi var: evlat. Ben artık kapıya bakmıyorum.
Bilmedikleri bir şey var. Hayatım boyunca biriktirdiğim bir para… Kimseye söylemedim. Bilerek sustum. Şunu görmek istedim:
Para yokken de beni hatırlayacaklar mı?
Aylarca bekledim. Hastayım dedim, iyiyim dedim. Tepkilerine baktım. “Geçmiş olsun baba” deyip kapattılar. Gelmeyi hiç teklif etmediler.
Bir gün görevli geldi:
“Halil amca, ziyaretçin var.”
Kimseyi beklemiyordum. İçeri genç bir kadın girdi. Elinde hediye yoktu. Sadece gözleri doluydu.
Zeynep’ti.
Yanıma oturdu. “Baba, geç kaldım” dedi. İlk defa bahanesiz… Saatlerce kaldı. Ertesi gün yine geldi. Sonra yine. Para sormadı, miras sormadı. Sadece elimi tuttu.
Serkan hiç gelmedi.
Aylar sonra kararımı verdim.
Noteri çağırdım.
Kimseye haber vermedim…devamı : https://dizisiyenibolum.com/huzurevinde-kaliyorum/

5 torunuma her birine 2 milyon TL’lik miras sözü vermiştim – sonunda kimse alamadı.Adım Elif, 90 yaşındayım ve böyle bir...
17/12/2025

5 torunuma her birine 2 milyon TL’lik miras sözü vermiştim – sonunda kimse alamadı.

Adım Elif, 90 yaşındayım ve böyle bir hikâye anlatacağımı hiç düşünmemiştim.

Rahmetli eşim Gürkan ile üç çocuk büyüttük; beş torunumuz, on bir de torun çocuğumuz oldu.
On yıllar süren sevgi ve sıkı çalışmanın bir aileyi bir arada tutacağını düşünürsünüz, değil mi? Yanılmışım.

Gürkan vefat ettikten sonra çoğunlukla yalnız kaldım. Doğum günleri, bayramlar, hatta pazar günleri bile… Davetiyeler gönderirdim ve cevap hep aynı olurdu:
“Üzgünüm babaanne, çok yoğunum.”
Bu söz, başka hiçbir şeyden daha fazla canımı yakıyordu.

Kırgın değilim… tamamen değil. Ama onlara bir ders vermeye karar verdim.
Bağırarak değil.
Azarlayarak değil.
Kendi açgözlülükleri aracılığıyla.

Bir pazar günü, mutfak masamda oturdum ve bir plan yaptım.

Her torunuma 2 milyon TL’lik bir miras sözü verecektim, ama sadece TEK BİR ŞEYİ kanıtlamaları şartıyla.

İlk olarak torunum Suna ile başladım. Otuz yaşında, bekar bir anneydi. Üç farklı işte çalışıyor, neredeyse hiç uyumuyordu. Kardeşleri umursamazken bile, o her zaman bir şekilde beni arayıp sorardı.

Sabahın erken saatinde kapısını çaldım.

“Babaanne? Bu saatte burada ne işin var?” diye sordu, uykulu gözlerle; bir yandan kahveyle, bir yandan çocuklarıyla uğraşıyordu.

“Ah canım,” dedim göz kırparak, “vasiyetle ilgili biraz konuşmak istedim. Ciddi bir şey değil… sadece sohbet.”

Suna tereddüt etti.
“Babaanne, gerçekten zamanım yok… Çocuklarım var, işlerim var…”

“Söz veriyorum güzelim,” diye fısıldadım, “buna değecek.”

Gözleri bir an parladı.

“Seni 2 milyon TL’lik mirasımın varisi yapmak istiyorum,” dedim.
“Ama… bir şart var.”

Kaşlarını çattı.
“Şart mı? Ne Şartı?”

“Evet,” dedim, biraz daha yaklaşarak.
“Kardeşlerin bunu bilmemeli. Bunu tamamen sır olarak saklamalısın.
Yani… hazır mısın?” Devamı: https://dizisiyenibolum.com/miras-sozu/

KONYA Da yaşanan olay Ülke gündemine oturdu.Bir diş kliniğinde yaşandığı öne sürülen olay, kamuoyunda büyük yankı uyandı...
17/12/2025

KONYA Da yaşanan olay Ülke gündemine oturdu.
Bir diş kliniğinde yaşandığı öne sürülen olay, kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Aynı klinikte çalışan bir kadın personelin anlattıkları, mesleki güvenin nasıl kötüye kullanılabileceğine dair ciddi soruları gündeme getirdi.
İddiaların merkezinde ise evli bir diş hekimi çifti yer alıyor.
Soruşturma tamamlandı, iddianame mahkemece kabul edildi.
Dosyada yer alan ifadeler ve raporlar, olayın sıradan bir iş anlaşmazlığı olmadığını ortaya koyuyor.
👉 Tüm detaylar ve iddianamedeki çarpıcı ayrıntılar: 👉 https://dizisiyenibolum.com/ulke-gundemine-oturdu/

“Bir tabak yemek için evini temizleyebilir miyim?” Bu cümlenin hemen ardından, Ankara’nın eteklerinde yer alan görkemli ...
17/12/2025

“Bir tabak yemek için evini temizleyebilir miyim?” Bu cümlenin hemen ardından, Ankara’nın eteklerinde yer alan görkemli bir malikanede yaşayan milyoner Cihan Yaman’ın yaşadığı sarsıntı anlatılır. Kadını gördüğü anda kalbi duracak gibi olur; şaşkınlıktan tek kelime edemez.

Yağmur, malikanenin zarif cam çatısına durmadan vurmaktadır. İçeride Cihan Yaman, yanan şöminenin yanında, elinde sade bir kahve fincanıyla alevlere dalmış hâldedir. Büyük servetine rağmen, yalnızlık onun değişmez yoldaşıdır. Başarı banka hesabını doldurmuş, fakat kalbindeki boşluğu dolduramamıştır.

Aniden kapının çalınması bu sessizliği bozar. Kimseyi beklemeyen Cihan, personelinin izinli olduğu bu akşamda kapıyı kendisi açar.

Kapının ardında sırılsıklam bir kadın, kollarında iki yaşından küçük bir kız çocuğuyla durmaktadır. Kadının giysileri yıpranmış, yüzü bitkin ve gözleri çökmüştür. Küçük kız ise utangaç ama tetikte, annesine sokulmuştur. Kadın titreyen bir sesle, iki gündür yemek yemediklerini söyler ve sadece bir tabak yemek karşılığında evi temizlemeyi teklif eder.

Cihan donakalır. Bu, bir merhamet anı değil; tanıma anıdır.

Ağzından fısıltı hâlinde tek bir isim dökülür:

“Emel?”

Kadın da ona inanamaz gözlerle bakar:

“Cihan?”

Zaman adeta çöker. Çünkü Emel Yürek, yedi yıl önce tek kelime etmeden, hiçbir iz bırakmadan Cihan’ın hayatından kaybolmuştur.

Cihan onu en son, kırmızı bir yazlık elbise içinde, bahçede yalınayak ve özgürce gülerken hatırlamaktadır. Şimdi ise karşısında, hayatın yorduğu, yoksul ve bir çocuğun sorumluluğunu taşıyan bambaşka bir Emel vardır.

Cihan’ın göğsü sıkışır ve yedi yılın ardından ağzından çıkan ilk soru şudur:

“Neredeydin?” Detay: 👉 https://dizisiyenibolum.com/gorkemli-bir-malikane/

17/12/2025

23 yıl boyunca, felçli oğluna kendini adadı. Sonra, açıklanamayan bir an onu bir kamera saklamaya itti — ve keşfettiği şey onu derinden sarsmıştı. 😱
Yirmi üç yıldan fazla bir süre boyunca, Clara Martin hayatını oğluna adadı.
Her öğünde onu kaşıkla besledi, yıkadı ve dört saatte bir çevirdi. Fırtınalı gecelerde ona yatıştırıcı sözler fısıldadı. Dışarıdan bakıldığında, o sadık bir anne idi. Clara için ise bu, bir annenin sarsılmaz sevgisi idi.
Bir zamanlar parlak bir öğrenci olan Marc'ın büyük hayalleri vardı. Ancak bir araba kazası her şeyi değiştirdi. Doktorlar onun asla iyileşemeyeceğini söylediler. Bir daha asla hareket edemeyecekti. Hayatta kalma mücadelesi verecekti.
Her şeye rağmen Clara umudunu hiç kaybetmedi. Sahip olduğu her şeyi sattı ve evlerini bir sığınağa dönüştürdü. Tıbbi bakım, ilaçlar ve dualar öğrendi. 23 yıl boyunca, ne kadar küçük olursa olsun, herhangi bir yaşam belirtisi bekledi.
Sonra bir gün, bir şey değişti. 😱 Clara, odadaki nesnelerin yerlerinde olmadığını fark etti. 😱
Hareket ettirilmiş bir bardak, çekilmiş perdeler, düşmüş bir battaniye, açıklanamayan bir şekilde açık bırakılmış gardırop kapısı...
Kötü bir his, bir ürperti, bir şeyler ters gidiyordu.
Bu durum tekrarlanmaya başladı. Clara, giderek endişelenmeye başladı ve şüphelenmeye başladı. Belki de o yokken bir hırsız evlerine giriyordu? 😱
Bu şüpheleri doğrulamak ve sona erdirmek için bir kamera saklamaya karar verdi.
Ve görüntüleri inceledikten sonra keşfettiği şey şok ediciydi.
👉 Hikayenin tamamı: 👉 https://dizisiyenibolum.com/felcli-ogluna-kendini-adadi/

48 yaşında bir kadınım. Eşim yok, çocuğum yok; sadece köpeğim var. Hayatım sakin, tahmin edilebilir ve düzenli. Kütüphan...
17/12/2025

48 yaşında bir kadınım. Eşim yok, çocuğum yok; sadece köpeğim var. Hayatım sakin, tahmin edilebilir ve düzenli. Kütüphanede çalışıyorum, akşamları da aynı üç diziyi sırayla, dönüp dolaşıp izliyorum. Geçen hafta, yatmadan önce her zaman yaptığım şeyi yapıyordum — yarı uykulu hâlde Facebook’ta gezinirken…
Ve sonra ONU GÖRDÜM.
Yirmili yaşlarının ortalarında genç bir kadın, kameraya benim yüzümle bakıyordu.
“Biraz benzer” falan değildi — birebir aynısıydı. Sadece benden onlarca yaş daha gençti.
Aynı gözler.
Aynı gülümseme.
Hatta üniversitedeyken kullandığım saç kesimi bile aynıydı.
Yemin ederim, kalbim duracak gibi oldu.
Sonra paylaşımını okudum.
Profilinin en üstünde, kocaman, duygusal ve umutsuz bir yazı vardı:
“ANNEMİ ARIYORUM.”
Bildiği tek şey, biyolojik annesinin 90’ların sonunda Ayova’da yaşadığıydı.
Evlat edinen ailesinin elinde başka hiçbir bilgi yoktu.
Sadece cevaplar istiyordu.
En çılgın kısmı ne miydi?
Paylaştığı her ayrıntı bana uyuyordu.
Tek bir küçük gerçek dışında:
Ben hiç hamile kalmadım.
Hiç bebeğim olmadı.
Tüylerim diken diken oldu.
Bu benzerlik sadece bir tesadüf olamazdı. Bir şeyler çok yanlıştı.
Bu yüzden doğruca tavan arasına çıktım. Eski kâğıtlarımı, kutularımı, yıllardır dokunmadığım eşyalarımı karıştırmaya başladım.
Ve… AMAN ALLAHIM..
Devamı: 👉 https://dizisiyenibolum.com/kutuphanede-calisiyorum/

“Bisküvi denince akla, hemen onun adı gelir”di. ETİ bir bisküvi markası değildi. ETİ Eskişehir’di. Eskişehir den uzakta ...
17/12/2025

“Bisküvi denince akla, hemen onun adı gelir”di. ETİ bir bisküvi markası değildi. ETİ Eskişehir’di. Eskişehir den uzakta kalmışlar ve özlemişler için bir market rafında gördüğü ETİ onun için memleket havasıdır, almasa da koklar, içini ılık bir sevinç kaplar...

Nereye gidersek gidelim bir marketin seçkin özelliği bizim için ETİ’dir. En son Anıtkabir’in kantinin de gittiğimde büyük hayal kırıklığına uğramıştım. Tepeden tırnağa malum marka, ETİ yok. Sebeplerinden birini Firuz abinin bir gazete röportajından dinleyelim;

"Kendi arabalarımızla büyükşehirlere dağıtıma başladık fakat bir müddet sonra distribütörlüğe (dağıtımcı) geçmemiz gerekti. Çünkü Ülker, daima en büyük rakibimiz oldu, bir distribütöre geçmişti, bizim de geçmemiz gerekiyordu. İstanbul'da Kadıköy tarafında büyük bir distribütör var, o bölgeyi ona verdik. Fakat baktık ki pek iyi de satamıyor. 'Sizden daha iyisini bekliyoruz' diyoruz ona. Bir gün geldi, 'Fethullah Gülen Hoca'dan icazet alamazsanız ben sizin malınızı satamayacağım. Kusura bakmayın' dedi.

Evet. 1996 yılı Ramazan'ı. Biz İstanbul'da iyi satmaya başlamıştık. 'İcazet nasıl alınıyor' dedim. 'Çırağan Sarayı'nda iftar veriyor. Oraya gidin hocayla tanışın, anlaşın. Hoca bize icazet verecek, biz de toptancılara icazet vereceğiz. Öyle bisküvinizi satabiliriz. Bunu hemen yapın' dedi. Bana tuhaf geldi ama bir gidelim bakalım dedim. Gittik. Yanıma da çok iyi tanıdığım bir kuyumcu dostum geldi oturdu. Hasbihal ettik. Hoca o akşam hastaymış gelemedi. Fakat onun İstanbul'daki temsilcisi gibi, İhsan Kalkavan Bey konuştu. Konferans verdi. Biz de dinledik. Yemekten sonra konuşmalar devam ederken önümüze birer kağıt kondu.

Açtık, liste var. Projeleri sıralamışlar. Bir yerde cami, bir yerde bir okul... 500 bin liraya kadar gidiyor. İstenen şu; listeden bir tanesine angaje oluyorsun. 'Ben 50 bin liralık istiyorum, ben 100 bin liralık istiyorum' diye seçip, orada taahhüdünü imzalıyorsun. Yanımdaki arkadaşla biz 'Kusura bakmayın. Biz bir düşünelim' deyip kalktık. İcazet isteyen bizim için hiç de sempatik bir adam olmadı. Ben dürüst bir şekilde ticaretimi yapıyorum. Hiç siyasete girmiyorum. Sen bana icazet vereceksin de malımı satacağım. Şimdi bilmiyorum bu hala var mı?”

Biz de bilmiyoruz ama o tarihlerde o markanın ortağı, distrübütörü, her neyse , bu gün Cumhurbaşkanı . İcazet işi tamammış demek.
Eskişehir ve ETİ çağdaş yaşamın da simgesi idi bizim için. Her olumlu işte, her aktivitede, her sosyal projede kısaca Eskişehir’in değer verdiği ne varsa ETİ oradadır... O sadece ETİ’nin sahibi değil Eskişehir’in Firuz Abisi, simgesi her şeyi idi. Tüm Eskişehir , Firuz abi için kara kara düşünüyordu dün...
Rahmet, sevgi ve saygıyla...

Ruhu şad olsun...

Okuyup geçenler kadar, yayılmasına katkı verenler de kıymetli.

Bu kız rahmetli babasının portresini yaptı ama kimse ona destek olmadı! 🥺🥺🥺Böyle bir emeğin karşılıksız kalmaması gereki...
17/12/2025

Bu kız rahmetli babasının portresini yaptı ama kimse ona destek olmadı! 🥺🥺🥺

Böyle bir emeğin karşılıksız kalmaması gerekir; görenin elinden geleni yapması yeter.

Address

Atatürk Mahallesi 454 Sok. No:13
Kırıkhan
31000

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when İlkesel Haber posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share