İlkesel Haber

İlkesel Haber İlkesel ve tarafsız haberin adresi llkesel.com
(1)

28/10/2025

Kendi çocuklarım gözümün önünde, bana haber bile vermeden evimi yıktılar: Evin önünde oturup acı acı ağladım, yaşlılığımda kendimi sokakta bulacağımı düşünerek... ama birden beklenmedik bir şey oldu 😲😢
Bahçemde çalışırken garip bir ses duydum, derin bir gümbürtü. Yer ayaklarımın altında sallanıyor gibiydi. Yukarı baktım - ve dondum kaldım. Büyük bir buldozer bahçeme girmişti. Kepçesi yavaşça yükseldi ve bir saniye sonra sağır edici bir gürültüyle evimin duvarına çarptı.
- Tanrım... Ne yapıyorsun?! - Kapıya doğru koşarak çığlık attım.
Hayatım boyunca içinde yaşadığım ev gözlerimin önünde yıkılıyordu. Düşen her tuğla kalbime saplanan bir bıçak gibi hissediyordum. Kocam ve ben o evi kendi ellerimizle inşa etmiştik - tahta tahta, taş taş. Çocuklarım orada büyümüştü; tüm hayatım orada geçmişti.
Avluya koştum, makinenin gürültüsünü duyabilmek için olabildiğince yüksek sesle bağırdım:
- Durun! O benim evim! Dokunmayın!
Şoför taksiden eğildi ve sinirli bir şekilde bağırdı:
- Üzgünüm büyükanne, ama emir aldım. Bu ev büyük oğlunuza ait. Bize yıkmamızı söyledi.
- Ne diyorsun sen?.. - Nefesim kesildi. - Bu bir hata olmalı! Ben burada yaşıyorum! Şimdi nereye gideceğim? Sokağa mı?!
- Bizim sorunumuz değil, - diye cevap verdi şoför soğuk bir şekilde. - Bizim işimiz onu yıkmak.
Güçsüz bir şekilde yere yığıldım. Havaya toz yükseldi, tuğla parçaları her yere uçuştu. Kimse bana aldırış etmiyordu. Evim yok oluyor, bir moloz yığınına dönüşüyordu.
Yüzümü ellerime gömerek yere oturdum ve ağladım. Sanki evimle birlikte tüm hayatım da parçalanıyormuş gibi hissediyordum.
"Kendi çocuklarım... - Gözyaşlarımın arasından düşündüm. - Bunu bana nasıl yapabildiniz? Arazi için mi? Para için mi?"
Ama tam o anda şok edici bir şey oldu.. Devamı: 👉 https://dizisiyenibolum.com/evimi-yiktilar/

27/10/2025

😵😨 Kocam bütün bir hafta boyunca komada kalmıştı ve ben başucunda oturmuş ağlıyordum, gözyaşlarımı durduramıyordum. Birden altı yaşında küçük bir kız sessizce bana fısıldadı:
"Sizin için üzülüyorum hanımefendi... Neden hep buraya gelip ağlıyorsunuz? Siz gider gitmez o bir parti veriyor."
Her gün onu görmeye geldim. Yatağının yanına oturdum, soğuk elini tuttum ve fısıldadım:
- Lütfen, uyan...
Bir haftadır hareketsizdi. Doktorlar duyabildiğini söylediler. Saatlerce konuştum - af diledim, ona ne kadar üzgün olduğumu söyledim.
Son tartışmamızdan hemen sonra hastaneye kaldırılmıştı. Bağırmıştım, onu aldatmakla suçlamıştım, boşanma davası açacağımı söylemiştim. Bir saat sonra arayıp felç geçirdiğini söylediler.
Her gün geri geldim. Yanına oturdu, soğuk elini tuttu ve fısıldadı:
- Lütfen, uyan.
Doktorlar komada bile duyabileceğini söylediler. Saatlerce konuştum - bizim hakkımızda, suçluluk duygusu hakkında, acı hakkında. Bazen parmakları hafifçe titriyor gibiydi ve ben onun orada bir yerde olduğuna inanıyordum.
Akşam, ayrılmak üzereyken küçük bir kız - altı yaşlarında, saçları örgülü ve ciddi gözlü - bana seslendi:
- Hanımefendi, neden sürekli ağlıyorsunuz? O uyumuyor.
Önce anlamadım.
- Ne oldu?
- Siz gidince ayağa kalkıyor. Ben de gördüm. Hatta güldü bile.
😱😲 İçimden bir elektrik ş.oku geçti sanki...... Devamı:. 👉 https://dizisiyenibolum.com/komada-kalmisti/

DOKTORLAR İŞ ADAMINDAN VAZGEÇMİŞTİ… AMA BİR DUVARCI OLAĞANDIŞI BİR ŞEY YAPARAK ONU KURTARDIİstanbul’un kalbinde, Atatürk...
27/10/2025

DOKTORLAR İŞ ADAMINDAN VAZGEÇMİŞTİ… AMA BİR DUVARCI OLAĞANDIŞI BİR ŞEY YAPARAK ONU KURTARDI

İstanbul’un kalbinde, Atatürk Hastanesi’nin koridorları her zamanki gibi telaşlıydı. Ancak 314 numaralı oda, oradaki herkes için farklı bir anlam taşıyordu. Mehmet Yılmaz Demir, ülkenin en güçlü iş adamlarından biri, üç haftadır katatonik haldeydi. Ülkenin en iyi doktorları, nörologları, tüm imkanları seferber etmişti ama Mehmet, sessizliğin içinde kaybolmuş gibiydi.

O gün, hastanenin üçüncü katında yenileme işleri yapan Ali Yıldırım, tesadüfen odaya yaklaştı. Gözleri dolu dolu, hafifçe fısıldadı: “Bu adamı tanıyorum.” Ali, yıllar önce genç bir işçi olarak Mehmet ile birlikte çalışmış, onunla dost olmuştu. Oysa şimdi, bu güçlü adam yatağa bağlı, hareketsizdi.

Ali, hastane yönetimine ailesiyle görüşmek istediğini söylediğinde, görevli hemşire Ayşe önce şüpheyle yaklaştı. Ancak Ali’nin samimiyeti, onun içtenliğini fark ettirdi. Mehmet’in kızı Zeynep ise odaya yaklaşan bu adamı görünce sinirlendi. “Burada ne işin var?” dedi sertçe. Ali, “Sizin babanızla yıllar önce birlikte çalıştım. Ona yardım etmek istiyorum,” diye yanıt verdi.. Devamı herkesi şaşkına çevirdi..
Devamı: 👉 https://dizisiyenibolum.com/is-adamindan-vazgecmisti/

Kırıkkale’de yaşayan Hidayet (64) ve Hafize Özmen (60) çifti, yıllardır biriktirdikleri hac parasını bir iyiliğe dönüştü...
27/10/2025

Kırıkkale’de yaşayan Hidayet (64) ve Hafize Özmen (60) çifti, yıllardır biriktirdikleri hac parasını bir iyiliğe dönüştürdü. Hac kurasında isimleri çıkmayan yaşlı çift, yuva kurmak isteyen gençlere destek olma kararı aldı. Özmen çifti, Orhan Bozkurt (34) ve Maşide Doğan (31) çiftinin düğün masraflarını karşılayarak mutlu bir başlangıca vesile oldu.

27/10/2025

Küçük kardeşini kucağına almış, süt istiyordu: "Söz veriyorum büyüyünce sana geri ödeyeceğim" - bir milyarderin cevabı onun kaderini sonsuza dek değiştirecekti.
Maplewood'un kenarındaki market o akşam alışılmadık derecede sessizdi.
Ortada dokuz yaşındaki Mia duruyordu, bir koluyla küçük kardeşini tutuyor, diğer koluyla da bir kutu süt taşıyordu.
"Büyüdüğümde sana borcumu ödeyeceğim, söz veriyorum," diye fısıldadı.
Sesi yalvarır gibi değildi; kararlı ve netti.
Kasiyer Bay Bennett kaşlarını çattı.
"Bununla gidemezsin. Onu yerine koy, yoksa birini çağırmak zorunda kalacağım."
Mia, omzuna yaslanarak hafifçe inleyen kardeşini nazikçe salladı.
Tam o sırada kapı yumuşak bir şıngırtıyla açıldı.
Bir adam içeri girdi: Andrew Collins, milyarder ve Collins Foods'un CEO'su. Kusursuz takım elbisesi içinde onu tanımamak imkânsızdı. Gerginliği hemen hissederek olduğu yerde dondu kaldı.
Gözleri küçük kıza takıldı.
Mia onun gözlerinin içine baktı.
"Lütfen efendim... küçük kardeşim dünden beri bir şey yemedi. Hırsızlık yapmıyorum. Sadece bana güvenmenizi istiyorum. Size sonra geri öderim."
Andrew onun seviyesine indi, onun sessiz cesaretinden etkilendi.
"Adın ne senin?"
"Mia," dedi kız, kardeşine daha sıkı sarılarak. "Bu da Jack."
"Yalnız mısın?"
Başıyla onayladı.
"Ailemiz gitti ve bir daha geri dönmedi. Yetiştirme yurdu bizi ayırmak istedi... biz de kaçtık."
"Onu korumak için mi kaçtınız?" Andrew nazikçe sordu.
Mia tekrar başını salladı - kırılgandı ama şimdiden iki hayatın yükünü taşıyordu.
"Muhtemelen hırsızlık yapıyordur," diye mırıldandı Bay Bennett.
Andrew ona bakmadı bile. Cüzdanını çıkardı ama para uzatmadan önce Mia başını salladı.
"Sadece süt istiyorum, efendim."
Andrew gülümsedi - gerçek bir gülümseme. Mia'nın dürüstlüğü sarsılmazdı.
"Ya sana sütten daha fazlasını teklif edersem?"
Mia gözlerini kırpıştırdı.
"Ne gibi?"
"Bir şans gibi," diye cevap verdi.
Ayağa kalktı ve kasiyere döndü.
"Benimle geliyorlar. Kimi istersen çağır - tüm sorumluluğu ben alacağım."
Mia'nın gözleri büyüdü.
"Bize neden yardım ediyorsun?"
Andrew onun bakışlarını, güç ve umudun parladığı yerde tuttu.
📖 Bu unutulmaz hikayenin devamı: 👉 https://dizisiyenibolum.com/bir-kutu-sut/

Address

Atatürk Mahallesi 454 Sok. No:13
Kırıkhan
31000

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when İlkesel Haber posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share