16/07/2025
Basın Açıklaması: Anayasa Değişikliği ve Terörle Mücadeledeki Derin Endişelerimiz
Değerli Basın Mensupları ve Kıymetli Kamuoyu,
Bağımsız Türkiye Partisi Lüleburgaz İlçe Teşkilatı olarak, AKP, MHP ve DEM Parti arasında "terörsüz Türkiye" söylemiyle yürütülen anayasa değişikliği tartışmalarını büyük bir endişe ve ibretle takip etmekteyiz. Ülkemizin 40 yılı aşkın süredir verdiği terörle mücadeledeki çetin sınavlar göz önüne alındığında, mevcut iktidarın 23 yıllık dönemdeki sicilinin bu konudaki güvenilirliği ve samimiyeti ciddi şekilde sorgulanmaktadır.
Mevcut iktidar, 23 yıllık görev süresi boyunca terörle mücadele adı altında birçok farklı ve çoğu zaman çelişkili politikalar denemiştir. "Demokratikleşme paketlerinden" tutun, Abdullah Öcalan'ın mektuplarına, Kobani olaylarına verilen tepkilere ve sözde çözüm sürecine kadar çeşitli yaklaşımlar sergilenmiştir. Hatta geçmişte "çadır mahkemelerinin" kurulduğu ve terör örgütü mensuplarına alan açıldığı gerçeği hafızalarımızdan silinmemiştir. Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan'ın 11 Mart'ta yaptığı, "Terör örgütünün silah bıraktığını açıklaması ülkemizde demokrasinin, hukukun, huzurun, güvenin, istikrarın tesisini sağlayacak önemli bir eşik olacaktır" şeklindeki açıklaması da bu süreçlerin bir parçasıdır. Tüm bu adımlar ve dönemsel söylemler, iktidarın terörle mücadeledeki tutarlılığı, kararlılığı ve samimiyeti konusunda milletimizde derin bir güvensizlik yaratmıştır.
Terörün topyekün bitmesi elbette hepimizin ortak dileği ve mücadele ortak paydamızdır. Ancak, geçmişteki uygulamalar, verilen tavizler ve kapalı kapılar ardında yapılan pazarlıklar ışığında, yeni bir anayasa değişikliği sürecinin hangi saiklerle yürütüldüğü ve ne gibi sonuçlar doğuracağı konusunda kamuoyunun derhal ve şeffaf bir şekilde aydınlatılması zaruridir. Özellikle, cezaevlerinden PKK militanlarının salıverileceği yönündeki iddialar ile birlikte diğer terör örgütü mensuplarının da (aralarında FETÖ'cülerin de bulunduğu) serbest bırakılacağına dair duyumlar, bu sürecin hukuka ve adalete nasıl etki edeceği konusunda derin endişelere yol açmaktadır. Bu tür bir durumun, hukukun üstünlüğünü ve adaleti tamamen zedeleyeceği, devletin terörle mücadelesine olan inan