25/09/2024
BAŞKAN SAGUN'DAN SERZENİŞ...
"Her Türk Asker doğar" söylemi,öylesine söylenmiş bir söz değildir.
Biz Türk doğmuşuz ve Askerlik,
doğduğumuzda genlerimize işlenmiş olarak doğuyoruz.
Vatanımız için savaşmak,ölmek gerektiğinde bunun için ne düşünürüz,ne korkarız,ne de geri adım atarız. Uğruna ölünmesi gereken değerlerin en başına Vatanımızı yazmış insanların torunlarıyız.
Biz Vatanımız için canımızı, uzuvlarımızı vermekten hiç bir zaman çekinmedik, yeter ki "Vatan Sağolsun" dedik. Nasılsa geride bıraktıklarımıza Devlet sahip çıkar dedik.
Ama birlikte askerlik yaptığımız insanlarla bizleri,olayın oluş şekline göre kanun numaraları ile ayıracaklarını,farklı haklara sahip olacağımızı ve bu farklılıkların,askerdeyken eşit olan bizlerin,öldükten veya sakat kaldıktan sonra,aramızda uçurum oluşturacağını bilemedik ne yazık ki.
Birkaç örnek vermek gerekirse;
2012 yılına kadar askerde kaza sonucu hayatını kaybeden veya yaralanıp sakat kalanlar Tazminat alamadı, Faizsiz Konut kredisi kullanıp ev sahibi olamadı, Devlet tarafından iş imkânı sağlanmadı. Sadece kupkuru bir Vazife Malulü maaşı bağlanıp,bir de Belediye otobüslerinde ücretsiz seyahat etmeleri için bir kart verildi ve otobüsün şoförlerinin insafına bırakıldılar,kimi hakaret işitti,kimi aşağılandı, kimi dayak yedi.
Tabiri caizse kaderlerine terk edildiler.
2008 yılından itibaren bu sorunları birkaç kişi olarak dillendirmeye ve sesimizi yükseltmeye başladık.
Ve bu,2012 yılında meyvesini verdi.
O yıl çıkartılan kanunla,kaza sonucu hayatını kaybeden veya sakat kalan Vazife Malûlleri,Tazminat, Faizsiz Konut Kredisi ve İşe yerleştirme hakları kazandılar.
Ama ne yazık ki 2012 yılından önce Vazife Malûlü olanlar, Tazminat hakkından yararlanamadı.
Bitmedi...!!
Dünyanın her yerinde,çıkan kanunlar Kişilerin lehine ise geriye doğru işletilmesine rağmen,Vazife Malûlleri için bu uygulanmadı ve Vatan uğruna sakatlanmaları tabiri caizse yanlarına kâr kaldı.
Bitmedi...!!
2012 yılında çıkartılan kanunla bişeylerin olumlu yönde düzeleceğini düşünürken,
2013 yılında çıkartılan 6495 sayılı kanun çıkarıldı.
Ve bu kanunla,Gazilerin,askere gitmeden önceki sigorta başlangıçları ve ödenmiş sigorta primleri, Emekliliğe sayılamaz denilerek,Gazilerin emekli olmaları zorlaştırıldı ve emekli olmaları için daha fazla çalışmaları kanunlaştırıldı.
Hukuken, Kişinin aleyhine olan kanun geriye doğru işletilmemesi gerekirken,bu kanunu geriye doğru işleterek Binlerce Gazinin mağdur olmasına sebep oldular.
Hatta hatırlarsanız bu kanunu bahane ederek,2019 yılında yüzlerce Gazinin hak ettikleri emekli maaşını kestiler.
Milletvekilleri, Bakanlar, Bürokratlar Huzur Hakkı adı altında 4-5 yerden maaş alırken,Gazilerin çalışarak prim ödedikleri, analarının ak sütü gibi Helâl olan emekli olmaları zorlaştırıldı.
Bitmedi...!!
Gazilerin ve bakmakla yükümlü oldukları eş ve çocuklarının,özel hastanelerde muayene ve tedavi olmasını yasakladılar.
Gazileri,ömür boyu yaşamak zorunda kaldıkları acılarıyla, ağrılarıyla, hastalık ve sakatlıklarıyla Devlet hastanelerinde sonu gelmez kuyruklara mahkum ettiler.
Bitmedi...!!
Şehit ve Gazilerin, çocuklarına bırakacağı tek sıfat olan "Benim Babam Şehit ,Gazi" onurunu, 25 yaşında Şehit ve Gazi çocukların ellerinden aldılar.
Bu kanunu yapan Milletvekillerinin çocukları hatta torunları bile, Milletvekilliği imkânlarından ömür boyu yararlanırken,Gazilerin çocukları babalarından kalan tek miras olan "Gazi Kartını" sadece 25 yaşına kadar taşıyabilecekler.
Bitmedi...!!
Ülkelerinde çıkan iç savaş sebebiyle ülkelerinden kaçıp Türkiye'ye gelen Suriyelilere yapılan masraf, ne yazık ki Şehit yakınlarına ve Gazilere yapılmadı.
Onlara gösterilen tölerans,ayrıcalık maalesef Şehit yakınlarına ve Gazilere gösterilmedi.
Bitmedi...!!
Şehit yakınları ve Gazilerin,bir sürü derdi, talebi beklentisi olmasına,bunlarla ilgili sürekli düzenleme yapılması için talep dosyaları oluşturulmasına rağmen,
12 senedir olumlu tek bir kanun bile çıkmadı.
İşin özü ;
Biz kanun numaraları ile ayrılıp,farklı haklardan yararlanmaktan,bizlere gösterilen eşitsizlikten sıkıldık.
Biz yok sayılmaktan sıkıldık.
Biz normal emekli muamelesi görmekten sıkıldık.
Biz Taleplerimizi ilettikçe,
bürokratların aralarında top çevirip, birbirine pas atmalarından,bizleri çocuk gibi oyalamalarından sıkıldık.
Biz açlık sınırının altında yaşamaktan sıkıldık.
Biz, görülmemekten, duyulmamaktan sıkıldık.
Her seferinde değiştirilmesi imkânsız gibi yansıtılan MEVZUAT duvarının, Çin Seddi gibi önümüze serilmesinden sıkıldık.
Askerde yaralanıp sakat kaldığı halde hiç Gazi sayılmayan arkadaşlarımızı da unutmamak lazım. Kurdukları Dernekle, hâlâ Gazi sayılabilmek için hak ve hukuk mücadelesi veriyorlar.
Onlarda haklarını alana kadar,onların savunucusu ve destekçisi olacağız.
Bir savaş, çatışma olduğunda,cephenin en önünde, canımızı hiçe sayarak gövdemizi bu vatan uğruna nasıl siper ettiysek,Devletin de hayat şartları karşısında bize siper olmasını bekliyoruz.
Şehit Gazi Aileleri Koruma ve kalkındırma Derneği Genel Başkanı ibrahim SAGUN