Türasaş Sakarya Bölge Müdürlüğü

Türasaş Sakarya Bölge Müdürlüğü Contact information, map and directions, contact form, opening hours, services, ratings, photos, videos and announcements from Türasaş Sakarya Bölge Müdürlüğü, Media, Milli Egemenlik Caddesi No: 131, Mithatpaşa.

04/12/2024

Rabia ve Mahmut Aydin çiftinin 7 Temmuz 2024'den beridir kayıp olan, haber alamadıkları oğulları 2002 doğumlu kaybolduğu ay/yılda 22 yaşında olan Fatih Aydın ulusal tv kanalı ATV'de yayınlanan Esra Erol'da gündüz kuşağı reality programına annesi Rabia AYDIN başvurması ile oğullarının kaybolduğunu Türkiye ve dünyada programı izleyen tv izleyicileri öğrenmişti.

Fatih AYDIN'ın kaybolmasından bu yana, günlerce aylarca bir haber alınamaması, tüm Türkiye'de yankı bulmuş, programı izleyen seyirciler kayıp olan Fatih AYDIN bulunması yönünde seferber olmuştur.

Tokat/Yeşilyurt/Çıkrık Köyü doğumlu anne Rabia AYDIN (kızlık soyadı=ÇİFTÇİ), 6 evladı olan ŞEMSİ ÇİFTÇİ'NİN kızı olup, Çıkrık Köyünden Sulusaray'lı Mahmut Aydın 'a küçük yaşta gelin gitmiştir.

Memleketi - olup, 'un farklı ilçelerinde, beldelerinde veya 'nin farklı il,ilçelerinde oturan hemşehrilerimizin kayıp bu gencin bulunması yönünde duyarlı olmaları, sosyal medyada paylaşımda bulunmalı, en ufak bir ipucu bulunması halinde;

En yakın kolluk ekibine , @112 acil hattına ( - - ortak hat), ailesine, akrabalarına ve ESRA EROL 'da programının @ +90 545 746 25 25 numaralı whatsapp hattına başvurmaları önemle rica olunur.

27/11/2024
23/11/2024

👰🤵Mardin'de kız tarafının erkek tarafına çıkardığı masraf listesi

Siz bu liste hakkında ne düşünüyorsunuz?🤔

TÜRASAŞ GENEL MÜDÜRÜ DEĞİŞTİ. BİR ÇALIŞAN OLARAK TEMENNİM;ÜRETİMSİZLİĞİ, STOKÇULUĞU, SİYASETEN NİTELİKSİZ İNSAN KAYNAĞIN...
19/10/2024

TÜRASAŞ GENEL MÜDÜRÜ DEĞİŞTİ.

BİR ÇALIŞAN OLARAK TEMENNİM;

ÜRETİMSİZLİĞİ, STOKÇULUĞU, SİYASETEN NİTELİKSİZ İNSAN KAYNAĞINI DESTEKLEYEN BİR ANLAYIŞI DEĞİLDE,

LİYAKATLI İNSAN KAYNAĞINA ÖNEM VEREN, RAYLI SİSTEM ARAÇLARINDA; ARAŞTIRMA - GELİŞTİRME - PLANLAMA - ÜRETİME YÖNELİK DÜNYADA BENZER İŞLERİ YAPAN GELİŞMİŞ DEVLETLERDE OLDUĞU GİBİ BİRÇOK KURUMSAL PROJELERİ OLAN, ONA GÖRE EKİBİNİ KURABİLEN, DİK DURABİLEN, MÜSAMAHAYA, YALAKALIĞA ÖDÜN VERMEYEN, YETKİ, GÖREV VE SORUMLULUĞU KURUMUNUN GELİŞMESİ, MİSYONU, VİZYONU, KALİTE, KARLILIK, REKABET, İHRACAT EDEBİLİRLİĞİNİ ÖN PLANDA TUTAN PERSONELİ İLE BARIŞIK BİR YÖNETİCİ OLUR.

28/09/2024

Serbest piyasa fiyatları kontrol altına alınmadığı sürece, emeklinin ve çalışanın ücretini arttırmanın bir anlamı yok.
Ücrete zam gelmeden Serbest Piyasa fiyatlarıda 2 katına çıkıyor.

https://k.kwai.com/p/eCsIuSmEKONUNUN DAHA İYİ ANLAŞILMASI İÇİN BAKIŞ AÇIMIZI, PERSPEKTİFİMİZİ GENİŞLETELİM.😈ŞEYTAN👹 İSRA...
11/08/2024

https://k.kwai.com/p/eCsIuSmE

KONUNUN DAHA İYİ ANLAŞILMASI İÇİN BAKIŞ AÇIMIZI, PERSPEKTİFİMİZİ GENİŞLETELİM.

😈ŞEYTAN👹 İSRAİL👺MARKA ÜRÜNLERİNİN REKLAMINI NASILDA YAPTIRIYOR/YAPIYORUZ. 😂🤣 HEY GİDİ HEY ÜSTÜN ZEKALI TÜRK MÜSLÜMAN KARDEŞLERİM.

ŞU SIRALAR SOSYAL MEDYADA İSRAİL MARKA ÜRÜNLERİ BOYKOT AMAÇLI LİSTE HALİNDE BİZİM TÜRK MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZ YAYINLAMAKTA. İSRAİL MARKALARINDA REKLAMIN İYİSİ KÖTÜSÜ OLMAZ. HEMDE GÖRSELLİ LİSTE HALİNDE ÜCRETSİZ.

GÜYA BU TÜRK MÜSLÜMAN KARDEŞLERİMİZ BİRŞEYİN FARKINDA, FARKINDALIK YARATACAKSA TÜRKİYE TİCARİ SİCİL GAZETESİNE BAKARAK GIDADA, TEMİZLİK ÜRÜNLERİNDE, İÇECEKTE, TEKNOLOJİDE, TIPTA, ECZACILIKTA, KONFEKSİYONDA, KUNDURADA, OTOMOBİLDE VB... KİMLER KİMLERLE TİCARİ ORTAKLIK YAPMIŞ GÖRSÜNLER. YERLİ-MİLLİ ÜRETİM TÜRK FİRMA MARKALARININ LİSTE HALİNDE YAYINLAYIN, REKLAMINI SOSYAL MEDYADA YAPINDA SAMİMİ TÜRK MÜSLÜMAN OLDUĞUNUZA/OLDUĞUMUZA İNANALIM.

MAALESEF YERLİ-MİLLİ ÜRETİM MARKAMIZ YOK VEYA OLSADA HEPSİNİN FORMÜLİZE EDİLMİŞ, DNA'SIYLA OYNANMIŞ HAM MADDESİ VE TEKELİ İSRAİL, AMERİKA, İNGİLTERE, AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNİN, RUSYA, ÇİN, JAPONYA VB... EMPERYALİST, KAPİTALİST ÜLKELERİNİN ELİNDE.

UNUTMAYIN, İSRAİL, AMERİKA, İNGİLTERE, AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNİN, RUSYA, ÇİN, JAPONYA VB... MEVCUT MARKALARI DIŞINDA GIDA, İÇECEK, TEMİZLİK VB...ÜRÜNLERİNDE SAHİP OLDUKLARI FASON BAŞKA MARKALARLA YİNE ÜRÜNLERİNİ ÜRETİP BU MÜSLÜMAN MİLLETE PAZARLIYOR. HER HALÜKARDA KAZANIYORLAR. BİZLERE BOYKOT ADI ALTINDA SOSYAL MEDYADA GÖRSELLİ LİSTE HALİNDE ÜCRETSİZ REKLAMINI YAPMAK DÜŞÜYOR. BAKIN EMPERYALİST BU MARKA VE KURULUŞLARIN BOYKOT ADI ALTINDA REKLAMINI YAPTIĞIMIZDA SESLERİ ÇIKIYOR MU? ÇIKMAZ. REKLAMIN AMACI BEYİNLERE SOKUP HİPNOTİZE EDEREK ÜRÜNÜNÜ PAZARLAMAK.

Yahudi ve emperyalist ülkeler Turgut Özal'ın getirdiği, Serbest Gümrük Birliği ve Ticari antlaşmalarıyla, serbest piyasa ekonomisi dediğimiz ürününün ilk girdisiyle-çıktısıyla pazarlama ve dağıtım, müşteriye parekende eliyle ulaştırılmasında liberal anlamda fiyatının belirlenmesi bağımsız bırakılmıştır. Denetimini Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Tarım ve Ormancılık Bakanlıkları işbirliği ile illerde Vali, ilçelerde kaymakam, Belediye'de ilgili birimler yapması gerekiyor. Ama, ülkemize döviz getirecek yabancı yatırımcı çekmek amaçlı her türlü ticari üretim ve ithalat sektöründe ülkeye yerleşmiş her şeyin üzerinde yabancı kuruluşlar ve elleri her yere uzandığından maalesef devletin yetkili mercilerinin elleri kolları bağlı, siyaseten atandıkları için mevki ve makam kaybetmeme ve başka kuruluşlara sürgün olma, aile düzenlerinin bozulmaması içinde siyaseten üstten emir gelmediği sürecede kanunlara aykırı olsada bir duruş sergileyip kanunların emrettiği şekilde davranış dahi sergilemeyip sermaye şirketlerine boyun eğiyorlar ve hatta tehdit dahi ediliyorlar. Millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde olup, duruşunuzu/duruşumuzu Yahudi ve emperyalist marka ürünlerin ülkemizdeki üretim tesislerini(fabrika-atölye), ithalatını ve bu ülkede onlara destek amaçlı ihracatını boykot etmeniz gerekirken, tam tersi en son alıcı olan müşteri odaklı markaları boykotu destekliyoruz. Yine söylüyorum Ticari sicil gazetesine bakarak, adresine göre bizzat yerine giderek, yerli ticaret işbirlikçilerine ve yabancı ortaklarının kurmuş oldukları kuruluşları ifşaa edelim. Bak o zaman bireysel/STK'lar olarak tehditler bizlere nasıl başlıyor.Mahkemeye gidip hakkımızı aramaya çalışsak yine bizler suçlu çıkarız. Çünkü, hükümeti elinde bulunduranlar, yargıyı elinde bulundurmazlar mı? Ama, mücadeleyi millet olarak topyekûn bizler başlatmalı ve bunları Türkiye'deki işbirlikçileri kovmalıyız. Bu ekonomik istikbal savaşı kanlı mı olur, kansız mı olur bilinmez. Yoksa, bunlarca dayatılana, manda ve himayeye, sömürüye ve fiyatlarını kendilerinin belirlediği pazarları olmaktan öteye gidemeyiz. Bu tür boykotlarda anlamını kısa sürede yitirir. Bunlar kendileri ve kendilerine hizmet eden çok zeki beyinler ve ülke insanları için gelecekte sorun yaşamamaları hayalini kurdukları dünya düzeninde hayatta kalabilmeleri için seçkin azınlığın olduğu zeki beşeri insan ve diğer canlı yaşam formlarının yaşam bulması için farklı ülkelerde ikliminde bulunan doğal yaşamdaki tohumları toplayarak gizli bilinnmeyen,özellikle bu tohumların bozulmadan milyonlarca yıl saklanabilmesi için kuzey kutbunda özel iklimlendirmeli tohum bankaları kurarak diğer fazlalık ve kendi istikballerine tehdit olan beyinsel ve zihinsel olarak gelişmemiş insan topluluğuna DNA'sıyla oynanmış tahıllı ve kimyasal içerikli gıda malzemelerini yedirerek hastalandırarak, kurdukları ilaç sanayileri ile ölünceye kadar atıl durumda olan ve kendilerince hizmet eden köle olan insan kolonisini sömürmek ve giderek gelecek kaynakların kıt olacağını bildiklerinden işlerine yaramayacak peçete gibi kullandıkları insan sayılarını azaltmak ve onlara hakim olmak. Yediğin ekmeğin hammadesi olan buğdayının DNA'sı oynayıp ancak tek sefer kullandığın kimyasal katkılı buğday tohumu vb... sizlere/bizlere yediriyorlar bunlar. Bunlar Fransız ihtilali ile, sanayi devrimiyle üniversitelerde okutulan Adam Smith, Karl Marx, klasik iktisat öğretileri fazlalık olan diğer insanların beyinlerine işliyorlar. Kendilerine hizmetkar ediyorlar. Hakikaten bunları tüm insanlığa reva gören çok zeki insan denilen elit zeki varlıklar bunlar.

Unutmayın, biz bunları 1980'li başlarında Zeki Müren'li Alo, Omo, Ariel reklamlarıyla davulla zurnayla karşıladık. İçimize öyle yerleştiler ki, öyle benimsedik ki gün geldi serbest piyasa üretiminde, tedariğinde, pazarlamasında her alana yerleşip büyük sermayeye, holdinglere geçmişten günümüze devlette sözü geçen ve karşılıklı çıkar ilişkisi siyasi ve bürokratik oligarşiyi oluşturdular. Bunların her alanda örümcek ağı gibi sarmal oluşturup parasal güçleriyle sözleri geçecek bu ülkede doğmuş büyümüş kanı bozuk yerli-milli adamları ve sermaye gruplarını üst perdeden satın alarak emelleri doğrultusunda kullanıp desteklediler. Bu zeki adamları kendi okullarında burslu okutup, onlara himayelerine alıp minnet borçlarını ödemelerini istediler. Stratejik öneme sahip şirketler kurdular veya bu öneme sahip devlet kuruluşlarına ve özel şirketlere yerleştirdiler. Aynı zamanda hukukun ve siyasetin içerisine soktular. Aynı, Fetö yapılanması gibi, bunlarda güzellemesi çağdaşlık, laiklik, Atatürkçülük, tarikatcilik, çağdaş ve ideolojik kemalist Genel Kurmay ve ordu düzeni, mezhepçilik vs... Siyasi parti liderlerini, hükümetleri ve ekonomiyi onlar belirledi ve yönetti. Dikkat edin siyasette bulunan sağcı-solcu başbakanlık bakanlık yapmış ve tarihe devlet adamlığıyla damga vurmuş kişilere bakın hepsi aynı üniversite okul mezunları sınıf arkadaşlığı yapmışlar, aynı öğreti ve eğitimi almışlar. Siyasete atılışları ve hainlikleri aynı. 2. Abdülhamit döneminde Fransa'ya genç yaşta eğitim alsınlar döndüklerinde ülkelerine her alanda daha iyi hizmet etsinler istenildi. Ancak, onlar Abdülhamit'e karşı Jön Türk olarak döndüler. İsrail kökenli işbirlikçileri ile Abdülhamit'i içten yıkıp, tahttan indirdiler. Payitahttaki tüm Osmanlı sultanlarını sürgüne gönderdiler. Yani oyun hep aynı, kısaca da her alandalardı.

Ne zaman çıkarlarına ters gelen bir şey yapıldı. Sanayide, üretiminde ambargo uygulayarak, ekonomiye ve siyasete müdahale edip dövizin, fiyatların yükselmesine neden oldular. Ekonomiyi ve halkı geçimle yüksek enflasyonla başbaşa bıraktılar. Utanmadan vatandaşa mikrofon uzatarak halini/ahvalinide haber yaptılar. Boykot halinde de kendi marka ürünlerini bu saf müslüman Türk milletine reklamlarını yaptırdılar. Oynadıkları oyun ne şeytanca farkındamısınız? Elbette değiliz.

YANİ, BATAKLIĞI KURUTAMADAN BU SİVRİSİNEKLERİ YOK EDEMEZSİN. FARKLI MUTASYONLARDA (MARKA VE KURULUŞLA) HAYAT BULURLAR HASTALIK BULAŞTIRMAYA DEVAM EDERLER. BUNLAR DÜNYA DEVLETLERİ'NE YÖN VEREN GÜÇLÜ SERMAYE KURULUŞLARI. VATANDAŞIN TOPLU ŞEKİLDE HAREKETİYLE BASKI OLUŞTURUP DEVLETİN BU TİCARİ SÖZLEŞMELERİ GÜCÜ YETİYORSA KHK'A FESHİNİ SAĞLAYIP, BU GÜÇ ODAKLARINI KOVACAK. AMA, DEVLET BUNU YAPABİLECEK GÜÇTEMİ DEĞİL. ÇÜNKÜ, BU EMPERYALİST ÜLKELERİ İLE İŞBİRLİKÇİLİK VE ORTAKLIK YAPAN YERLİ VE MİLLİ GÖZÜKEN KİŞİLERİN ŞİRKET SAHİPLERİ MECLİS'TE MİLLETVEKİLİ, CUMHURBAŞKANLIK'TA YARDIMCI, MÜSTEŞAR, BÜROKRAT, YÖNETİM KURULU ÜYESİ OLARAK İMZA KARŞILIĞINDA MİLYON-MİLYARLAR ALIYORLAR. YANİ BİR ŞEKİLDE SİYASİ VE TİCARİ ÇIKAR İLİŞKİLERİ VAR. BU ÇIKAR İLİŞKİSİ DEVAM EDERKEN KOVABİLİRLER Mİ? SİZ DÜŞÜNÜN? YERLİ VE MİLLİ ULUSAL VE ULUSLARARASI BİR DÜZEYE GELMİŞ İYİ PAZAR OLUŞTURAN ÜRETİM, PAZARLAMA VE TEDARİĞİ KURUMSALLAŞMIŞ YERLİ-MİLLİ KURULUŞLARIMIZA YÜKSEK MEBLAĞDA KAR ORTAKLIĞI TEKLİF EDİYORLAR, DEĞERİNİN ÜZERİNDE PARA ÖDEYİP SATIN ALIYORLAR. BUNU YAPARKENDE ÇOĞU ZAMAN DÜNYA BORSASI'NA 7/24 AÇIK OLAN FARKLI ZAMAN ÜLKELERİN YEREL SAAT DİLİMİNDE OLAN BİST (AĞ ÜZERİNDE DİĞİTALLEŞMİŞ BORSA İSTANBUL) ÜZERİNDE DÜNYACA ÜNLÜ UZMANLAŞMIŞ SATIN ALINMIŞ PROFESYONEL BOKERLARI VE KİRALALAMIŞ INFLUENCERS İLE BİSTİ TEPETAKLAK YAPARAK TÜM HİSSELERİNİ ALARAK KONKORTO İLE İFLASIN EŞİĞİNE GETİRİP YILLARCA KAZANIM ELDE ETMİŞ YERLİ-MİLLİ KURULUŞLARI EKARTE EDİYORLAR. TÜM KURUMSAL SERMAYESİNE VE DENEYİMLİ PERSONELİNE YÜKSEK MEBLAĞLARDA ÜCRET ÖDEYEREK BOYUNDURUĞU ALTINA ALIYORLAR. KURUMSALLAŞMIŞ MARKASINI SATMAK İSTEMEYEN YERLİ-MİLLİ DURUŞ SERGİLEYENİDE TEHDİTLE YOK FİYATINA ELİNDEN ALIYORLAR. DEVLETİMİZDE MAALESEF YERLİ-MİLLİ OLANA SAHİP ÇIKMIYOR, ÇIKAMIYOR.‼️⁉️

20/12/2023

RAHMAN SURESİNİ ANLAMAK!

Belkide biz (insanlar) müslümanlar, 12.5 milyar öncesine evreni yaratan ve 5.5 milyar yıl içerisinde belli zaman diliminde dünya denilen bir yerde insanı ve canlılığı yaratan, birçok tebliğci peygamberler ve Nebiler aracılığı ile kendisinin insanlara kitap vahiy ederek varlığını, dünya nimetlerini, neden yaratıldığımızı, kıyametin nasıl geleceğini, ölümü, ölümden sonraki sonsuz ahiret hayatını, cennet ve cehennemi, ödül ve ceza olarak cennet ve cehennemliklerini halinin nasıl olacağının anlatıldığı mükemmel bir suredir Rahman Suresi.

Kainatın, gezenlerin, dünyanın, insanların, cinlerin ve tüm canlılığın yaratılışını, gezegenlerin ilim ve bilim üzerine nizam içerisinde hareketini, nasıl yok olacağını, kıyamet, ahiret, cennet-cehennem hayatı örneklerinin arasına sıkıştırılmış, sürekli tekrarlanan ve acı şekilde uyaran rabbimiz derki,

فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
(Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân)

(Öyleyse, ey insanlar ve cinler, Rabbinizin hangi nimet ve kud­retini yalanlayabilirsiniz?).

Rahman Suresinden de anlaşılacağı üzere, kendisinden şüphe duyulmacak öncesi(ezeli) -sonrası(ebedi) olmayan, tüm zaman ve mekandan münezzeh (sınırlaması olmayan), sonsuz kudret, ilim ve bilim sahibi olan Allah, insan ve cinlerde dahil tüm canlı varlıkları, nimetleri birbiri döller şekilde dişili ve erkekli, maddesel-kütlesel evreni kimyasal elementlere ayırmış (+),(-) kutuplu manyetizmaya dayalı atomik fiziksel (kütlesel) yapıda ve evren var olduğu sürecede yaratılmış görünen-görünmeyen canlı ve cansız varlıklara bilim ve ilim üzerine nizam(ölçü) içerisinde görev ve sorumluluklar yüklemiştir. (Ör: güneş 🌞☀ gezegeni tüm canlılığın yaşam kaynağı iken, Ay'da manyetik alan oluşturarak deniz-okyanusta gel gitlerini oluşturarak, yeryüzündeki atmosferik basıncı, rüzgarı, tüm dünyada buharlaşmayı sağlayarak bu su buharının gökyüzünde bulutlar halinde yağış ve iklimleri oluşturması. Bu yağış ile toprağa bağlı tüm canlılğın hayat bulması, tüm canlığın yaşam kaynağı hayatta kalabilecek şekilde besin zincirinin oluşması vb...)

Bir rahman suresi, Kur'an-ı Kerimi anlayarak okuyup ve onu içselleştirenlere basit manada idrak adına neler öğrettiği göreceksiniz. Ya Kur'an Kerim'in tamamını anlayarak, sorgulayarak, düşünerek okuduğunuzda kendinizde yaratıcıyı anlamada ne kadar değişim ve dönüşüm, Allah'a kulluğun nasıl olmasını gerektiğini öğreneceksiniz.

VESSELAM.

22/08/2023

ural1881 adlı kullanıcının Hikâyesine göz atın.

19/05/2023

Bizi savaşla korkutamazssınız! |Tahsin Paşa|

20/03/2023

TÜRASAŞ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ, YETKİLİ MEMUR VE İŞÇİ SENDİKALARI VAKIFBANK İLE 3 YILLIĞINA PROMOSYONDA ÇALIŞAN ADINA ANLAŞTILAR. ÜZERİNE BİR YORUM YAPALIM DEDİK.

Türasaş Genel Müdürlüğü çalışanın promosyonunu başka bankalarla müzakere etmeden vakıfbank ile düşük oranda anlaşması düşündürücü değil mi?

Birçok memur sendikasının ortak görüşü Türasaş Genel Müdürlüğü, Vakıfbank, yetkili işçi ve memur sendikası bu kararı verdi diyor. Bu yetkili işçi ve memur sendikalarına topu atan diğer işçi ve memur sendikaları acaba bu karar alınırken çalışan adına neredeydiler. Başka yetkili sendikalara ve Genel Müdürlüğe topu atmak, kendini kenara çekmek sorumluluktan kaçmak çalışanın temsilcisi sendikalara yakışmaz. Bu kararın alınmasında kimlerin imzası varsa, onlar kadar masada yoktuk diyen sizlerde sorumlusunuz.

Genel Müdürlüğümüzün Vakıfbank konusundaki ısrarına Türasaş çalışanı olarak bir anlam veremiyorum. Türkiye'de artan enflasyona bağlı, gelir artışı ortadayken her bir çalışana en az 30-50 bin TL verebilecek bankalar varken neden Vakıfbank'la yıllardır neden ısrar ediliyor. Çalışan sürekli zarara uğratılıyor. Bu durum çalışanların kafasında soru işareti oluşturuyor.

Bu sorudan en önemlisi:

Üst yönetimde bulunanlara, yetkili-yetkisiz işçi, memur sendikalarına Vakıfbank tarafından bireysel veya kurumsal ayrıcalıklar veya personele az miktarda promosyon kurum üst yöneticilerine, işçi-memur konfederasyon-sendikalarının üst yöneticilerine veya temsil ettiği kurum ve sendikalarına banka kasalarının açılıp açılmadığı ve kendilerine banka tarafından nakdi, ayni ne kadar verildiği ??!!...

Yıllardır yapıldığı gibi vakıfbank ile yine başka bankalarla müzakere edilmeden 3 yıllık anlaşma yapıldı vb...deli sorular.

Bu beyler, sorumlu olduğunuz çoğunluk olan çalışanın üzerinden kendilerine ve kaymağını yediğiniz çalışanı temsil ettiğiniz kurum ve sendikalar üzerinden kendilerinin ikbali ve ailelerinin refahı için istemem yan cebime koy mu?!.. diyorlar. Çalışanlar açısından başkaca izahı yok.

Geçmişte Tüvasaş iken üst yönetim çalışan adına, çalışandan habersiz banka ile promosyonda anlaşmış, kurum hesabına sokarak, yönetim giderlerine örtülü ödenek yaparak her türlü ağırlamadan tutta, yurtdışı fuarlarına geziler, gölde balık keyfi, kuruyemişinden, içeçeğinden, hediyeler, kurumsal tanıtım broşürleri, kurum amblemli ajanda, flash disk, kalem, kalemlik vb... Çalışanların hakkını örtülü ödenek gibi kullanıp harcamışlardı. İnanmayan varsa araştırsın. Nereye kadar gidecekse gitsin. Bu kurum çalışanları bunlara şahit oldu. İşçi ve memur sendikaları da ve kurum içerisindeki temsilcileri de bunun bu şekilde yapıldığını biliyordu. Çalışan başıma bir iş gelir diyerekten çekindikleri için dillendirilmemiştir. Geçmiş bir mevzu olduğu için şimdi rahatlıkla konuşabiliyorum. Elbette bu durum yargıya taşınarak subjektif ve objektif olarak ortaya çıkartılabilir.

Çalışan varsa Türasaş ve yöneticiler, işçi ve memur sendikaları var, nede olsa üst yöneticiler olarak gelirimiz yüksek, kurum ve çalışanların hali nasıl olursa olsun demek kuruma ve çalışana en büyük saygısızlık ve haksızlıktır.

Çalışanlar, kurumunun geleceğini ve çalıştığı işini düşünemiyorsa, mesai saatleri içerisinde kendisinin ve ailesinin geçimini düşünüyorsa, ne kendisine, ne ailesine, ne işine ve ne de kurumunun geleceğine katkıda bulunabilir. Bu zincirleme sorundur.

Üst makamda oturan beyler, çalışanını değerli hissettirmediğiniz sürece kurumlarımız dünya ile rekabet edebilir hale maalesef gelemez. O makamlarda sizlere kalmaz. Kimse bulunmayan hint kumaşı değil, mevki ve makamlar gelip geçici kurumlar kalıcıdır. Çalışanın menfaatini düşünmeyen arkasında durmayan hiç bir kurum yöneticisi, sendika yöneticisi kalıcı değildir. Çalışanına karşı kazanımlar elde edemiyorsa, topu başka yerlere atmakla geçiştiriyorlarsa, siyasetçiler gibi birbirlerini şuçluyorlarsa çalışanına ve kurumuna karşı görev sorumluluklarını yapadıkları için sımsıkı sarıldıkları koltuklarını bırakmalıdırlar. Elbette daha iyiler bu kurumda ve ülkede bulunur.

Türasaş çalışanlarına yıllardır defalarca kez haksızlık yapılıyor, her seferinde yetkili-yetkisiz işçi ve memur sendikaları başarısızlıkları karşısında hep birbirlerini suçluyorlar. Bir araya gelipte bu durumda öyle yada böyle çalışan ve çalışan temsilcisi olarak hep biz zarardayız demiyorlar. Kazanımlarını bir başarı olarak gören yetkili memur ve işçi sendikalarını ne demeli. Yada, yetkili sendika biz değiliz diyerekten sorumluluğu ve eleştiriyi yapan diğer sendikalara ne demeli. Çalışanlar ve sendikalar olarak hepimiz zarardayız. Anlayın artık bunu. En azından işçi, memur, firma çalışanları hakları alınacağı dönemlerde birlik olmaya çalışılmalıdır. Bu çaresizlik Hükümet, İşveren ve paydaş olan Vakıfbankın işine gelir.

Bizler çalışanız, emekçiyiz, hakkımız olan ne varsa almaz isek bizi arkamızdan hançerleyen ve hakkımıza giren çok olur.

Genel Müdürlük, Bölge Müdürlükleri,sendikalar olarak çalışanınızın gereksinimlerine ve sesine kulak verip ona göre adımlar atmanızdır. Bu ve buna benzer çalışan sorunlarını kurumumuzun üst yönetiminden tutta tüm memur ve işçi sendikalara ilettim. Bu sorunları dillendirirken inanın Allah'tan başka kimseden korkum olmadı, her zaman kendime göre eleştirel ve yapısal olmam gerektiği gibi yaklaşımım bakış açım olmuştur.

Bir eleştiride; işçi, memur ve firma çalışanlarına olacak. Gücümüzün farkına varın, bizler var isek bu kurumlar ve sendikalar var. Bugün, kurumun ana faaliyet konusu yolcu vagonu, yük vagonu. Lokomotif ve hızlı tren setlerini üretmek, bakım ve onarımlarını yapmak. Buda ancak, memur, işçi ve taşeron çalışanlarla mümkün olabilir. Ücret, özlük, sosyal hakların çalışanın onuruna yakışır alınması ise biz çalışanların üyesi olduğumuz işçi-memur sendikaları mümkün olur. Bu işçi-memur sendikalarıda hükümetten, işverenden ve paydaşlarından çalışan haklarını en üst perdede alamıyorsa, hükümetin ve yönetimin çalışan aleyhine yaptığı her işe boyun eğiyorsa, ya temsilcilerini harekete geçirek çözüm üretmeli, eleştirmeli veya çalışanların haklarını koruyabilecek, mücadele edebilecek birilerine vermeleri yönünde yöntem geliştirmelidirler. Yada, istifası verip, bu işi yapabilecek sendikalara üye olmalıdırlar. Gücümüzün farkında olmayıp, bizlere layık görülene hep sessiz kaldığımız sürece bu ve benzer tüm haklardan mahrum kalırız. Ne kendimize, ne ailemize, ne işimize, nede kurumumuza bir fayda sağlayamayız. Tüm dünya ülkeleri ilede yaptığımız işte rekabet edebiliriz. Kapitalist dünya düzeninde çalışanına sürekli geçim düşündüren hiç bir kurum dünya ile rekabet edemez.

Başka kurumlarda çalışanlarına ve sendika üyelerine referans olabilecek yüksek promosyon ödemeler varken,

Türasaş kurumsal olarak, İşçi ve Memur sendikaları üyelerine topu tança atmadan objektif olarak çalışanlarına, yan yattı çamura battı demeden izah etmelidirler. Ve yapılan anlaşmanın feshedilmesi için ne gerekiyorsa yapmalıdırlar.

Yazmayım, konuşmayım, yapılan her haksızlığa, hukuksuzluğa maydanoz olmayım diyorum. Ama, yine yapamıyorum. Yapılan haksızlıklara ve hukuksuzluklara vicdanım el vermiyor. Meraklı köfteci deki Şaban gibiyim. Yine ben zarar görmem inşallah.

Address

Milli Egemenlik Caddesi No: 131
Mithatpaşa
54100

Opening Hours

Monday 07:00 - 17:00
Tuesday 07:00 - 17:00
Wednesday 07:00 - 17:00
Thursday 07:00 - 17:00
Friday 07:00 - 17:00

Telephone

+902642751660

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Türasaş Sakarya Bölge Müdürlüğü posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Türasaş Sakarya Bölge Müdürlüğü:

Share

Category