Xhoytî Aşireti

Xhoytî Aşireti “Eger hûn nebin yek, hûn ê herin yek bi yek.”

Musa Bey: Huyut Kazası'nın Cinyar Köyünde Dünyaya Gelmiş'tir Huyut Kazası Muşa Sınır'dır Ve O Dönemler Muşa Bağlıydı Son...
09/12/2024

Musa Bey: Huyut Kazası'nın Cinyar Köyünde Dünyaya Gelmiş'tir Huyut Kazası Muşa Sınır'dır Ve O Dönemler Muşa Bağlıydı Sonra'dan Mutkiye Bağlan'dı Mirza Beyler Ailesi Huyut Kazası'nın En Büyük 5-6 Köyüne Sahiptirler Musa Bey Osmanlı Döneminde İslamiyet İçin Ümmeti Muhammed İçin Can Pahası Kan Pahası Mücadele Etmiş Ve Bundan Zerrece Taviz Vermemiş Değerli Şahsiyet Kişiliktir Ermenilerin Rus İngiliz Ve Amerikan Kışkırtmalarıyla Osmanlı İdare Ve Maslahatını Hedef Alıcı Faaliyetlerine Karşı En Onurlu Ve En Stratejik Mücadeleyi Göstermiştir Musa Bey Sırdan Biri Değildi Çevresinde Saygın Bir İtibarı Vardı Mirza Beyler Ailesi Hristiyan Tebaaca Çok Seviliyordu Bu Yüzden İngiliz Ve Amerikan Konsolosluklarının Fesat Odağına Alet Olmuş Azınlıkların Hedefi Durumundaydılar Musa Bey Asayişin Muhafazası Ve İşlerin İdaresinde Gösterdiği Yetenek Ve Başarı Yüzünden Salih Paşanın Takdirini Kazanmış Ve Onun Mutasarrıflığı Zamanında Ahalinin İstek Ve Ricasıyla Bazı Nahiyelerin Müdürlüklerinde Görevlendirilmiştir Görevini Başarılı Şekilde Yapmasından Dolayı Bilhassa Muş Ermenileri Kendisinden Hoşnut Kalmışlardır İlerleyen Yıllarda Ermenilerin Ve Dışarıdan Sızmış Misyoner Yüzlü Ajanların Ve Hain Zümrenin En Çok Çekindiği Adam Olmuştur Musa Bey İslam İmparatorluğu Olan Osmanlı Devletini Yıkmayı Hedefliyenlerin Oyunlarını Bozduğu İçin Faaliyetlerini İşlevsiz Bıraktığı İçin Misyonerler Tarafından Hertürlü Yalan İftiraya Uğradı
1889 Yılında Avrupada'ki Gazetelere Gönderdikleri Musa Beye İnanılması Güç İftira Eden Şaiyalar İle Avrupa'nın Dikkatini Musa Bey Aleyhine Çevirmişti Propaganda Yapan Fitne Ve Fesat Sahibi Ermeniler Sonuç Osmanlı Mahkemelerinde Yargılanış Aleyhine Açılan Dava Delil Ve Şahitlerin Basın Ve Büyükelçiler Nezdinde Çürütülmesi Musa Beyin Beraat Edilmesine Karar Verilmişti

Kürt Musa Bey Olayı1883 Yılında Amerika ve İngiliz hükûmetleri tarafından verilen nota ile tarihe "Kürt Musa Bey olayı" ...
01/12/2024

Kürt Musa Bey Olayı
1883 Yılında Amerika ve İngiliz hükûmetleri tarafından verilen nota ile tarihe "Kürt Musa Bey olayı" olarak geçen bu olay, Bitlis vilayeti içerisinde saldırıya uğrayan misyonerlere dayanmaktadır. Asıl adı Musa Suphi olan Musa Bey, 1853 yılında Muş'un, Huyut kazasında yer alan Cinyar köyünde doğmuştur. Xoyti Aşireti reisi olan Musa Bey, bölgenin köklü ailelerinden birine mensup olup bölgede geniş topraklara sahip ve yöre halkı tarafından saygı gören bir kişiliktir. Musa Bey, 1883 yılında bölgeye gelen misyonerlere yönelik saldırılar ile suçlanmış ancak olaylar dahilinde bir suçu olmadığı ispatlanmasına rağmen Amerikan ve İngiliz yetkilileri cezalandırılması için Osmanlı Hariciye Nezaretine baskı uygulamışlardır. Dr. Reynolds ve Knapp adındaki Amerikalı misyonerlerin uğradığı soygun girişiminin ardından Amerikalı yetkililer olayı Osmanlı'dan tazminat talep etme noktasına kadar sürdürmüşlerdir. Ardından Bitlis'te bir Ermeni'nin evinde ölü bulunması üzerine Musa Bey ve Kürtler tekrar hedef alınmış ve bu olaylara İngiltere tarafından bir Ermeni propagandasına dönüştürülmüştür. Ermeniler'in ve Batılı Devletlerin yoğun propagandası üzerine Osmanlı Hükûmeti, Musa Bey'i gözetim altında tutmak için iki yıl Muş ve bir yıl Bitlis olmak üzere iskana zorlamıştır. Soygun,cinayet, ırz düşmanlığı gibi suçlamalar ile karşı karşıya kalan Musa Bey'in mahkemelerde en dikkat çeken olay Ermeni bir Papazın yeğenini kaçırma olayıdır. Mahkemeye yansıyan suçlamalar dahilinde Musa Bey'in, Gülizar isimli Ermeni Papaz'ın yeğenini kaçırıp ırzına geçtikten sonra kardeşi ile evlenmeye zorladığı ifade edilmiştir. Ayrıca kızın bunu kabul etmemesi üzerine Musa Bey tarafından darp edilerek bir gözünü kaybettiği de mahkemelerde dile getirilmiştir. Bu yaşananlarla ilgisi olmadığı görülen Musa Bey suçsuz görülmüş ve beraat etmiştir. Ardından Musa Bey'in, Ermenileri isyana hazırlayan Bagos Natyan adlı rahibi devlet aleyhine hazırlanmış bir takım zararlı evraklar ile yakalayıp Muş Mutasarrıflığına teslim etmesi üzerine "Musa Bey olayı" 1889 yılında yeniden gündeme gelmiştir. Bagos Natyan'ı Muş Mutasarrıflığına teslim etmesi üzerine Musa Bey'in aleyhinde büyük bir propaganda başlatılmıştır. Musa Bey, hakkındaki suçlamalardan ötürü yargılanıp beraat etmesine rağmen İngiliz elçiliğinin müdahaleleri ve Avrupa'da hakkında yaratılan olumsuz imajdan sıyrılamamıştır. Ermeni düşmanı olarak nitelendirilen Musa Bey üzerinden Avrupa basınında Kürtler katil olarak gösterilmiştir. Musa Bey olayı, Ermeni örgütlerinin Avrupadaki uzantılarının birer aracı olarak işlev görmüş ve Ermeniler'in Osmanlı'ya karşı Avrupalı devletlerin desteğini sağlamak için bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır. Bu olayları abartarak Avrupa'nın desteğini elde etmek isteyen Ermeniler amaçlarına ulaşamamış ve çeşitli iller de silahlı olaylar başlatmışlardır. Bu isyanlar Muş, Kahramanmaraş, Kayseri, Diyarbakır, Malatya, Şanlıurfa, Yozgat, Erzurum, Erzincan, Bitlis, Harput, Arapgir, Sivas gibi iller başta olmak üzere yirmi beşe yakın ilde patlak vermiştir. Musa Bey’in hakkındaki suçlamalardan berat etmesi üzerine İngiltere sefareti, Adliye Nazırı Cevdet Paşa’ya muhtıra göndererek gereğinin yapılmasını istemiş ve sonuçlara itiraz etmiştir. Bölgede yaşanan Ermeni olayları, Ermeni-Kürt ilişkilerine olumsuz yansımış ilişkilerin daha da gerginleşmesine sebebiyet vermiştir. Kürtler için Ermeniler'e tanınacak özerkliğin ardından bölgede kurulacak bağımsız bir Ermenistan endişesini arttırmıştır. Karşılıklı faili meçhul cinayetler işlenmiş ve iki halk için de büyük çapta olumsuzluklar yaşanmıştır. Avrupa basınının ve İngiltere'nin, Osmanlı üzerindeki baskıları sonucu Musa Bey yeniden yargılanmış ve beraat etmiştir. Ancak Musa Bey, Avrupa Basını ve İngiltere'nin baskılarını dindirmek için daha sonra Medine'ye sürgün edilmiştir.

Eski Bitlis Millet Vekili Yusuf Ziya, eski Dersim Millet Vekili Hasan Hayri, Hasenan Aşireti Reisi Halid, Cibranlı Halid...
01/12/2024

Eski Bitlis Millet Vekili Yusuf Ziya, eski Dersim Millet Vekili Hasan Hayri, Hasenan Aşireti Reisi Halid, Cibranlı Halid, Xoyti Aşireti Reisi Hacı Musa, Şeyh Said ve kardeşleri ve daha birçok şeyh ve aşiret reisleri [10] Haziran 1924'de Hınıs bölgesinde kapsamlı bir toplantı yaparak mevcut hükümete karşı bir ayaklanma hareketini başlatacaklarına dair bir istişare taplantısı düzenlemişlerdir Mayıs 1923’te, Erzurum’da, Azadi(İstiklal) Cemiyeti adıyla gizli bir örgüt kurulmuştu... Hamidiye alay komutanlarından Xoyti Aşireti Reisi Hacı Musa Örgütün ilk başkanıydı Ağustos 1925…
Şeyh Sait, Cibranlı Halit ve Xoyti Aşireti Reisi Musa Bey Erzurum’da görüştüler. Kürt İstiklal Cemiyeti(Azadi)’nin başkanlığına Şeyh Sait’i seçtiler. Nihayetinde isyan bastırıldı. Cibranlı Halit Bey, Bitlis eski Milletvekili Yusuf Ziya Bey, kardeşi teğmen Ali Rıza, Yusuf Ziya’nın damadı Faik bey ile Molla Abdurrahman Bitlis’te kurşuna dizildi. Kürdistan Teali Cemiyeti Başkanı Seyit Abdulkadir yakalandı.Şeyh Sait’in bacanağı Cibranlı Kasım Bey, Şeyh Sait’i hükümet kuvvetlerine teslim etti. 14 Mayıs 1925: İsyancıların yargılamaları Şark İstiklal Mahkemesi’nde başladı. Suçlular idama mahkûm edildi: Seyit Abdukadir ve Şeyh Said dahil, tüm kararların infazı yapıldı. 1924 yılı yazında Erzurum’da bir araya gelen Şeyh Said, Cibranlı Halid ve Xoyti Aşireti Reisi Musa bey kararlarını vermişlerdi. Bu dinsiz düzene boyun eğmeyecekler, karşı koyacaklar, direnecekler ve yakalanmayacaklardı. Şeyh Said dinsizliğe karşı Hilafetin ortadan kaldırılması sebebiyle kıyam ve isyan etmiş gayesi İslamiyet/Şeriat olan bir hoca idi. Azadi örgütü davası hem İslamî, hem de Kürdî'dir Cemiyete en büyük destek aşiret liderleri tarafından yapılmıştır bu yüzden cemiyetin önderlik kadrosu aşiret ileri gelenlerinden oluşmaktadır.

Şeyh Said ve 46 arkadaşı Diyarbakır'da idam edilmişti.

İDAM EDİLEN 46 KİŞİ

1 -Şeyh Said (Palulu, Naksibendi Tekkesi şeyhi)

2 - Melekanlı Seyh Abdullah (Solhanlı, Varto ve Mus Cephesi Kumandanı),

3 - Kamil Beg (Tokliyanlı Halid Beg’in oğlu, asiret reisi, Varto cephesinde görevli)

4 - Baba Beg (Kamil Beg’in kardeşi)

5 - Şeyh Şerif (Elaziz Cephesi Kumandanı, Palu / Gökdereli),

6 - Fakih Hasan Fehmi (Darahini İnzibat Kumandanı ve Geri Hizmetler Amiri, Modanlı, Zıktê aşiretinden),

7 - Hacı Sadık (Genc/Valêrli, Genc mıntıkasında görevli)

8 - Seyh ibrahim (Çanlı, Çapakçur Müftüsü)

9 - Şeyh Ali (Harput cephesinde görevli)

10 -Şeyh Celal (Harput cephesinde görevli)

11- Şeyh Hasan

12 - Mehmet Beg (Diyarbekir ve Lice cephelerinde müfreze kumandanı, Garipli İzzet Beg’in oğlu)

13 - Mustafa Beg (Hani eşrafından)

14 - Salih Beg (Hani eşrafından)

15 - Şeyh Abdullah (Çanlı, Çapakçur cephesinde görevli)

16 - Şeyh Ömer

17 - Şeyh Adem (Hanili)

18 - Kadri Beg (Madenli, Maden İnzibat Kumandanı)

19 - Molla Mahmud (Piranlı, Maden cephesinde görevli)

20 - Şeyh Şemseddin (Silvan Cephesi Kumandanı)

21 - Şeyh İsmail (Diyarbekir / Termil köyünden)

22- Şeyh Abdüllatif (Diyarbekir / Termil köyünden)

23- Molla Emin (Melekanlı Seyh Abdullah’ın müridi, Balikanlı, Varto cephesinde görevli)

24 - Ali Arab Abdi Beg (Çapakçur cephesinde görevli)

25 - Mehmet Beg (Varto cephesinde görevli, Kargapazarlı Halil Beg’in oğlu)

26 - Süleyman Beg (Şeyh Şerif’in katibi, Sinikli Jandarma Hasan Beg’ın oğlu)

27 - Molla Cemil (Genc / Musyanlı, Palu ve Elaziz cephesinde görevli)

28 - Süleyman Beg (Bingöl/Az Aşireti Reisi Ömer Beg’in oğlu)

29 - Süleyman Beg (Şerif Beg’in oğlu, Kiğı cephesinde görevli)

30 - Tahir Beg (Fakih Hasan Fehmi’nin katibi)

31 - Mahmut Beg (Hanili Mustafa Beg’in oğlu)

32 - Şeyh Ali (Şeyh Musa’nın oğlu, Varto cephesinde görevli)

33 - Hacı Halid (Balikanlı, Varto cephesinde görevli)

34 - Timur Ağa (Varto cephesinde görevli)

35 - Abdüllatif Beg (Hınıslı Kamil Beg’in oğlu)

36 - Mehmet Beg (Muşlu, Varto cephesinde görevli)

37 - Süleyman Beg (Varto cephesinde görevli)

38 - Bahri Beg (Varto cephesinde görevli)

39 - Şeyh Cemil (Zorabadlı)

40 - Yusuf Beg (Çapakçurlu Süleyman Beg’in oğlu, Çapakçur cephesinde görevli)

41 - Ali Badan Beg (Bingöl/Yamaç Asireti’nden, Çapakçur cephesinde görevli)

42 - Halid Beg (Kargapazarlı, Varto cephesinde görevli)

43 - Halid Beg (Nadir Beg’in oğlu, Harput cephesinde görevli)

44 - Tahir Beg (Mehmet Beg’in oğlu)

45 - Tayip Ali Beg (Nahiye Müdürü)

46 - Çerkes (Seyh Said’in maiyetinden Yusuf’un oğlu)

MEZOPOTAMYA ve KÜRTLER
Mezopotamya; kelime olarak eski Yunancada "nehirler arasındaki ülke" yani
Dicle ve Fırat nehirlerinin bulunduğu havzayı ifade eden bir kavramdır ve mede-
niyetlerin beşiği olarak kabul edilir. Tarihte bilinen ilk yerleşim yerlerine ev sahipliği
yapmış ve insanlığın ortak mirasıdır. Tarihçiler, bu bölgenin 7.000 yıllık tarihinden
bahsetmektedirler. Bu iki nehir coğrafyaya hayat vermiş ve bu nedenle bölge birçok
medeniytin merkezi olmuştur. Farklı kavimlerin, Milletlerin bir arada yaşadığı
bölgenin zenginliği toplumların, kentlerin kültür, teknoloji, sanat ve daha birçok
açıdan gelişmesine sebep olmuştur. Aynca bölge sürekli göç almış ve karşılıklı kültür
ve dil etkileşimi olmuştur. Mezopotamya kavramı herhangi bir siyasi veya idare
bölgeyi ifade etmemekte ve tarihte bu şekilde anılan bir ülke veya idari yapı da
olmamıştır. Ancak medeniyetlerin beşiği olarak kabul edilmekte ve kitabi dinlerde
buradan bütün dünyaya yayılmıştır.

Doğuanadoludaki Ermeniler Rusların Yardımıyla İran Şiilerinin Silah Yardımıyla Ağrı Muş Kars Erzurum Ve Vanda Eşi Benzer...
08/07/2023

Doğuanadoludaki Ermeniler Rusların Yardımıyla İran Şiilerinin Silah Yardımıyla Ağrı Muş Kars Erzurum Ve Vanda Eşi Benzeri Görülmemiş Bir Vahşet Katliyam Yapmışlar Müslüman Kürtleri Ahırlara Doldurup Ateşe Vermişler Kadınları Tecavüz Ederek Memelerini Süngülerine Takmışlar Bebekleri Çocukları İplere Bağlayıp Silahlarını Denemişler Yani Kaç Kişiyi Deler Diye Genç Kızları Çıplak Bir Şekilde Van Sokaklarında Dolaştırdılar Ondan Sonra Hakkari Ve Şırnaka Doğru Harekete Geçtiler Kürt Aşiretleri Bunları Hakkari Van Sınırında Kıstırdılar Gereğini Yaptılar Ruslar Geri Çekilme Emri Aldılar Ermeni Çeteleri Yalnız Kalarak Aşiretlerin Saldırmasıyla Tarihin Çöplüğüne Gittiler Ne Yazıkki Bu Çatışmalarda Hiç Bir Tarafı Tutmayan Suryani Keldani Yezidi Cemaatleri Büyük Zararlar Gördüler Katliyamı İlk Yapanlar Ermeniler Şimdide Ellerine Fırsat Geçse Yine Aynısını Yaparlar.

03/07/2023
Mirza Bey Osmanlı İmparatorluğu Zamanında Büyük Komutandı Hizan Mutki Ve Ahlat Gibi Nahiyelerin Kaymakamlığını Yapmış Ve...
23/03/2023

Mirza Bey Osmanlı İmparatorluğu Zamanında Büyük Komutandı Hizan Mutki Ve Ahlat Gibi Nahiyelerin Kaymakamlığını Yapmış Ve Gösterdiği Başarı Sebebiyle Osmanlı Yönetimi Tarafından Takdir Edilmiştir Bitlis Kolluk Kuvvetlerinede Yardımcı Olarak Devlet Hizmetinde Bulunmuştur Hatta Bitlis Ve Muş Civarındaki Eşkıya Topluluğunu Uzaklaştırmakla Memur Edilmiş Ve Çok Kısa Bir Sürede Eşkiyaları Perişan Etmiştir Mirza Bey Sıradan Bir Adam Değildi Bulunduğu İl Ve İlçede Ailesinin Aşiretinin Etkisi Yüksek Ve Saygın İtibarı Vardı Mirza Beyin Hanımlarından Biri Bedirhan Bey'in Kızı Diğer Hanımlarından Biride İstanbul Perada Mutasarrıflık Yapan Bahri Paşa'nın Kardeşidir Bitlis Vilayeti İcra Memuru'da Mirza Beyin Yeğeniydi Mirza Bey Eğitimli Biridir Keman Çalmasıylada Meşhurdur Mirza Beyin Ailesi İskan Politikası Gereği Şehirden Şehire Sürülmüştür Herkes Farklı Soyisimlere Ayrılmıştır Bölgedeki Ailelerin Bir Kısmıda Kendi Aralarındaki Husumetten Dolayı Ve Son İsyanlardan Sonra Dağılmıştır.

SECERE-İ ŞERİF [savﷺ] ve NESEB-İ ŞERİF (k.s)SOY VE NESEB İLMİNİN ÖNEMİ     Şüphesiz ki her insan asalet olarak bağlı old...
19/03/2023

SECERE-İ ŞERİF [savﷺ]
ve
NESEB-İ ŞERİF (k.s)

SOY VE NESEB İLMİNİN ÖNEMİ

Şüphesiz ki her insan asalet olarak bağlı olduğu ecdadını, soyunu, mensub olduğu kavmini öğrenmeye rağbet eder, merak eder. Bunu öğrendiği zaman bazen atalarının ilmi kariyerini, bazen cömertliğini, bazen kahramanlığını ve Allah’a olan bağlığını görünce veya öğrenince öğünür, İftihar eder. Kimisi de başka başka şeylerle atalarını över. Konulmuş İlahi kaide gereği neticede insanlar aile, kabile, aşiret, kavim ve devletler şeklinde örgütlenmişlerdir.Nesep ilmi Allah Teâlâ’nın bu ümmet için bahşettiği en mühim ilimlerdendir. Şöyle Buyuruyor Yüce Rabbimiz (C.C) Huccurat süresi 12. ayette:
“Ey İnsanlar; Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Ve siz birbirinizi tanıyasınız diye kavimlere, kabilelere ayırdık. Şüphesiz sizin en kıymetliniz Allaha en çok itaat edeninizdir.”Buyurararak bizleri kabile ve kavim olarak yaratmanın hikmetini beyan etmektedir. Öyle ise bizler Yaradan’ın emri ile her birimiz bir kavmin içinde o kavmin bağlı aşiretine ve bir aşiretin bağlı kabilesine mensubuz. Durum böyle olunca da mutlaka kendimize göre mensup olduğumuz bir milletimiz, bir inancımız, kültürümüz, töremiz, geleneklerimiz olacaktır. Tabii olarak bağlı olduğumuz bir neseb, soy olacaktır. Elbetteki Bunu Yüce Allah (c.c) böyle istemiştir.
Nitekim Furkan süresi 54. ayette rabbimiz şöyle buyurur:
“Ve insanı bir sudan yaratıp onu, neseb (soy) ve sihriyyet sahibi kılan O'dur. Senin Rabbin güç yetirendir.”
Bir insanın soyunu öğrenmesi ve bilmesi onu şereflendirir. Neseb ve soyunu bilmekle akrabalık ilişkileri, soysal yardımlaşma pekişir. Allah’ın Resulü (S.A.V) :Akrabalıkla bağlı bulunduğunuz Soyunuzu öğrenin. Diye emir buyurmuşlardır. Nitekim Allah Resulunun bu emri İslam hukuku ilkeleri açısından vacip, yani mecburiyet arz eden emirler arasında kabul görmüştür.
Neseb kelimesi mana olarak bir şeyin diğer bir şeye bağlanması anlamına gelir. Nitekim aynı kelimenin değişik şeklini Türkçe’de İntisab, (Bağlanma) olarak kullanmaktayız.
Hukuken de bu tüm insanlar için gereklidir. Bir şahsın evlenmeler veya miras hukuku için soyunun belli olması gereklidir. Tanıma, bilme, kültürel ilişkilerin devamı için lüzümlüdür. Düşünün ki soyunu, kimden olduğunu bilmeyen biri mahremi olan bacısı veya teyzesi ile de evlenebilir. Bu ise toplumlar için bir felaket olur.
Aynı soydan gelenler birbirlerinin akrabasıdır. Akrabalığın ise bir hukuku vardır. Yüce Allah akrabaların birbirlerini sevmesini emreder. Şura süresi 23. ayette şöyle buyurur.
“De ki: "Ben, buna karşılık sizden hiçbir ücret istemiyorum, ancak akrabalık sevgisi hariç."
Dolayısıyla bir insanın kendisinin mensup olduğu aileyi, kavmi tanıması gereklidir. Mensup olduğu kabileyi ve bilhassa akrabayı bilmesi mecburidir. İnsanlar ferdi manada yalnız bir hayat sürdüremezler. Toplum, cemaat, halk olarak yaşarlar. Topumlar milletleri, Milletler devletleri oluşturur. Eğer kavim ve kabileler, aşiretler olmasaydı. Biz tarihi nasıl yazacaktık. Mesela Almanları, Fransızları nasıl anlatacaktık. Türklerden nasıl bahsedecektik. Şahıs, şahıs anlatma imkânımız olmaz veya bir kaç bin kişi ile sınırlı kalırdı. Hâlbuki biz tarihi anlatırken filan kavim diye başlarız. Filan millet diye izah ederiz. Mesela biz bir şahsa nerelisin dediğimizde doğuluyum veya batılıyım derse bu bizi onu tanımamız için yeterli değildir. Aklımıza her türlü fikir gelir. Fakat Türk’üm veya Kürdüm dese hemen zihnimizde onunla ilgili ana bilgiler biçimlenir. Yaşayış biçimi kültürü ve dini inancı,örf ve âdeti hakkında aklımızda bir bilgi hemen canlanır.
Tarih ilmini öğrenmek için de neseb ve soy ilmini bilmek şarttır. Tarihçi Markizi derki: bir ilim adamı tarih yazmak istiyorsa önce neseb ve soy ilmini öğrenmelidir.
Bir anne ve babadan yani Hz. Âdem ve Havva’dan meydana gelip çoğalan insanoğlu, yeryüzünde çeşitli renk ve dilde küçüklü büyüklü topluluklar oluşturmuşlardır. Âyet-i kerimeden bu farklılığın temel sebebinin farklı insan ve toplumların birbirini tanıyıp anlaşması ve kaynaşması olduğu anlaşılmaktadır.
Resûlullah [sallallahu aleyhi vesellem] nesep ilminin önemine dikkat çekerek şöyle buyurmuştur:
-“Nesep ilminden sıla-i rahim yapacaklarınızı tanıyacak kadar öğrenin. Zira sıla-i rahim akrabalarda SEVGİ, malda BOLLUK, ömürde UZAMAdır.”


ŞECERENİN FAZİLETİ
Kendi nesebini ceddi Nizâr’a kadar zikreden Hz. Peygamber [sav, ﷺ] İslâm’a davet sırasında Mekke dönemindeki faaliyetlerinde, başta Kureyş kabilesinin kolları olmak üzere insanlara daima mensup oldukları kabilelerin adıyla hitap ederdi.
Hatta Hac veya Umre maksadıyla Mükerrem Mekke’ye gelen Arap kabilelerine İslâmiyet’i anlatırken nesep bilgisi alanında meşhur olan Hz. Ebû Bekir’i [r.a] yanında bulundurur ve bu kabileler hakkında ondan bilgi alırdı. Müşriklerle mücadelesi esnasında Hassân b. Sâbit’e [r.a] Kureyş’i iyi hicvetmesi ve kendisini bu hicvin dışında tutabilmesi için Hz. Ebû Bekir’den [r.a] ihtiyaç duyduğu nesep bilgisini öğrenmesini emretmesi de Resûlullah’ın [sav,ﷺ] ensâb(soy) bilgisine verdiği önemi göstermektedir.
Hz. Ömer [radiyallahu anh] zamanında fethedilen yerlerde ve bilhassa Kûfe, Basra ve Fustat gibi yeni kurulan şehirlerde kabilelerin, özellikle de bedevî zümrelerin iskânı, kendilerine tahsis edilecek semt ve mahalleleri belirleme çalışmaları hep nesep esasına göre yapılmış ve bu şekilde akraba kabilelerin birbirine yakın oturmaları sağlanmıştır.
Ayrıca İslâm âlimleri fıkhî bir meselenin veya bir Hadisin sıhhatini bilmek için nesep ilmine başvuruya önem vermişlerdir.
İmam Şa‘rânî [k.s] el-Minenü’l-Kübrâ adlı eserinde, nesebini Hz. Ali’nin [r.a] oğlu olan Muhammed el-Hanefiyye’ye dayandırır ve bunun Allah Teâlâ tarafından kendisine verilmiş bir nimet olduğunu söyler. Nesep ilminin önemine binaen İslâm âlimleri bu konuda çok sayıda eser yazmışlardır.
Molla Diyaeddin Taşkesânî [k.s] buyuruyor ki: -Babam ve mürşidim Şeyh Ahmed Taşkesânî’ye [k.s], Minah kitabında geçen '1. Minha'yı okurken bana şu açıklamada bulunmuştu: “ Bu birinci Minha'dan gaye, her müslümanın, Peygamberinin nesebini ve bağlı bulunduğu mezheb imamının nesebini öğrenmesinin gerekli olduğu gibi, mürid de mümkün mertebe şeyhinin nesebini öğrenmelidir. Müridin, mürşidinin nesebini öğrenmesi iki yönden önemlidir: Birincisi, onun yüce nesebini öğrenmekle BEREKETe nail olur. Özellikle nesebinin içinde salih kimselerin olması, daha da önem arzeder. İkincisi de, müridin, mürşidinin nesebini öğrenmesi onun KEMÂLÂTını artırır. Çünkü muhabbet, ancak sevenin sevdiğini, imkan elverdiği müddetçe bütün yönleriyle tanımasıyla mümkündür.”(Minah, 1. Atiye)

Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah Teâlâ’ya mahsustur. Salât ve selâm soy bakımından insanların en temizi olan Efendimiz Muhammed’e, onun âline ve ashabına olsun

Urartu dönenimine ait (M. Ö 810) ait gümüş bakraç (Kürdçe: Satıl)Bakraç ilk olarak Mezopotamya'da kullanıldı. Günümüzde ...
19/03/2023

Urartu dönenimine ait (M. Ö 810) ait gümüş bakraç (Kürdçe: Satıl)
Bakraç ilk olarak Mezopotamya'da kullanıldı. Günümüzde Kürtler tarafından hala kullanılmaktadır.
Yoğurt yapımı veya süt sağımında kullanılır.

İsviçre Müzesi

HACI MUSA BEYXoyti Aşireti, Bitlis ve Muş civarında uzun yıllar yaşamış ve hüküm sürmüş bir aşirettir. Aşiretin lideri H...
19/03/2023

HACI MUSA BEY

Xoyti Aşireti, Bitlis ve Muş civarında uzun yıllar yaşamış ve hüküm sürmüş bir aşirettir. Aşiretin lideri Hacı Musa Bey, 1. Dünya savaşı yıllarında Muş ve Bitlis bölgesindeki milislerin komutanlığını yürütmüştür.
Hacı Musa Bey’in bir günde 10 bin askeri doyurduğu, her gün 50 koyunun kesildiği, yüzlerce kazanın kaynatıldığı, aşiret kızlarının ilk kez o tarihte Rus cephesindeki milislere katıldığı hala dilden, dile dolaşıyor.
Mutki’nin Hoyti aşireti lideridir kendisi. Hanedan bir ailedir. Osmanlı döneminden itibaren Ruslara ve Ermenilere karşı cephede, milis kuvvetleriyle fevkalade mücadele etmiştir Din-i Mübin-i İslâm için gayret sarfetmiş bir Kürt liderdir. Millî mücadelenin rotasının tüm ayak oyunlarına rağmen şaşmaz bir şekilde çizildiği Erzurum kongresinin gerçek mimarlarından, Heyet-i Temsiliye üyesi Hacı Musa Bey Kurtuluş Savaşı yıllarında milli güçleri kontrol altında tutabilmek için erzurum kongresinin hemen ardından temisil heyeti oluşturulur 24 ağustos 1919'da kurulan Temsil Heyeti Mustafa Kemal Başkanlığında 9 kişiden Oluşur temsil heyetinin üyelerinden biri de Hacı Musa Beydir Mustafa Kemal Döneminde Hacı Musa Beyden Fayda Almak İçin Büyük Çaba Göstermiştir 1. dünya savaşı yıllarında 16. Ordu Komutanı Mustafa Kemalin Emri ile Muş ve Bitlis Bölgesindeki Milislerin Komutanlığını Yürütmüştür Mustafa Kemal Doğuda Hacı Musa Beyin Nüfüsundan Faydalanmıştır Hiç kimsenin kanun himâyesinde olamayacağı zamanda, gerçek tarih konuşur ve Musa Bey gibi, oğlu İzzet Bey’in efsanevî şahsiyeti de görünür!.. İzzet Bey Şeyh Said Kıyamına Katıldığı Gerekçesiyle Öldürülmüştür Musa Bey, Abdülhamid Han Hazretlerinin takdir ve güvenine mazhar olmuş bir zât…
Musa Bey 1916 Felaketinde Önemli Rol Oynamıştır Bitlis ve Muşu Rus Saldırılarından Ermeni Çetlerinin Baskılarından Korumakla Görevlidir Osmanlı ileri harekatında başında bulunduğu milis kuvvetleriyle katılan Musa Bey, Mutki mıntıkasındaki harekatıyla Osmanlı kuvvetine destek olmuş ve 8 Ağustos 1916'da Bitlis düşman işgalinden kurtarılmıştı. Atatürk Hacı Musa Beye Üstadım Dediği Kişidir. Sonrada aralarında zaman zaman uyuşmazlıklar düşmanlıklar başlamıştır hacı Musa bey her Nekadar atatürkle yakınlığı dostluğu olsada işlerini yürütsede destek versede aralarında sonradan sorun çıkmıştır atatürk Hacı Musa Beye düşman olmuştur düşmanlığıda Hacı Musa Bey'in Şeyh Saide Destek Vermesinden Başlamıştır Hacı Musa Beyle Şeyh Saidin Yakın Dostluğu Vardır Hacı Musa Bey Azadi Örgütü Başkanıyken Şeyh Said Kürdistan İstiklal Cemiyetine 1924'te Erzurum'da Katılmasını Dostluktan Faydalanarak Sağlamıştır Şeyh Saide Destek Vermesinden Hacı Musa Beyle Atatürk'ün Arası Bozuluyor Hacı Musa Bey Atatürke Sert Çıkışıyor Hacı Musa Bey Kayseriye Ordan Suriye'ye Geçiyor Sonra Dönüp Şeyh Saide Destek Vermeye Gelcek Orada Hastalanıp vefat ediyor Şeyh Said ve Hacı Musa Bey Kürtlerin Onuru Gururdur.

Şimdilerde Bazı Kürt Kimlikli İhanet Şebekelerince Kürtlere İnanılmaz Tuzaklar Kurulmakta Ve Büyük Oyunlar Oynanmaktadır...
17/03/2023

Şimdilerde Bazı Kürt Kimlikli İhanet Şebekelerince Kürtlere İnanılmaz Tuzaklar Kurulmakta Ve Büyük Oyunlar Oynanmaktadır Bu Tuzakların Oyunların Amacı İse Kürtleri İtibarsızlaştırmak Küçük Düşürmek Aşağılatmak Ve Geçmişini İnkar Etirirek Kimliksizleştirmektir Bunu Yaparkende Kürt Tarihini Kültürünü Araştırma Adına Yapmakta Ve Onun Önderlerini Alimlerini Kahramanlarını Tarih Önünde Mahçup Ederek Kürdün Tarihinin Aslında Katillerler Cahillerle Dolu Olduğunu Vurgulayarak Mevcut Kürdleri Batının İstediği Kalıba Sokmaya Çalışmaktadırlar Son Günlerde Hacı Musa Beyin İslamcı Hilafetçi Kürtlerin Mahkum Edilmeye Ve Topyekûn Kürtleri Aşağılmaya Varan Bir Karalama Operasyonu Söz Konusu Sormak Lazım Bu Panik Niye? Ne Oldu Birden Bire Durduk Yerde Hacı Musa Beye Yüksek Dozda Bir Dezenformasyon Saldırısı Başlatıldı Bizce Meçhul Değil Rejim Ve Hamileri Panik Halinde Rejim Ve Batı 80 Yıldır Paramparça Edip Sürgünlere Muhattap Kıldığı 1925 ten Buyana Binlercesini Katlettiği Hacı Musa Bey Ve Oğullarından Hala Korkuyor Daha Birkaç Yıl Önce Onlarcasını Asit Kuyusuna Atarak Öldüren Bu Rejim Değilmiydi? Bu Nasıl Kindir Babadan Oğula Geçer Gibi 80 Yıldır Durmuyordu Düne Kadar Hacı Musa Beye Batılılar Ermeniler Ve Yahudiler Saldırıken Şimdilerde Devşirme Kılıklı Neyi Nasıl Kimin İçin Söylediği Belli Olmayan Bulunduğu Yerde İhanet Eden Garip Davranışlar Gösteren Mahluklar Saldırıyor Kimsenin Ne İşine Nede Haddine Kürdün Manevi Önderlerine Dil Uzatmak Gidip Kürdü Yüzyıllardır Sömüren Emperyalizme Siyonizme Ve Onun Yerli İşbirlikçisi Kemalizme Karşı Çıksana Hem Batının Kucağında Kürdü Satan Bunca Hain Varken Senin Haddinmi'ki Şeyh Saide Hacı Musa Beye Ve Onların Torunlarına Dil Uzatmak Ama Yok Ermeni Diasporası İle Girdiği İyi İlişkiler Nedeni İle Biranda Günah Çıkarır Gibi Yazdığı Ermeni Ulusal Demokratik Hareketi 1925 Soykırımı Adlı Eserde Kürtleri Ermeniler Karşısında Katil Ve Tecavüzcü Gösterecek Tarihi Ve Sosyolojik Hakikatlere Vakıf Olmadan Tamamen Siyasi Ve Sinsi Politika İle Bu Çirkinliği Siyonist Batı Örgütü Olduğu Resimlenmiş İttihat Ve Terakinin Özbe Öz Düşmanlarına Kemalist Cumhuriyetin Bir Numaralı Mağdurlarının Üstüne Atacak Şeyh Said Malum İslam Alimi Bir Kürt Ve Batıcılığın Rejimi Kemalizme İsyanı İle Meşhurdur Pkk Bile Şeyh Saidi Kürt Savaşçısı Olarak Kabul Ederken Bunu Dikkate Almayıp Ermenilerin Extermınators Listesinde Şeyh Saidin Adını Görünce Şeyh Said Ve Hacı Musa Beye Düşman Kesilmek Neyin Nesi? Yapılan Şuna Benziyor Kemalist Doktrin Vasıtası İle Nasılki Anadolu Halkları Dilinden Dininden Tarihinden Örf Adetinden Soyundurulmuş Ve Tahrif Edilmişse Şimdilerde Benzer Bir Hareketlilikle Kürtler Yüzlerce Yıldır Edindikleri Milli Şuuru Tarihi Ve Kültüründen Soyundurulmak İstenmekte Ve Batılaşma Altında Ciddi Bir Kültür Erozyonuna Tabi Tutularak Asmile Edilmektedir Kürtlerin Üzerinden Yıllardır Beslenen Asalakların Disaporada Yaptıkları Ve Nidüğü Belirsiz Kimselerle Düzenlediği Konferans Panellerle Kürtlerin Tarihleriyle Hesaplaşması Babında Kürt Alimlerini Kürt Kahramanlarını Ve Birçok Kürt Aşiret Mirini Barbarlıkla İtham Etmesi Akıl Alacak Gibi Değil Bu Adamlara Sormak Lazım Senin Kürtlerle Derdin Ne? Kimliğin Ve Dönüşmüşlüğünün Devşirmişliğinin Bedeli Kürtlere Sövemkmi? Oysa Ermeni Meselesinde Bugün Tüm Bedahetiyle Ortaya Çıkmıştırki Yahudinin Ve Onun Etkisi Altındaki İtihaat Terakki Partisinin Selanik Dönmeleri Cumhuriyetcilerinin Suçu Büyüktür Hacı Musa Bey Tartışmasız
Hilafet Savaşcısıdır Hacı Musa Bey hakkında olumsuz yönde sarf edilen bilgiler kesinlikle hiçbir kaynağı olmayan kulaktan dolma bilgilerdir."

Address

Mutki
13000

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Xhoytî Aşireti posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share