Ali Gençli

Ali Gençli Söke'deYaşıyor. Emekli eğitimci. Şiir yazıyor,öykü yazıyor,fotoğraf çekiyor.. DÜNDEN YARINA HABERE YOLCULUK

29/09/2025

ATIKLAR
Evde ne denli az atık çıkarmaya özen göstersek de iki üç günde çöp kovası doluyor, karpuz-kavun kabuklarıyla.
Bu tür atıkların doğadan çabuk yok olduğunu düşünmek biraz rahatlatıyor insanı.
Sokağımızdan iki günde bir geçen “traktör çöp arabası” nı gözlüyor ve atıkları çıkarıyoruz.
Geçenlerde traktörün; çoktan emekli olup yaşlılığın keyfini sürecek yaşa gelmiş ihtiyar delikanlı sürürcüsüyle göz göze geldik.
Yolun ortasında kocaman bir karpuz yatıyor.
Hani, “Eşekten düşmüş karpuza dönmüş.” derler ya işte öyle…
Römorkun arkasından atık poşetlerini toplayan delikanlı karpuzu almaya yöneldiğinde,”Bırak alma onu .” anlamında başını salladığı anda, elimde çöp torbası, göz göze geldik yaşlı adamla.
Çocuk karpuz kırıklarını, onu umursamadan alırken, traktörün çalışmasını durdurdu. Bana:” Bunları görüp neden uyarmıyorsunuz kardeşim?” demez mi?
“Olur, görürsem söylerim.” den başka diyecek bir söz bulamadım.

Beylik bir söz ama, “Çevreyi korumak bir eğitim işi”. Tüketirken, sürekli atık çıkarıyoruz zorunlu olarak. Hiç düşündünüz mü? Bir aile günde ne kadar atık çıkarıyor? Ya da beldemizin günlük atık miktarıyla ilgili çalışmalar yapıldı mı? Ege’nin planlı gelişmeye uygun tek turizm beldesi Didim için, daha zaman varken atık sorununun çözüm projeleri geliştiriliyordur sanıyorum.
Kanımca önce sezonlara göre günlük atık miktarı saptanmalı ve depolamanın yanında, orta vadede dönüştürme projeleri geliştirilmesi uygun olacaktır.
Kentin yaşayanları olarak bize de görevler düştüğünü asla unutmamalıyız.
Hatta biz nasıl olsa birkaç ay geçici olarak burada yaşıyoruz umursamazlığına asla düşmemeliyiz.
Evsel atıkları ayrıştırarak biriktirmeliyiz.
Geriye dönüşecek katı atıkları ayrı yerlerde toplamalıyız.
Çağdaş kentlerde olduğu gibi atıklarımız, “gelecek kuşaklardan ödünç aldığımız çevreyi” kirletmemeli, yerel yönetim için bir gelir kaynağına dönüştürülmelidir.
Çevreyi korumak, kirlendiğinde temizlemekten daha kolay ve daha ucuzdur çünkü…
ÇEVRE DAĞARCIĞI
**ATIK: Kullanıla kullanıla, kullanılamaz duruma gelen madde; çöp.
**ATIK GRUPLARI:Kağıt-plastik-kül-kumaş-cam-metal-yiyecek,içecek atıkları (organik maddeler)
**BAZI KENTLER VE GÜNLÜK ATIK MİKTARLARI
NEW-YORK………………… 15.577 Ton
LOS ANGELES…………… 10.770 Ton
LİZBON………………………. 850 Ton
LONDRA…………………….. 6.707 Ton
ROMA………………………….. 2.354 Ton
TOKYO…………………………. 9.189 Ton
KALKÜTA……………………. 5.646 Ton
**Bir civalı pil okyanusta 100.000 litre suyu kirletir.
**Bir litre kullanılmış motor yağı,1.000.000 litre suyu kirletir.

********************************************************* Ali Gençli

Call now to connect with business.

29/09/2025

BİR ETKİNLİĞİN ARDINDAN

Açılış günü.
Ne de denk düşmüştü o muhteşem yapıya Cengiz Bektaş ustam…
Koca çınar, yetmişlik dev adam bir yanda.
Bir yanda asırlardır dimdik ayakta Apollon tapınağı.
Ne çok anlamlar sığdırdı o kısacık konuşmasına…
Buğulu sesiyle okuduğu şiirlerini de dinledik.
Şimdi aramızda bulunmayan, doğa-insan sevdalısı yaşıtları da bir yerlerden gülümseyerek izliyorlardı onu, doğruydu dedikleri.
Ne güzel bir etkinliğin içinde bulmuştum kendimi.
Biraz daha kalabalık olabilirdi, Didim’de daha fazla sanatseverin olduğuna inanıyorum.
Girişte görevlinin duyarsızlığına, sorun çıkarmasına karşın her şey güzeldi.
Gelecekteki etkinlikler için umut veriyordu.
Bir de başlangıç öncesi çalınan müzik bizim halk ezgilerimizden seçilebilirdi.
O tele vole çocuğunun şarkıları hiç uymamıştı günün anlamına.
Bizim Ege türkülerimiz ne güzeldir, bilirsiniz.
Konuşmacıları dinlerken; ülkesi için karşılık beklemeden emek harcayan insanların, sanatçılarımızın bir bir yitip gidişine, değerbilmezliğimize bir çığlık olmasını ve Apollon’un duvarlarından yankılanıp tüm ülkeye yayılmasını diledim.
Eli öpülesi insanlarımızın yaşarken her zaman saygı ve sevgiyle kucaklanmasını diledim.
Ve umutlandım.
Bir delikanlı edasıyla kürsüye gelen Bay Başkanın sözleri beni umutlandırdı.
Sanata sanatçıya değer vereceğini bu tür etkinliklerin her zaman destekçisi olacağını açıkladı.
Ne güzel…
“Bu kadar edebiyatçının olduğu yerde edebiyat yapmanın ne denli zor olduğunu bilirsiniz.” sözleriyle sonlandırdı konuşmasını.
Sıkmayın canınızı Sayın Başkanım, biz elli yıldır ne siyasetçiler gördük!
Edebiyat yapan siyasetçiler.
Attıklarında mangalda kül bırakmayan…
Öyle ki dört saat konuşup hiçbir şey söylemeyen, soframızdaki ekmeği sürekli küçülten, yedi kez gidip sekiz kez gelen ne edebiyatçı siyasetçiler gördük.
Sizi dinlerken elli yıldır göçer yaşadığım bunca yerden sonra, Yaşamımın geri kalanını burada sürdürme kararım için bir kez daha sevindim…
Üçüncü gelişimden sonra ancak makamınıza ulaşıp, kültür etkinliklerinizde gönüllü olarak çalışabileceğimi söylediğimde, aldığınız telefonumu sumen altı edişinize duyduğum alınganlığa karşın mutlandım.
Umutlandım, sanat adına Sayın Belediye Başkanım…
Okunan şiirler Medusa’nın büyülü yüzünde yankılandılar.
Ne keyifle izledik; Salih Aydemir’i, Gülsüm Cengiz’i, Gökhan Cengizhan’ı, Güngör Gençay’ı, Ayten Mutlu’yu,Ahmet Telli’yi, Haydar Ünal’ı.
Yüreklerine sağlık.
Ahmet Telli’nin büyülü sesi beni yetmişli yıllara götürdü.
Gülsüm Cengiz’i,Güngör Gençay’ı , Ayten Mutlu’yu tanımadığım için ,okumamış olduğum için eksiklendim çok.

Ve Güven Pamukçu…
İlk kez gördüğüm ama yıllar öncesinden tanıdık bir yüz, sevecen, alçak gönüllü.
Çevreye yaydığı imrenilecek enerjisiyle, bende; daha çok Tibetli çocuklara gelecek düşleri dağıtan Dalai Lama müridlerindenmiş duygusu uyandıran Güven Pamukçu.
“Ben de artık Didim’de yaşıyorum, ürettiklerimi artık sizinle paylaşma düşüncesindeyim” diyerek tanışmak için elimi uzattığımda dilim ayağıma dolaştı, sesim çatallaştı.
Bu ne elektrik kardeşim diye düşünmekten kendimi alamdım.
İşte böylesine etkiledi beni.

ne denli ayıplandım gençay……… tanımadığım için omları okumadığımiçin…edebiyat yapamayacağını söylerken sesi titreyen bay başkana alınganlığım geçmişti.Bir şiir kitabımı verip artık didimli bir ozan alduğumu söylemek için tam üç kez kapısınan döndüğüm için, böyle bir etkinliğe çağrılmadığım için duyduğum alınganlıktan, telefonumu alırken “ben sizi ararım hocam” söyleminin
Ahmett telliyi dinlemenin heyecının duyaren emekleyen bie ozan bile olmadığımı daha kat edilrecek çok yolun olduğunu anladım.Teşekkürler Güven Pamukçı Teşekkürler cengiz .. Ülkemin umut çiçekleri sizler kaç kişisiniz ki…Toy bir delikanlı gibi.. ned e güzeldi.. girişteki düzensizlik,başlangıçta tükülrimiz yerine çelınan müzik ve konuşmacılar için hazırlanan masanın düzeni n sonradan tamam edilmesine karşılım ned e güzeldi her şey.. ortalıkta yimi üçnisana hazırlanan çocukların heyecanıyla koşuşturan Güven öğretmenle tanıştırıyorum kendimi. Bana daha çok Tibet yaylalarında yoksul çocuklara gelecek dağıtan dalai lama müritlerini andıran bu kara yağız delikanlıya “ben de artık didmiyim sizinle çalışmak, bendekileri sizinle paylaşarak çoğaltmak istiyorum” diyeceğim ya dilim ayağıma dolaşıyor,sesim çatallaşıyor sözler birbirine karışıyor. Ama o ne demek istediğmi anlamış ,soğukkanıl ve sakin” 5 gün buralardayım daha sonra beni akköyded bulursunuz diyor….
Toy bir delikanlı heyecanıyla kürsüye gelen sayın başkan gelecek umudu dağıtıyor kısacık konuşmasında. Televole şarkıcısının yerine livanelinin, edip akbayramın, ya da ne bileyim hakan yeşilyurt’un eftelyası daha uygun düşerdi diye düşünüyorum. Hele masaya adları yazılmayı unutulan konuşmacıların önüne konan su şişeleri herkesin yüzüne bir gülücük knduruyor.bir süre sonra bardakların getirilmesiyle de düşüyor o tçocuksu tebessümler. Aylardır mikrfonik sesinden dinlediğim Ahmet telli’yi bu denli yakından görmek ve dinlemek elli yaşımda bile beni yeni yetme sevdaları yüklenmiş bir delikanlı gibi heyecanlandırıyor. Yüreğimdeki başkaldırıya sevda ateşi alazlanıyor da alazlanıyor insan sevmezlere inat. Ve geçen aylarda Karşıyaka da Homeros şiir günlerinde adını anımsamadığım bir ozan konuşmanın şiir kirlendi artık şu kadar dergide bu kadar bin şiir deyip her gün çoğalan şiirden hoşnutsuzluğunu dile getiren konuşmasını anısıyor ve kardeşlerimin okuduğu şiirleri dinlerken inadına şiir diyorum. Yanı başımızda,Bergama’daki dünyanın en büyük kitaplığında kaçşiir kitabı olduğunda habersiz,her önüne gelenin şiir yazmasından yakınan ve bulunduğu “şiir olmazsa üşürsün” sözlerine ters düşen konuşmasına inat. İnadına şiir diyorum ve . Duygu dağarcığım yüklenebilecek en dolu yoğunlukla apollonu terk ederken alınganlığıma kızıyorum. Güne kimbilir kaçıncı kez kayıyor dünyanın öbür yanına yavaşça görülmeğe değer batışıyla. Bu güzellikleri çoğaltmak yerine sürekli bir didişme içinde ömür tüketen kendileriyle bir türlü barışamayan insanlara acıyorum yavaşça içimden, beni kimse duymuyor.
Ali Gençli

29/09/2025

Ü Ç D İ L E K

( Yöresinden haberi olmayanın dünyadan haberi olmaz…Yerel basın sesimizdir, gücümüzdür... Yerel gazeteleri okuyalım, destekleyelim... İLÇNEGİLA)
Yerel basınımızda gözle görülür bir canlılık yaşanıyor. Başka beldelerde bir tane bile bulunamazken, yöremizde yayınlanan gazete sayısı yanılmıyorsam altıyı buldu. İzleyebildiğim kadarıyla köşe yazarlarımız düzeyli yazılar yazıyorlar, güncel konularla ilgili görüşlerini açıklıyorlar. Dilek ve önerilerini belirtiyorlar. Yöre sorunlarını, eksiklikleri dile getiriyorlar. Yazılanlar ilgili yerlere ulaşıyordur sanıyorum. Bu tür yazılar, eksikliklerin giderilmesine ve yaşamımızın iyiye güzele ulaşmasına elbette olumlu katkılar yapacaktır.
Ancak ilçemizde aksayan işleri, eksiklikleri eleştirirken yapıcı olmanın, yol gösterici olmanın daha uygun olacağı düşüncesindeyim. Kırıcı olmadan yapılan eleştiri ve uyarılar sorunların çözümünü daha da kolaylaştıracaktır.
İşte bu düşünceler içerisinde, bir çevresever olarak beldemizde yapılan çalışmaları ilgiyle gözlemliyorum. Olumlu gelişmeler beni de mutlu ediyor. Belediye ile Hastane yolunun kazanımıyla ilgili bir yazı yazmayı düşündüğüm sırada, Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Süleyman Böcü’nün Özgür Ses’teki açıklamalarını okudum. Bu haber, üç dileği yazma zamanının geldiğini düşündürdü bana. Şöyle ki:

1- Belediye - Hastane arasındaki kaldırım çalışması ile birlikte; yolun solunda, kaldırımın paralelinde ayrıca bir yürüyüş bandı yapılamaz mı acaba?. Yapılırsa, çevredeki ağaçların büyümesiyle yöre sağlıklı bir yürüyüş alanına kavuşacaktır. Ana yola çıkan (yanılmıyorsam) üç tane sokak girişi de uyarı levhalarıyla tehlikesiz duruma getirilebilir. Aynı yolun simetrisi olarak sağlık ocağı önünden, yukarıya doğru çıkan bir yürüyüş bandı da oluşturulabilir. İki yürüyüş bandı, bu iş için üretilmiş malzemeyle kaplandığında, çağdaş beldemize yakışır bir görüntü oluşturacaktır. Ne dersiniz?

2- Önünden her gün geçen onlarca kişiden gözüne ilişenler var mıdır? Bilmiyorum. Ama sağlık ocağından belediyeye giderken yayalar için konulmuş olan trafik lambalarıyla yaya geçidi arasında bir uyumsuzluk var. Lambalar çiçekliğin başına, yolun ortasına konamayacağına göre, yolu bölen çiçekliğe okul yönünde olduğu gibi çimlere basmadan rahat geçilebilecek bir geçit yapılabilir.

3- Üçüncü dileğim de yerel gazetelerimize yeterli desteği sağladıktan sonra, kentimizin belli yerlerine camlı gazete panoları yapılarak insanlarımızı gazetelerimizle buluşmasının sağlanmasıdır. Örneğin otobüs duraklarından başlayarak, öğrencilerin ve halkımızın yararlanabilecekleri yerlere yaygınlaştırılabilir.
(Ülkemizde 6 kişiye 1 kitap, Japonya’da 1 kişiye 23 kitap düşmektedir.BASIN)
************************************************
Ali Gençli
Özgürses Gazetesi

29/08/2025
Kitaplarınız raflarda yer alsın.
06/07/2025

Kitaplarınız raflarda yer alsın.

Aydın Kitap Fuarı
27/06/2025

Aydın Kitap Fuarı

KUSADASI kent BELLEĞİ
27/06/2025

KUSADASI kent BELLEĞİ

Şimdi haberler
18/01/2025

Şimdi haberler

Address

Söke
09200

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Ali Gençli posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Contact The Business

Send a message to Ali Gençli:

Share