14/11/2025
Sürmene Din Görevlileri Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği’nden Basın Açıklaması
Sürmene Din Görevlileri Eğitim Kültür ve Yardımlaşma Derneği, son günlerde bazı basın ve sosyal medya mecralarında imamlarla ilgili yapılan eleştiriler üzerine bir açıklama yaptı.. Açıklamada, eleştirilerin dikkatle takip edildiği belirtilerek, imamlık mesleğinin toplum için taşıdığı değere vurgu yapıldı.
Yapılan açıklama
"Son günlerde bazı basın-yayın organlarında imamlarımız hakkında yer alan eleştiriler dikkatle takip edilmiştir.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak toplumun her kesiminden gelen yapıcı eleştirileri değerli görmekte, din hizmetlerinin daha verimli hale gelmesi için bunlardan istifade etmekteyiz.
İmamlık, sadece bir meslek değil; büyük bir sorumluluk ve şerefli bir vazifedir. Bu görev, ezan okumak ve namaz kıldırmakla sınırlı olmayıp; milletimizin dini, ahlaki ve manevi yönden rehberliğini üstlenmeyi de kapsamaktadır.
Başkanlığımız, imam-hatiplerimizin görevlerini en iyi şekilde yapabilmeleri için sürekli rehberlik, eğitim ve denetim faaliyetleri yürütmektedir.
Ancak kamuoyunda zaman zaman dile getirilen “imamların görevini yapmadığı” yönündeki genellemeler, görevini hakkıyla yerine getiren binlerce imamı haksız yere töhmet altında bırakmaktadır.
Din görevlilerimizi hedef alan ölçüsüz eleştiriler, yalnızca şahısları değil, imamlık makamının itibarını da zedelemekte, toplumda yanlış algılara yol açmaktadır.
Eleştiri elbette yapılabilir; zira yapıcı eleştiri, hizmetin gelişmesine katkı sağlar.
Fakat bu eleştiriler fitneye, kırgınlığa veya toplumsal kutuplaşmaya neden olmamalıdır.
Ne yazık ki zaman zaman, camiden ve cemaatten uzak, abdestin adabını bilmeyen, ibadetle ilgisi olmayan, sadece caminin abdesthanesini veya tuvaletini kullanan kişilerin imamları hedef alan olumsuz yorumlarda bulunduğu görülmektedir.
Bu tür yaklaşımlar, iyi niyetli bir eleştiriden ziyade haksız yargılama niteliği taşımakta, hem din görevlilerimizi hem de cami cemaatini rencide etmektedir.
Eleştirinin amacı yıkmak değil, düzeltmek olmalı; dilimiz ve niyetimiz daima hakkaniyet ölçüsünde olmalıdır.
Türkiye’nin dört bir yanında, kimi zaman zorlu şartlarda görev yapan imamlarımız, sadece camilerde değil; cenazede, düğünde, afetlerde, hastalıkta ve toplumun her anında milletimizin yanında yer almaktadır.
Görevini ihmal eden kişiler olması hâlinde ise, gerekli idari işlemler Başkanlığımızca derhal yapılmakta, hiçbir şekilde müsamaha gösterilmemektedir.
Bununla birlikte, “imamlık peygamber mesleğidir” ifadesi bazen dar bir anlamda kullanılmaktadır.
Hz. Peygamber (s.a.s.), ümmete rehberlik eden, devlet reisi, önder, ahlaki rehber ve adalet timsali bir şahsiyetti.
Onu yalnızca “imamlık” yönüyle anmak, bu yüce şahsiyetin risalet ve önderlik boyutunu daraltmak olur.
İmamlık görevi, Peygamberimizin örnekliğinden bir yönüyle ilham almakta; ancak risaletin bütününü temsil etmemektedir.
Öte yandan, imam-hatiplerimizin görev saatleri dışında, dini hizmetlerini aksatmadan, kendi tarlasında, bahçesinde veya ailesine ait işlerde çalışmasında dinen ve hukuken hiçbir sakınca yoktur.
Aksine, alın teriyle helal kazanç sağlamak İslam’ın teşvik ettiği bir davranıştır. Esas olan, asli görevin ihmal edilmemesidir.
Bazı köy ve mahallelerde cemaat sayısının azalması, sadece imamların sorumluluğundan değil; göç, nüfus yapısındaki değişim ve sosyal dönüşümden kaynaklanmaktadır.
Başkanlığımız, bu şartlara uygun olarak cami ve personel planlamasını sürekli güncellemekte; hem verimliliği hem de dini hizmetin etkinliğini artırmaya yönelik çalışmalar yürütmektedir.
Camiler, yalnızca imamların değil, tüm Müslümanların ortak mesuliyetidir.
İmam rehberlik eder; cemaat ise o rehberliğe sahip çıkar.
Bu karşılıklı sorumluluk bilinciyle hareket edildiğinde hem camilerimiz canlı kalacak hem de manevi hayatımız güçlenecektir.
Diyanet İşleri Başkanlığı olarak, milletimizin güvenine layık olabilmek, imamlık makamının itibarını korumak ve din hizmetlerini daha da geliştirmek için çalışmalarımızı kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz."