Gazete

Gazete Bizim aşkımız da bu:
Gerçek gazete, gerçek gündem...
Burası, bir fikir platformudur. Herkese açıktır. Günceldir. Gündemdir.

29/12/2024

AK PARTİ ARTIK MUHALEFETTİR!

İtilmişlerin, kakılmışların, ezilmişlerin, ötekileştirilmişlerin umudu olarak sağdan soldan her cenahtan oy toplayarak iktidara gelenler, geldikleri yeri sindiremediler... Siyasette güç zehirlenmesi dedikleri bu olsa gerek. Şimdi artık isimleri iktidar ama kendileri muhalefet...
Çünkü, halkın taleplerine sesine kulak tıkadılar, gerçeklerine gözlerini yumdular kapadılar. Ne asgari ücretlinin ne de emeklinin sesini duymadıkları gidip yaşadığı sıkıntıyı da görmezden geldiler. Halbu ki en büyük en çok oyu bugüne kadar hep onlardan aldılar. Ne değişti de artık ihtiyaçları kalmadı?
Aslında koptular, uzaklaştılar... Her iktidarda olduğu gibi bunlar da kendi zengin elitlerini oluşturdular. Onların belirlediği gündemle yol almaya çalışıyorlar. Halbu ki yol tıkandı artık kapalı. Aynı Anavatan Partisi'nde olduğu gibi bu yolun sonu çıkmaz sokak. Herkes gördü ve farkında fakat bir partinin kendisi anlamadı, bütün icraatı tıpkı o günlerde olduğu gibi bu günlerde de tamamen inkara dayalı. Halbu ki siyasette ilk kuraldır: Seçmenle asla inatlaşılmaz. Çünkü o velinimettir... Seçmen yoksa sen de yoksundur!

SİYASETÇİLER, ÜÇ MAYMUNU OYNAYAMAZLAR; OYNAMAMALIDIRLAR!

Son bir kaç seçimdir kan kaybeden iktidar can evinden vurulmuştur fakat serde siyasi kibir var ya bunu bir türlü kabullenememektedir. Oy kaybettikçe intikam hırsıyla hatalarına yeni hatalar eklemektedir. Artık hem kör hem de sağırdır. Gözünü hırs ve intikam bürümüştür. Kulaklarını ise etrafındaki kakafoniye şakşakcılara kiraya vermiştir.
Artık iktidar MUHALEFETTİR!
Her devrim gibi bunlar da önce kendi çocuklarını yemiştir. Artık halka rağmen siyaset üretmekte ve icraat yapmaktadırlar!
Bugüne kadar yaptıklarının hepsinden tuzu kuru muhalifler yani kendisine asla oy vermeyenler kârlı çıkmış nasiplenmişlerdir. Ancak bunun oy olarak bir getirisi olmamıştır. Gemiyi aslinda fareler basmıştır belki de halk deyimiyle ama kaptan bunun da farkında değildir!
En son uygulaması EYT'den bile sadece muhalif olanlar faydalanmış adalet ve kalkınma sözü verdiği milyonlar ise partinin asıl emekçisi olan kitle bir kenarda kalmıştır. Hayatlarında hiçbir şey değişmemiş. İktidar yine kendi eliyle muhalefeti beslemiş ve kendine yeni ekonomisi güçlü, hiç kimseye ihtiyacı olmayan yeni muhalif isimler yetiştirmiştir. Muhalefetin tabancasına şarjörüne yeni mermileri kendi eliyle döşemiştir. Evet muhalefet beceriksizdir bunu kullanamaktadır, belki de bağımlıdır kullanmamaktadır! Ancak bu büyük boşluğu, açığı yine iktidarın yarı yolda bıraktıkları eninde sonunda dolduracaktır!
Onun için iktidar halka MUHALEFETTİR!
Onun için yeni bir siyasi tercihe gebedir... Büyük bir ihtimalle Batı'daki, Doğu'daki ve ABD'deki siyasi tercihlere bakılırsa ve yakın coğrafyada yaşananlara dikkat edilirse milliyetçi bir cephe iktidara en yakın adaydır. Halk ve tercihini ortaya koyarak bu bağlamda ki bir siyasi yapıyı kuracak ve iktidara getirecektir. Kendini koruyacaktır. Bu doğal bir savunma iç güdüsüdür. Bunca iç ve dış tehdit varken bunu savuşturmanın tek yolunun bu olduğuna inanmaktadır!
Seçmenin yeniden "Yeter söz milletindir!" diyeceği günler çok yakındır!

16/12/2024

BÖYLE GİDERSE DAHA ÇOK KAYBEDER!

Seçmenin 2001'deki ekonomik krizden sonra can simidi ve yegane umudu olan AK Parti, hangi vaatlerle iktidara gelmişti hatırlayan var mı? Başta sağlık olmak üzere, eğitim ve ekonomideki aksamaları sadece kendisinin giderebileceğini ve hantallaşmış bürokrasiyi yeniden dizayn ederek halka hizmet odaklı çalıştırıp ülkede adaleti tesis edeceğini söyleyerek tabi ki!
Geride kalan 23 yılda seçmen ona yetki verdi ve sorumluluk yükledi; o da bu zor görevi kısa zamanda yerine getirerek halkta güven tesis etti. O gün bugündür de iktidarda ve uzun yıllar kırılması zor olan bir rekora imza attı.
peki son yerel seçimlerde birden ne oldu da seçmenin kararı değişti? Bunu muhataplarına hiç soran ya da toplumsal olarak sorgulayan oldu mu?
***
Halk, ekonomideki kötü gidişattan nefes alamaz hale gelmişti... Umut fakirin ekmeği imiş, bir umut yeni iktidara sarıldı ve sabredip bekledi. Aradan geçen birkaç yılın ardından da beklediğine değdi, beklentisi gerçekleşti ve piyasalar düzelmeye başladı. Bugün ise sanki ülke başa döndü! Yine hayat pahalılığı had safhada. Hayatta kalma mücadelesi veren alt gelir gurubu ile istediği her şeyi aldığı için hayattan hiçbir beklentisi olmadan yaşayan üst gelir grubu arasındaki makas açıldıkça açıldı ve arada dağlar kadar fark oluştu. Bir dönem gerek okuduğu gerekse iş bulamadığı için ilerleyen yaşına rağmen bir yuva kuramayan ve ev kızı/erkeği haline gelen gençlerine dahi bakabilen emeklilerimiz, bugün artık kendilerine bile bakamıyorlar ve yardıma muhtaçlar. Belediyeler başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında iş bulup çalışmaya başlayanlar artık bir yuva kurdular fakat geçim sıkıntısı kaygısıyla ya çoluk çocuğa karışamıyorlar ya da bolluk zamanında yaptıkları çocuklarını kıt kanaat geçindiriyorlar. Kantinde tost olmuş 60 TL. Gitti geldi derken hiçbir şey içmeden bir öğrencinin günlük masrafı olmuş en az 100 TL. Çarpın bunu çocuk sayısıyla. Asgari ücret ise 17.000 TL. Evin geliri iki kişi de çalışsa 34.000 TL. Bunun yarısı zaten kira ile okumak ve çalışmak için gereken zaruri giderler. Peki ya mutfak masrafı, hafta sonu tatili masrafları ile insanca yaşamanın bedeli ne olacak?
***
Ne yazık ki insanlara nefes aldırmayan o dayanılmaz hayat pahalılığı geri geldi! Üstelik bu kısa zamanda gelir düzeyini kat kat artıran yeni zenginler ve varlıklılar ile gelir düzeyi üst seviyeye ulaşanlara rağmen. Onların dünyası çok farklı... İktidar kendi burjuvasını üretti.
***
Bir de eğitim sistemindeki aksamalar var. Ücretsiz eğitim, paran varsa okut sistemine döndü. Sosyal yardımlar da olmasa çoğu çocuk okula bile gidemeyecek. Hızla artan hayat pahalılığı da velilere ikinci bir darbe vurdu. Servis para. Yemek para. Kitap para. Forma para. Föy para. Test para. Sınav para. Etkinlik para... Para para para!
Ya gelir? Muamma!
***
Sonra sağlık sistemi çöktü... Artık aylar sonrasına sıra veriliyor. O da hasta yaşarsa. Filmde öyle. Muayenede öyle. Dişte öyle. Sonuç olarak her yer öyle. Ve üstelik azgın bürokrasi hortladı! Vatandaşa insanca davranma ortadan kalktı. Fakat bundan ayrıcalıklı sağlık sisteminden faydalanan seçilmişlerin haberi yok! Doktorundan hemşiresine torpille işe girmiş hasta bakıcısından tıbbi sekreterine hatta müdürlere kadar kim varsa artık vatandaşa (sen neden geldin ki şimdi, yine iş çıkardın başımıza?) der gibi bakıyor hatta hasta ve yakınlarını azarlıyor, yeri geliyor kovuyor! Ne denetim var ne de şikayet edebileceğin bir yer ya da biri üstelik. Herkes kendi hükümranlığını kurmuş durumda... Kamu vatandaş içindir mantalitesi çoktan yıkıldı ve yerini yeniden kamu ve kaynakları memurun ve bürokrasinin rahatı içindir, tek hakim de odur düsturuna bıraktı. Yani azgın sistem kendini resetledi ve en başa geri döndük.
Ya iktidar bu sorunlu bürokrasiyi ve kamuyu resetler ya da aksayan kamu hizmetleri ile kimseyi takmayan bürokrasi onu!
Sağlık gitti, gelir bitti, ücretsiz eğitim çöktü artık yine her yer kurs ve dershane ya peki elde ne kaldı?
***
Şimdi de 2025'ten itibaren emekli olacakların zaten yetmeyen maaşlarının daha da düşeceği söyleniyor. Yıllarca ülkesi için emek verip emekliliği hak eden milyonlarca çalışan adalet istiyor ve hakkının yenmesini istemiyor! Adalet bunun neresinde diye soruyor.
***
Peki Ak Parti seçimleri neden kaybetti? Her şeyden önce halka kulak vermeyen iktidar, bunun acısını çekti çekecek? Çünkü ders almadı, almıyor. Düzelen değişen bir şey yok. Üstelik de herkes kendi konumunu koruma derdine düşmüş, acınacak bir durumdalar. İktidar çoktan elden gitmiş. İki seçimdir üst üste seçmen vatandaş beni takmayanı ben hiç takmam mesajı verdi ama muhatabı bunu duymamakta ve anlamamakta kararlı. O, sözde hep önüne bakıyor. Fakat ya baktığı yer yanlışsa!

11/08/2023

ECEVİTLİ YILLAR, GERİ Mİ GELDİ?
FIRST LEYDİNİN KABİNESİ Mİ?

Hatırlarsınız eski Başbakanlardan rahmetli Bülent Ecevit ya da Kara Oğlan, ömrünün ve siyasetinin son yıllarında önce saha kalktı sonra da ayağa kalkamadı. Daha doğrusu kaldırmadılar! Ne yaptılarsa olmadı. Koca başbakanı ayaklarını sürürken, koluna girip de gitmeye çalışırken çekip çekip çarşaf çarşaf yayınladılar. Çünkü o ZAMAN kontragerilla diye bilinen Paralel Yapılanmanın ayağına hatta şah damarına basmıştı. Al bakalım dediler ve maskara ettiler. Biz adamı böyle yaparız bir okur üfleriz un ufak ederiz diyebilmek için yaptılar hepsini. Rahmetlinin çilesi ölünceye kadar bitmedi. Eşi akıllı kadındı sevdasını korumaya çalıştı ama yetmedi yetemedi. En güvendiği adamlar da onlardan çıktı. Hayaller umutlar yolda yarıda kaldı. Bir tanesi ayıldı ve ayrıldı. Onun da ömrü vefa etmedi.

KABİNE LİSTESİNİ BU KEZ EŞİ Mİ YAPTI?
EMİNE ERDOĞAN SİYASETE Mİ GİRDİ?

Uzun zamandır bitmek bilmeyen dedikodular, zihinleri o günlere götürdü. Hele bir de üstüne üstlük hiç beklenmedik sürpriz bir KABİNE ortaya çıkınca bu dedikodular siyasi arenada halka alt tabakaya kadar yayıldı. En çalışkan bakanlar bile gitti. Yerine en acemiler geldi. Hem de en zor dönemlerden birinde. Neden? Henüz bilen yok.
Bilinen tek şey
Rize Trabzon çekişmesi ile Doğu Güneydoğu lobisi, 7/24 durmadan çalışan ve ck sevilen S.Soylu'nun başını yedi! Değilse Soylu'nun suçu neydi?

Soylu bu saatten sonra bayrak açar ve liderlik yarışına soyunur mu bilinmez ama kader ağlarını bir şekilde örüyor bekleyip sonunun nereye varacağını hep birlikte göreceğiz.

ÜLKEYİ BİR VALİ YÖNETEBİLİR Mİ?

Bu kabineden en tuhaf olaylardan biri ve bir ilk, bir valinin valilerin başına bakan olması! Şimdi herkesin merak ettiği, valilik döneminden kalan valiler arasındaki ahbap çavuş ilişkileri, mülki idarelere de sirayet eder mi?
Eski görev yerlerinden Antep'in başına gelmedik kalmayan bir valinin neden terfi ettirildiği de büyük merak konusu.
İşte tüm bunlar o soruyu da beraberinde getirdi: YOKSA BU, E.ERDOĞAN KABİNESİ Mİ?
TÜRK SİYASETİNDE, YENİ BİR RAHŞAN ECEVİT VAKASI MI YAŞANIYOR?

Ekonomi zor bir süreçte; ithal bakan geldi.
Paralel Yapılanma hakkındaki dedikodular aldı başını yürüdü. Bir türlü bitirilemedi.
İktidar, uzun yılların da verdiği mental yorgunluğu ile kan kaybetmeye başladı.
En çok sevilen en önemli isimleri bir bir siyaset sahnesinden çekilmeye, silinmeye başladı.
Yeni bir rüzgar yeni bir akım mı bekleniyor?
Senaryo çok. Şimdi de tüm spotlar H.Fidan'a çevrildi. Bakalım umutları tazeleyebilecek mi?

İktidara alternatif mi? Henüz o aşamaya gelinemedi. Muhalefet şimdilik kendi-LİDERİ-ne alternatif arıyor!

26/03/2023

ARTIK DEĞİL BİNALİ BİR ALİ BİLE İSTENMİYOR!

AK Parti'de büyük temizlik başladı. Parti içinden sızan kulislere göre, camiada partinin kurulduğu günden bugüne bir aysbergin ana gövdesi gibi tüm sorunların altında yatan ana gerçek olarak anılan B.Ali Yıldırım'la avanelerine yol göründü.

Kulislerden gelen seslere bakılırsa atandığı çeşitli görevlerle bir nevi uzun bir süredir etkin pozisyonlardan uzaklaştırılıp kızağa çekilen eski başbakan, son kozunu Yeniden Refah'la olan görüşmelerde harcadı... Her iki parti tabanlarında ve kamuoyunda iki parti arasında Cumhur İttifakı'nda buluşmak üzere yapılacak protokolün imzalanması beklenirken ne olduysa oldu Milli Görüşçü Genç Genel Başkan Fatih "hayır" dedi. Basın açıklaması sırasında yüzler asıktı. Ancak çok kısa bir sürede yine ne olduysa oldu her şey birden bire değişiverdi! İki parti 2023 seçimleri için Cumhur İttifakı'nda birleşti.

Partiler arası diyaloğu kurmak üzere AK Parti'den Genel Başkan Yardımcısı Av. İhsan Yavuz görevlendirilmişti. Ancak Genel Başkan Vekili B.Ali Yıldırım'ın bu görevi büyük bir istekle gönüllü üstlendiği "Bu konuyu çözersem ben çözerim. Erbakan'ı çok eskiden tanırım. O'nda hatrım vardır" dediği, iki parti arasındaki kulislere kadar inen bilgiler arasında. Ancak ne olduysa oldu beklenen olmadı.

SORUNU BİNALİ DEĞİL BİR ALİ ÇÖZÜVERDİ!

Yeniden Refah cephesindeki konuşmalara bakılırsa bu istenmeyen ve beklenmeyen durum B.A. Yıldırım'ın sorun çözemeyen anlaşılmaz tavrından kaynaklandı yoksa daha ilk görüşmede bu iş bitecekti. Onun için ikinci görüşmeye sadece Ali İhsan Yavuz ve mülayim ve babacan tavrıyla herkesçe sevilen Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş gönderildi ve aslında olmayan suni sorunlar da çok kısa bir sürede aşıldı. Beklenen açıklama da hemen geldi. Bu kez ise toplu verilen fotoğrafta tüm yüzler gülüyordu. İstanbul seçimlerindeki açıklamaları yüzünden yerden yere vurulan çok eleştirilen hatta alaya alınan bir Ali bu kez alkışların muhatabıydı.

NE YAPMAYA ÇALIŞIYOR?

Bu arada bu krizin üstüne bir kriz daha patlak verdi... AKP Genel Başkanvekili ve İzmir Milletvekili Binali Yıldırım'ın, milletvekili yapılmayacağının bildirilmesine rağmen adaylık başvurusu yaptığı ortaya çıktı.
Genel Başkanları R.T. ’ın bu durumu çok önemsediği ve yakın çevresine artık bu sorunu kökten çözmenin zamanı geldi de geçti bile dediği de parti içinden gelen kulis bilgileri arasında. Şimdi nasıl bir hamle yapacağı ise büyük bir merak konusu.

SOYLU İLE KURTULMUŞ, PARTİ TABANININ GÖZDELERİ

Bu tür bir gelişme, parti içinde büyük bir tabanı olan ülke genelinde çok sevilen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Erdoğan’ın asli yol arkadaşı Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'la ekiplerinin siyasi ve ekonomi yönlendirmelerinin önünü açtığı yönünde yorumlanıyor. Bu iki ismin bundan sonra yapacakları ile B.Ali Yıldırım'la ekibinin tavırları şu an siyasi arenada en çok merak edilen konulardan biri.

HER AN HER ŞEY OLABİLİR!

Parti içinde şu an en çok Erdoğan’ın daha önce Başbakanlık yapmasına rağmen İstanbul ve İzmir'de ki yerel seçimleri kaybeden Yıldırım'ın primini doldurduğunu düşündüğü ve ipini çekmek üzere olduğu konuşuluyor.

Hadi Özışık Hadi Özışık Süleyman Özışık Mehmet Özışık Ahmet Şimşirgil

Açıklamayı izlemek için
https://www.youtube.com/live/1kQLCbHHbmE?feature=share

15/02/2023
14/09/2022

Personele elemana çalışana insan gibi davransanız bir robot olmadığını anlasanız neden çalışmasın insanlar işe aldığınızı değil adamı satın aldığınızı zannediyorsunuz Türkiye'de kölelik dönemi bitti eskidendi o ne patron o eski patron ne de çalışan artık o eski çalışan

10/04/2022

Nereden nereye?

1 TL=1 olacak denilirken, nereden nereye geldik... El birliğiyle yeni paramızı da bitirdik! İnsanımızı batırdık.
Çarşı pazarda markette fiyatlar el yakıyor. sadece bakıyor. Niçin?
Ülke varını yoğunu yurt dışına satıyor. patlıyor ama iç piyasa sıkışıyor! Devlet ortada yok! Niçin?
'de ülkeyi milli serveti talan edenlerin faturası bugün halka çıkıyor. Ancak o gün ortalığı yakıp yıkanlar, ülkeyi 200 milyar dolar zarara uğratanlar, bugün yine en çok bağıranlar, ağlayanlar.
O gün devletimiz, milletimiz "yapma yazıktır, dur" dedikçe onlar "vur" anlamışlardı; vurdukça vurmuşlar, yıktıkça yıkmışlar hatta ateşe verip yakmışlardı! Elleri kırılsın.
O günlerde algı operasyonu yapılmış ve milleti galeyana getirmişlerdi. Dış mihraklar, ülkemizdeki kuklalarını ileri sürmüşler, istedikleri oyunu oynamışlardı.
Şimdi de yapılanlar yöne aynı merkezden yönetiliyor. Çünkü bu kadar büyük bir hırsızlık dışarıdan akıl ve paran, içeriden adamın olmadan, neredeyse imkansızdır...

Kılı, tüyü, yünü derken 10 liradan fazla olamayacak domatesin fiyatı, bugün markette 30 lira...
Biber 36 - 40 lira...
Soğan 3 ay önce 1.5 lira idi şimdi ise 4 - 5 TL.
Nakliye deseniz, hepsi aynı tır ile geliyor; soğan da domatesi de elması da salatalığı da...
Anlayacağınız fena vurgun var!

Bu işin cambazı da ihracat rakamları oldu...
"Aaa ihracata bakın, rekor kırdık" denilirken, iç piyasada hırsızlar cirit attı, atıyor...
Bu kadar büyük hırsızlık için bir yol var...
O da hayat pahalılığı ile insanımızı darda bırakıp seçmenin aklını karıştırmak!
Malum paralel yapı, içerideki maşalarıyla varolma savaşı veriyor. Halen büyük bir sermayesi var ve iltisaklı kirli elleriyle bunu ülke ekonomisinin aleyhinde kullanıyor! Bu hainlere devlet neden dur demiyor, el koymuyor? Neyi bekliyor?
Devletimiz, serbest piyasa ekonomisinin bu çıkmazını bir an önce aşmalı ve bu kirli düzeneği, insan öğüten bu çarkları kırmalı!

4 kişilik çekirdek bir ailenin haftalık sadece pazar alışverişi 500 liradan aşağı olamaz artık. ve ulaşım falan filan derken bir haftalık masraf 1000 lira!
İnsanlara insanca yaşam şansı kalmıyor, bırakılmıyor bu gidişle...
Ve dar gelirliler ülkedeki en önemli seçmen grubu; bunu unutmayın!

Sorun ihracatta... Tüccarımız artık zengin. Özellikle bu yurt dışına kaçıp gidenler yüzünden, oralarda Türk mallarına büyük talep var! Onun için, yurt dışına 1 euroya satacağı ürünü yurt içinde neden 1 liraya satsın?
İhracat kısıtlaması getirilmeden, bu fiyatlar düşmez! Özellikle 'dan yoğun talep var. Çünkü onlar plandemide dururken, üretimde dibe vururken, biz üretiyorduk! İhtiyaçlarını bizden karşıladılar ve bu alışkanlık haline geldi.

3 hafta önce 42 TL olan şeker, ne oldu da şimdi 84,5 TL?
Neden bu türde stokçuluk ve fahiş fiyat uygulayan firmaların ruhsatları iptal edilip kapılarına kilit vurulmuyor?

Markette 30 lira olan salkım domates, pazarda 18 TL. Her şey pazarda daha hesaplı...
Pahalılık başladığından beri marketten meyve sebze almayanlar var; biz de bir süre almayalım. Ne çıkar?
Ucuzunu arayıp bulalım; oradan alalım!

Asıl vurgun, domatesin fiyatında değil, o fiyatın oluşmasına sebeb olan girdilerin fiyatlarında! En basitinden gübre son 1 senede ortalama 7 kat, mazot ise 3 kat arttı! Ürün fiyatlarının düşmesi için girdilerin düşmesi de şart!
Ancak, bir kamyon 20 ton domates getirse, domatesi 1 lira zamlı satsalar, 20 tonda 20 bin TL yapar; peki bu kamyon Antalya’dan Ankara'ya 20 bin TL mi yakar?

Bir zamanlar, pandeminin ilk günleriydi; 200 TL'ye alınan 50'li bir paket maskeyi de 450 TL'ye satıyordu eczacılar o ara!
Unutmayalım;
Hz. İsa(as), "Taşı en günahsız olanınız atsın" dediğinde kalabalık dağılmıştı.
O nedenle, emin olun ki şu an ki fiyatların bu şekilde olmasında hepimizin biraz payı var!
Herkes kendini muhasebeye çekmeli!
Hiç kimse kusura bakmasın;
A'dan Z'ye hepimiz suçluyuz!
Hepimiz bir şekilde birbirimize kazık atıyoruz.
Olmayınca da olmuyor.
Rabbim sonumuzu hayır eylesin.
Amin.
🇹🇷🇹🇷🇹🇷

: Kara

Address

Sıhhıye

Website

Alerts

Be the first to know and let us send you an email when Gazete posts news and promotions. Your email address will not be used for any other purpose, and you can unsubscribe at any time.

Share

Category